Tarih

Günümüzü Biçimlendiren Rönesans Dönemine Ait 5 Önemli İcat

Rönesans, bilim, edebiyat, felsefe, matematik ve sanat da dahil olmak üzere toplumun her alanında önemli ilerlemelerin kaydedildiği insanlık tarihimizin en inanılmaz dönemlerinden biridir. Günümüz dünyasını etkileyen bilimsel ilerlemelerin çoğunun kökeni Rönesans döneminde yapılan yeniliklere dayanmaktadır. Bu yazıda, Rönesans dönemi icatlarından en etkili beş tanesine bakalım.

1. Kalem: Alçakgönüllü Ama Güçlü

rönesans icatları

Bir kalemin gücünü asla hafife almayın. Aslına bakarsanız bir çoğumuz bilmese de, kurşun kalem bir Rönesans dönemi icadıdır. Adında kurşun kelimesi geçse de, bu kalemin içeriğinde kurşun elementi yer almaz. Bunun yerine karbonun başka bir biçimi olan grafit maddesinden oluşur.

1560 civarında İngiltere’de grafitten oluşan bir yatak keşfedilmişti. Kısa sürede malzemenin çubuklar halinde kesilebileceği anlaşılacak ve yerel halk tarafından koyunları işaretlemek için kullanılmaya başlanacaktı. Devamında Simonio ve Lyndiana Bernacotti adlı İtalyan iki marangoz, ardıç ağacından yapılmış boş bir çubuğun içine, ince bir grafit çubuk yerleştirmeyi düşündü.

İlk kurşun kalem esas olarak ihtiyaca dönül olarak, marangozlar için yapılmıştı. Bu nedenle oval bir şekle sahipti. Ancak zaman içinde kalemler, bugün tanıdığımız altıgen şekline yakın halini alacaktı. Bunun şeklin nedeni de yuvarlanma ihtimalini azaltmasıydı. Detaylar burada: Reuleaux Üçgeni Nedir? Hayatımıza Dokunan Geometri İle Tanışın!

2. Matbaa: Rönesans’ın En Önemli İcadı

rönesans icatları

Rönesans döneminin en önemli buluşlarından biri olan matbaa, iletişim alanında büyük gelişmelerin gerçekleşmesini sağlamıştır. 1436’da ilk matbaayı icat eden Alman kuyumcu Johannes Gutenberg’di. Kendisi metal tipi hareketli panelleri bir pres makinesiyle birleştirerek Gutenberg presi olarak bilinen bir makine yaptı.

Aslında harflerle baskı denemelerini ilk olarak 1430 yılında Lourens Janszoon Coster’in yaptığı sanılmaktadır. Ayrıca Çin’de de 9. yüzyıldan itibaren benzer bir yöntemle tahta baskı yapıldığı bilinmektedir. Ancak Johannes Gutenberg’in makinesi, halihazırda var olan baskı makinelerini geliştirdi ve onları Batı’ya tanıttı. MS 1500’e gelindiğinde, Gutenberg matbaaları Batı Avrupa’da faaliyet gösteriyor ve tek tek sayfalardan broşürlere ve kitaplara kadar çok miktarda yazılı malzeme üretiyordu.

Matbaa sadece alt sınıflar için kitapları erişilebilir hale getirmekle kalmadı. Aynı zamanda Aydınlanma Çağı’nın yükselmesine yardımcı oldu ve yeni, çoğu zaman tartışmalı fikirlerin yayılmasını kolaylaştırdı. Matbaa, devrimlerin, dini ayaklanmaların ve bilimsel düşüncenin yayılmasında etkisini bize defalarca kanıtladı.

3. Mikroskop: Ustaca Bir Keşif

rönesans icatları
Galileo’nun Rönesans dönemine ait ‘Bileşik’ mikroskobu,

Lensler ilk olarak 13. yüzyılda görme sorunu olanlara yardımcı olmak için kullanılmaya başlanmıştı. Rönesans döneminde Zacharias Janssen adlı bir gözlük üreticisi de 1590’da ilk mikroskobu icat edecekti. Zacharias o sırada oldukça genç olduğu için kendisinin ve babasının ilk mikroskop prototipini birlikte yaptıkları düşünülüyor.

Onun icadı günümüzde bileşik mikroskop olarak isimlendirilmektedir. Bileşik mikroskop, iki merceğin birleştirilmesi ile meydana gelmiş bir optik mikroskop türüdür. Bu harika keşif bizlere yepyeni bir dünyayı keşfetme fırsatı verdi ve aslında o zamandan sonra da hayat anlayışımız bir daha hiç eskisi gibi olmadı.

Mikroskoplarla ilgili haberler Avrupa’da kısa sürede yayılacaktı. Devamında kavram hızla benimsendi ve 17. yüzyılın başlarında astronom, fizikçi ve mühendis Galileo Galilei de dahil olmak üzere başkaları tarafından geliştirildi.

4. Teleskop: İnsanı Mütevazi Olmaya Davet Eden Bir Araç

Isaac Newton’un 1668 tarihli teleskop tasarımı

Manly Palmer Hall’in söylediği gibi “Mikroskop insana önemini gösterdi, teleskop da önemsizliğini.” Gerçekten de en önemli Rönesans icatlarından birisi de teleskop olacaktı. Üstelik teleskop da aynı mikroskop gibi Hans Lippershey adlı, Hollandalı bir başka gözlük üreticisinin çalışmaları sonucunda hayatımıza girdi.

Hans Lipperhey 1608 yılında, dışbükey ve içbükey merceklerin birlikte kullanıldığında uzaktaki bir nesneyi büyüttüğünü keşfetti. Ancak Lipperhey bu buluşunu hiçbir zaman yıldızları aramak için kullanmadı. Bu yeni teknolojiden en çok askerlerin ve denizcilerin yararlanacağını düşündü. Hollanda hükümeti o sırada İspanya ile Seksen Yıl Savaşı’na karışmıştı, bu nedenle Hans Lipperhey onlara icadının ayrıntılarından bahsetti. Ancak fikri için hiçbir zaman bir patent alamadı.

Ancak süreç aynı mikroskopta olduğu gibi işledi. Bir patent alamasa da bu fikir bir çok kişiyi etkiledi. Bir yıl sonra Galileo Galilei kendi teleskobunu yaptı. Bu sayede de Jüpiter’in dört uydusunu, Güneş’in evrenin merkezi olduğunu ve Ay’ın şeklinin bir küre olmadığını keşfetti. Isaac Newton ise1668’de yansıtıcı bir ayna mekanizması kullanarak dünyanın ilk yansıtıcı teleskoplarından birini yapmayı başardı.

5. Olmazsa Olmaz: Sifonlu Tuvalet

1596 tarihli broşüründe İlk olarak John Harington tarafından tanımlanan bir klozetin ayrıntılı çizimi ve açıklaması ile birlikte modern sifonlu tuvaletin iki unsurunu – yıkama sistemi ve vana – içeren bir klozetin montajı için bir dizi talimatı görüyorsunuz.

Son Rönesans icadı bundan öncekiler kadar etkili değil gibi gözükse de kısa bir süre düşünürseniz yanıldığınızı fark edersiniz. En eski sifonlu tuvaletlerden biri, Girit’teki Knossos’taki Minos sarayında keşfedilmiştir. Yeniden yapılanmalara dayanarak, çatıdaki rezervuardan yeraltı kanalizasyonuna su akıtan bir tünel olan “yıkama kanalı” üzerine tünemiş ahşap bir koltuktan oluştuğu anlaşılmıştır. Benzer bir mekanizmanın, İndus Vadisi Uygarlığı tarafından da geliştirildiği bilinmektedir.

Nispeten yakın zamana kadar, çoğu evde kolaylıkla erişilebilen çeşme suyu yoktu. Dolayısıyla geçmişteki bireylerin tuvalet alışkanlıkları bizden oldukça farklıydı. Örneğin Orta Çağ evlerinde insanların, tuvaletlerini yapmak için gidebilecekleri dolap benzeri odalar veya kuytu yerleri seçmesi alışıldık bir durumdu. Bu da elbette beraberinde hijyen sorunu ve hastalıkları getiriyordu.

Bir ortaçağ tuvaletinin bulunduğu bir kale duvarının dış görünüşü (solda). Tuvaletin aşağıdaki hendeğe nasıl boşaltıldığını gösteren bir resim (sağda).

Modern sifonlu tuvaletin mucidi, 1596’da sifonlu bir tuvalet icat eden Sir John Harrington olarak kabul edilmektedir. Kraliçe Elizabeth Harrington’ın bu eşsiz buluşunu hayretle karşıladı ve Kraliyet Sarayı’na koydurdu. 1775’te İskoç mucit Alexander Cumming, sifonlu tuvalet için ilk patenti aldı.

Cumming’in tasarımı, bugün hala kullanılmakta olan birçok çağdaş modelin temelini oluşturmaktadır. Sifonlu tuvaletin keşfi, sanitasyon, hijyen ve insan sağlığının ilerlemesinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.

Sonuç Olarak;

Yazımızı 5 Rönesans dönemi icadı ile noktalamak istiyoruz. Listenin eksik kaldığını elbette biliyoruz. Benzer yazılara ilgi duyuyorsanız devamında bu İnsanlık Tarihini Değiştiren Ve Geleceğe Yön Veren 11 İcat ya da bu Antik Çin Medeniyetinden Kalma Dünyayı Değiştiren 10 İcat başlıklı yazılarımıza da göz atabilirsiniz. Bilim ile kalalım.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu