Bazı kitaplar ve yazarlar, yalnızca “okunmaya değer” oldukları için değil; aynı zamanda son derece tuhaf, alışılmışın dışında ve anlaşılması güç oldukları için hafızalarda yer eder. Bu yazıda, edebiyat tarihine damga vurmuş beş sıra dışı kitabı ve onları benzersiz kılan özellikleri inceleyeceğiz.
Codex Seraphinianus – Luigi Serafini (1981)

Luigi Serafini, 1981’de yayımladığı Codex Seraphinianus ile edebiyat ve sanat dünyasına bambaşka bir evren sundu. “Başka bir dünyanın ansiklopedisi” olarak tanımladığı bu eser, baştan sona tuhaf ve sürrealist çizimlerle dolu. Yanlarında dev gözler taşıyan balıklar, çift başlı gergedanlar, yavaş yavaş timsaha dönüşen âşıklar… Bunlar, Serafini’nin taşkın hayal gücünden yalnızca birkaç örnek.
Sanatçı, bu imgeleri mevcut dillerin anlatamayacağını düşünerek tamamen kendine özgü bir alfabe ve dil yarattı. Bu uydurma yazı, bütünüyle hayalî bir evrene ait. Kitabı okumaya çalışmak, okuma-yazma bilmeyen bir çocuğun ansiklopedi karıştırmasına benziyor. Üstelik sayfa numaraları bile alışılmışın dışında; 21 tabanına dayalı özel bir sistemle yazılmış.
Metnin anlamını tamamen çözmek mümkün değil; ancak çizimler çeşitli ipuçları sunuyor. İlk bölüm, bu hayalî dünyanın doğa bilimlerine; sıra dışı fiziğine, mekaniğine, bitki ve hayvan yaşamına odaklanıyor. İkinci bölüm ise insan benzeri bir uygarlığın yaşamını konu alıyor.
Finnegans Wake – James Joyce (1939)

James Joyce, 1939’da yayımladığı Finnegans Wake ile modernist edebiyatın en tuhaf ve en unutulmaz eserlerinden birine imza attı. On yedi yıl boyunca üzerinde çalıştığı bu roman, edebiyat tarihinde eşi benzeri olmayan, yoğun, karmaşık ve okuması adeta meydan okuyan bir metin olarak kabul edilmektedir.
Joyce, metni ağırlıklı olarak İngilizce yazsa da kelimeleri ustalıkla büker; farklı dillerden parçalar katar, kendi uydurduğu ses taklitlerini serpiştirir. Cümleler din, mitoloji, edebiyat ve felsefeye yapılan gizli göndermelerle doludur.
Romanın konusunu net biçimde anlatmak neredeyse imkânsızdır. Mekânlar bile bölümden bölüme kayar. Karakterler konusunda biraz daha fazla ortak görüş vardır.
Görünüşe göre hikâye Earwicker ailesi etrafında döner. Ancak bu aile, bambaşka kişilerin farklı yansımaları olabilir. Belki de birkaç ana karakter sürekli isim, görünüş ve meslek değiştirir. Bu nedenle Finnegans Wake, ne kadar okursanız o kadar farklı yorumlayabileceğiniz bir roman hâline gelir.
Eser, yayımlandığı ilk günden beri hem okurları hem de eleştirmenleri afallatmıştır. Joyce’un Work in Progress adıyla önceden yayımlanan bölümleri bile yakın dostlarını şaşkına çevirmişti. 1939’daki tam basım, eserin karmaşık yapısını ve şöhretini yumuşatmadı.
Meraklı ve sabırlı okurlar için romanın tam metni çevrim içi olarak erişilebilir. Ancak unutmayın: Bu kitap, yalnızca cesur ve inatçı okurların göğüsleyebileceği bir edebiyat yolculuğudur.
The Anarchist Cookbook – William Powell (1971)

William Powell, henüz genç bir delikanlıyken, 1971’de The Anarchist Cookbook’u kaleme aldı. Kitap yayımlandığı anda büyük bir tartışma yarattı; bu tartışmalar, içeriğinden çok ününü pekiştiren başlıca unsur oldu.
Powell, eserini patlayıcılar, uyuşturucular ve çeşitli yasa dışı düzenekler için bir “kullanım kılavuzu” olarak tasarlamıştı. Ancak anarşist felsefeye dair bilgisi yüzeysel kaldığından, kitabın hedef kitlesi de belirsizleşti.
İçerik, güvenilirliği tartışmalı bilgiler ile tamamen uydurma tariflerin bir karışımından oluşuyordu. En dikkat çekici örneklerden biri “bananadin” tarifiydi. Powell, muz kabuğunu kurutup içmenin halüsinojen etkisi yaratacağını iddia ediyordu. Tarife göre bunun için tam 15 kilo muz gerekiyordu. Gerçekteyse bu maddenin hiçbir etkisi yoktu. Yine de Powell, böyle bir şeyin toplumsal kargaşa sırasında “işe yarayabileceğini” öne sürmüştü.
Powell, yıllar sonra kitabını açıkça reddetti. Ancak telif haklarını korumadığı için eser, onun isteğine rağmen dolaşımda kalmaya devam etti ve iki milyondan fazla sattı. Hatta bazı suç vakalarında adı geçti.
Sonuç olarak The Anarchist Cookbook, tuhaf kitaplar arasında belki de en tartışmalı örneklerden biridir. Yine de tavsiyemiz, gerçekten ilginç ve farklı eserler keşfetmek istiyorsanız, listedeki bir sonraki kitaba geçmeniz yönünde olacaktır.
Gadsby – Ernest Vincent Wright (1939)

İngilizce’de en sık kullanılan harf olan “E” harfini hiç kullanmadan bir roman yazmak imkânsız gibi görünür. Ernest Vincent Wright, 1939’da bu zorluğu göze aldı ve başardı.
Roman, Branton Hills adlı küçük bir kasabada yaşayan John Gadsby’nin hikâyesini anlatır. Kasaba zor günler geçirmektedir. Gadsby, gençleri bir yurttaşlık örgütüne katılmaya teşvik ederek şehri yeniden canlandırmaya çalışır. Anlatıcı, kasabanın geçmişini ve Gadsby’nin çabalarının zamanla yarattığı değişimi aktarır.
Tüm bu olaylar, tek bir “E” harfi kullanmadan yazılmıştır. Bu kural, Wright’ı alışılmadık kelime seçimlerine ve dolambaçlı cümle yapılarına zorlar. Ortaya çıkan metin, hem dil hem de sabır açısından olağanüstü bir deneysel çalışma niteliği taşır.
Wright, kitabı yayımlamakta zorluk yaşadı. Sonunda bir vanity press (ücret karşılığı yayın yapan yayınevi) aracılığıyla basımı gerçekleşti. İlk baskı uzun yıllar boyunca tek baskı olarak kaldı. Bugün orijinal kopyalar son derece nadir ve koleksiyonerler ile kelime oyunu meraklıları tarafından aranan eserler arasındadır.
Gadsby, geniş kitlelere ulaşamamış olsa da, deneysel edebiyatın en ilginç örneklerinden biri olarak tuhaf kitaplar arasında sağlam bir yer edinmiştir.
Voynich El Yazması (15. Yüzyıl)
Gizemli kitaplar listesi, Voynich El Yazması olmadan eksik kalır. Bu eser, edebiyat tarihinin en akıl almaz metinlerinden biridir. 22,5 x 16 cm boyutlarındaki Voynich El Yazması, tamamı elle hazırlanmış yaklaşık 200 sayfa metin ve görsel içerir. Ancak yapılan araştırmalar, eserin orijinal hâlinin 270 sayfadan fazla olduğunu göstermektedir.
El yazısı analizleri, bu eserin tek bir kişi tarafından değil, 2 ila 8 kişilik bir ekip tarafından üretildiğini ortaya koyar. Farklı yazarların kendine özgü yazı biçimleri ve birbirinden farklı şifreleme teknikleri kullanmaları, el yazmasının çözülmesini daha da zorlaştırır. Bulgulara göre bu ekip, kitabı tamamlamak için yaklaşık bir ay çalışmış görünmektedir.

Eserin en dikkat çekici unsurları arasında astrolojik diyagramlar, egzotik bitki illüstrasyonları ve çıplak insan figürlerini içeren çizimler yer alır. Bununla birlikte, kitabın en olağanüstü yönü, tamamına yakın kısmını kaplayan şifreli metindir. Bu metin, bugün “Voynichese” ya da “Voynich Kodu” olarak adlandırılan bilinmeyen bir dilde yazılmıştır.
Bu yazı sistemi, hem bir dil gibi davranır hem de doğal dillerin kurallarına meydan okur. Zipf Yasası gibi bazı dilbilimsel düzenleri takip eder; fakat olağandışı düşük entropi değeriyle kelimeler, aynı sayfa üzerinde birbirine fazlasıyla benzer. Aralara serpiştirilmiş birkaç Latince kelime ise anlamı çözmeye yetmez.
Kitabın içeriğine dair yorumlar ise oldukça çeşitlidir: Bir kadın sağlığı rehberi olduğu, büyücülükle ilgili bir el kitabı olabileceği veya bambaşka bir amaç taşıdığı öne sürülmüştür. Ne var ki, bugüne kadar bu iddialardan hiçbiri doğrulanamamış; tüm çözüm girişimleri sonuçsuz kalmıştır. Merak edenler için Yale Üniversitesi, el yazmasının dijital kopyasını çevrim içi olarak ücretsiz erişime açmış durumda.
Kaynaklar ve ileri okumalar
5 of the strangest books ever written. Kaynak site: Big Think. Yayınlanma tarihi: 24 Temmuz 2025. Bağlantı: 5 of the strangest books ever written .
Matematiksel