Sanat ve Edebiyat

İnci Küpeli Kız Tablosunu Özel Yapan Şey Nedir?

Evlerin içindeki gündelik hayatı betimlediği tablolarıyla tanınan Hollandalı Barok ressam Johannes Vermeer şüphesiz ki en çok “İnci Küpeli Kız” adını verdiği tablosu ile tanınmaktadır. Bu tablo, kimi zaman Kuzeyin Mona Lisa’sı ya da Hollandalı Mona Lisa olarak da anılır.

Vermerer İnci Küpeli Kız Tablosunu 1665 yılında ortaya çıkardı. Ancak tablo uzun süre kimsenin dikkatini pek çekmedi. 1881 yılında Hollandalı bir koleksiyoncu olan A. A. Des Tombe tarafından bir müzayedede bugünün parası ile yaklaşık 200 $ ‘a satın alındı.

İnci Küpeli Kız Tablosunu Özel Yapan Şey Nedir?
Johannes Vermeer ( 1653–1675).  17. yüzyılın resim dünyasının geneline nazaran az sayıda ve küçük boyutlarda çalıştığı tablolarıyla Vermeer kendi dönemine büyük bir etki etmemişse de yüzyıllar sonra dünyanın her köşesinde, resim sanatından sinemaya, pop-art kültürüne, mural sanatına kadar pek çok alanda adından gizemli bir deha olarak söz ettiriyor. 

1902’de Des Tombe onu ve Mauritshuis Müzesi’ne miras olarak bıraktı. Devamında coşkulu kalabalıklar, sarı ve maviler içinde omzunun üzerinden bakan muhteşem genç kadını görmek için müzeye akın etti.

Resmin şu anki piyasa değeri neredeyse hesaplanamayacak kadar büyüktür. Yıllar içinde bu tablodaki modelin kim olduğu, hangi duyguyu yansıttığı, gülüp gülmediği, bir şey söylemek üzere olup olmadığı gibi konular sanatseverler arasında uzun süre tartışılmıştır. Hatta bu tartışmalar İnci Küpeli Kız Tablosu ile ilgili kurgusal bir kitabının yazılmasına ve filminin çekilmesine neden olmuştur.

Johannes Vermeer ve Resim Teknikleri

Ressamlar düşünce tarzlarını, önemli tarihsel olayları veya bir konuya ilişkin fikirlerini resimlerine yansıtır. Her resmin anlatmak istediği bir şeyler vardır. Fakat bu mesajlar resme bakar bakmaz genelde görünmez. Resimdeki düşünceyi bulmak için detaylar ve simgeler incelenmelidir. Bu detay ve simgeler, ressamın yaşadığı zaman ile birleştirilir ise resmin aktarmaya çalıştığı şey anlaşılabilir.

Vermeer, 40 yıllık hayatının tamamını doğduğu şehir Delft’te geçirdi. 21 yaşında evlendi. Devamında 10 çocuk sahibi oldu. Resimlerini evin üst katında yaptı ve evden dışarı da fazla çıkmadı.

Yavaş bir ressamdı ve yirmi yıllık kariyeri boyunca 35 kadar resim yaptı. Bu nedenle yaşamı boyunca fazla para kazanamadı ve ünlü olamadı. Belki de bu yüzden İnci Küpeli Kız tablosu Vermeer’in iç dünyasının karmaşıklığının tuvale yansımasıdır ve bünyesinde metaforlar barındırır.

Sütçü Kız, 1657

Her ne kadar onu en çok İnci Küpeli Kız tablosu ile tanısak da aslında, 1666-1667 yılları arasında tamamladığı Resim Alegorisi adlı eseri ressamın asıl başyapıtı niteliğindedir. Vermeer, bu eserinde, resim yapmakta olan bir ressamı ve onun modelini resmetmiştir. Eser, kullanılan olağanüstü ışık tekniği sayesinde resim sanatında eşsiz bir yer edinmeyi başarmıştır. ( Ek bilgiler: Resim Yeteneği Nedir? Ressamların Beyni Nasıl Farklıdır?)

Resim Alegorisi (The Allegory of Painting); Kadının giydiği ve taşıdığı çeşitli nesneler dolayısıyla görseldeki kadının ilham perisi Clio olduğu düşünülmektedir.

İnci Küpeli Kız Tablosu Neden Özeldir?

Resimde parlaklık ve karanlık arasındaki vurgulu kontrast, keskin karşıtlıklar yaratacak biçimde düzenlenmiş ışık-gölge dağılımına chiaroscuro denir. İtalyanca chiaro (parlak) ve oscuro (karanlık) kelimelerinden gelir.

Işık ve gölge oyunları ile yaratılan derinlik, Vermeer’in çoğu resminde mevcuttur. Bu derinliği yakalamak için fotoğraf kamerasıyla aynı prensipte çalışan ve bir sahnenin görüntüsünü bir çizim veya boyama yüzeyine yansıtan bir cihaz olan camera obscura (Latince “karanlık oda” için kullanılan terim) adlı bir cihazdan neredeyse her resminde yararlanmıştır. Bu alet, temelde üç boyutlu bir objeyi, iki boyutluya dönüştürmeye yarar.

İnci Küpeli Kız Tablosunu Özel Yapan Şey Nedir?

Vermeer aynı zamanda resimlerinde kompozisyon yaratma konusunda usta bir sanatçı idi. Ancak İnci Küpeli Kız Tablosunda kızın arka fonu siyah bir zemindir. Ressamın bunu, kızın üç boyutlu görüntüsünü daha da belirginleştiren bir unsur olarak kullandığı düşünülmektedir.

Pek çok sanat eleştirmeni İnci Küpeli Kız’ın bir portre olduğunu iddia etse de, hakim olan argüman bunun canlı bir modelin yüz ifadelerinin incelenmesi olan bir tronie olduğu yönündedir. Vermeer’in zamanında portreler, sanatçının vizyonunu dikte etme gücüne sahip kişiler tarafından yaptırılan sosyal konumun sembolleriydi. 

Zenginlik, statü veya dini erdem gibi şeyleri iletmek için yaptırılırlardı. Buna karşılık, bir tronie entelektüel, sosyal veya ahlaki inceliklere daha az odaklanırdı.

Bu resim Vermeer için nedenini tam olarak bilemesek de özel bir anlam içermekte idi. Sanatçı kısıtlı olanaklarla çalışmasına rağmen bu resmi satmaya hiç çalışmadı ve öldüğü güne kadar da resmi elinde tuttu. Ayrıca göz atmak isterseniz: Edvard Munch’un Çığlık Tablosundaki Mesajın Sırrı

İnci Küpeli Kız Resmindeki Kız Kimdir?

İnci Küpeli Kız Tablosunu Özel Yapan Şey Nedir?

Resimdeki kız, ünlü ya da önemli bir kişi değildi. İnci Küpeli Kız’da genç model, sessizce omzunun üzerinden bakarken bir şeye irkilmiş gibi görünüyor. Bu da tablonun kendisine ve ressamın becerisine odaklanmamızı sağlıyor. Belki de Vermeer’in nihai hedefi, izleyicilerin konu hakkında kendi hikayelerini yaratabilmeleri için zamanın bir anını yansıtan bir tronie yaratmaktı.

Resmin odak noktası kızın kulağındaki bir inci küpedir. Dönemin ve ressamın yaşadığı koşulları ele alırsak resmin bu inci aslında gerçek bir inci değildi. Küpe muhtemel inci gibi görünmesi için cilalanan bir cam veya kalay parçasıydı. Ancak bu incinin taşıdığı anlam farklıydı.

İnci saflığın sembolü idi. İnci aynı zamanda Ay’ı, kadınlığı ve ruhsal bilgeliği temsil ediyordu. Onun yuvarlak ve ağır görüntüsü ise yine ışık teknikleri sayesinde sağlanmıştı.

Yakın zamanda bu tablo, iki bilim insanı tarafından Xray ışınları ve mikro görüntüleme teknolojisiyle tarandı. Yapılan çalışmada en büyük keşiflerden biri, Vermeer’in kızı insan gözünün gördüğü gibi boş, siyah bir kanvasın önünde değil, yeşil bir perdenin önünde tasvir etmesi oldu. Perde boyadaki fiziksel ve kimyasal değişiklikler sonucunda giderek ortadan kaybolmuştu.

Ayrıca boya örneklerinin analizi, Vermeer’in kullandığı pigmentlerin nereden geldiğini de saptadı. Buna göre küpeyi oluşturan beyaz kurşun İngiltere’deki Peak District dağlık alanından gelirken, ultramarin mavisinin Afganistan’ın modern zamanlarındaki madenlerden bir taş olan lapis lazuli’den elde edildiği görüldü. 

“İnci Küpeli Kız” şu an da Mauritshuis Müzesi’ndeki daimi evinde oturuyor. Onun gerçek kimliğini asla bilemeyecek olsak da, bu portre garip bir biçimde insanları kendine çekiyor.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Why is Vermeer’s “Girl with the Pearl Earring” considered a masterpiece?; Yayınlanma tarihi: Bağlantı: https://www.youtube.com/
  • Girl with a Pearl Earring; Bağlantı: https://www.britannica.com/
  • The Girl with a Pearl Earring by Vermeer: Painting Analysis & Overview. Bağlantı: https://study.com/academy/
  • Vandivere, A., van Loon, A., Callewaert, T. et al. Fading into the background: the dark space surrounding Vermeer’s Girl with a Pearl EarringHerit Sci 7, 69 (2019). https://doi.org/10.1186/s40494-019-0311-9

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu