Sanat ve Edebiyat

Antoni Gaudi: Barselona’yı Barselona Yapan Mimar

Matematik, fizik, doğa, sanat ve elbette tutku bir araya geldiğinde, imkânsız gibi görünen işler bile gerçeğe dönüşebilir. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, “çılgın mimar” olarak anılan Antoni Gaudí’dir

barselona

Ölümünden kısa bir süre önce yaptığı açıklamalardan birinde Papa Francis, Katalan mimar Antoni Gaudí’ye “saygıdeğer” (venerable) unvanını verdi. Bu unvan, Barselona’daki ünlü Sagrada Família kilisesinin tasarımına ve inşasına olan adanmışlığından dolayı Gaudí’ye verildi. Katolik inancına göre bu unvan, azizlik sürecinin dört aşamasından ikincisidir. Sürecin tamamlanması hâlinde Gaudí, tarihte aziz ilan edilen ilk laik mimar olacak.

Kısaca Antoni Gaudi Kimdir?

Antoni Gaudí İspanya’nın Katalanya Bölgesi’nin Reus şehrinde dünyaya geldi. Beş çocuklu bir ailenin ferdi olan Gaudí’nin annesi ev işleriyle ilgilenirken, babası kalaycılık yapıyordu. Gaudí, çocukluk yıllarında aile atölyesinde çalışarak bu el işçiliği geleneğinin içinde büyüdü. Bu erken dönem deneyimler, onun ileride geliştireceği mimari dilin temel taşlarından birini oluşturdu.

Antoni Gaudi: Barselona'yı Barselona Yapan Mimar
Antoni Gaudi (1852–1926)

Gaudí’nin ailesi, onun çizim konusundaki yeteneğini erken yaşta fark etti ve destekledi. Büyükbabası ile babasının zanaatkârlığı mimarlık anlayışı üzerinde etkili olsa da, hayatına ve tasarımlarına yön veren başka olaylar da vardı.

Çocukluğu boyunca sağlığı oldukça narindi ve sık sık Riudoms’taki yazlık evlerinde dinlenmek zorunda kalırdı. Bu süre boyunca doğada geçirdiği uzun zamanlar, onun doğayı gözlemleme yetisini geliştirdi. Zamanla, doğayı yalnızca bir ilham kaynağı değil, aynı zamanda “asıl öğretmeni” olarak görmeye başladı.

Diğer güçlü etki ise Katolik inancından geldi. Dini geçmişi, hem yaşam felsefesini hem de mimarisini derinlemesine şekillendirdi. Bu iki temel unsur—doğa ve inanç—Gaudí’nin eserlerinde iç içe geçmiş şekilde kendini gösterdi.

Antoni Gaudi: Barselona'yı Barselona Yapan Mimar
Vicens ailesi için 1883-1888 tarihleri arasında yaptığı Barselona’daki  Casa Vicens. Bu Gaudi’nin ilk eseri idi.

1869 yılında Gaudí, Barselona’ya taşındı. 1874 yılında Barselona Mimarlık Okulu’na girdi. Burada hem mimarlık hem de mühendislik eğitimi aldı. Öğrencilik yıllarında, iki önemli figürün düşüncelerinden etkilendi. Fransız mimar Eugène Viollet-le-Duc ve İngiliz yazar ve sanat eleştirmeni John Ruskin.

Her iki isim de Gotik mimarlığın yeniden canlandırılmasını savunuyordu. Gaudí, özellikle Gotik mimarinin dışavurumcu formlarına ve süslemeye verdiği öneme ilgi duydu. Bu etki, onun kendi tarzını geliştirirken hem tarihi referanslara hem de zengin görsel detaylara yer vermesine yol açtı.

Gaudí 1878 yılında Barselona Mimarlık Okulu’ndan mezun oldu. Diplomasını aldığı gün, bölüm başkanının söylediği öne sürülen şu sözler, onun sıra dışı kişiliğini ve mimari yaklaşımını özetler niteliktedir: “Bu diplomayı bir deli mi yoksa bir dahiye mi verdik, bilmiyorum; bunu ancak zaman gösterecek.”

Antoni Gaudi: Barselona'yı Barselona Yapan Mimar
Kafatası ve kemik görünümlü balkonları ile ünlü Casa Batlló. Kaynak: https://yolvemacera.com/

Antoni Gaudi Barselona’yı Baştan Yarattı

Eğitimini tamamladıktan sonra Gaudí, zaman kaybetmeden dönemin önde gelen mimarlarıyla çalışmaya başladı. Josep Fontséré, Joan Martorell ve Francisco de Paula del Villar gibi isimlerin yanında deneyim kazandı.

La Sagrada Família üzerindeki çalışmaları dışında, Gaudí’nin yaşamında değişmeyen bazı yönler vardı. Başarılarına ve ününe rağmen, hayatı boyunca ailesininkine benzer sade bir yaşam sürmeyi tercih etti. Hiç evlenmedi ve gösterişli bir yaşam tarzı benimsemedi.

Sanatsal tercihleri ve tasarımlarına kattığı belirli üslup unsurları sayesinde Gaudí, sadece bir mimar olarak değil, aynı zamanda Renaixença hareketinin etkili bir katılımcısı olarak da öne çıktı. Bu hareket, hem bir sanat ve zanaat canlanması hem de Katalan kimliğinin siyasi anlamda yeniden doğuşuydu. Renaixença, Katalan halkının Madrid merkezli yönetimin baskısından kültürel ve siyasi olarak kurtulma çabasını temsil ediyordu. La Sagrada Família ise bu hareketin dini simgesi haline geldi.

Casa Milà Gaudi’nin stilinin karakteristik özelliği olarak kabul edilmektedir. Gaudí’nin ilham kaynağı doğa, felsefe, sanat ve edebiyat ve matematik gibi birçok kaynaktan geldi.

Sagrada Familia Bazilikasının Yapımı

Sagrada Família’nın ortaya çıkışı, dini kitap basımı ve satışıyla uğraşan José María Bocabella’ya dayanır. Bocabella, yapının inşa edileceği araziyi satın almış ve bu büyük projeyi teşvik etmek amacıyla bir dernek kurmuştur. İnşa çalışmaları 1882 yılında başladı.

Ancak sadece bir yıl sonra, projenin ilk baş mimarı Francisco de Paula del Villar y Lozano, derneğin mimari danışmanı Joan Martorell ile yaşadığı fikir ayrılıkları nedeniyle görevinden istifa etti.

1920 yılında inşa halindeki Sagrada Familia.

Joan Martorell, projeyi kendisi üstlenmeyi reddettikten sonra, genç öğrencisi Antoni Gaudí’yi büyük bir ısrarla önerdi. O sırada yalnızca 31 yaşında olan Gaudí, projeyi devraldı ve baştan sona yeniden tasarladı. Francisco de Paula del Villar’ın neo-gotik planını kökten değiştirerek, bu yapıyı son derece özgün ve çarpıcı bir hale getirdi.

Gaudí tasarımlarını hem Bocabella’nın ideallerine hem de o dönemde Katalonya’yı kasıp kavuran sağcı siyasi ve ideolojik hareketlere göre ayarladı. 1926’daki ölümüne kadar sadece La Sagrada Familia üstünde çalıştı. 7 Temmuz 1926’da, 74 yaşında bir trafik kazası sonucu projesini tamamlayamadan öldü.

Gaudí, Sagrada Família projesine atandığı andan itibaren tüm benliğiyle bu yapıya odaklandı. 1915 yılında Colònia Güell Kilisesi’nin kriptasını tamamladıktan sonra, elindeki diğer işleri bırakarak kalan ömrünü tamamen bu dev esere adadı.

Gaudí’nin bazilika planı ilk olarak Lliga ile yakın bağları olan La Veu de Catalunya gazetesinin 20 Ocak 1906 tarihli sayısında yer aldı.
.

Ancak 1926 yılında, kiliseden yalnızca birkaç sokak ötede bir tramvayın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Bugün Sagrada Família, dünyanın en büyük tamamlanmamış Katolik kilisesi olmasının ötesinde, mimarlık tarihinin canlı bir parçası olarak görülüyor.

Vizyoner teknikler

Gaudí her ne kadar yetenekli bir çizer olsa da, tasarım sürecinde detaylı plan çizmekten çoğu zaman kaçındı. Bunun yerine, yapı ustaları ve zanaatkârlarla birebir çalışmayı tercih etti. Tasarımlarını iletmek ve geliştirmek için ölçekli modeller kullanıyor, kendine özgü yöntemler geliştiriyordu.

Antoni Gaudi: Barselona'yı Barselona Yapan Mimar
Bir kemer inşa etmek istiyorsanız, kemerin ters yönünde bir zincir şeklini içerdiğinden emin olun. Böylelikle kendi ağırlığı altında rahatça duracaktır. Bu nedenlerden dolayı, bu formdaki kemerler mimarlar tarafından yapıların sağlamlığını optimize etmek için kullanılmaktadır. Sagrada Familia Bazilikası içinden bir kare

Bu yöntemlerden en ünlüsü, ters çevrilmiş zincir eğrisi (katenary) modelleridir. Gaudí, bazı yapıların ana taşıyıcı sistemlerini oluşturmak için bu teknikle ipleri ve ağırlıkları kullanarak doğal denge noktalarını buluyor, sonra bu modeli ters çevirerek mimari forma dönüştürüyordu. Bu yaklaşım, yapının hem estetik hem de yapısal açıdan uyumlu olmasını sağlıyordu.

Bu yöntemde Gaudí, Sagrada Família’nın yer planını ahşap bir levha üzerine bire on ölçeğinde çizdi ve bu levhayı tavana yerleştirdi. Ardından, kolonların bulunacağı noktalardan ipler sarkıttı. Bu iplerin uçlarına, kemerlerin taşıyacağı yükleri temsil etmesi için kurşun dolu küçük torbalar astı.

Ortaya çıkan model, yerçekiminin doğal etkisiyle kendiliğinden dengeye ulaştı. Gaudí bu modeli dikkatlice ölçtü ve birçok açıdan fotoğraflarını çekti. Daha sonra bu fotoğrafları ters çevirerek, aşağı doğru gerilen iplerin yerini yukarı doğru sıkışan taş ve beton kemerlerin alacağı yapısal düzeni ortaya koydu.

Sonuç olarak

Uzun yıllar süren gecikmelerin ardından, Sagrada Família son dönemde büyük bir ziyaretçi artışı yaşadı. Bu ilgi, inşaat çalışmalarına da önemli bir ivme kazandırdı. Güncel planlara göre yapının 2033 yılında tamamlanması hedefleniyor. Bu gerçekleştiğinde, Sagrada Família dünyanın en yüksek kilisesi unvanını alacak.

Tamamlanma tarihi, Gaudí’nin ölümünün 100. yıldönümünden sadece yedi yıl sonrasına denk geliyor. Aynı zamanda, onun azizlik sürecinde son aşamaya ulaşılacağı düşünülen bir döneme işaret ediyor. Aslında katedralin nefinde bulunan bir cümle onun sanatının özeti gibidir. ‘Sanat Yok. Hepsi matematiktir.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Droge, Isabel. “Architectural Wizardry: 4 Fascinating Works by Antoni Gaudi” TheCollector.com, September 17, 2023, https://www.thecollector.com/antoni-gaudi-works/.
  • The Sagrada Familia: how Gaudí’s masterpiece became a myth and a divisive political tool. Yayınlanma tarihi: 6 Ocak 2022. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: The Sagrada Familia: how Gaudí’s masterpiece became a myth and a divisive political tool
  • Johhny Ball;  Wonders Beyond Numbers: A Brief History of All Things Mathematical; ISBN: 1472939999

Matematiksel

Ceren Demir

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Ekonomi bölümünde yüksek lisansa devam ediyorum ve İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde akademik görevimi sürdürüyorum. Spora, sanata (özellikle resim sanatı), müziğe, doğaya, doğa sporlarına, felsefeye, psikolojiye, kitaplara, filmlere düşkünüm.. Okumayı, yazmayı, öğrenmeye çabalamayı çok seviyorum. Amaçlı ve amaçsız yaşamanın çeşitli noktalardan artı ve eksileri olduğunu düşünsem dünyadaki her şeyin gelip geçici olduğuna inanıyorum. Yine de -her şeye rağmen- ben uzun süredir amacı olanlardanım.. Buradan enerji sağlayabiliyorum.. Çoğunlukla enerjik, dışa dönük olsam da yeri geldikçe oldukça içe kapanmaya ve yalnızlığa susayabiliyorum. İkisi de keyifli ve öğretici.. Matematiksel sitesinin öncelikle hayranı olan bir okuruyum sonra Matematiksel’e katkı sağlamaya çalışan enfes ekibin bir parçasıyım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir