Kimya

Çernobil Nükleer Patlamasının Bize Hatırası Olan Fil Ayağı Nedir?

Eğer bugün bir tane muz yediyseniz 0.1μSv (0.0001mSv) radyasyona maruz kaldınız. Yakın zamanda bir göğüs röntgeni çektirdiyseniz, vücudunuza yaklaşık 0,2 mSv radyasyon girmiştir. Ama endişelenmeyin; bu seviyeler insan sağlığı için tamamen zararsızdır.

fil ayağı nedir

Fakat bir gün, pek olası olmasa da, “Fil Ayağı” ile karşılaşmak zorunda kalırsanız işte o zaman gerçekten endişelenmelisiniz.

1986’da Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe meydana gelen patlama bölgeyi sarstı. Patlamanın hemen ardından radyasyon o dönemin Sovyetler Birliği topraklarına yayıldı. Felaketin kalıntıları arasında, bugün “Fil Ayağı” olarak bilinen dünyanın en ölümcül nesnelerinden biri oluştu.

Erimiş reaktör çekirdeği malzemeleriyle enkazın birleşiminden ortaya çıkan bu nükleer çamur kütlesi hâlâ santralin altında duruyor ve dünyanın en kötü nükleer kazasının ürkütücü bir simgesi olarak varlığını sürdürüyor.

Çernobil Nükleer Patlamasının Bize Hatırası Olan Fil Ayağı Nedir?
Patlamanın hemen ardından 31 kişi hayatını kaybetti, ancak uzun vadede ölü sayısına dair tahminler 4.000 ile 60.000 arasında değişiyor. Çernobil nükleer felaketi hakkında daha fazla bilgi için, Çernobil isimli diziyi izlemenizi öneririz.

Çernobil’deki Fil Ayağı Tam Olarak Nedir?

Reaktörün erimesinden kısa bir süre sonra, santralin alt katlarında garip erimiş yapılar oluşmaya başladı. Bunlardan biri, ürkütücü bir şekilde fil ayağını andıran bir kütleydi. Daha sonra bilim insanları bu yapıyı “koriyum” olarak tanımladı.

Uranyum, zirkonyum, grafit, çelik ve kumun yakıcı bir karışımından oluşan bu son derece radyoaktif çamur, reaktörün borularından süzülerek ilerledi ve sonunda bodrum katında soğuyarak katılaştı.

Bu fotoğraftaki kişi, Fil Ayağına yakınlığı nedeniyle muhtemelen ölüm değilse de sağlık sorunları yaşadı.

Zirve noktasında Fil Ayağı saatte 10.000 röntgenden fazla radyasyon yayıyordu—bu, bir insanı dakikalar içinde öldürmeye yetecek bir seviyeydi. Uzmanlar bu maruziyeti, tek seferde 4,5 milyon göğüs röntgenine girmeye benzetti. Erken dönemde maruziyetin belirtileri arasında kusma, ishal ve ateş yer alıyordu. Bilim insanlarına göre, onun yakınında beş dakika durmak bile iki gün içinde ölüme yol açabilirdi.

Buna rağmen, ölümcüllüğüne aldırmadan fotoğraf çekmek ve inceleme yapmak için ona yaklaşanlar oldu. Ancak bu cesaret çoğu zaman ağır kişisel bedellere mal oldu.

En ikonik kayıtlardan biri 1996’da Kazakistanlı radyasyon uzmanı Artur Korneyev tarafından yapıldı. Korneyev, özel koruyucu giysisini giyerek ekibiyle birlikte 4 numaralı reaktörün altındaki suyla dolmuş, pas izleriyle kaplı derinliklere indi. Çektiği görüntüler grenli, ürkütücü ve klostrofobikti; metal enkazlar ve örümcek ağlarıyla doluydu. Fakat merkezde, tüm dikkatleri üzerine çeken şey Fil Ayağı’ydı.

Kazak uzman Artur Korneyev, 1996’da en ünlü görüntülerden birini çekti. Zararsız görünen katılaşmış lav yığınının dünyadaki en ölümcül şeylerden biri olduğuna inanmak zordur. Ancak Fil Ayağı, saatte 8.000 röntgen gibi muazzam miktarda bir radyasyona maruz kalmanıza neden olu

Felaketten üç yıl sonra, fizik teknisyeni Alexander Kupny 4 numaralı reaktörün kalıntılarını belgelemek için gönüllü oldu. 1989’da defalarca içeri girdi ve radyasyona maruz kalma süresini sınırlayarak akut radyasyon sendromundan kurtulmayı başardı.

Tarihteki nükleer erimeler sırasında yalnızca dört başka koriyum oluşumu ortaya çıktı. Hiçbiri Fil Ayağı kadar kötü bir şöhrete ya da kamuoyunda bilinirliğe ulaşmadı.

Sonuç Olarak

Yıllar geçtikçe Fil Ayağı güç kaybetti ama hâlâ ölümcül dozda radyasyon yayıyor. Araştırmacılar, risk almadan çözüm bulabilmek için laboratuvarlarda minyatür kopyalar üretmeye çalışıyor.

Çernobil’in yarattığı iz ise hâlâ silinmedi. Birleşmiş Milletler, 400.000’den fazla insanı bölgeden tahliye ettiğini raporladı. 500.000’den fazla itfaiyeci ve temizlik işçisi yüksek radyasyona maruz kaldı. İlk günlerde 31 kişi öldü, ancak uzun vadede ölü sayısına dair tahminler 4.000 ile 60.000 arasında değişiyor. Binlerce tiroid kanseri vakası doğrudan patlamanın izini taşıyor.

Ağaçlar eski nükleer santralin etrafındaki alanı yeniden ele geçirmiş durumda.

Bununla birlikte araştırmacılar, bu kopyanın tam bir eşleşme olmadığını vurguluyor ve buna dayalı çalışmaların temkinle değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu yüzden bilim insanları, Fil Ayağı’nın yaratabileceği olası felaketleri önlemenin yollarına odaklanmayı tercih ediyor.

2022’de savaş Çernobil’in tehlikesini yeniden gündeme getirdi. Rus ordusu santrali ele geçirdi, bu durum dünya çapında paniğe yol açtı. Ukraynalı çalışanlar jeneratörlerin devre dışı kalması hâlinde sonuçların felaket olacağını söyledi. Aynı dönemde Rus askerleri Yasak Bölge’de hendek kazdı ve yüksek dozda radyasyona maruz kaldı. Bir kez daha dünya hatırladı: Çernobil geçmişte kalmadı. Hâlâ açık bir yara… Hâlâ radyoaktif.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir