Yoğun bir gün geçirdiğinizi düşünün. Gün boyunca zihniniz pek çok işle meşguldü. Eve geldiniz, kendinizi kanepeye bıraktınız. Artık dinlenme zamanı. Gün boyu zihinsel olarak oradan oraya koştunuz, şimdi sadece uzanıyorsunuz. Peki bu sırada beyninizde neler oluyor?

Beyin, durmaksızın çalışan bir organ. Peki, böyle bir anda çalışmayı bırakıyor olabilir mi? Ya da kendini bir tür güç tasarrufu moduna mı alıyor?
Hayır, beynimiz çalışmayı durdurmuyor. Çünkü o her zaman aktif. Düşünürken, hareket ederken ya da bedenimizi yönetirken sürekli devrede. Örneğin spor yaparken, ağırlık kaldırırken ya da bu yazıyı okurken beynin ilgili bölgeleri çalışıyor. Bir matematik problemi çözerken de aynı şekilde.
Öyleyse akla şu soru geliyor: Hiçbir şey yapmıyorken, sadece boş boş uzanıyorken beynimiz ne yapıyor? Dış dünyaya odaklanmadığımızda beyin gerçekten “boşta” mı kalıyor? Bu soruların yanıtını, beynin oldukça ilginç ve uzun süre fark edilmemiş bir işleyişi olan “varsayılan mod ağı” üzerinden arayacağız.
Varsayılan Mod Ağı (Default Mode Network) Nedir?

20. yüzyılın sonlarına kadar beynin içinde neler olup bittiğini pek bilmiyorduk. Çünkü o dönemde beyni doğrudan gözlemleyebileceğimiz bir teknoloji yoktu. Ancak teknolojik ilerlemeler sayesinde artık beynin çeşitli aktiviteler sırasında nasıl çalıştığını görebiliyoruz. 23 yıl önce, fMRI kullanarak beyin taraması yapan Marcus Raichle ilginç bir şey fark etti.
fMRI, bir kişi aktif olarak bir şey yaparken beynin hangi bölgelerinin çalıştığını gösteren bir görüntüleme yöntemidir. Örneğin kişi sağ eliyle bir düğmeye bastığında, beynin sol yarımküresindeki motor korteksin ilgili bölgesi aktif hale gelir.
Raichle da bu yöntemi kullanıyordu. Ancak çalışmasında, kişi hiçbir şey yapmadığında bile beynin bazı bölgelerinin aktif kaldığını fark etti. Dahası, bu bölgeler kişi dış dünyaya odaklandığında etkinliğini kaybediyor, dikkat dağıldığında yeniden aktifleşiyordu.
Raichle, bu durumu “negatif görev” olarak adlandırdı. Başta bu bölgelerin sadece dinlenmeyle ilişkili olduğunu düşündü. Ancak araştırmaya devam etti. Yeni deneylerinde katılımcılardan tarama sırasında rahatlamalarını ve gözlerini kapatmalarını istedi. Sonuç şaşırtıcıydı. Çünkü bu “negatif görev” bölgeleri, dinlenme halindeyken beynin geri kalanına kıyasla daha fazla enerji harcıyordu.
Bunun üzerine Raichle, 2001 yılında yayınladığı makalede bu durumu beynin “varsayılan modu” olarak tanımladı. İki yıl sonra, daha yüksek çözünürlükte elde edilen veriler sayesinde Stanford Tıp Fakültesi’nden bir ekip bu bölgelerin birlikte çalışan tutarlı bir ağ oluşturduğunu ortaya koydu. Bu ağa da “varsayılan mod ağı” adı verildi.
Varsayılan Mod Ağı Beynimizin Neresinde?
Varsayılan mod, bilimsel olarak tanımlanan ilk beyin ağlarından biriydi. Bu ağ, beynin ön kısmındaki dorsal ve ventral medial prefrontal korteks gibi bazı bölgelerle, organın diğer yerlerine dağılmış arka singulat korteks, precuneus ve angular girus gibi alanlardan oluşur. Bu bölgeler; hafıza, deneyimlerin tekrar edilmesi, geleceği öngörme, eylem değerlendirme, ödül/ceza ve bilgi bütünleştirme gibi işlevlerle ilişkilidir. (Aşağıdaki görselde ağın aktifleşmesiyle daha yoğun çalışan dış beyin bölgeleri renkle vurgulanmıştır.)

Varsayılan mod ağının keşfi, bilim insanlarının dışa dönük bir görev olmadığında beynin ne yaptığı sorusuna daha fazla ilgi göstermesine yol açtı. Bazı araştırmacılar bu ağın temel işlevinin zihinsel dolaşma ya da hayal kurma olduğunu düşündü.
Ancak başka görüşler de vardı. Belki de bu ağ bilinç akışını düzenliyordu ya da geçmiş deneyimlerle ilgili anıları etkinleştiriyordu. Dahası, varsayılan mod ağındaki işlev bozukluklarının depresyon, şizofreni ve Alzheimer gibi pek çok psikiyatrik ve nörolojik hastalıkla ilişkili olabileceği öne sürüldü.
Biz Hiçbir Şey Yapmıyorken Beynimiz Ne Yapıyor?
Araştırmalara göre varsayılan mod ağı, zihinsel dolaşma, geçmiş deneyimleri hatırlama, başkalarının zihinsel durumlarını düşünme, geleceği hayal etme ve dil işleme gibi görevlerde rol alıyor. Bu işlevler ilk bakışta birbirinden kopuk gibi görünse de bilim insanları tüm bu süreçlerin, içsel bir anlatı oluşturmaya hizmet ettiğini düşünüyor.

Varsayılan mod ağı sayesinde kendimizi tanıyor, kim olduğumuzu değerlendiriyor ve başkalarıyla ilişkilerimiz içinde tutarlı bir öz anlatı kurabiliyoruz. Hatta kendi yüzümüzü ve sesimizi tanımamızda da bu ağ etkili.
Ancak beyin oldukça karmaşık bir yapı. Tek bir ağın bu kadar çok görevi tek başına yürütmesi mümkün değil. Bu düşünce, araştırmacıları varsayılan mod ağı üzerinde daha fazla çalışmaya yöneltti. Böylece beyindeki diğer ağlar da tanımlandı ve bu ağların varsayılan mod ağıyla olan ilişkileri incelendi.
Bu çalışmalar sırasında, ventral dikkat ağı adlı bir başka ağın, varsayılan mod ağının işleyişini etkilediği ortaya çıktı. Ventral dikkat ağının kesin işlevi hâlâ net değil. Ancak çevredeki dikkat çekici uyaranları tespit etmekte ve hangilerine odaklanacağımızı belirlemekte rol oynadığı düşünülüyor. Bununla birlikte ventral dikkat ağı, merkezi yürütme ağı ile varsayılan mod ağı arasındaki iletişimin kurulmasında da görev alıyor. Bu üç ağ birlikte çalışarak yalnızca basit davranışlarımızı değil, benlik algımızı da şekillendiriyor.
Sonuç Olarak;
Varsayılan mod ağına dair mevcut anlayış, kuşkusuz bu hikâyenin sonu değil. Bu ağın keşfi, nörobilimcileri tek tek beyin bölgelerinin görevlerinin ötesini düşünmeye, beyin ağları arasındaki etkileşimlerin etkilerini araştırmaya yöneltti. Aynı zamanda birçok insanın zihnin içe dönük faaliyetlerine — hayal kurduğumuzda ya da dinlenme hâlindeyken bile — beynimizin aktif bir şekilde çalıştığını fark etmesini sağladı.
Kaynaklar ve İleri Okumalar
- What Your Brain Is Doing When You’re Not Doing Anything. Bağlantı: What Your Brain Is Doing When You’re Not Doing Anything. Quanta Magazine ; Yayınlanma tarihi: 5 Şubat 2024
- What Is The Default Mode Network? ; Bağlantı: What Is The Default Mode Network? (simplypsychology.org) ; Yayınlanma tarihi: 29 Eylül 2023
- Andrews-Hanna, J. R., Reidler, J. S., Sepulcre, J., Poulin, R., & Buckner, R. L. (2010). Functional-anatomic fractionation of the brain’s default network. Neuron, 65(4), 550-562.
- Bishop, S. R., Lau, M., Shapiro, S., Carlson, L. Anderson, N. D., Carmody, J., … & Devins, G. (2004). Mindfulness: A proposed operational definition. Clinical psychology: Science and practice, 11(3), 230.
- Frewen, P., Schroeter, M. L., Riva, G., Cipresso, P., Fairfield, B., Padulo, C., … & Northoff, G. (2020). Neuroimaging the consciousness of self: Review, and conceptual-methodological framework. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 112, 164-212.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel