Biyoloji ve Coğrafya

Lemurya: Neredeyse Gerçek Olduğu Anlaşılan Efsanevi Kayıp Kıta

♦1864 yılında Philip Sclater, lemurların neden Madagaskar ve Hindistan’da yaşadığını açıklamak için Lemurya’yı icat etti. ♦Yanılmıştı ama bu, varsayımsal kıtanın ilgi çekmesini engellemedi. ♦Bu hipotez 1960’larda tamamen çürütüldü ama Lemurya şaşırtıcı yerlerde yaşamaya devam ediyor.

Lemurya: Neredeyse Gerçek Olduğu Anlaşılan Efsanevi Kayıp Kıta

Bir an için levha tektoniği, evrim ve DNA çalışmaları hakkında bildiğiniz her şeyi unutun. 1800’lerin ortalarında yaşadığınızı düşünün. Tam da o sıralarda, yetersiz kanıtlara dayanarak çalışan birkaç bilim insanı Hint Okyanusu’nda kayıp bir kıta olması gerektiğine karar vermiş olsunlar. Adına da Lemurya kıtası desinler.

Muhtemelen heyecanlanırdınız, öyle değil mi? Nitekim o dönemin insanları da sizin gibi düşünmüştü. Tüm bu okuduklarınız günümüzde bize saçma geliyor. Ancak fikir bir süre hem popüler kültürü etkiledi hem de bilim insanlarının konu hakkında çeşitli çalışmalar yapmasına neden oldu.

Lemurya nedir
Lemurya kıtasını gösterdiği düşünülen bir çizim

Bu teori, evrim biliminin emekleme döneminde olduğu, kıtasal kayma kavramlarının geniş çapta kabul görmediği ve birçok önde gelen bilim insanın çeşitli hayvanların bir yerden bir yere nasıl göç ettiğini açıklamak için kara köprüsü teorilerini kullandığı bir zamanda ortaya çıktı. Bu nedenle de inanılması oldukça kolaydı.

Elbette, modern bilim Lemurya kıtası fikrini çoktan çürüttü. Ancak daha sonra, 2013’te jeologlar, tam olarak Lemurya’nın var olduğu söylenen yerde kayıp bir kıtanın kanıtlarını keşfettiler. Sonrasında da eski teoriler bir kez daha ortaya çıkmaya başladı.

Lemurya Kıtası İle İlgili Teoriler Neden Ve Nasıl Ortaya Çıktı?

Lemurya teorileri ilk olarak 1864’te İngiliz avukat ve zoolog Philip Lutley Sclater’ın The Mammals of Madagascar” (Madagaskar Memelileri) başlıklı bir makale yazıp yayınlamasıyla popüler oldu. Sclater, Madagaskar’da Afrika veya Hindistan’dakinden çok daha fazla lemur türü olduğunu gözlemlemişti. Sonrasında da Madagaskar’ın hayvanın orijinal anavatanı olduğunu iddia etmişti.

Lemurya bilgi
Madagaskar, lemurların doğal olarak yuva dedikleri tek yerdir. Tüm şekil ve boyutlarda 100’den fazla lemur türü vardır. Lemur türlerinin sayısı genellikle yeni keşifler ve genetik testler nedeniyle değişir. Bu da yeni türlerin bilimsel sınıflandırılmasına yol açar.

Darwin’in Türlerin Kökeni adlı kitabının 1859’da yayınlanmasının ardından, ancak levha tektoniği fikri ortaya çıkmadan önce, araştırmacılar Madagaskar lemurları gibi bazı hayvan türlerinin neden birbirinden çok uzak topraklarda ortaya çıktığını anlamaya çalışıyorlardı.

Teorilerden bir tanesi, bir zamanlar bir kara köprüsünün Afrika ile Hindistan’ı birbirine bağlamış olmasıydı. Bu kapsamda Sclater, bu “Lemurya” kıtasının Hindistan’ın güney noktasına, güney Afrika’ya ve batı Avustralya’ya dokunduğunu ve sonunda okyanus tabanına battığını öne sürdü. Çok geçmeden tarih öncesi denizlerin ha­ritaları, varsayımsal ka­ra köprüleriyle dolmuştu. Ancak kara köprüleri bile bazı şeyleri açıklamaya yetmiyordu.

Lemurya: Neredeyse Gerçek Olduğu Anlaşılan Efsanevi Kayıp Kıta
Lemurya kıtasının insanlığın beşiği olduğunu iddia eden bir harita

Kısa süre sonra, diğer tanınmış bilim insanları ve yazarlar Lemurya teorisini geliştirmeye başladılar. 1860’larda, Alman biyolog Ernst Haeckel, Lemurya’nın insanların Asya’dan (o zamanlar bazıları tarafından insanlığın doğum yeri olduğuna inanılan) ve Afrika’ya göç etmesine izin veren şey olduğunu iddia eden bir çalışma yayınladı.

Haeckel’in yardımıyla, Lemurya teorileri 1800’ler boyunca ve 1900’lerin başlarına kadar devam etti. Bu, modern bilimin Afrika’da eski insan kalıntılarını keşfetmesinden önceydi. Bu aynı zamanda modern sismologların levha tektoniğinin bir zamanlar birbirine bağlı olan kıtaları birbirinden uzaklaştırıp bugünkü biçimlerine nasıl taşıdığını anlamalarından da önceydi. ( Ek okumalar için: Alfred Wegener’in Kıtaların Kayması Teorisi Nedir? Kıtaların Hareket Halinde Olduğunu Nasıl Öğrendik?)

İşin İçine Sözdebilim Karışmasaydı Lemurya Kıtası Fikri Çoktan Unutulurdu!

Lemurya: Neredeyse Gerçek Olduğu Anlaşılan Efsanevi Kayıp Kıta
Helena Petrovna Blavatsky ya da Helena von Hahn, Alman asıllı Rus okültist. Teosofi Derneği’nin kurucusu ve teosofinin batıda yaygınlaşmasını sağlayan kişidir. Madam Blavatsky diye de bilinir. Batı teozofisi bir yandan okült gelenek, diğer yandan Doğu gelenekleri üzerine kurulmuş, ezoterik bilgilerden yararlanan felsefî bir sistemdir.

Lemurya kıtası kavramının insanlarının zihinlerine kazınmasına neden olan kişilerin başında Rus okültist, medyum ve yazar Elena Blavatskaja idi. Bu kıta ile ilgili bilgiler 1888’de yayınladığı The Secret Doctrine isimli kitapta yer alır. Blavatskaja, bu kıtada 15 metrelik, dört kollu, hermafrodit bir ırkın dinozorlarla birlikte geliştiğini öne sürmüştü.

Hatta bu Lemuryalıların bugün sahip olduğumuz lemurlara dönüştüğünü bile iddia etmişti. İnanılması zor gelse bile bu fikir insanlara mantıklı gelmiş olacak ki kısa sürede kabul gördü. Daha sonra, Lemurya kıtası fikri romanlara, filmlere ve çizgi romanlara dahil olacaktı. Bu da fikrin kolayca yaygınlaşması anlamına geliyordu.

Lemurya: Neredeyse Gerçek Olduğu Anlaşılan Efsanevi Kayıp Kıta
Lemurya’nın sözde yerini gösteren harita,

Modern zamanlara yaklaştıkça bu fikrin modası geçmeye başlayacaktı. Sonucunda lemurların göçünden sorumlu kayıp bir kıta ve kara köprüsüne dair tüm teoriler de ortadan kalktı. Ancak jeologlar 2013 yılında Hint Okyanusu’nda kayıp bir kıtanın izlerini keşfettiklerinde işler bir kere daha karıştı.

Bilim İnsanları, Kayıp Kıta Lemurya’yı Sonunda Buldu mu?

Araştırmaya göre, yaklaşık 200 milyon yıl önce, süper kıta Gondwana, Afrika, Hindistan, Avustralya ve Antarktika parçalarına ayrıldı. Bu süreçte Mauritius da batısındaki Madagaskar Adası’ndan koptu. Bilim insanları, adada bulunan zirkon minerali parçalarını inceledi. Sonucunda da Mauritius’un kıtasal kökenlerinin çok daha eskiye uzandığını fark etti.

Lemurya: Neredeyse Gerçek Olduğu Anlaşılan Efsanevi Kayıp Kıta
Mauritius adası

İlerleyen süreçte, uluslararası bir uzman ekip, Mauritius yakınında, Hint Okyanusu’nun tabanında 50-80 milyon yıl öncesine ait yaklaşık 25-30 kilometre kalınlığında bir kara kütlesi keşfedecekti. Bu zirkonun uzun zaman önce Hint Okyanusu’na batmış çok daha eski bir kara kütlesinden geldiği anlamına geliyordu.

Bilim insanları, kıtaların birbirinden ayrılması sürecinde dev dalgaların altında kalarak okyanusun derinliklerine gömüldüğü sanılan bu kayıp kıtayı Lemurya olarak adlandırmak yerine, Mauritia adını verdiler.

Lemurya: Neredeyse Gerçek Olduğu Anlaşılan Efsanevi Kayıp Kıta
Güney Afrika, Witwatersrand Üniversitesi’nden yerbilimciler, Mauritius adasının altındaki okyanus tabanının adadan çok daha eski olduğunu fark ettiler. Sonrasında da lavlarla kaplı mini Mauritia kıtasını bulduklarını duyurdular.

Levha tektoniği ve jeolojik verilere göre Mauritia, yaklaşık 84 milyon yıl önce, Hint Okyanusu’nda kaybolmuştu. Ve bu genel olarak Sclater’ın bir zamanlar iddia ettiği şeyle aynı çizgide olsa da, yeni kanıtlar, lemurlara dönüşen kadim bir Lemuryalı ırkı fikrini rafa kaldırıyordu. Çünkü lemurlara yaklaşık 54 milyon yıl öncesine kadar Madagaskar’da rastlanmıyordu.

Yine de, Sclater diğer bazı bilim insanları kısmen haklıydı. Sonucunda gerçekten de Hint okyanusunda kayıp bir kıta vardı. Ancak bu muhtemelen efsanevi Lemurya kıtası değildi. Yazımızın devamında göz atmak isterseniz: Dünya’nın Bir Sonraki Süper Kıtası Amasia İle Tanışın


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Deniz Kartal

Uludağ Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Mezunu, Uzun yıllar IT sektöründe çalıştı, GSM sektöründe teknoloji danışmanlığı, ulusal gazetelerde teknik yöneticilik yaptı. Dunyalilar.org kurucu editörlerinden biridir. Seyahat etmeyi, araştırmayı, yazmayı ve okumayı sever.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu