Tıp ve Sağlık

Vücut Kitle İndeksi (BMI) Nedir? Vücut Kitle İndeksinin Sağlığımız Hakkında Söylediklerine Ne Kadar İnanalım?

Medeniyetimizin ilerlemesiyle birlikte daha rahat koşullar altında yaşamaya başladık. Sanayi Devrimi’nin hediyesi hızlı üretim sayesinde ve genetik biliminin gelişimiyle artık yiyecek peşinde koşmamıza gerek kalmadı. Bunların bir sonucu olarak bugün obezite diye bir kavramdan söz ediyoruz. Obezitenin sınırlarını belirlemek içinse vücut kitle indeksi adını verdiğimiz bir yöntemden yararlanıyoruz.

Vücut Kitle İndeksi (BMI) Nedir?

Vücut Kitle İndeksi (BMI: body mass index), bireyin kilo durumunu değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan bir ölçüdür. Vücut ağırlığı ile ilişkili çeşitli sağlık durumlarının hastalık riskini değerlendirmek için sağlık ve halk sağlığı ortamlarında standart bir araç haline gelmiştir. Bununla birlikte tarihi ve gelişimi, sınırlamaları ve tartışmaları hakkında bazı ilginç bilgiler mevcuttur.

Bu nedenle biz de bu yazımızda tarihsel gelişiminden ve nasıl hesaplandığından bahsedeceğiz. Ayrıca vücut kitle indeksinde çıkan sayının sağlığımız hakkında söylediklerine ne kadar inanmamız gerektiğini tartışacağız. Hazırsanız başlayalım!

Vücut Kitle İndeksi Nedir Ve Nasıl Ortaya Çıktı?

Vücut kitle indeksinin bir doktor veya sağlıkla ilgili çalışmaları olan bir bilim insanı tarafından bulunduğunu tahmin etmiş olabilirsiniz. Fakat gerçek bundan çok daha farklıdır. Vücut kitle indeksi, 19. yüzyılda Belçikalı matematikçi Adolphe Quetelet tarafından ortaya atılmıştır. Quetelet indeksi olarak adlandırılan formül, kişinin ağırlığının boyunun metre cinsinden karesine oranına dayanıyordu. Başlangıçta bu formül, bireysel şişmanlığı değerlendirmek için değil, hükümetin kaynak tahsisine yardımcı olmak amacıyla ortaya konmuştu.

Vücut Kitle İndeksi Nedir Ve Nasıl Ortaya Çıktı?
Adolphe Quetelet (1796 – 1874), Belçikalı astronom, matematikçi, istatistikçi ve sosyologdur. Brüksel Gözlemevi’nin kurucularından biri olmasıyla ve sosyal bilimleri istatistiksel yöntemlerle tanıştırmasıyla tanınır.

Quetelet, ortalama insan fikrine kendisini kaptırmış bir kişilikti. Vücut kitle indeksi de bu ortalama insan fikri üzerine şekillenmiş bir formüldü. Fakat Quetelet’nin ortalama insanın pek de ortalamayı yansıttığı söylenemez. Çünkü Quetelet, formülünü ortaya koyarken sadece erkeklerle çalışmıştı. Özellikle de İskoçya ve Fransa’dan gelen beyaz erkekler çoğunluğu oluşturuyordu. Kısacası bırakın genel olarak insanların ortalamasını yansıtmasını, Quetelet’nin formülü erkekler için bile bir genelleme olamıyordu.

Buna rağmen vücut kitle indeksi, kişilerin bireysel ağırlık durumunu değerlendirmek için bir araç olarak zamanla popülerlik kazandı. Çünkü BMI’ın kabulü araştırmacıların, epidemiyologların ve doktorların kolay ve ucuz ölçümler yapmasını sağlıyordu.

Vücut Kitle İndeksi (BMI) Nedir?
Vücut kitle indeksi (BMI), kilogram cinsinden kütlenizin metre cinsinden boyunuzun karesine oranıyla hesaplanmaktadır.

Vücut kitle indeksi hesaplamanın altında yatan varsayımsa, kilonun boyun karesiyle orantılı olarak artmasıdır. Bu varsayım yüksekliğin bir bireyin enine büyümesini temsil ettiği, ağırlığın ise genel vücut kütlesini yansıttığına dayanmaktadır. Fakat zaman içerisinde bu varsayıma karşı çıkanlar da olmuştur. Çünkü bu varsayım kemik ve kas yoğunluğu gibi faktörleri göz ardı eder.

Vücut Kitle İndeksinin Bazı Sınırlılıkları ve Hakkındaki Tartışmalar

Günümüzde internet sayesinde çeşitli sitelerde veya sağlık kuruluşlarında vücut kitle indeksimizi rahatlıkla hesaplatabiliyoruz. Çıkan sayıya göre de bazı yargılara varıyoruz. Örneğin vücut kitle indeksimiz 18.5 ile 25 arasındaysa normal kiloda olduğumuzu kabul ediyoruz. 25’in üzerindeyse kilo vermemiz gerektiğine karar veriyoruz. Peki bu düşüncelerimiz ne kadar doğru? Gelin hesaplamanın bazı sınırlılıklarına değinerek bu fikrimizi tekrar gözden geçirelim.

Vücut Kitle İndeksi (BMI) Nedir?
Hesaplamasında bulduğumuz sonuçların nasıl kategorize edildiğini gösteren bir tablo.

1. Kompozisyonunu Tam Olarak Temsil Edemiyor

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi vücut kitle indeksi hesaplamak, vücuttaki kemik, kas ve yağ oranlarını hesaba katmaz. Sonuç olarak yüksek kas ve düşük yağ kütlesine sahip olan bireylerin vücut kitle indeksi yüksek çıkacaktır. Bu da onların yukarıda vermiş olduğumuz tabloya göre fazla kilolu veya obez olarak değerlendirilmelerine yol açabilir. Sporcular ve vücut geliştirmeyle ilgilenen kişiler genelde bu kategoriye girer.

2. Bel Çevresinin Dikkate Alınmaması

Vücut kitle indeksi hesaplamanın bir diğer eksiği de bel çevresini göz ardı etmesidir. Çünkü bel çevresini ölçmek, viseral (iç organlardaki) yağlanmayı en kolay tespit etme yollarından biridir. Ayrıca iç organlardaki yağlanmanın kalçanızda veya bacaklarınızda biriken yağdan daha tehlikeli olduğunu söylemekte de fayda var. Çünkü iç organ etrafındaki yağlanmaların kalp hastalıkları ve diyabet riskini bölgesel yağlanmadan daha fazla arttırdığı bulunmuştur.

Vücut Kitle İndeksi (BMI) Nedir?

3. Başlangıçta Vücut Kitle İndeksinin Amacı Bireysel Değerlendirme Yapmak Değildi

Adolphe Quetelet’nin kendisi vücut kitle indeksinin bireysel kilo değerlendirmeleri için kullanılmaması gerektiğini belirtmişti. Yine de bu yöntem, bireysel değerlendirme amaçlı kullanılmaya devam etmiştir. Böyle olmasının sebeplerinden birisiyse hiç kuşkusuz sigorta şirketleridir. Çünkü sigorta şirketleri prim oranlarını belirlemek için vücut kitle indeksi yöntemini kullanıyordu. Daha yüksek indekse sahip bireylere daha yüksek prim oranları veriyordu.

4. Vücut Kitle İndeksi Her Grup İçin Doğru Sonuçlar Vermiyor

Bu hesaplama yöntemi her yaş grubunda ve farklı etnik kökenlerdeki insanlarda doğru değerlendirmeler yapmamızı engellemektedir. Yaş aldıkça vücut kompozisyonu değiştiğinden bir çocuk, bir yetişkin ve bir yaşlıyı aynı şekilde değerlendirmemiz mümkün değildir. Farklı etnik kökenlerdeki insanlar üzerinde yapılan çalışmalardaysa oldukça şaşırtıcı sonuçlar elde edilmiştir. Örneğin Asyalı insanlar daha düşük vücut kitle indeksi değerlerinde sağlıklıyken, Polinezyalılar daha yüksek indeks değerlerinde daha sağlıklı olmaktadır.

Yanı sıra BMI hesaplama, kadın ve erkek vücutlarındaki kompozisyon farkını da göz ardı eder. Görselde de gördüğünüz gibi kadınlar evrimsel olarak daha yüksek yağ oranlarına sahip olması gerekmektedir. Buna karşılıksa erkekler daha yüksek kas oranına sahip olması gerekmektedir.

5. Kategorizasyonun Basit Olması

Vücut kitle indeksinizi hesapladıktan sonra önceden oluşturulmuş belli aralıklara göre kendinizi değerlendirirsiniz. Peki hiç düşünmüş müydünüz, neden 18.5 ile 25 arası normal, 25 ile 30 arası fazla kilolu ve 30 üstü obez diye değerlendiriliyor? Bu aralıkları kim, nasıl belirledi? Aslında bu aralıklar keyfidir. Bunu biraz da sayıların 25 ve 30 gibi kolay sayılar olmasından çıkarsayabilirsiniz. İşte kategorizasyonun bu denli basit olması bazı uzamanlar tarafından çokça eleştiri almaktadır.

Sonuç Olarak;

Az önce saydığımız sınırlılıklarına rağmen vücut kitle indeksi hesaplama, halk sağlığını politikalarını ve müdahalelerini şekillendirmede önemli bir rol oynamıştır. Kilo durumundaki nüfus eğilimlerini izlemek, risk altındaki grupları belirlemek ve obezite salgınını azaltmayı amaçlayan halk sağlığı girişimlerine rehberlik etmek için araç olarak kullanılmıştır.

BMI’ın yaygın kullanımına rağmen ondan daha isabetli sonuçlar verecek alternatif yöntemler de mevcuttur. Kemik yoğunluğu ve yağ oranı gibi vücut kompozisyonunu ölçen Çift Enerjili X Işını Absorbsiyometrisi (DEXA) bu yöntemlere örnektir. Fakat bu alternatif yöntemler daha maliyetli olduğundan vücut kitle indeksi tercih edilmektedir.

Çift Enerjili X Işını Absorbsiyometrisi (DEXA) yöntemiyle vücut kompozisyonun ölçüm sonuçlarını görüyorsunuz.

Peki biz elde ettiğimiz BMI sonuçlarını nasıl yorumlayalım? Öncelikle şunu hatırlatmakta fayda var. Günümüzde kullandığımız vücut kitle indeksi hesaplama yöntemi Quetelet’nin bulduğu formda değil. Zaman geçtikçe üzerinde çeşitli düzenlemeler ve geliştirmeler yapıldı. Ancak yine de sadece bu hesaplamadan çıkan sonuca dayanarak sağlığımız hakkında yorum yapmak doğru değildir. Bu nedenle uzamanlar tarafından da verilen genel tavsiye, tartıdaki ya da hesaplamalardaki sayılara odaklanmak yerine hangi pozisyonda sağlıklı olduğunuza odaklanmak olacaktır.


Kaynaklar ve İleri Okumalar

Matematiksel

Melike Üzücek

Ankara Fen Lisesi'nden mezun oldum. Erdemli insanların yetişmesinde en önemli unsurun eğitim olduğunu düşündüğüm için lisans eğitimime matematik eğitimi üzerinden devam ediyorum. Kitap okumayı yazarların zihinlerine, düşünce dünyalarına girmek olarak gördüğümden kitap okumak benim için boş zaman aktivitesinden çok daha farklı bir konumdadır. Araştırma yapmayı ve sorgulamayı seven biriyim. Matematik ve biyoloji başta olmak üzere felsefe, astronomi, modern fizik ile ilgileniyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu