Felsefe

Karl Popper: Neden Doğruluk Değil de Yanlışlanabilirlik Önemlidir Der?

Bir fikrin bilimsel olup olmadığını ne belirler? Karl Popper’ın yanlışlanabilirlik kuramı bu soruyu farklı bir biçimde ele almamızı sağlar. Cevabı ‘‘Yanlışlanamayan, katı olarak sınanamayan her bilimsel kuram, sonsuza kadar hipotez veya tahmin olarak kalmaya mahkûmdur. ” biçimindedir.

Birinin en çok korktuğu şeyin, aslında o kişinin hararetle en çok karşı çıktığı şey olduğunu söylenir. Bu söylemi felsefe açısından ele alırsak modern çağda felsefenin en çok safsatadan, korktuğunu söyleyebiliriz. Felsefenin, verimli düşünmenin önünde duran saçmalıklarla kirlendiğine dair bu korku, yirminci yüzyılın başlarında zirveye ulaştı.

Illustration by Sandbox Studio, Chicago with Corinne Mucha

Bu nedenle bir çok filozof basit kurallar bularak felsefi söylemi saçmalıktan kurtarmaya çalıştılar. “Özellikle teoriler, ifadeler ve durumlar söz konusu olduğunda, dünyada neyin anlamlı olduğuna nasıl karar veririz?” sorusunun cevabını bulmaya çalıştılar.  

Önerilerden birisi filozof Alfred Jules Ayer tarafından ortaya atılan doğrulama ilkesi veya doğrulamacılık idi. İlke çeşitli biçimlerde ortaya çıksa da kısaca yalnızca duyum referansı ile doğrulanabilen önermelerin anlamlı olduğunu savunuyordu. Örneğin ‘Güneş sistemimizde 8 gezegen vardır’ gibi bilimsel ifadeler, bilimsel araç ve gereçlerle doğrulanabilecekleri için anlamlıdır.

Öte yandan metafizik ifadeler, din ve ahlak ile ilgili söylemler, duyu deneyimini aşan bir dünya hakkında önermeler ifade ettikleri için doğrulanamaz. Bu durumda, Ayer’e göre bu tür ifadeler bilişsel olarak anlamsız kabul edilmelidir. Bu durumu düzeltmek için, doğrulamanın izinden yanlışlama geldi.

Karl Popper
Karl Raimund Popper (1902 – 1994) 20. yüzyılın en etkili düşünürlerinden biriydi. Bilim felsefesine katkısı, bir teorinin nasıl kurulabileceğine dair fikirleri altüst etmekti. Çalışmaları, hem bilim felsefesinde, hem bilimin kendisinde hem de daha geniş bir sosyal bağlamda geniş etkisi ile dikkate değerdir.

Yanlışlanabilirlik Kuramı Nedir?

Bilim, daha sonra test edilen ve belki de çürütülen varsayımlar (hipotezler) yaparak ilerler. Bu varsayımlar çürütülürse, başka varsayımlarla değiştirilmelidir. Bilimsel yasalar gibi evrensel iddialar tam olarak doğrulanamayabilir; ancak tamamen yanlışlanabilir.

Bir varsayımın doğru kabul edilmesi için ve herhangi bir varsayımın bilimsel bir kuram olarak kabul edilmesi için önce, o varsayımın yanlışlanabilir yani çürütülebilir olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, Popper’a göre herhangi bir bilimsel iddianın yanlış olduğu kanıtlanabilmelidir. Eğer yoğun çabalardan sonra böyle bir kanıt bulunamazsa, o zaman o iddianın çok büyük olasılıkla doğru olduğu sonucuna varılmalıdır.

“Bütün kuyruklu yıldızlar eliptik yörüngelerde hareket eder” iddiasını çürütmek için, eliptik yörüngede hareket etmeyen tek bir kuyruklu yıldız bulmanız yeterlidir. Bilimde, bu varsayımda bulunma ve çürütme süreci, belki de sonsuza kadar devam eder.

Doğrulama ve yanlışlama bir madalyonun iki yüzü değildir. Ayer gibi doğrulamacılar ilkelerini felsefe kapsamında ele almışken, Karl Popper yanlışlamayı bilime özgü bir yöntem olarak görmüştü. ncak doğrulama ve yanlışlamanın ortak noktası, bir önermenin iyi bir teorinin parçası olabilmesi için bir şekilde test edilebilir olması gerektiği fikridir.

Karl Popper için bilimsel kuramın oluşum mantığı

Popper, bilimi iki aşamalı döngüler halinde işleyen bir kavram olarak tasavvur eder. 1. aşama, bilim insanlarının dünyanın nasıl olduğu hakkında bir hipotez sunduğu varsayım aşamasıdır. Popper’ın görüşüne göre, iyi bir hipotez risk alan, iddialı olandır. İkinci aşama ise çürütme aşaması olmalıdır. Bir hipotez yanlışlandıktan sonra da döngü tekrar başlar.

Bu bilimsel ilerleme anlayışı aynı zamanda belirli bir dizi bilimsel erdemi de ima eder. Popper için ideal bilim insanının biri yaratıcılık ve titizlik diğeri ise şüphecilik olmak üzere iki yönü olmalıdır. Bilimsel kuramı öne sunan kişi, kuramının hangi koşullarda savunamayacağını da düşünmelidir.

Son söz Popper’dan: “Bilim eleştirel bir uğraştır. Varsayımlarımızı eleştirel biçimde sınarız. Hataları bulmak, hataları ayıklayabilmek ve böylece doğruya daha da yaklaşmak için onları eleştiririz… Bilim doğruyu bulma aracıdır.’’


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Olgun Duran

Ömür boyu öğrencilik felsefesini benimsemiş amatör tiyatro oyuncusu ve TEGV gönüllüsü; kitaplarından, doğaya hayranlığından, yeni yerleri görmekten, gittiği yerlerin kültürünü keşfetmekten ve bunların uğruna çabalamaktan vazgeç(e)meyen kişi...  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu