Kendimizi Geliştirelim

Okulda Ve Yaşamda Başarı İçin Büyüme Odaklı Zihniyet Gereklidir

“Tutkunuzu bulun ve bunu geliştirin. Hepimizin sık duyduğu bir motivasyon cümlesi. Cümle iyi niyetli olsa da sizce gerçekler ile örtüşüyor mu?

İnsanların tutkularını bulması için o tutkunun bir yerlerde gizlenmiş ve bulunmayı bekliyor olması gerekir. İnsanları tutkularını “bulmaya” teşvik etmek onların sonunda ilgi ve tutkuların doğuştan gelen ve nispeten değişmez olduğuna inanmalarına neden olur. Ancak gerçek bu biçimde değildir. Bir tutkunun gelişmesi öncelikle kişinin zihniyetinin değişime ile mümkün olacaktır. Bu da beraberinde büyüme odaklı bir zihniyet gerektirir.

Sabit Ve Büyüme Odaklı Zihniyet Nedir?

Kimi insanlar zekalarının doğuştan gelen bir şey olduğuna inanır. Sabit zihniyetli bu kişiler, bilinmeyenden korkma ve kaçınma eğilimi taşırlar. Tutkuların geliştirilecek ve inşa edilecek bir şey olmaktan ziyade değişmez olduğunu varsayarlar. Ancak bir de tam bu duruma inat bir zihniyet biçimi daha vardır. Bu da büyüme, gelişme odaklı zihniyettir.

Zekalarının yaşamları boyunca gelişen bir şey olduğuna inananlar, hayatı öğrenme fırsatlarıyla dolu olarak görürler. Hatalar ve başarısızlıklar, bilgiyi geliştirmek için gerekli zorluklardır. Geribildirim, hatta hataların veya zayıflıkların eleştirilmesi bile bu kişiler için cesaret vericidir. 

Büyüme Odaklı Zihniyet
Hayattaki belirleyici faktör, aksaklıkları ve zorlukları nasıl ele aldığınızdır. Büyüme odaklı bir zihniyetine sahip insanlar, zorlukları ve aksaklıkların hedefe giden yolun kaçınılmaz bir parçası olduğunu bilir. Onlar için bu süreçler bir sınav, gelişmek için bir adımdır

Başkalarının başarısı onları rahatsız etmez. Hatta bu durumu kendilerini geliştirmek için bir fırsat olarak görürler. Şikayet, sabit bir zihniyetin bariz bir göstergesidir. Büyüme zihniyeti her şeyde fırsat arar, bu yüzden şikayete yer yoktur. Ders çıkarma, fırsata çevirme vardır.

Sabit bir zihniyette, olduğunuz kişiyi değiştiremeyeceğinize inanırsınız. Bu inanış sonucunda, kendinizi umutsuz ve bunalmış hissetmenize neden olur. Büyüme odaklı zihniyete sahip insanlar ise, çabalarıyla gelişebileceklerine inanırlar. Daha düşük bir IQ’ya sahip olsalar bile, sabit bir zihniyete sahip olanlardan daha iyi performans gösterirler. Çünkü zorlukları yeni bir şeyler öğrenme fırsatları olarak değerlendirirler.

Sabit Zihniyet Ve Büyüme Odaklı Zihniyet Kavramları Hayatımıza Nasıl Girdi?

Bu fikirler eğitim sisteminde başarı ve başarıyı araştırmak için onlarca yılını harcayan ünlü Stanford Üniversitesi psikoloğu Carol Dweck’in araştırma bulgularına dayanmaktadır. Dweck farklı yaş gruplarından çocuklarla yaptığı çalışmalarla zor bir işle karşılaşan çocukların verdikleri tepkileri incelemiş ve sabit zihniyet (fixed mindset) ile büyüme odaklı zihniyet tanımlarını oluşturmuştur.

Büyüme Odaklı Zihniyet
Potansiyelimizin doğuştan itibaren sabit olmadığı fikri, “Neden uğraşayım ki?” sorusuna verilecek bir cevaptır. Çabalamalıyız çünkü çabanın kendisi becerilerimizin sınırlarını genişletir. Yaptıkça daha fazlasını yapabiliriz. Bu prensibi benimseyerek ve de faydalarını gördükçe büyüme odaklı zihniyeti bir ömür boyu sürdürebiliriz.

Bu çalışmalarda zorluklarla karşılaşmaktan kaçınan, başarısız olduklarında yıkılıp pes eden yani yeteneklerinin sabit ve değiştirilemez olduğuna inanan çocuklar sabit zihniyetli, zorluklardan kaçınmayıp üzerlerine giden, daha çok çaba gösteren ve kendilerini geliştirebileceklerine inanan çocuklar ise büyüme odaklı olarak nitelendirilmiştir.

Bu zihniyetlerin sonuçlarındaki farklılıklar çarpıcıdır. Psikoloji, nörobilim ve zeka gibi çok çeşitli alanlarda yaklaşık çeyrek asırdır yapılan araştırmalar, büyüme zihniyetini benimsemenin daha iyi bilgi edinme, öğrenme deneyimleri ve test ve performans sonuçlarına yol açtığını kanıtlamıştır.

Bu kavramları özellikle ebeveynlerin anlaması gereklidir. Sonucunda çocuklar genellikle ebeveynlerinin zihniyetini benimser. Ebeveynlik üzerine yapılan araştırmalar, büyüme odaklı bir zihniyete maruz kalan çocukların dünyalarına daha umutla baktıklarını, bunun da ilerleyen süreçte öğrenme deneyimlerini geliştirdiğini ortaya koymuştur.

Ayrıca konu ile ilgili araştırmalar, öğrenmenin zihinlerini geliştireceğine veya bunun bir konuda ustalaşmaya yol açacağına inanan öğrencilerin daha fazla öğrendiğini ve testlerde daha iyi performans gösterdiğini kanıtlamıştır. Bu iki zihniyet arasındaki belirgin öğrenme yaklaşımı farkını beyin araştırmaları bulguları da desteklemektedir.

Michigan State Üniversitesi’nden psikolog Hans Schroder tarafından, 6 ile 8 yaş arasındaki 123 çocuk üzerinde yapılan bir çalışmada, çocukların öncelikle zihniyetleri belirlenmiş ve ardından bir oyun oynarlarken hata yaptıkları zaman oluşan beyin faaliyetleri incelenmişti. Bu çalışmada, gelişim zihniyetli çocukların hata yaptıklarında beyinlerindeki faaliyetin daha geniş bir alana yayıldığı, sabit zihniyetli çocukların beyinlerinin ise sınırlı bir alanda faaliyet gösterdiği bulunmuştur.

Büyüme odaklı zihniyeti geliştirmek mümkün!

Büyüme Odaklı Zihniyet
Michelangelo Sistine Şapeli’nin tavanına 400 gerçek boyutlu insanı çizmeyi tamamladığında, “İnsanlar bu ustalığa ulaşmak için ne kadar çok çalıştığımı bilselerdi sonuçta bu kadar harika görünmezdi.” diye yazdığı söylenir.

Büyüme zihniyeti üzerine çok sayıda araştırma yapılmıştır. Ancak hala ne olduğu ve ne olmadığı konusunda yanlış kanılar bulunmaktadır. Öncelikle bilinmesi gereken bu bazı kişilere has bir durum değildir. Hepimiz, deneyimlerimize ve aldığımız geri bildirimlere göre değişen sabit ve gelişen zihniyetlerin bir karışımına sahibiz.

Beynin değiştirilemez olduğunu ve entelektüel potansiyelimiz az çok doğumla belirlendiğini düşünerek yetiştirildik. Ancak artık günümüzde bunun farklı olduğunu biliyoruz. Bir konuda uzmanlaşmaya giden yol genlerden ziyade öz disiplin, dayanıklılık ve sebat etmek ile ilişkilidir.

Nöroplastisite, iki terimin birleşimidir: nöro ve plastisite. Beyinle ilgili bir şeyden bahsederken, nöro ön ekini kullanırız. İkinci terim olan plastisite beynin esnek bir yapıda olduğu gerçeğine atıfta bulunmaktadır. Biriyle tanıştığınızda veya yeni bir gerçeği öğrendiğinizde bu durum beyniniz yapısını ve işlevini değiştirir.

Yeni bir şey öğrendiğimizde nöronlarımız arasında yeni bağlantılar kurarız. Yeni koşullara uyum sağlamak için beynimizi yeniden düzenleriz. Bu günlük olarak gerçekleşir, ancak aynı zamanda teşvik edebileceğimiz bir şeydir. Bazı olaylar, beyin hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurma şeklini etkiler. Bu da beynin olayları nasıl yorumladığını şekillendirir. Tüm bu değişiklikler de davranışlarımızı değiştirir.

Sonuç Olarak;

Hepimiz için değişim mümkündür. Ancak süreç içinde aksilikler hep olacaktır. Önemli olan bu aksiliklerin sizi gelişmek için çalışmaktan alıkoymasına izin vermemektir. Aksiliklerin aslında ileriye dönük bir yol sağlayabileceğini hatırlamak önemlidir. Büyüme zihniyeti, geri bildirim almak, deneyimlerden öğrenmek ve gelişmek için stratejiler bulmak anlamına gelir.

Eğitim araştırmaları, büyüme zihniyetine sahip öğrencilerin daha fazla öğrendiğini, testlerde daha iyi performans gösterdiğini ve hayatın zorlu anlarında daha dirençli olduklarını göstermiştir

Çalışmalar çok erken yaşlarda sabit zihniyetin yerleşme tehlikesi olduğunu ve ileriki öğrenme süreçlerini bu durumun etkilediğini göstermektedir. Bu nedenle öğrencilere beynimizin nasıl gelişmeye açık olduğunu, çabaladıkça geliştiğini, dolayısıyla yeteneklerimizin de geliştirilmeye açık olduğunu aktarmak önemlidir.

Bu bilgiler ışığında ebeveynler ve öğretmenler çocuklarımızın zihniyetlerini gelişim yönünde değiştirebilir ve öğrenme sorunlarından kurtulmalarına yardımcı olabiliriz. Ayrıca göz atmak isterseniz: Yengeç Zihniyeti: Eğer Başarılıysanız Sizi Her Zaman Aşağı Çekenler Olacaktır.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Parents, instill in your children a “growth mindset” to help them succeed in school and beyond. Yayınlanma tarihi: 16 Mayıs 2023; Bağlantı: https://bigthink.com/
  • What is growth mindset? Bağlantı: https://www.understood.org
  •  Hans S. Schroder, H. S., Fisher, M. E., Lin, Y., Lo, S. L.. Danovitch, J. H., Moser, J. S. (2017). Neural evidence for enhanced attention to mistakes among school-aged children with a growth mindset. Developmental Cognitive Neuroscience24, 42-50.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu