Astronomi

Nibiru Gezegeni Efsanesinin Arka Planındaki Gerçek Nedir?

Kıyamet kehanetleri her zaman dikkat çeker. Karamsar bir tablo çizerler ama bazı insanlar bu felaket senaryolarında garip bir rahatlık bulur. Çoğu kıyamet senaryosu hatalı bilimsel varsayımlara ve gerçek dışı “kanıtlara” dayanır. Nibiru gezegeni felaketi bunun en bilinen örneklerinden biridir.

İddialara göre Nibiru, Güneş’in etrafında 3.600 yıllık bir yörüngede dönen gizemli bir gökcismidir. Bu varsayımsal gezegenin devasa boyutta olduğu ve Dünya’ya çarpacağı öne sürülür. Senaryoya göre ya doğrudan çarpacak ya da çok yakından geçerek büyük doğal afetler başlatıp uygarlığı yok edecektir.

Bu anlatı tamamen kurgusaldır. Nibiru gezegeni fikri, Zecharia Sitchin adlı bir yazarın yarattığı bir hayal ürünüdür. Sitchin’in metin yorumları bilim dünyasında kabul görmez.

Nibiru Gezegeni Efsanesi Nasıl Ortaya Çıktı?

İnsanların Nibiru’ya neden inandığını anlamak için Sitchin’in farklı alt kültürlerdeki etkisini bilmek gerekir. Bu alt kültürler arasında Yeni Çağ hareketi, antik astronot teorileri ve alternatif tarih toplulukları yer alır.

Zecharia Sitchin, Azerbaycan doğumlu bir yazardır. 1920’de doğmuş, 2010’da hayatını kaybetmiştir. Mezopotamya tarihi ve eski uygarlıklar üzerine popüler kitaplar yazmıştır. En çok “12. Gezegen” adlı eseriyle bilinir.

1920’de Azerbaycan’da doğan Sitchin, Filistin, Londra ve son olarak New York’ta yaşadı. Nakliyecilik sektöründe sıradan bir iş hayatı vardı. Bu dönemde eski dillere ilgi geliştirdi. Özellikle Mısır hiyeroglifleri ve Sümer çivi yazısı üzerinde çalıştı. Çevirilerini kısmen gerçek anlamlara, kısmen de kendi yorumlarına dayandırdı.

Ayrıca İncil’i tarihsel bir belge olarak ele alıp eski astronot teorisini geliştirdi. Ona göre Dünya’daki yaşam, Sümer tanrıları ve İncil’de geçen Nefilim ile bağlantılıydı. Gerçek ve spekülatif bilimden aldığı unsurları bir araya getirdi.

Zecharia Sitchin kitapları

1976’da “12. Gezegen” adlı kitabını yayımladı. Bu eser zamanla “Dünya Günlükleri” adıyla yedi kitaplık bir seriye dönüştü. Ayrıca dört ek cilt ve iki “Keşif” kitabı daha yazdı. Tüm bu eserler milyonlarca sattı ve Sitchin’e nakliye işini bırakacak kadar ün ve zenginlik sağladı.

Nibiru Gezegeni İle Anunnakiler’in İlişkisi Nedir?

Nibiru gezegeni fikri kısaca şunu öne sürer: Anunnaki adlı bir ırk — ki bu ad gerçekten Sümer mitolojisinde tanrılar için kullanılır — Nibiru gezegeninde yaşar. Bu gezegen, Güneş’in etrafında 3.600 Dünya yılı süren eliptik bir yörüngeye sahiptir. Bu süreye “şar” adı verilir.

Anunnaki, Mezopotamya mitolojisinde tanrıların bir grubuna verilen isimdir. Sümer, Akad, Asur ve Babil metinlerinde geçer. Sümer mitolojisinde Anunnaki, genelde yeraltı dünyası ve kaderle ilişkilendirilir. Tanrıların konseyini oluşturdukları düşünülür. Bazı metinlerde gökyüzü tanrısı An’ın çocukları olarak anlatılırlar. Anunnaki’nin sayısı, görevleri ve hiyerarşisi dönemden döneme ve metinden metine değişir.

Yaklaşık 450.000 yıl önce (125 şar önce), Anunnaki astronotları bu yakın geçişlerden birinde Dünya’ya geldi. İnsan ırkını altın madenlerinde çalıştırmak amacıyla genetik olarak tasarladılar. Çünkü Nibiru’nun atmosferi bozuluyordu ve altın tozu bu atmosferi Güneş’ten gelen radyasyona karşı koruyacaktı. Sitchin’e göre insanın altına olan tutkusu da buradan geliyordu. Bu özellik genlerimize işlenmişti.

Sitchin, Nibiru’nun Güneş Sistemi’nden en son ne zaman geçtiğini veya bir sonraki geçişin ne zaman olacağını net olarak belirtmedi. Sadece yaklaşık 3.600 yıllık bir döngüden söz etti. Ancak daha sonra bir Yeni Çağ yazarı onun fikirlerini alıp geliştirdiğinde, Sitchin bu iddiaları çürütmek için hayatının son eseri olan “Kıyamet Günü” adlı kitabını kaleme aldı.

Orada Nibiru’nun son geçişini MÖ 556 olarak verdi. Bu hesaba göre bir sonraki geçiş yaklaşık 2900 yılı civarında olmalıydı. Ancak bu hesabın hatalı olduğunu net bir şekilde açıklamadı.

Nibiru Gezegeni Efsanesi Nasıl Yaygınlaştı?

“12. Gezegen” ve devam kitapları bilim insanları ve tarihçiler tarafından ciddiye alınmadı. Ancak tüm eleştirilere rağmen milyonlarca okura ulaştı. Daha sonra başka yazarlar Sitchin’in fikirlerini aldı ve daha da abarttı.

Nancy Lieder adlı bir Yeni Çağ spritüalisti, Zeta Reticuli yıldız sisteminden gelen uzaylılarla telepatik iletişim kurduğunu iddia etti. Ona göre bu varlıklar, Nibiru’nun 2003’te Dünya’ya geleceğini haber vermişti. Nibiru’nun güçlü manyetik alanı, Dünya’nın manyetik kutuplarını ters çevirecek ve küresel bir felakete yol açacaktı.

Elbette bu kehanet gerçekleşmedi. Lieder daha sonra Maya takviminin sonu olarak gösterilen 2012 tarihini yeni “kıyamet” zamanı olarak ilan etti. Bu da olmadı. 2012 öncesinde Nibiru’nun küresel bir yıkım yaratacağına dair söylentiler işte bu yüzden popülerlik kazandı.

David Meade, Amerikalı bir yazar ve komplo teorisyenidir. Özellikle “Nibiru” ya da “Gezegen X” felaketi iddialarıyla tanınır. Meade, 2017 ve sonrasında Dünya’nın büyük bir felaketle karşılaşacağını öne süren kitaplar ve internet yazılarıyla gündeme gelmiştir.

Nibiru gezegeninin varlığı, Güneş Sistemi’nin kararlı yapısıyla bağdaşmaz. Böyle bir gezegen olsaydı, kütleçekimsel etkileri açıkça gözlemlenirdi. Ancak böyle bir etki saptanamıyor. Buna rağmen kehanetler sürdü. 2017’de “David Meade” takma adını kullanan bir yazar, İncil numerolojisine dayanarak Nibiru’nun dönüşünü 2017 yılına “hesapladı”. Ona göre Barack Obama üçüncü kez başkan olacak ve küresel bir nükleer felaket başlatacaktı.

Bu iddiaların bilimsel hiçbir temeli yoktu. Meade’in öngörüleri 2017’de gerçekleşmedi. Daha sonra tarihi 23 Nisan 2018 olarak değiştirdi ancak yine bir şey olmadı. Buna rağmen bu tür hikayeler medyanın ilgisini çekmeye devam etti.

Nibiru ile X Gezegeni Arasındaki İişki Nedir?

Bir diğer önemli konu, Nibiru’nun sıkça “Gezegen X” ile karıştırılmasıdır. İki terim genellikle birbirinin yerine kullanılır ama aynı şeyi ifade etmez. Gezegen X kavramı gerçek bir bilimsel hipoteze dayanır.

20. yüzyılın başında astronom Percival Lowell, Uranüs ve Neptün’ün yörüngelerinde gözlenen düzensizlikleri açıklamak için bilinmeyen büyük bir gezegenin varlığını önerdi. Bu varsayımsal gezegene “Gezegen X” adını verdi ve yaşamının son dönemini onu aramaya adadı.

Lowell’ın ölümünden sonra Plüton keşfedildi. Ancak Plüton’un kütlesi, Uranüs ve Neptün’deki varsayılan düzensizlikleri açıklamak için yetersizdi. Voyager 2 uzay aracının Neptün’ün kütlesini daha hassas ölçmesiyle bu gezegenlerin yörüngelerindeki anormallikler ortadan kalktı. Böylece Gezegen X arayışı durdu çünkü artık ona ihtiyaç gösteren bir kanıt kalmadı.

Fakat benzer bir hipotez daha sonra yeniden ortaya atıldı. Neptün’ün ötesindeki bazı aşırı Neptün ötesi nesnelerin yörüngeleri, görünmeyen büyük bir cismin kütleçekim etkisi altında şekillenmiş gibi görünür. Eğer böyle bir gezegen varsa, astronomlar onun kütlesi, yörüngesi ve konumu için olası sınırlar belirler.

Dokuzuncu Gezegen’in varsayımsal yörüngesi çivit renginde.

Plüton’un cüce gezegen statüsüne alınmasının ardından bu varsayımsal cisim “dokuzuncu gezegen” olarak adlandırıldı. Böyle bir gezegen varsa, çıplak gözle görülmez ve Dünya üzerinde ölçülebilir bir etkisi olmaz. Ancak modern teleskoplar ve hassas ölçüm cihazlarıyla dolaylı olarak saptanabilir.

Bazı kişiler, Sümerlilerin bu dokuzuncu gezegeni gözlemlediğini ve Sitchin’in Nibiru öyküsünün aslında buna dayandığını iddia etti. Fakat bu görüşün tarihsel kaynaklarda hiçbir temeli yoktur. Sitchin, metinleri bilimsel yöntemle inceleyen uzmanlarla çalışmadı. Nibiru anlatısı onun kendi yorumuna ve kurgusuna dayanır.

Sonuç Olarak

Nibiru gezegeninin Dünya’ya çarpma veya yakınından geçerek felaket yaratma ihtimali yoktur. Çünkü Nibiru gezegeni tamamen kurgusal bir fikirdir ve bilimsel hiçbir dayanağı yoktur. Tıpkı diğer kent efsanelerinde olduğu gibi burada ilginç olan anlatının kendisinden ziyade nasıl ortaya çıktığı ve neden bu kadar yayıldığıdır.

İnsanlar gerçeklikle yüzleşmekten yorulduklarında, alternatif bir gerçekliğe sığınmaya eğilim gösterir. Özellikle bilime meydan okuyan ve Yeni Çağ düşüncelerini besleyen anlatılar cazip gelir. Dünya kusurlu kaldığı sürece, alternatif tarihler ve sahte bilimler de var olmaya devam eder.


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Batuhan Erdik

Grafik tasarımcısı ve bilgisayar meraklısı...

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir