İnsan zihni çoğu zaman rastlantısal olaylar arasında anlamlı bağlar kurmaya çalışır. Bu eğilime apofeni denir. Bu olgu, yaşamlarımızda anlam ve düzen arama ihtiyacımızın bir yansımasıdır. Peki, apofeniyi yalnızca bir bilişsel yanılgı ya da yorumlama hatası olarak mı görmeliyiz? Yoksa bu eğilim insan doğası hakkında daha derin bir gerçeğe mi işaret ediyor?

Apofeni Nedir?
Pazartesi sabahı gözlerinizi açıyorsunuz ama alarm çalmamış. Gecikmişsiniz. Kahve makinesi garip sesler çıkarıyor. Çocuklar birbirine bağırıyor. Dışarıda yağmur yağıyor ve işe gitmek için binmeniz gereken araba da çalışmıyor. Bu olayların her biri tek başına ufak bir aksiliktir. Ancak hepsi üst üste geldiğinde, işler değişir. Sanki görünmeyen bir el, her şeyi sabote ediyormuş gibi hissedersiniz.
İşte bu noktada beynimizin nasıl çalıştığını görmek mümkün. İnsan zihni, karmaşa içinde anlam arar. Görünüşte rastlantısal olaylar arasında bağlantı kurmaya eğilimlidir. Ama bazen bu sistem hata verir. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi, olaylar arasında gerçek dışı bir ilişki kurmaya başladığınızda, istatistikçilerin “Tip I hata” dediği bir yanılgıya düşersiniz. Yani, ortada aslında olmayan bir düzen ya da neden-sonuç ilişkisi görürsünüz.
Fakat bu hatalar her zaman zararlı değildir. Aksine, bazı yanlış alarmlar hayat kurtarıcıdır. Örneğin, gece yalnız başınıza eve döndüğünüzü düşünün. Kapı aralık. Bilgisayarınız yerinde değil. Tanımadığınız bir koku duyuyorsunuz ve bir ses var.

Alternatif olarak, popülasyonda aslında yanlış olan bir sıfır hipotezi reddedilmezse, bir tip II hatası oluşur.
Bu tür bir hata, yanlış bir negatifin temsilcisidir.
Böyle bir durumda, yalnızca ne olduğunu anlamazsınız; aynı zamanda vücudunuz da tepki verir. Kalp atışlarınız hızlanır, kaslarınız gerilir. Çünkü doğa, bizim desenleri kaçırmamızı değil, fazladan görmemizi teşvik eder. “Tip II hata”, yani var olan bir deseni fark edememek, evrimsel açıdan daha tehlikelidir. Bu yüzden hızlı tepki vermemizi sağlayan sistem, güvenlik ve hayatta kalmayı önceliklendirir.
Apofeni Örnekler Nelerdir?
Desen tanıma sistemimiz yanlış çalıştığında, çoğu zaman temkinli ve kendimizi kandırmaya yatkın biçimde hata yaparız. Alman nörolog Klaus Conrad, rastgele ya da anlamsız verilere anlamlı desenler atfetme deneyimini “apofeni” olarak tanımlamıştır. Bu kavramı önce psikoz belirtisi olarak ele almıştır. Ancak günümüzde, bunun insan doğasının sıradan bir parçası olduğu kabul edilmektedir.

Apofeni ya da desenicilik örneklerine hayatın her alanında rastlanır. Pek çok insan, bulutlarda, arabaların üzerindeki kir lekelerinde ya da Ay yüzeyinde yüz şekilleri görür. Bu rastlantısal desenlere yalnızca biçim atfetmekle kalmaz, onlara anlam da yükleriz. Örneğin, ikiye kesilmiş bir portakalın içinde ya da bir tost diliminde Hz. İsa’nın ya da Meryem’in yüzünü gördüğünü iddia eden insanlar olmuştur.
Apofeninin bazı biçimleri, davranış dizileriyle ilgilidir. Kumarbaz yanılgısı buna klasik bir örnektir. Örneğin, art arda beş kez yazı gelen bir yazı tura dizisinden sonra, sıradaki atışta tura gelme olasılığının %50’den fazla olduğuna inanırız. Oysa her atış birbirinden bağımsızdır.
Bu tür düşünme biçimleri yalnızca bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de olumsuz sonuçlar doğurur. Örneğin, aşıların otizme neden olduğuna inanan birçok ebeveyn, ortada güçlü bilimsel kanıtlar olmamasına rağmen çocuklarını aşılatmaktan kaçınmaktadır.

Ancak apofeniyi sadece zihinsel bir kusur ya da düzeltilmesi gereken bir hata olarak görmek, dar bir bakış açısıdır. Bu eğilimi, insan doğasının ironik ve hatta zaman zaman eğlenceli bir yönü olarak da değerlendirebiliriz. Optik illüzyonlara kanmamız, görsel korteksteki bir tür apofenidir. Sihirbazlık gösterilerinden keyif almamız da, kandırıldığımızı bilmemize rağmen bu yanılsamanın bize eğlenceli gelmesindendir.
Apofeni’yi Önlemek Mümkün müdür?
Apofeninin doğurabileceği hatalı yargılardan kaçınmak için öncelikle, sahte desenlerle karşılaştığınızda ortaya çıkan önyargılı varsayımların farkında olmalısınız. Örneğin, üst üste üç yeşil ışıkta geçmek, hafta sonu piyangoyu kazanma şansınızı hiçbir şekilde etkilemez.
İkinci olarak, her şeyin bir nedeni olması gerekmediğini kabul etmeye çalışın. Hayat inişli çıkışlıdır ve bu iniş çıkışların her zaman açık bir açıklaması olmaz. Uzun vadede başarıya ulaşma olasılığınız, evrenden gelen işaretler yerine eldeki kanıtlara dayalı mantıklı kararlar almanızla artar.
Üçüncü olarak, kendi araştırmanızı yapın. Örneğin, bir atın yarışı kazanacağını sadece adını birkaç farklı yerde gördüğünüz için düşünüyorsanız, bahis yapmadan önce gerçek verilere dayalı bir araştırma yapmalısınız. “Evrenin gönderdiği işaretlere” güvenmektense, kendi bilgiye dayalı değerlendirmeniz, risk oranları konusunda daha gerçekçi bir fikir verir.
Diyelim ki karşınıza çıkan bazı işaretler size işinizi bırakıp kendi girişiminizi kurmanız gerektiğini söylüyor. Bu heyecan verici olsa da düşünme biçiminizi sorgulamalı ve algıladığınız desenlerin gerçekliğini değerlendirmeniz için kendinize zaman tanımalısınız. Piyasa araştırması yapmak, finansal projeksiyonlar oluşturmak ya da işinizi bir süre yan gelir olarak yürütmek gibi adımlar, bu fikrin gerçekten uygulanabilir olup olmadığını test etmenize yardımcı olur. Eğer veriler umut veriyorsa, o zaman harekete geçme zamanı gelmiş olabilir.
Sonuç Olarak
Apofeninin evrimsel kökenleri vardır. Ancak yanlış bir desene inanmak, sizi daha riskli kararlara sürükler. Bu tür hatalardan korunmak için önyargılı düşüncelerinize dikkat edin. Her şeyin bir nedeni olması gerekmediğini kabul edin ve karar vermeden önce mutlaka seçeneklerinizi kapsamlı şekilde araştırın.
Sonuç olarak apofeni, insan zihninin kaosun üzerine düzen, anlamsızlığın üzerine anlam ve belirsizliğin üzerine kesinlik getirme çabasıdır. Bu eğilim, bize güven ve kontrol hissi verir. Ancak aynı zamanda bizi yanıltıcı desenlere, hatalı inançlara ve riskli kararlara da sürükler. Bu yüzden apofeniyi yalnızca bir hata değil, hem zihinsel bir avantaj hem de potansiyel bir tuzak olarak görmek gerekir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Kamal, Maysara. “Connecting the Wrong Dots: What Is Apophenia?” TheCollector.com, February 20, 2025, https://www.thecollector.com/what-is-apophenia/
- Hanson NA, Lavallee MB, Thiele RH. Apophenia and anesthesia: how we sometimes change our practice prematurely. [Apophénie et anesthésie: comment il nous arrive de modifier prématurément notre pratique]. Canadian Journal of Anesthesia. 2021;68(8):1185-1196. doi:10.1007/s12630-021-02005-2
- Being Amused by Apophenia. Yayınlanma tarihi: 31 Temmuz 2012. Kaynak site: Psychology Today. Bağlantı: Being Amused by Apophenia
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
paylaşımonız için teşekkür ediyorum…
gitti kahve falı keyifimiz🙃