Mühendislik ve Teknoloji

Deep Web ve Dark Web Nedir? Hayatımıza Nasıl Girdiler?

Geçtiğimiz günlerde beş milyondan fazla Twitter kullanıcısının hesap bilgilerinin, dark web forumlarında 30.000 dolara satışa çıkarıldığı haberi yayınlanmıştı. Bir güvenlik açığı vardır ve Twitter bu açığı artık giderdi. Ancak bu durum elbette akla bazı soruları getirdi.

İnternette zaman geçirmeyi seviyorsanız o zaman siz de Dark Web, Deep Web gibi ifadeleri duymuş olmalısınız. Eğer ne olduklarını ve farklarını anlamak istiyorsanız yaptığımız okumalar sonucunda elde ettiğimiz bilgileri sizler ile paylaşalım.

Öncelikle bilmeniz gereken bir değil birden çok internetin var olduğudur. Bizlerin genellikle kullandığımız, şu an bu yazıyı okuduğunuz internet aslında buzdağının yüzeyde görülen kısmıdır. Parmaklarımızın ucunda tüm dünyaya eriştiğimizi zannetsek de aslında internetin çok küçük bir kısmına erişim sağlayabiliriz.

Temel olarak Dark Web, Deep Web’e göre daha derindir. Daha kötü amaçlar için kullanılır.

Buzdağının orta kısmında ise Deep Web yer almaktadır. Deep Web adını duyduğunuz zaman aklınıza karanlık işler, dolandırıcılık ve Bitcoin gibi şeyler geliyorsa kısmen haklısınız ancak kısmen de değil. Bunlar aslında Dark Web’de bulunan şeylere örneklerdir. Meraklı gözlerden uzakta, gizlice haberleşme amaçlı kullanılan Dark Web aslında Deep Web’in gizli bir parçasıdır.

Çoğu zaman iki terim, aşağı yukarı aynı şeymiş gibi birbirinin yerine kullanılır. Fakat ikisi de temel de farklı şeylerdir. Deep web, sadece hiçbir arama motoru tarafından dizine eklenmemiş sayfalara verilen bir terimdir. Oysa ki dark web hem dizine eklenmemiş hem de yasadışı olaylara dahil olan sayfaları tanımlamaktadır.

Deep Web Nedir Ve Gerçekte Ne İşe Yarar?

Deep Web ve Dark Web isimlerini, bu gizli kısımda olan biten şeyler, internetin görünür kısmını kullanmakta olan bizleri etkilemeye başladığı için son yıllarda her zamankinden daha fazla duyar hale geldik. Ancak bu aslında sizi yanıltmasın. Bu iki oluşum da temelde internetin kendisi kadar eskidir.

Aslında her şey ARPANET ile başlamış gibi gözüküyor. ARPANET Birleşik Devletler Savunma Bakanlığı bünyesine bağlı ARPA tarafından geliştirilen dünyanın ilk paket dağıtımı ağı ve evrensel İnternet’in öncülüdür.

1969 yılında internet’in en ilkel hali.  Utah Üniversitesi ile California’daki 3 araştırma merkezi birbirine ilk defa bir ağ ile bağlanıyor.

ARPANET aslında araştırmacılara cesur deneyler yapma özgürlüğ tanımıştı ancak hükümetle de güçlü bağları vardı. Bu, ARPANET’in kurucularının 1983’te ARPANET’i iki kısma ayırmasına yol açtı: askeri ve savunma teşkilatları tarafından kullanılacak MILNET ve ARPANET’in sivil bir versiyonu. Sivil versiyon, kullandığımız internetin de temelini oluşturdu. Ancak o zamanlarda, çoğu insanın kişisel bilgisayarları olmadığını veya evde internet erişiminin çok daha az olduğunu unutmayın.

1980’ler İnternetin Yükseliş Yılıydı

80’lerin başında, TCP/IP standardı netleşti. 80’lerin ortalarında kişisel bilgisayarlar ve modemler, uygun fiyatlı olmasa da en azından herkesin satın alabileceği hale geldi. daha sonra da alan adları ve web siteleri ortaya çıkmaya başladı. Ancak bu süreçte akla başka bir soru geliyordu. Sonuçta dünya küreselleşiyordu. Peki veriler nerede saklanmalıydı? Bu noktada akla veri cennetleri adı verilmiş olan bazı lokasyonlar geldi. Bu veri cennetleri hiçbir ülkede olmayacaktı. Uluslararası sulardaki yapılar veya gemiler üzerine inşa edileceklerdi. Ancak elbette bu durum da zaman içinde akla güvenlik endişelerini getirdi.

1990’lar şüphesiz World Wide Web’in ana akım haline geldiği zamandı. 1991 yılının Ağustos ayında, İnternet nihayet halka açık hale geldi. İnternet ile birlikte, müziğin çevrimiçi olarak forumlara ve daha sonra Napster adlı bir müzik paylaşım sitesine girmesi uzun sürmedi. Ancak bu o dönemler için yasa dışı bir uygulamaydı. Özellikle MP3 teknolojisi, müzik endüstrisinde büyük bir sarsıntıya yol açmıştı.

Aslında Dark Web olmasaydı, günümüzün tüketici dostu çevrimiçi medya dünyasına sahip olacağımız şüpheli. İnsanlar, İnternet’in istedikleri her şeyi istedikleri zaman elde etmek için tek durak noktası olabileceğini fark etmeye başlamıştı. Bu da çevrimiçi olarak daha fazla yasa dışı işlemin başlaması an meselesiydi.

2000: Freenet’in Piyasaya Sürülmesi 

2000 yılında, dosyaları paylaşmanıza, gezinmenize ve “ücretsiz siteler” yayınlamanıza izin veren Freenet piyasaya sürüldü. Freenet, anonim İnternet erişimi talebini canlandırmaya yardımcı oldu. Aslında 1990’lar, daha sonrasında Dark Web için ana bağlantı noktası olacak olan İnternet tarama ağı Tor’un da gelişim aşamalarında olduğu zamanlardı. Freenet’in yaratıcılarının Tor’dan ilham alıp almadıkları net olmasa da, bu iki yazılım, I2P adlı bir başka yazılımla birlikte, anonim İnternet taramasına yaygın erişimin yolunu açtı.

2002 Yılında Tor Piyasaya Çıktı

2002 yılında, özel bir İnternet tarama ağı olan Tor internetin çehresini sonsuza dek değiştirdi. Tor, “The Onion Router” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan ve kullanıcılarına anonim iletişim imkânı sağlayan bir ağ ve yazılım projesinin adıdır. Anonim ağ kavramı insanların kimliklerini ele vermeden internet deneyimi yaşamalarına olanak sağlayan bir sistemdir. Tor’un yaratıcıları iyi niyetli olsalar da, icatlarının suç faaliyeti üzerindeki yaygın etkisini bilemezlerdi.

Günümüzde Tor Browser gizliliğe öncelik veren ve Dark web’e güvenli erişim sağlayan ücretsiz bir tarayıcıdır. Çok katmanlı şifreleme sunar ve hem .onion’la biten gizli sitelere hem de .com gibi normal alanlara erişmenizi sağlar. Tor baskıcı hükümetler altında yaşayanların düşüncelerini yayınlamalarına ve kısıtlı web sitelerine özgürce erişmelerine izin verdi. Ancak elbette bazı sorunları da beraberinde getirdi. İnternette anonim olarak gezinme fikri, yasadışı içeriğe ev sahipliği yapan Deep web sitelerinin sayısında bir artışa neden olacaktı.

Deep Web ve Dark Web’in Yükselişi

Eğer kripto paralar icat edilmeseydi, Dark Web’in yaygınlaşması da mümkün olmazdı. 1990’lardan beri farklı kripto para birimi biçimleri geliştiriliyor olsa da, hiçbiri 2009’da piyasaya sürülen Bitcoin kadar etkili olmayacaktı. Bu sayede Dark Web’de yasadışı satışlar kolaylaştı. Dark web elbette, hükümet sansürüne karşı savaşmak ve siyasi aktivistlerin mesajlarını yaymalarına yardımcı olmak için de kullanıldı. Ancak ne yazık ki bu çok küçük bir kısmını oluşturdu.

Deep Web ve Dark Web’in temelini oluşturan teknolojiler ve yöntemler inanılmaz derecede karmaşıktır. Çoğu hükümet Dark Web gibi bir şeyin var olmamasını tercih etse de, kendi amaçları için de bu gibi teknolojilere ihtiyaçları var. İnternet var oldukça her zaman karanlık, gözlerden uzak köşeler var olacaktır. Deep Web ve Dark Web nedir? sorusuna cevap verdikten sonra almanız gereken bazı güvenlik önlemlerini anımsatalım.

Farklı hizmetler için aynı parolayı kullanmaktan kaçının. Bağlamsal, çok faktörlü kimlik doğrulamayı uygulayın. Yani, her oturum açtığınızda size bir oturum açma kodu içeren bir metin mesajı göndermek için hizmetlerinizi ayarlayın. Verilerinizin sızdırıldığını fark etmeniz durumunda kredi hesaplarınıza derhal bir dolandırıcılık uyarısı koyun. Sonunda, her şey bilgiyi kontrol etmekle ilgilidir. Bunu da kısmen de olsa başarmanız mümkündür.



Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Batuhan Erdik

Grafik tasarımcısı ve bilgisayar meraklısı...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu