Her bilimsel makale uzun olmak zorunda değildir. Kısa bilimsel makaleler de son derece anlamlı ve değerlidir.

Bilim insanları zamanlarının büyük kısmını bilgisayar başında geçirir. En çok emek verdikleri metinlerin başında ise deney sonuçlarını anlatan bilimsel makaleler gelir. Ancak bir makale yazmak kolay iş değildir. Okuması da pek kolay olmaz. Bilimsel bir makale, bir roman ya da bu yazı gibi akıp gitmez. Sayfalar arasında kaybolmak mümkündür. Örneğin Fermat’ın Son Teoremi’nin 1995’teki ispatı tam 108 sayfa tutuyordu.
Neyse ki pek çok bilim insanı bu sorunun farkında. Çalışmalarını açık, doğru ve mümkün olduğunca kısa bir şekilde anlatmaya özen gösteriyorlar.
Güzel Bir Kısa Makale Örneği: Euler Varsayımı
Aşağıda dünyanın en kısa bilimsel makalelerinden birini görebilirsiniz. Bulletin of the American Mathematical Society adlı dergide yayımlanan bu makale, başlık ve kaynakça hariç sadece iki cümleden oluşuyor. Makalenin başlığı ise oldukça net: “Benzer Kuvvetlerin Toplamına Dair Euler Varsayımına Karşıt Örnek”.

Leonhard Euler’in 1769’da ortaya attığı Euler varsayımı, yaklaşık 200 yıl boyunca sorgulanmadan kabul edildi. Ancak bu sessizlik, L.J. Lander ve T.R. Parkin’in sadece iki cümlelik bir makalesiyle bozuldu. İkili makalede şu ifadeler yer verdi.
“CDC 6600 üzerinde doğrudan yapılan bir araştırma, 275 + 845 + 1105 + 1335= 1445 olduğunu, yani dört beşinci dereceden sayının toplamının başka bir beşinci dereceden sayıya eşit olabileceğini gösterdi. Bu, n>2 olmak üzere n. kuvvetten bir sayının en az n adet n. kuvvetten sayının toplamı olarak yazılması gerektiğini öne süren Euler varsayımına karşı bir örnektir.”
Bu sonuç Euler varsayımının geçersizliğini yeniden kanıtladı. Ayrıca Lander ve Parkin’in makalesinin referans kısmı da oldukça sadeydi: yalnızca Euler’in orijinal varsayımını anlatan bir makale yer alıyordu.
Kısa Bilimsel Makale Yazma Yarışı
“Proton ve Elektron Kütlelerinin Oranı” başlıklı bu makale, 1951’de Friedrich Lenz tarafından yayımlandı. Bu makale fizik tarihinde en kısa makalelerden biridir. İçeriği yalnızca yirmi yedi kelime, bir denklem, bir sayı ve bir referanstan oluşuyor.

Makalede proton kütlesinin elektron kütlesine oranının 6π⁵ ifadesiyle yaklaşık olarak verilebileceği belirtiliyor. Günümüzde protonun elektron kütlesine oranının sayısal değeri 1836.15267343(11) olarak biliniyor. 6π⁵ ifadesi ise bu oranı 5 basamak hassasiyetle doğru şekilde veriyor ki, bu da Lenz’in çalışmasının öncesinde kimsenin dikkatini çekmemiş etkileyici bir tesadüf.
Ancak bu benzerlik yalnızca bir rastlantıdan ibaret. Lenz de makalesinde bunu açıkça vurguluyor. Sayısal yakınlıklarına rağmen bu iki sabit arasında gerçek bir fiziksel bağlantı bulunmuyor.
Daha kısasını yazmak mümkün mü?
Cevabımız evet. John Conway ve Alexander Soifer, 2005 yılında şimdiye kadarki en kısa matematik makalesini yazma hedefiyle bir makale sundular. Aşağıda gördüğünüz bu makale yalnızca iki kelime uzunluğundaydı!
Dergi editörleri yazarlardan makalelerini açıklamalarını istediklerinde aldıkları cevap da aslında manidardı. “Daha fazla açıklamaya ne gerek var ki…” Detayları incelemek isterseniz bu yazıya göz atabilirsiniz.

En kısa bilimsel makalelere ilginç bir örnek de 2013 yılında yayınlandı. 2013’ün Kasım/Aralık sayısında Evolutionary Anthropology dergisinde yayımlanan yazısında ünlü biyolojik antropolog Ian Tattersall lafı dolandırmadı. Yazısı sadece iki kelimeden oluşuyordu:
“Enough already.” (Yeter artık.)
Bu ifade, Tattersall ile Boston Üniversitesi’nden meslektaşı Matt Cartmill arasında bir yıl süren akademik atışmanın finaliydi. Tattersall ise en sonunda sabrının tükendiğini iki kelimeyle ilan etti.
Aslında bu tartışma yeni değildi. İkili, 1980’lerden beri sistematik üzerine fikir ayrılıkları yaşıyordu. Sistematik, canlı türlerinin nasıl çeşitlendiğini ve birbirleriyle ilişkilerini inceleyen bir bilim dalıdır. Bu sayede yaşamın tek hücrelilerden balinalara, örümceklere ve insanlara nasıl evrildiğini anlamak mümkün olur. Cartmill, kimi zaman çok küçük farkların ayrı tür veya aile olarak sınıflandırılmasını sorguluyordu. Tattersall ise en küçük farklılıkların bile belgelenmesi ve sınıflandırılması gerektiğini savunuyordu.
Peki iki kelimeden daha kısa ama anlamlı bir makale yazabilir misiniz? Muhtemelen cevabınız hayır olurdu. O zaman aşağıdaki örneğe bakmakta fayda var. Çünkü gördüğünüz sıfır kelimelik makale (özet hariç) aslında çok önemli bir noktayı hatırlatıyor:
Bazen hiçbir şey yazmamak bile güçlü bir mesaj verir. Bilimde ve akademide anlamsız dolgu yerine öz ve netlik her zaman daha değerlidir.

En kısa bilimsel özet örnekleri
2011’de fizik dünyası, nötrinoların ışıktan hızlı yol aldığı yönündeki bir ölçüm sonucu ile çalkalandı. Einstein’ın öne sürdüğü evrensel hız sınırını ihlal eden bu bulgu büyük heyecan yarattı ama sonradan ölçüm hatası olduğu ortaya çıktı.

Hata anlaşılmadan önce bilim insanları bu şaşırtıcı sonuca açıklama aramaya çalıştı. Bristol Üniversitesi H.W. Wills Fizik Laboratuvarı ve Hindistan Teknoloji Enstitüsü’nden bir grup şu soruyu sordu: “Can apparent superluminal neutrino speeds be explained as a quantum weak measurement?”
(Görünürde ışıktan hızlı nötrino hızlarını kuantum zayıf ölçümle açıklamak mümkün mü?) Özetleri ise son derece netti: “Probably not.” (Muhtemelen hayır.)
Bitmedi: 1974’te klinik psikolog Dennis Upper, tam anlamıyla yazma tıkanıklığı yaşadı. Kalemi kağıda götürse de tek bir kelime bile yazamadı. Bu sorunu bilimsel bir deneyle çözmeye karar verdi. Fakat tıpkı birçok bilimsel çalışmada olduğu gibi işler planladığı gibi gitmedi. Sonucunda başarısız oldu.
Yine de bu başarısızlığı boşa gitmedi. Hazırladığı çalışma Journal of Applied Behavioral Analysis gibi saygın bir dergide yayımlandı. Başlığı şuydu: “The unsuccessful self-treatment of a case of ‘writer’s block'”
(“Bir yazma tıkanıklığı vakasının başarısız öz tedavisi”)

Ve makalenin tamamı şöyleydi: [Boş bir sayfa.] Derginin editörü de bu boş sayfayı yayımlarken altta şu mizahi notu eklemişti: “Editör bu makaleyi hakem değerlendirmesine gönderdi. Hakem raporunda ‘yayımlanmaya uygun’ dışında yorum yoktu.”
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Adrian Barnett, Zoe Doubleday (2020) Meta-Research. The growth of acronyms in the scientific literature eLife 9:e60080; https://doi.org/10.7554/eLife.60080
- The Shortest Science Paper Ever Published Had No Words, and Was Utterly Brilliant. Yayınlanma tarihi: 21 =cak 2014. Kaynak site: Real Clear Sciece. Bağlantı: The Shortest Science Paper Ever Published Had No Words, and Was Utterly Brilliant
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel