Matematik Ne İşe Yarar?

Gerrymandering Nedir? Seçimlerde Yapılan Bir Manipülasyonu Geometri Yardımı İle Nasıl Anlayabiliriz?

Antik Yunanlılar dünyaya pek çok şey miras bıraktı. Felsefe, tiyatro, mantık, geometri ve elbette demokrasi bunlara örnektir. Kuşkusuz, antik Atina’nın siyasi sistemi çok sınırlı bir demokrasi biçimiydi. Sonucunda kadınlar veya köleler değil, yalnızca özgür erkekler oy kullanabilirdi. Yine de yaşadıkları çağı düşündüğümüz zaman bu önemli bir gelişmeydi.

Demokrasinin ilginç özelliklerinden biri, kararların halk tarafından alınması gerektiği fikrine bağlı olduklarını iddia eden politikacıların, bunun olmamasını sağlamak için ellerinden geleni yapmalarıdır. Bu yazı da ele alacağımız Gerrymandering buna bir örnektir.

Gerrymandering (hileli seçim bölgesi taksimatı) Nedir?

Gerrymandering Nedir?
Gerrymandering (hileli seçim bölgesi taksimatı) bir siyasi partinin oylarını arttırmak ve seçimi kazanmak, diğer taraftan rakip siyasi partinin oy sayılarını azaltmak gayesiyle seçim çevresini hileli bir şekilde yeniden dizayn etmeye yönelik politik manipülasyon girişimidir

Türkçe’ye “hileli seçim bölgesi taksimatı” olarak tercüme edebileceğimiz gerrymandering bir siyasi partinin oylarını arttırmak ve seçimi kazanmak, diğer taraftan rakip siyasi partinin oy sayılarını azaltmak gayesiyle seçim çevresini hileli bir şekilde yeniden dizayn etmeye yönelik politik manipülasyon girişimidir.

1700’lerin sonlarından itibaren demokrasinin ve demokrasiyle beraber seçimlerin yaygınlaşmasıyla günümüze kadar süregelen zaman içerisinde birçok farklı ülkede gerrymandering olayına rastlanmıştır. Gerrymandering, özellikle bir bölgedeki sosyolojik yapılar dikkate alınarak yapılmaktadır.

Gerrymandering sonucunda muhalif kesimin temsilcilerinin azaltılması, demokrasiler için büyük sorun teşkil etmektedir. Bu durum bir çok oyun boşa harcanmasına sebep olur ve temsilde adaletsizlik yaratır. Okuma önerisi: Siyasi Görüşlerimiz Nasıl Oluşur? Sağ ve Sol Görüş Kavramları Hayatımıza Nasıl Girdi?

Genellikle iktidar gücünü elinde bulunduran siyasal partilerin, devlet organlarını kötüye kullanarak başvurduğu bu yöntemin kökeni 1800’lerde Amerika’da yaşamış olan politikacı diplomat Elbridge Gerry’e dayanmaktadır. Elbridge Gerry’in 1812’deki Massachusetts seçimlerini kazanmasının ardından dönemin yerel gazetesi olan Boston Gazette’de çizilen bir karikatür sonucu gerrymandering kavramı ortaya çıkmıştır.

Gerrymandering Nedir?
Bu politik karikatür, “gerrymander” teriminin türetilmesine yol açtı. Karikatürde tasvir edilen bölge, 1812’de Vali Elbridge Gerry’nin görevdeki Demokratik-Cumhuriyetçi parti adaylarını Federalistlere tercih etmek için oluşturuldu.

Lisede bir üçgenin alanını veya bir prizmanın hacmini hesaplamak için verilen mücadelenin bir gün bir seçimin sonucunu etkilemek için kullanılabileceğini neredeyse hiç kimse düşünmedi. Ancak geometri, bir seçim yarışının sonuçlarını şekillendirmede güçlü bir araçtır. Arka planda parçalama ve toplama biçiminde iki ana taktik çalışır.

Gerrymandering Temelde İki Strateji Etrafında Şekillenir

En çok başvurulan gerrymandering yöntemlerinden biri olan parçalamadır. Amaç, muhalif oy çoğunluğun yoğunlaştığı bir bölgenin iki farklı seçim bölgesine bölünmesidir. Çoğunlukta aynı bölgede yaşayan seçmenler, parçalanma nedeniyle farklı bölgelerde oy kullanırlar. Bunun sonucunda da oylarını kullandıkları bölgede azınlık durumuna düşerler.

Bir eyaletin 20’si mavi partiye ve 30’u kırmızı partiye oy veren 50 seçmenden oluştuğunu varsayalım. Tüm kırmızı seçmenler, en batıdaki ilk iki caddede yaşıyor olsun. Mavi seçmenler diğer üç caddede ikamet etsinler. 

Gerrymandering Nedir?
Stratejik taksimat örneği.

Beş dikey sınır çizilebilir. O zaman sadece kırmızı seçmenlerin olduğu iki seçim bölgesi ve sadece mavi seçmenlerin olduğu üç seçim bölgesi olacaktır. Yani o bölgedeki oylar, üç mavi parti temsilcisi ve iki kırmızı parti temsilcisi ortaya koyacaktır. Bu da seçmenlerin görüşlerinin doğru bir yansımasıdır.

Ancak mavi parti, ilçe sınırlarını çizmede bir yolunu bularak, sınırları yatay olarak çizme eğiliminde olabilir. O zaman, her biri dört kırmızı ve altı mavi seçmenle tüm bölgeler aynı görünürdü. Bu durumda, mavi parti her bölgede kazanır.

Parçalamadan sonra en çok kullanılan ikinci yöntem ise toplamadır. Bu taktiğin amacı, muhalif seçmen yoğunluğunu bir seçim bölgesinde toplamak ve farklı yerlerde daha fazla temsilci kazanmalarını engellemektir. Bu taktikle muhalifler, bir bölgede çok yüksek oy farkıyla seçimi kazanırken diğer bölgeleri kaybederler.

Gerrymandering Nedir?
Gerçek hayattan bir stratejik taksimat örneği; Demokrat Parti tarafından çizilmiş Illinois’un 4. seçim bölgesi

Şu ana kadar size aktardıklarımız size matematikten ziyade politika gibi gelmiş olacaktır. Ancak işin matematiği bir seçime hile karışıp karışmadığını anlamaya çalıştığımız zamanlarda ortaya çıkacaktır. Sonucunda bir seçimin sonucunda gerrymandering’in gerçekleşip gerçekleşmediğini bulmanın nesnel yollarını gereklidir.

Bir haritaya bakarak bunu söylemeniz durumunda karşınızda her zaman aksi sonuca varan başka birini bulabilirsiniz. Görüşler ve sözlü argümanlardan daha nesnel yöntemlere ihtiyaç vardır. Bu da elbette matematiktir.

Matematik Yardımı İle Bir Seçime Hile Karışıp Karışmadığı Nasıl Anlaşılır?

Formüller veya algoritmalar ile, bölge sınırlarının adil mi yoksa yapay ve taraflı mı olduğunu ölçmek mümkündür. Bu formüllerin veya algoritmaların tasarımı elbette kendi başına nesnel bir süreç değildir. Ancak bunlar üzerinde anlaşmaya vardıktan sonra ilgili herkes bunların ne olduğunu bilecektir. Günümüzde matematik bir çok farklı biçimde bu işin içine karışmaktadır. Bunlardan bir tanesi de haritada garip şekilli bölgelerin tespiti ile ilgilidir.

Bir siyasi partiye verilen ana desteğin kıyı bölgelerinde yoğunlaştığını varsayalım. Tüm bu seçmenleri tek bir ilçeye dahil etmek, kıyı boyunca uzanan ince, dolambaçlı bir şekle yol açar. Ortaya çıkan görünüm doğal değildir. 1991’de avukatlar Daniel Polsby ve Robert Popper, bir şeklin ne kadar garip olduğunu ölçmek için, Polsby-Popper puanı olarak bilinen bir yol önerdiler. Formülünü aşağıda görebilirsiniz.

İlçe alanı ile ilçe çevresinin karesinin birbirine oranı

Uzunluk/genişlik oranı, kompaktlığın en basit ölçüsüdür. Kompakt şekillerin (kare veya daire) uzunluk/genişlik oranı bire yakın veya tam olarak birdir. Uzunluk-genişlik oranı birden ne kadar uzaksa, o kadar az kompakttır. Polsby-Popper oranının bire yakın olduğu bölgeler daha kompakttır.

Yukarıda görmüş olduğunuz yöntem günümüzde bir gerrymandering ölçütü olarak ele alınsa da bazı kusurları vardır. Sonucunda yerel coğrafya nedeniyle tuhaf şekiller bazen kaçınılmaz olur. Dahası, bir bölge derli toplu olsa da yine de gerrymandering uygulanmış da olabilir.

Seçimlerin Matematiği Karmaşık Hesaplamalar Gerektirir

Gerrymandering Nedir?

Bir partiye avantaj sağlamak için kasıtlı olarak bir sınır çizildiğini kanıtlamak istiyorsanız, bir ilçenin şeklinden daha fazla kanıta ihtiyacınız vardır. Tarafsız bir sistemde amaç, her partinin eşit şansa sahip olduğu seçim bölgelerini bulmaktır. Ama bunu nasıl ölçebiliriz?

Bu durumda boşa giden oylara odaklanmak gerekecektir. Boşa giden oylar ile kast edilen adayın seçilmesine katkıda bulunmayan oylardır. Gücü elinde bulunduran iktidar partisi, rakip partinin ya da adayın oylarını ziyan etmiş olmaktadır.

Gerrymanderingin etkisinin nicel bir ölçüsü olan “etkinlik açığı” (efficiency gap) iki farklı siyasi partinin boşa giden oylarının tüm bölgeler genelindeki toplamının farkından hesaplanır. Etkinlik açığı Chicago Üniversitesi Hukuk Fakültesi Profesörlerinden Nicholas Stephanopoulos ve California Kamu Politikası Enstitüsü Araştırmacılarından Eric McGhee tarafından geliştirilen bir kavramdır.

Seçimlerin matematiği artık çok kapsamlı bir konu ve gerrymandering sadece bir yönü. Farklı oylama sistemleri üzerinde birçok çalışma yapıldı. Çıkan genel sonuç, herhangi bir mantıklı demokratik sistemde arzu edilen özelliklerin kısa bir listesini yazarsanız, bazı durumlarda bu gereksinimlerin birbiriyle çelişeceği oldu.

Demokratik Bir Seçimin Mümkün Olması için Gereken Kriterler

20. yüzyılın en parlak ekonomik zekalarından biri ve Nobel Ödülü alan en genç ekonomist olan Kenneth J. Arrow, adil oylama sistemleri üzerinde yoğun bir şekilde çalıştı.

Tüm bu sonuçların başlangıcı, iktisatçı Kenneth Arrow’un 1950’de açıkladığı Arrow’un İmkansızlık Teoremi’dir. Arrow imkansızlık teoremine göre, bir oylama sisteminin demokratik bir anlam ifade etmesi için karşılaması gereken bazı koşullar vardır. Detaylarını bu yazıda bulabilirsiniz: Arrow’un İmkansızlık Teoremine Göre Adaletli Bir Seçim Yoktur!

Bu yazının kapsamında bilmeniz gereken şey şudur. Öncelikle demokraside mükemmelliği elde etmek kolay değildir. İşin içine her zaman bir başka sorun karışacaktır. Neyse ki bunu anlamak için de elimizde güçlü bir aracımız yani matematik mevcuttur. Ayrıca göz atmak isterseniz: Aristoteles, Platon ve Sokrates Demokrasiden Neden Nefret Etti?


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu