
İnandığınız bir şeyin yanlış olduğunu kanıtlayan bir bilgiye nasıl tepki verirsiniz? Çoğu insan mantıklı tepki vereceğini düşünür. Ancak beyninizin, size bu yeni bilgiyi görmezden gelmenizi ve yanlış olana inanmaya devam etmenizi söylediğini bilmek, sizi şaşırtacaktır. Bu, Semmelweis Refleksi olarak bilinen bilinçsiz bir önyargıdır.
Adını, Louis Pasteur’ün Mikrop Teorisini popülerleştirmesinden çok önce, hastanelerde hijyen ve enfeksiyonlar arasında bir bağlantı olduğunu gösteren ilk bilim insanlarından biri olan 19. yüzyıl Macar doktoru Ignaz Semmelweis’den almıştır. 19. yüzyılda Viyana’da bir kadın doğum servisinde çalışan Semmelweis, kirli eller ile ölümcül enfeksiyonlar arasındaki bağlantıyı kurması ile bilinmektedir.
1800’lü yıllarda, hastanelerde gerçekleşen ölümlerin büyük kısmından enfeksiyonlar sorumluydu. Doktorlar da buna Miasma teorisi olarak bilinen “pis kokulu havanın” neden olduğunu kabul ediyordu. Ancak elbette hastalıklara sebep olan şey koku değil, kokuyu oluşturan faktörlerdi.

O zamanlar Avrupa’da anne ölümlerinin önde gelen nedeni lohusa ateşiydi. Günümüzde bunun streptokok bakterisinin neden olduğu bir enfeksiyon olduğunu biliyoruz. Ancak elbette zamanın doktorlarının bunu anlama şansı yoktu. “Annelerin kurtarıcısı” lakabıyla tanınan Ignaz Semmelweis, işte tam da bu dönemde işin içine karışacaktı. Şu anda düşündüğünüz zaman size garip gelecektir. Ancak hastanelerde operasyon öncesinde ya da sonrasında el yakınması gerektiği fikri, Ignaz Semmelweis’in çalışmalarına kadar bilinmemekteydi.
Dr. Ignaz Semmelweis Ve El Yıkamanın Keşfi
Ignaz Semmelweis‘in çalıştığı Viyana Hastanesi’nin iki adet doğum kliniği vardı. Semmelweis 1846’da birinci doğum kliniğinde kıdemli danışman pozisyonuna gelmişti. Bu esnada ikinci klinikte doğum sırasında bebek ve anne ölüm oranının çok az olduğunu fark etti. Semmelweis, iki klinik arasında bir fark bulmak için yıllarca uğraş verdi. İki klinik neredeyse aynı teknik ve olanaklara sahipti. Sonunda sebebi fark etti.
Bu dönemlerde, sık rastlanan ölümlerin nedenini anlamak için hastane bir politika değişimine gitmişti. Ölümlerin ardından otopsi yapma zorunluluğu gelmişti. İki doğum kliniği arasındaki tek fark,ikinci klinikte hiçbir otopsi yapılmıyor olmasıydı. Bunun nedeni birinci bölümde erkek doktor ve tıp öğrencilerinin, ikinci bölümde ise kadın ebelerin doğuma eşlik etmesiydi.

Bu fark, Semmelweis’ın kafasını kurcalamaya başlamıştı. Semmelweis, arkadaşı ve meslektaşı patolog Jakob Kolletschka’nın ölümünden sonra lohusa humması gizemini çözdü. Kolletschka bu sebepten ölen bir kadına otopsi yaparken bir neşter yarası aldı. Devamında da benzer belirtiler göstererek öldü.
Semmelweis’ın dikkatini çeken ilk şey doktorların ameliyathaneleri yıkamadan bırakması ve doğrudan muayenehanelere gitmeleri oldu. Öğrenciler ve doktorlar düzenli olarak otopsiler ve doğumlar arasında gidip geliyorlar, nadiren ellerini yıkıyorlardı. Hatırlatalım. Cerrahi eldivenler, 19. yüzyılın sonlarına kadar hastanelerde veya ameliyathanelerde yaygın olarak kullanılmadı.
Klorür çözeltisinin nesneleri kokularından arındırdığını fark eden Semmelweis, departmanında el yıkamayı zorunlu kıldı. Mayıs 1847’den itibaren, Birinci Bölüme giren herkes ellerini bir kase klorür solüsyonunda yıkamak zorunda kaldı. Lohusalık ateşi ve ölüm insidansı daha sonra yıl sonuna kadar hızla düştü. İki aylık bir sürede ölümler sıfıra inmişti.
Doktorları El Yıkamaya İkna Etmek Kolay Olmadı

Semmelweis için aslında sorunlar da bu keşiften sonra başlayacaktı. Normalde bu haberin tüm hastaneler ve doktorlar arasında hızla yayılmasını bekliyordu. Ancak süreç hiç de beklediği gibi gelişmedi. O zamanlar tıp dünyasının bir kısmı, Antik Yunan’dan kalan bir fikir olan, birçok hastalığın vücuttaki farklı “dört sıvının” (sıvıların) dengesiz olmasından kaynaklandığına inanıyordu. Bu, antik Yunan’a kadar uzanan bir uygulamadır. Semmelweis’in yeni teorisi, hakim teori ile uyumlu değildi. Bu nedenle birçok doktor tarafından göz ardı edildi.
1861’de Ignaz Semmelweis The Etiology, Concept, and Prophylaxis of Childbed Fever (Lohusalık Hummasının Nedenleri, Anlaşılması ve Korunma Yolları) adlı kitabını yazdı. Ancak bu kitabı da eleştir aldı. Sonrasında da meslektaşları onun çalıştığı hastaneden uzaklaşmasına neden oldu. Semmelweis kliniği terk ettiğinde, ölüm oranları eski haline döndü.

Semmelweis girdiği diğer hastanelerde de aynı sterilazasyon sürecini uygulamaya devam etti. Ancak ne yazık ki hemen hemen aldığı tepki aynı oldu. Sonucunda tüm bu durumdan zihin sağlığı da etkilenmeye başladı. İyice yalnızlaştı, içine kapandı, dünyayla iletişimini kesti. Hastanede bir müdahale sırasında sağ elinin orta parmağı mikrop kapmış ve kangren olmuştu. Zamanla parmakta başlayan sepsis tüm vücuduna, ardından beynine sıçradı. Nihayetinde 1865’de, henüz 47 yaşındayken ölmesine sebep oldu.
Semmelweis Refleksi Nedir? Neden Yeni Bilgileri Ret Etme Eğilimi Gösteririz?
Kendi ölse de günümüzde Ignaz Semmelweis adı anneleri kurtaran doktor olarak bilinmektedir. Öte yandan içinde bulunduğu süreç de bir düşünce hatasına adını vermiştir. Günümüzde, tecrübe ve bilgi sahibi olmaksızın yeni bilgileri neden reddettiğimizin cevabı Semmelweis Refleksi biçiminde verilmektedir.
Semmelweis Refleksi, yerleşik normlar veya paradigmalarla çelişiyorsa, insanların yeni bilgileri reddetmesinin olası olduğunu bize hatırlatır. Beynimiz istikrar istiyor. Dolayısıyla bu istikrara meydan okuyan yeni bilgilerin doğru olmamasını tercih ediyor. Gerçek şu ki, tek başına fikirler, hatta çığır açan fikirler bile bazen yeterli değildir. Yeniliklerin topluma yayılması için etkili bir şekilde iletilmesi de gerekir. Ne yazık ki yaşadığı süre zarfında Ignaz Semmelweis bunu başaramayanlardandı.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Ignaz Semmelweis; the doctor who discovered the disease-fighting power of hand-washing in 1847; yayınlanma tarihi: 14 Nisan 2020; Bağlantı: https://theconversation.com/
- Know this name; Ignaz Semmelweis, the doctor credited with championing handwashing; yayınlanma tarihi: 20 Mart 2020; Bağlantı: https://edition.cnn.com/
Matematiksel