Set Point Teorisine Göre Diyet Yapmaktan Vazgeçmeniz Gerekiyor!

Kitapçılarda zaman geçirmeyi seviyorsanız, çok satanlar arasında diyet kitaplarının yer alması dikkatinizi çekmiş ve hatta sizi şaşırtmış olmalıdır. Sonuçta günümüzde hiç olmadığı kadar çok diyet kitabı ve her birinin birbirinden yaratıcı önerileri mevcut. Ancak her nedense yine de bir çok kişi kilo vermeyi beceremiyor. Bunu başarsa bile kısa süre sonra verdiği kiloları ve hatta bunun daha da fazlasını geri alıyor. Sonucunda da boşu boşuna kendini iradesiz olmakla suçluyor.

Para kazanmanın harika bir yolu bir diyet kitabı hazırlamaktır. Tek gereken kalori kısıtlaması konusunda yeni bir bakış açısı ve daha önce denenmemiş bir şey ortaya koymaktır. Bu insanların gerçekten dertlerinin çaresi olduğunu düşünecekleri bir şey olmalıdır. Sonraki adım yeni diyet kitabından bir kesiti çoğaltmak ve sosyal medyada yaygınlaşmasını sağlamaktır. İlk medya sıçramasından sonra bir “mucize diyet kitabının” çok satanlar listesine girmesi şu biçimde olur.

1. Aşama: Diyet kitabı, okuyucularına yeni bir diyete başlamaları için ilham verir. Okuyucular, kalorileri kısıtlamayı içeren diyeti takip ederler. Aslında ilk birkaç haftada genellikle 3 ila 7 kg arasında kilo verirler. Sır budur. Bu kilo farkı kısa sürede dikkat çekecektir. Sonrasında da bu kişinin etrafındaki diğer kişiler de bu mucize diyeti merak eder. Bunların bir kısmı kitabı satın alır ve çevresini bu konuda bilgilendirir.

2. Aşama: Aslında bundan sonrası Ponzi şeması gibi yayılıyor. Kitap hakkında sosyal medyada paylaşımlar artar, bunun sonucunda da yüzlerce kopya daha satılacaktır.

3. Aşama: Tüm bunlardan bir kaç ay sonra ortalık sakinleşir. Diyete ve dolayısıyla da kitaba ilgi azalır. Bunun nedeni verilen kiloların geri alınmasıdır. Ancak bu esnada bir çok kişi suçu diyette değil, kendinde bulmayı tercih eder. Kiloları geri alma nedeni irade zayıflığıdır.

Bu noktadan sonra bir çok kişi kitabı aldığı zamana göre daha da kilolu olabilir. Ancak bu onları bir sonraki mucize diyeti aramaktan alı koymayacaktır. Bu kişiler, sürecin diyetin normal bir metabolik sonucu olduğunu bilmeyeceklerdir. Bu nedenle de Set point teorisi yani ağırlık ayar noktası hakkında bilgi sahibi olmak gerekir.

Set Point Teorisi Nedir?

set point teorisi

Diyetler kısa süreli olma eğilimindedir. İdeal kilomuza ulaştığımızda diyeti bir çoğumuz bırakırız. Oysa ki yiyecek herhangi bir zamanda kıt hale geldiğinde yiyecek arama davranış sinyallerimiz ve yüksek kalorili yiyeceklerden aldığımız zevk yukarı doğru çekilir ve orada kalır. Bedenlerimiz bir diyet ile yiyecek kıtlığı arasındaki farkı söyleyemez.

Set point (ayar noktası) teorisi insan vücudunun korumak istediği belirli bir ağırlığa sahip olduğunu ve mümkünse vücudunuzun bu ağırlığı tutmak için yeniden adapte olacağı fikridir. Esasen, bu fikir, vücudunuzun vücut ağırlığını sabit tutmak için daha fazla yiyecek ve daha az yiyecek dönemlerine uyum sağlayacağı anlamına gelir.

Bir diyet yaparken gözden kaçırdığımız şey, sadece görsel olarak değil, işleyiş olarak da bedenlerimizi değiştirmiş olmamızdır. Diyet yaparak 5, 10 veya 20 kilo verdikten sonra biyolojik olarak farklı bir insan oluyoruz. Düşük kalorili diyetlerle ne kadar fazla kilo vermeyi başarırsak metabolizmamız da o kadar yavaşlar. Bunun sonucunda da aktivite seviyeniz değişmese bile daha az kalori yakmaya başlarsınız. Vücudunuz ayrıca besinleri emme şekli ve hormonlarınız da değişecektir. Sonucunda tüm bunlar sizi daha da acıktıracaktır. Devamında da elbette verdiğiniz kiloyu geri almanız artık çok kolaydır.

Bu noktada bir notu düşmemiz gerekiyor. Şu noktaya kadar aktardıklarımız bilimsel gerçekler olsa da ve bu fikir bir çok bilim insanı tarafından desteklense de set point teorisi henüz bir teoridir. Yani bilimsel olarak ispatlanmamıştır. Sonucunda beslenme ve insanları içeren kontrollü deneyleri gerçekleştirmek kolay değildir.

Vücudunuz kaybettiğimiz kiloları geri almamıza yardımcı oluyorsa, aldığımızda da kilo vermemize yardımcı olması gerekmez mi? Vücut yağını düzenleyen bir sistemimiz varsa, kilo almak neden bu kadar kolay? Bilim insanları bu soruları cevaplamak için çalışıyorlar.

Diyet Yapmak Yerine En İyisi Süreci Düzeltmeye Odaklanmaktır

İlk planınız mucize diyetle kilo vermekti ve muhtemelen süreci, yeme ve spor alışkanlıklarını değiştirerek desteklemeyi düşünüyordunuz. Ancak tüm bunları yapsanız ve kilo verseniz bile yine de verdiğini kiloları geri aldınız. Peki diyeti atlayıp doğrudan yaşam tarzı değişikliklerini yapsaydınız ne olurdu?

Diyelim ki diyet yapmak yerine daha kaliteli bir biçimde beslenmeye ve yaşantınıza hareket katmaya karar verdiniz. Bu esnada herhangi bir şeyin kalorisini de saymıyorsunuz. Sadece yaşam biçiminizi değiştiriyorsunuz. Muhtemelen hemen kilo vermezsiniz. Aslında bir kaç ay içinde de bir sonuç görmezsiniz.

Sonucunda iyi beslenme ve egzersiz alışkanlıklarınıza devam ederseniz, birkaç ay sonra vücudunuz kilo ayar noktanıza ulaşacaktır. Hepimiz yetişkinlik yaşantımızın büyük bir kısmında, ufak tefek iniş çıkışlar olsa da, sabit bir kilo civarında kalırız. Bu bizim sabit ayar noktamızdır.

Ancak belli alışkanlıkları değiştirerek bu ayar noktanızı aşağı çekebilirsiniz. Bu sayede de kalıcı bir kilo verirsiniz. Bu kiloları kolayca geri almazsınız. Sonucunda gerçek ağırlığınız, ağırlık ayar noktanızla eşleşmiştir. Böylece doymak bilmez bir açlığa veya düşük metabolizmaya sahip olmazsınız. Aslında daha zinde olduğunuz için metabolizma hızınız artacak ve zaman geçtikçe her şey daha da kolaylaşacaktır.



Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bu Yazılarımıza da Göz Atınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu