Biyoloji ve Coğrafya

Dinozorlar Yok Olurken Kuşlar Ve Diğer Hayvanlar Nasıl Hayatta Kaldı?

Kuşlar ve dinozorlar yaklaşık 100 milyon yıl birlikte yaşadılar. Kuşlar aslında Dromaeosauridae adı verilen belirli bir dinozor grubundan geldi. Ancak yaklaşık 66 milyon yıl önce, devasa bir asteroid beklenmedik bir anda Dünya’ya çarptı. Bunun sonucunda dinozorlar da dahil olmak üzere çok sayıda hayvan yok oldu. Ancak bir nedenden dolayı timsahlar, kuşlar ve kaplumbağalar gibi bazı canlılar hayatta kaldı. 

Benzer şekilde, 250 milyon yıl önce, dünya tarihin en kötü kitlesel yok oluşu gerçekleşti. Sibirya’daki büyük volkanik patlamalar tarafından tetiklenen bu olay Permiyen-Triyas yok oluşu olarak da bilinir. Sera gazlarının salınımı, iklimde ani bir değişikliğe yol açarak gezegenin sıcaklığını 10 santigrat derece artırmıştı.

Bunun sonucunda da karadaki ve hatta okyanuslardaki hayvanların dörtte üçünden fazlası yok oldu. Ama yine de, bazı hayvanlar hayatta kaldı. Sonuçta bu iki olayda akla bir soruyu getiriyor. Kitlesel yok oluşlarda neden bazı hayvanlar ölürken diğerleri hayatta kalır? Son zamanlarda elde edilen bilgiler ışığında bilmecenin cevabını bulmaya çalışalım.

Dinozorlar Neden Ve Nasıl Yok Oldu?

Dinozorların yok oluş olayını anlamak için önce Kuzey Dakota’nın Tanis bölgesine dönelim. Yaklaşık 65 milyon yıl önce bu nehir ağzındaki talihsiz balıklar zamansız bir sonla karşılaştı.

Chicxulub asteroitinin Yucatan yarımadasına çarpmasından sadece 10 dakika sonra, devasa sismik dalgalar bölgeyi şiddetle sarstı. Bu olayın devamında buradaki balıklar canlı canlı toprağın altına gömülecekti. Bugün bunu, o döneme ait balık fosillerine bakarak anlayabiliyoruz.

dinozorlar yok oluş
Kuzey Dakota’da bilim insanları yaptıkları son çalışmalarla bu antik balıkların fosillerini ortaya çıkarmayı başardılar: Bu başarı paleontologlar arasında müthiş bir heyecan uyandırdı.

Ancak bu balıkların fosilleri büyüleyici bir şey daha içeriyor. Bu da çarpmanın etkisi ile solungaçlarında bulunan küçük erimiş cam ve kaya küreleri idi. Bu gök taşının denize çarpmasının etkisiyle ortaya çıkan dev dalgaların bu hayvanları denizden kuru topraklara doğru fırlattığını ve arkasından da çok daha büyük dalgaların onların toprağın diplerine doğru gömülmelerine sebep olduğu anlamına geliyordu.

2017 yılında, Profesör Jan Smit, bu balıklar üzerine araştırmalar yaptı. Araştırmanın sonucunda da bu balıkların Kuzey Yarımküre’de ilkbaharda öldüklerini tespit etti. Bu, bazı hayvanların neden ölürken diğerlerinin hayatta kaldığına dair bir ipucuna işaret ediyor.

Sonuçta ilkbahar, üreme, doğum ve büyüme zamanıdır. Bunu belirli gebelik süreleri ile birleştirmek, bu asteroidin bu hayvanlara gerçek bir ölüm darbesi vermek için mükemmel bir zamanda çarptığı anlamına gelir. 

Öte yandan bu sırada, Güney Yarımküre ‘deki hayvanlar ise kışa hazırlanıyorlardı. Soğuk bir mevsimi planlamak hayatta kalmalarına yardımcı olabilirdi. Yani, Güney Yarımküre ‘deki hayvanlar, Kuzey Yarımküre’dekilere göre daha şanslıydı.

Günümüzde Güney Yarımküre’de modern kuşların atalarının birçoğunun hayatta kaldığına dair açık kanıtlar var. Aynı şey birçok timsah ve kaplumbağa için de geçerli. Ancak sadece bu kadar da değil

Dinozorların Yok Oluşu Sırasında Bazı Kuşların Hayatta Kalması Dişlerinin Olması İle de İlgili Olabilir

dinozorlar yok oluş
Ichthyornis dispar, Kuzey Amerika’da Geç Kretase Dönemi’nde (100 milyondan 66 milyon yıl öncesine kadar) yaşamış, dişleri olan ilkel bir deniz kuşuydu. 

Bildiğiniz gibi günümüz kuşlarının dişleri yoktur. Ancak dinozorlar zamanlarında yaşayan bazı kuşların aslında dişleri vardı. Bunun bir örneğini yukarıda görüyorsunuz. Asteroit Dünya’ya çarptıktan sonra, dişleri olan tüm kuşların nesli tükendi. Ama dişsiz olanların çoğu yaşamaya devam etti. Bazı bilim insanları bu kuşların hayatta kalmasını sağlayan şeyin dişlerinin olmaması olduğunu düşünüyor.

İlk dişsiz kuşların fosilleri, onların bitki bazlı yiyecekleri, özellikle de kabuklu yemişleri, meyveleri ve tohumları daha fazla yiyebildiklerini gösteriyor. Bazı bilim insanları diyetteki bu farklılığın asteroit çarpmasından sonra büyük bir avantaj haline geldiğini düşünüyor.

Asteroit Dünya’ya çarptığında, hemen büyük tsunamilere ve depremleri tetikledi. Çarpışmadan kaynaklanan dev bir ısı darbesi, asteroitin çarptığı yerin yakınında muazzam orman yangınlarına neden oldu. Takip eden aylarda, Dünya’yı çevreleyen hava tabakasını büyük miktarda toz doldurdu. Güneşi bloke ederek bitkilerin büyümesi için daha az ışık sağladı.

Tüm bunların sonucunda bitki yiyen hayvanlar için çok daha az yiyecek vardı. Birçoğunun nesli tükendi, bu da onları yiyen hayvanlar için sorun anlamına geliyordu.

Pek çok hayvan türü öldüğünden ve bitkiler yeterince güneş ışığı almakta zorlandığından, kuş olsaydınız yiyecek bulmak zor olurdu. Ama toprağı gagalayıp yiyecek gömülü tohumlar veya yemişler bulabilirseniz, hayatta kalmanız mümkün olacaktır. İşte bu nedenle dişsiz kuşlar dinozorlar ile birlikte yok olmamış olabilir. Ancak elbette şans da dahil olmak üzere işin içine başka faktörlerin de karışmış olması olasıdır.

Makine Öğrenimi Sayesinde Dinozorların Yok Oluşunu Daha İyi Anlayabiliyoruz

dinozorlar nasıl
Dinozorlar yok oluş döneminden önce, Triyas döneminde yaşadığı bilinen Batrachotomus,

Dinazorların yok oluş sebebi hakkındaki başta gelen teori, Sibirya Dağları’ndaki volkanik püskürmenin atmosferdeki karbondioksit oranını çok yükseltmesidir. Sonucunda bu karbondioksitin okyanusa karışarak okyanusu yavaş yavaş asitleştirdiği ve sıcaklığı 10 derece kadar yükselttiği düşünülmektedir.

Bu olayın nedenini anlamak için Hamburg Üniversitesi’nden Dr. William Foster liderliğindeki bir ekip, hayatta kalan türlerdeki benzerliklere bakmak için makine öğrenimini kullandı. Ekip, Güney Çin’den 25.000 fosil kaydını analiz etti. Makine öğrenimi algoritmaları, bir türün neslinin tükenme olasılığının artmasına hangi faktörlerin katkıda bulunduğunu belirledi.

dinozorlar yok oluş

Organizmaların su içinde yaşadığı yer, hayatta kalma oranlarına katkıda bulunan bir faktördü. Sığ sularda yaşayan canlılar için sıcaklıktaki artış ölümcül olmuştu. Okyanusun derinliklerinde ise, çözünmüş oksijendeki azalma ise bu yok olmada kritik bir faktördü. Ancak hareketli olan organizmalar daha misafirperver yerlere gidebilirdi. Bu sayede de hayatta kalmayı başardılar.

Bu konu hakkında edindiğimiz detaylar bize başka bir şey daha gösteriyor. Makine öğrenimi yöntemleri, diğer yok olma olaylarında hangi türlerin yok olma olasılığının daha yüksek olduğunu tahmin etmemiz için de kullanılacaktır.

Ayrıca günümüzde de bir yok oluşun eşiğinde yaşıyoruz. Bu yöntem ile belki de gelecekte modern türlerdeki türlerin ve bizim gelecekte bundan nasıl etkileneceğimizi hesaplamak da mümkün olabilir. Göz atmak isterseniz: Adını Sık Duyduğumuz Altıncı Yok Oluş Çoktan Gerçekleşmiş Olabilir


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu