Biyoloji ve Coğrafya

Tektonik Hareket Cebelitarık Boğazı’nı Kapatırsa Akdeniz’e Ne Olur?

Öyle görünüyor ki, doğanın Cebelitarık Boğazı’nı kapatıp Akdeniz’i dünyadan izole etmesi için çok büyük bir felakete gerek yok. Üstelik bu, gezegen tarihinde daha önce de yaşanmış bir olay.

Tektonik Hareket Cebelitarık Boğazı'nı Kapatırsa Ne Olur?
Akdeniz’in dünya okyanuslarıyla tek bağlantısı, burada Uluslararası Uzay İstasyonundan alınan bir görüntüde de görüldüğü gibi, Avrupa ile Afrika arasında Cebelitarık Boğazı olarak bilinen dar bir su şeridi üzerinden sağlanmaktadır.

Yaklaşık altı milyon yıl önce, Akdeniz neredeyse tamamen kurudu. Bilim insanlarının Messiniyen Tuzluluk Krizi adını verdiği bu dönemde, deniz birkaç yüz ya da bin yıl içinde buharlaştı. Bugün Akdeniz’in turkuaz rengi ve yoğun tuzluluğu, bu eski travmanın izlerini hâlâ taşıyor. Çünkü havzanın en derin noktalarında kalın ve katmanlı bir tuz tabakası hâlâ yerinde duruyor.

Akdeniz Neden Kurumuştu?

Akdeniz’in tamamen kurumasına neyin yol açtığı hâlâ kesin olarak bilinmiyor. Ancak en güçlü varsayım, olayın tektonik hareketlerle ilişkili olduğu yönünde. Görünüşe göre, boşalan Akdeniz havzasıyla güçlü Atlantik Okyanusu arasında, bugün Cebelitarık Boğazı’nın bulunduğu noktada dar bir kara köprüsü bulunuyordu. Bu kara parçası, okyanus sularının geçişini engelleyen doğal bir bariyer işlevi görüyordu.

Tektonik Hareket Cebelitarık Boğazı'nı Kapatırsa Ne Olur?
Messiniyen Tuzluluk Krizi, 5.3 ila 5.96 milyon yıl önce, Akdeniz’in tuzlu su seviyelerinin önemli bir düşüşü ve ardından ani bir artışı ile karakterize edilen jeolojik bir olaydır. Bu olay, Akdeniz’in çevresindeki yer şekillerini etkilemiş ve deniz seviyelerinde büyük değişikliklere neden olmuştur. Messiniyen Tuzluluk Krizi’nin nedeni, Akdeniz’in kapalı bir deniz havzası olması idi. Bunun sonucunda da tuzlu su sürekli olarak havzada birikecekti.

Yaklaşık 5,3 milyon yıl önce bu doğal sınır aşıldı. Büyük bir sel felaketi, Atlantik’i yeniden Akdeniz’le buluşturdu. Su seviyesi yükseldikçe, akışı kolaylaştıran bir kanal oluştu ve bu, daha fazla suyun geçmesini sağladı.

Zirve anında bu akışın saniyede 100 milyon metreküpe ulaşmış olabileceği tahmin ediliyor—bu, bugünkü Amazon Nehri’nin akış hızının yüz katı. Bu devasa su akışı, Akdeniz havzasını kısa sürede yeniden doldurdu. Yaklaşık iki yıl içinde deniz, bugünkü formuna kavuştu. Eğer Atlantik Okyanusu’yla bu korkutucu yeniden birleşme yaşanmasaydı, bugün bildiğimiz Akdeniz diye bir şey olmayacaktı.

Tektonik Hareket Cebelitarık Boğazı'nı Kapatırsa Ne Olur?
Bilim insanları, Akdeniz’in tarihini ilk kez 1950’li yıllarda araştırmaya başladılar. Ancak Akdeniz’deki suyun tam olarak ne kadarının ve ne kadar süre boyunca kaybolduğu hala hararetle tartışılıyor. Havza boyunca, Atlantik’e yeniden bağlanmadan hemen önce Akdeniz’in suyla dolu olduğunu gösteren fosiller bulunuyor.

Akdeniz Küresel Su Dolaşımı İçin Neden Önemlidir?

Akdeniz, kapalı bir deniz havzası olduğu için tuzluluk oranı oldukça yüksektir. Her gün milyonlarca kilometreküp su buharlaşır, ancak buharlaşan suyun yerini dolduracak yeterli yağmur ya da nehir akışı yoktur. Bu dengesizliği telafi eden tek kaynak, Atlantik Okyanusu’ndan Cebelitarık Boğazı aracılığıyla gelen tatlı ve soğuk su akışıdır. Akdeniz’in varlığını sürdürebilmesi büyük ölçüde bu sürekli akışa bağlıdır.

Bu denge yalnızca su miktarını değil, aynı zamanda küresel ölçekte iklimi de etkiler. Akdeniz’in sıcak ve tuzlu suları, Atlantik’ten gelen daha soğuk ve tatlı sularla karıştığında, termohalin döngü olarak bilinen okyanus sirkülasyonuna katkı sağlar. Bu sirkülasyon, yalnızca bölgesel değil, dünya genelindeki okyanus akıntılarının ve iklim sistemlerinin şekillenmesinde kritik bir rol oynar.

Tektonik Hareket Cebelitarık Boğazı'nı Kapatırsa Ne Olur?
İspanya’nın güney kıyısı ile Fas’ın kuzey kıyısı arasında kalan Cebelitarık Boğazı, Atlantik Okyanusu’ndan gelen suyun Akdeniz’den gelen suyla karıştığı tek yerdir.

Cebelitarık Boğazı’nın oluşumu da bu sürecin temel parçasıdır. Bu dar geçit, milyonlarca yıl boyunca süren tektonik hareketler ve deniz seviyesi değişimleri sonucunda ortaya çıktı. Ancak bu süreç tamamlanmış değil—yer kabuğu hâlâ hareket ediyor, boğaz hâlâ dönüşüyor.

Cebelitarık Boğazı Kapanırsa Akdeniz Yeniden Kuruyacaktır

Cebelitarık Boğazı’nın kapanması hâlinde ne olacağını aslında biliyoruz. Daha önce yaşandı, tekrar yaşanabilir. Afrika ve Avrupa levhaları hâlâ hareket hâlinde. Afrika levhası, Akdeniz tabanının bir bölümünü taşıyarak kuzeye doğru ilerliyor. Bu kayma, her 2,5 yılda yaklaşık 2,5 santimetre hızla Avrasya levhasına yaklaşıyor.

Cebelitarık Boğazı, İspanya’nın güney ucundaki Cebelitarık Burnu ile Kuzey Afrika’daki Ceuta kenti arasında yer alır. Ayrıca Akdeniz’in Atlantik Okyanusu’na açılan kapısı olan bu boğaz, dünyanın en yoğun kullanılan deniz geçitlerinden biridir. Aynı zamanda Avrupa ile Afrika kıtaları arasındaki en yakın noktadır. Genişliği oldukça dardır; en dar kısmı sadece 13 kilometreye kadar iner.

Jeologlara göre, yakın jeolojik gelecekte boğazın yeniden kapanması oldukça olası. Eğer bu gerçekleşirse ve Akdeniz’in Atlantik’le bağlantısı kesilirse, bölgedeki buharlaşma seviyesi her yıl su seviyesinin birkaç metre düşmesine neden olacak. Dahası, Akdeniz’in küresel okyanus akıntılarına sağladığı katkı kesilecek. Bu da iklim dengelerinde zincirleme etkilere yol açar.

Bu senaryo yakın gelecekte değil belki, ama kaçınılmaz olarak yaşanacak. Kıtaların hareket hızını düşündüğümüzde, bugün değilse bile yarının insanları bu değişimle yüzleşmek zorunda kalacak. Sürecin sonunda, daha yoğun yapıya sahip Avrupa kıtası Afrika kıtasının altına girecek. Ve bu kez, Akdeniz sonsuza dek kaybolacak.

Sonuç Olarak

Bugün Dünya, birbirinden farklı ekosistemlere ve kültürel çeşitliliğe sahip yedi kıtadan oluşan bir gezegen. Ancak jeolojik gerçekler, bu düzenin kalıcı olmadığını açıkça gösteriyor. Gezegenimizin geleceği, bugünkünden çok daha farklı bir görünüm alacak.

Dünyanın tektonik geleceğini araştırmak, yalnızca kara parçalarının nasıl yer değiştireceğini anlamakla kalmaz; aynı zamanda bizi bilgi sınırlarımızın ötesine iterek, yeryüzünü milyonlarca yıl boyunca şekillendiren derin süreçler üzerine düşünmeye zorlar.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir