
Hepimizin hayalleri vardır ve olmalıdır. Ancak bazı insanlar ne kadar uğraşsa da hayal kuramaz. Bu kişiler zihinlerinde bir görüntü, bir imaj canlandırmakta güçlük çekerler. Bir kişinin kafasındaki görüntüleri görselleştirememesi afantazya (İng: Aphantasia) olarak bilinir.
Sıcak bir yaz günü olduğunu ve bir yüzme havuzunun kenarında oturduğunuzu hayal edin. Güneş parlıyor ve suda gülen ve sıçrayan çocuklar var. Bu sahneyi düşündüğünüzde zihninizde ne tür görüntüler görüyorsunuz? Birçok kişi zihinlerindeki görüntüyü hayallerinde canlandırabilir. Buna ‘zihin gözü’ (beyin gözü) denir. Bu sayede bir kişiden bir uçurumun tepesini, turuncu bir kareyi, bir tost makinesini akıllarında resmetmesi istenirse, çoğunluk bunu oldukça çaba harcamadan yapar.

İnsanlar genellikle diğer şeylerin yanı sıra sahneleri, insanları, deneyimleri, hayalleri, nesneleri ve planlanan olayları görselleştirir. Örneğin, bir arkadaşınızı düşündüğünüzde, onun yüzünü hemen zihninizde canlandırabilirsiniz. Ancak afantazili insanlar böyle bir zihinsel imajı görselleştiremezler.
Bilinçli çaba ile akıllarında belirli bir imge üretme yeteneğinden yoksundurlar. Aphantasia’nın belirleyici özelliği imgelemeyi görselleştirememedir. Ancak yaygın olarak bildirilen ek unsurlar arasında müziği, bir koku veya duyguyu hatırlayamama da vardır.
Afantazili bir kişiden bir şey hayal etmesini isteseydiniz, muhtemelen nesneyi tanımlayacak, kavramı açıklayacak ve nesne hakkında bildiklerini size anlatacaktır. Ancak bu bilgiye eşlik edecek herhangi bir zihinsel imgeyi deneyimleyemeyecektir.
Aphantasia İle İlgili Bilgilerimiz Nerden geliyor?
1880’lerde Galton, Statistics of Mental Imagery adlı makalesinde artık Aphantasia olarak bilinen fenomeni tanımlamıştı. İnsanların olayları farklı derecelerde görselleştirme ve bunu açıklama yeteneği olduğunu fark etmişti. Galton dönemin koşullarında İngiltere’de yaptığı bir araştırmada 40 kişiden birinde bu sorunun gözlemlendiğini kaleme almıştı.
Bununla birlikte, araştırma, koşulun kendisi ile değil, istatistiklerle sınırlıydı. Aphantasia ile ilgili bir ikinci araştırma yapılması için aradan yaklaşık 120 yıl kadar geçmesi gerekecekti. 2005 yılında 65 yaşındaki emekli bir adam, Exeter Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden nörolog Adam Zeman’ı ziyaret etti.
Literatürde MX olarak geçen adam küçük bir ameliyat geçirmiş ve sonrasında artık zihninde görüntüler canlandıramadığını fark etmişti. Konu ile ilgili dönemin popüler dergilerinden birinde bir makale yazıldı. Bu makale sonrasında 21 kişi daha benzer bir sorun yaşadığını ifade ederek kendisine başvurdu.
Bu kişiler üzerinde yapılan beyin görüntüleme çalışmaları neticesinde, MX diğer hastalarda parietal ve frontal loblarda azalmış beyin aktivitesi gözlemlendi. Beynimizin bu bölümü soyut düşünceyle büyük ölçüde bağlantılıdır ve bu da elbette hayal kurmak için de oldukça yararlıdır.
Durumun nedeni henüz kesin olarak bilinmemektedir. Bunun ana nedeni, insan beynindeki görselleştirme sürecinin ve mekanizmalarının tam olarak anlaşılmamasıdır. Felsefe, psikoloji ve sinirbilime dayanan teoriler olsa da, en inandırıcı olanlar sinirbilimdeki kanıtlardır.

Aphantasia Neden Oluşur?
Oksipital lob, serebral korteksin bir parçasıdır ve görsel işlemden sorumludur. Frontal ve parietal loblar ise görselleştirmeyi düzenlemeye yardımcı olur. Bir Aphantasia’lı kişinin görselleştirme konusundaki yetersizliği, bu sistemdeki bir yerdeki işlevsel bir değişiklikten kaynaklanmaktadır. Aphantasia nedeniyle sorun yaşayan insanlar uyurken rüya görebildiklerini bildirmişlerdir. Buna karşılık, bilinçli olarak görselleştirme yeteneği rüya görmekle aynı şey değildir.
Aphantasia’nın nüfusun yüzde iki ila üçünü etkilediği düşünülmektedir. Genellikle, bu rahatsızlığı olan kişiler duruma sahip olduklarını hiç bilmeyebilir veya yaşamın ilerleyen dönemlerinde farkına varabilir. Bir kişi doğumdan ya da çok erken çocukluktan beri böyle bir duruma sahipse, başkalarının yapabileceği bir şey olduğunun farkına varmadan görselleştirememesi normaldir.
Aphantasia ile ilgili bir tedavi şu an henüz bulabilmiş durumda değil. Araştırmacılar hala temel nedenlerini buluyor ve bunların genetik mi yoksa psikolojik mi olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Ayrıca Aphantasia sorununa sahip olan kişilerde yaratıcılık ile ilgili bir soruna rastlanmamıştır. Bu soruna sahip bir çok kişinin yaratıcılık gerektiren mesleklerde başarılı olduğu bilinmektedir.
Sonucunda Aphantasia durumunun da bize gösterdiği gibi, zihinsel deneyimlerimizin çoğu evrensel olarak deneyimlenmez. Aslında aramızda bilinmeyen ama merak uyandıran bir takım varyasyonlar vardır. Son olarak ekleyelim. 2020 yılında yapılan bir araştırma sonucunda bu soruna sahip olan kişilerin otobiyografik hafıza ve yüz tanımada zorluk yaşadıkları da anlaşılacaktı.. Bu arada daha çok matematik ve bilim ile ilgili kariyerleri tercih ettikleri de belgelendi.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Some People Can’t See Any Pictures in Their Imagination, And Here’s Why; Yayınlanma tarihi: 2 Ekim 2017; Yayınlandığı yer: Sciencealert; Bağlantı: www.sciencealert.com/
- Aphantasia explained: some people can’t form mental pictures; Yayınlanma tarihi: 9 Haziran 2021, Yayınlandığı Yer: The Conversation; Bağlantı: https://theconversation.com
- What Is Aphantasia? yayınlanma tarihi: 20 Eylül 2020; Bağlantı: https://www.verywellmind.com
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel