Biyoloji ve Coğrafya

Y Kromozomu Kayboluyor, Peki Bu Ne Anlama Geliyor?

Doğumumuzda edindiğimiz cinsiyetimiz aslında genetik bir yazı-turanın sonucundan ibarettir: X mi gelecek yoksa Y mi? İki X kromozomu gelirse ovaryum, bir X ile bir Y gelirse testis sahibi oluruz. Bu genetik materyal paketiyle gelen özellikler bize sadece dış görümümüzü vermez. Beraberinde 45 adet gen ile gelen Y kromozomu ya da 1000 civarında gen içeren X kromozunu sahibi yapar.

Ancak yapılan araştırmalar Y kromozomunun git gide eridiğini ve yok olmaya yüz tuttuğunu söylüyor. Sonucunda Y kromozomu erkekliğin simgesi olarak kabul edilmektedir. Peki yok olursa ne olacak? Bu erkeklerin sonu geldiği anlamına mı geliyor? Hemen endişelenmeyelim. Bu soruya cevap vermeye başlamak için zamanda geri gitmemiz gerekiyor.

Y Kromozomu Nedir? Nasıl Gelişir? Neden Azalıyor?

Her insan embriyosu başlangıçta tümüyle aynı şekilde gelişir. Ancak kırk gün sonra, erkeğin Y kromozomunda “Y kromozomu üzerinde Cinsiyet Belirleyici Bölge” (SRY) adı verilen bir gen etkin­leşir. Bu gen testosteron hormonunun yapımı için gerekli talimat­ları içerir. Testosteron, embriyonun gonad hücrelerini· testislere dönüştürür. Testisler ise erkek üreme organlarının gelişimini tetikler.

Vücutlarımız sperm ve yumurta üretirken babadan ve anadan gelen kromozomlar rastgele karışır. Bu esnada kollarını birbirlerine eşleyerek takas yaparlar. Ancak Y’nin karşısında kollarını eşleyeceği bir kromozom yoktur.

Bu, Y kromozomundaki genlerin genetik rekombinasyona, yani her nesilde meydana gelen ve zarar verici gen mutasyonlarını ortadan kaldırmaya yardımcı olan genlerin “karıştırılmasına” maruz kalamayacağı anlamına gelir. Rekombinasyonun yararlarından yoksun kalan Y kromozomal genleri zamanla dejenere olur ve sonunda genomdan kaybolur.

Çoğu memelinin bizimkine benzer bir X ve Y kromozomu vardır; çok genli bir X ve SRY artı birkaç tane daha içeren bir Y. 
Bu sistem, erkeklerde ve kadınlarda X genlerinin eşit olmayan dozajı nedeniyle sorunlarla birlikte gelir.

Buna rağmen, son zamanlarda yapılan araştırmalar, Y kromozomunun “frene basmak” için oldukça ikna edici bazı mekanizmalar geliştirdiğini ve gen kaybı oranını olası bir durma noktasına kadar yavaşlattığını göstermiştir. Araştırmalar ayrıca, Y kromozomunun, onu daha fazla bozulmadan koruyan çeşitli yapılar geliştirdiğini göstermiştir. Bunu temelde, hasar görmüş genlerin hasarsız bir yedek kopyayı şablon olarak kullanarak onarılmasına izin veren bir “kopyala ve yapıştır” işlemi olarak düşünebilirsiniz.

Y kromozomunun gerçekten yok olup olmayacağı sorusu üzerine bilim camiası, şu anda aslında ikiye bölünmüş durumda. Bir grup, savunma mekanizmalarının harika bir iş çıkardığını ve Y kromozomunu kurtardığını savunuyor. Ancak diğer grup ise bunun yok olmadan önceki son çırpınışlar olduğunu dile getiriyor. Tartışmalar bu nedenle devam ediyor.

Peki Y Kromozomunun Yok Olması Erkeklerin Yok Olacağı Anlamına mı Geliyor?

Araştırmalara göre Y kromozomunun 166 milyon yıl önce 1669 adet geni vardı. Şu an geriye 45 gen kaldı. Bu da bize tüm Y kromozomunun 4.5 milyon yıl sonra yok olacağını gösteriyor. İnsan için durum böyle olsa da aynı durum diğer türlerde de devam ediyor.

Yer altı kemirgenlerinden iki köstebek türünün de Y kromozomlarını birbirlerinden bağımsız olarak kaybettikleri tespit edildi. Aynı şekilde türleri tehlikede olan üç dikenli sıçan türünün de bu durumdan etkilendiği biliniyor.

Y kromozomunun ortadan kaybolması, geleceğimiz hakkında spekülasyonlara yol açtı. Bazı kertenkeleler ve yılanlar yalnızca dişi türlerdir ve partenogenez olarak bilinen yöntemle kendi genlerinden yumurta yapabilirler. Ancak bu, insanlarda veya diğer memelilerde olamaz. Üreme için sperme ve erkeğe ihtiyacımız var, yani Y kromozomunun sonu insan ırkının yok oluşunun habercisi olabilir.

Y kromozomu bulunmayan köstebek tarla faresi. Ancak hala dişi ve erkek türlere sahip

Y Kromozomunun Kaybı Ölüm Kalım Meselesi Değil

Bir çoğumuz cinsiyetin sadece bu kromozomlar ile belirlendiğini düşünürüz. Sonucunda eğer Y kromozomunuz varsa erkek, yoksa kadınsınız şeklinde. Oysa doğadaki işleyiş böyle değildir.

İnsanlardaki Y kromozomu kaybolsa bile bu, erkeklerin kendilerinin de yok olacağı anlamına gelmez. Y kromozomlarını tamamen kaybetmiş türlerde bile, üreme için erkek ve dişinin her ikisi de gereklidir. Bu durumlarda genetik erkekliği belirleyen SRY “master switch” geni farklı bir kromozoma taşınmıştır. Diğer bir deyişle insanlar yeni bir cinsiyet belirleyici gen geliştirebilir. Bunun sonucunda da bir Y kromozomuna sahip olmadan da erkek bireyler var olmaya devam edecektir.

Bu, ilginç ve hararetle tartışılan bir genetik araştırma alanı olsa da, endişelenecek çok az şey var. Y kromozomunun kaybolup kaybolmayacağını bile bilmiyoruz. Ve gösterdiğimiz gibi, öyle olsa bile, normal üremenin devam edebilmesi için büyük olasılıkla erkeklere ihtiyaç duyulmaya devam edilecek.



Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

a. caner sönmez

yaşamı anlamlandırma yürüyüşünde, "hiç" olmaya giden yoldayım. bir gün tüm beyinlerin birbirine bağlanması, dolayısıyla birbirimizi doğru anlama kapasitelerimizin sonsuzluğa kavuşması hayalim. ve çocukların hepsinin birlikte gülmesi, doyması, doğru yaşaması.. “Bilimsel bilgiyi küçük bir grubun tekeline bırakmak bir toplumun düşün gücünü zayıflatır, onu tinsel yoksulluğa sürükler.” Albert Einstein “Gelmiş geçmiş tüm dikkat gerektiren uğraşlar içerisinde, sevmek uğraşı üzerinde gösterilen dikkat, en yaşamsal önemde olanıdır.” Bertrand Russell "Meselemi hiç'e bıraktım." Max Stirner

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu