Gezegenimizde okyanuslara farklı isimler vermemize rağmen, gerçekte aralarında net bir sınır bulunmaz. Okyanus akıntıları, bu dev su kütlelerini sürekli olarak birbirine karıştırır. Benzer bir durum, Atlantik ve Pasifik okyanusları arasında da geçerlidir.

Bu iki büyük okyanus, Güney Amerika’nın en güney ucu ile Antarktika arasında yer alan yaklaşık 850 kilometre genişliğindeki Drake Geçidi’nde buluşur. Bu dar ve zorlu su yolu, yalnızca iki okyanusu birleştirmekle kalmaz; aynı zamanda suların küresel dolaşımındaki önemli geçiş noktalarından biridir.
Çevrimiçi platformlarda karşınıza çıkmış olabilecek bazı videolarda, iki farklı renkli su kütlesi yan yana sürükleniyor gibi görünür. Bu görüntüler, ilk bakışta Atlantik ve Pasifik okyanusları arasında net bir sınır varmış izlenimi yaratır. Hatta bazı videolar bu durumu, okyanuslar arasında adeta görünmez bir duvarın varlığına dair bir kanıt gibi sunar.
Ancak bu gözlemler yanıltıcıdır. Görsel olarak farklı renklere sahip olmaları, bu iki okyanusun sularının karışmadığı anlamına gelmez. Suyun davranışları bazen bizi şaşırtabilir ama okyanusların sınır tanımayan doğası, bu görüntülerin ardındaki gerçeği değiştirmez.

Bu tür iddiaların yayılmasının arkasında iki güçlü etken bulunur. İlki, gözlerimizle gördüğümüz görsel ayrım çizgisidir. Okyanusların buluştuğu yerde farklı renklerdeki su kütlelerinin yan yana durması, sanki gerçekten birbirine karışmıyorlarmış gibi bir izlenim yaratır. İkincisi ve belki de daha etkili olanı ise, bu doğa olayına anlam yükleyen anlatılardır. Bunların başında da Kaptan Jacques Cousteau’ya atfedilen sözler gelir.
İddiaya göre, Cousteau bu olayı gözlemledikten sonra Kur’an’da benzer ifadeler geçtiğini öğrenmiş ve bu yüzden Müslüman olmuştur. Ancak bu söylenti, Cousteau’nun ailesi ve kurduğu vakıf tarafından defalarca yalanlanmıştır. Ayrıca Fransa’daki mezarının üzerinde büyük bir haç yer almakta, Hristiyan inancına sadık kaldığını açıkça göstermektedir.
Atlantik ve Pasifik Okyanuslarının Sınırları Nerededir?

Aslında okyanuslar arasında gördüğümüz sınırlar büyük ölçüde insan yapımıdır. Bir haritacı zamanında Atlantik ve Pasifik Okyanuslarına bakıp, bu iki dev su kütlesinin bir noktada birleştiğini fark ettiğinde, Drake Geçidi’ni doğal bir geçiş kapısı olarak belirlemek oldukça mantıklıydı. Harita üzerinde, Şili’nin en güney noktası Cape Horn ile Antarktika Yarımadası arasına bir çizgi çekmek, bu ayrımı tanımlamanın en kolay yoluydu.
Ancak bu sınırlar, tıpkı şehirlerdeki mahalle sınırları gibi, temelde keyfidir. Haritaya bakan birinin yüzyıllar önce çizdiği bu boylamsal çizginin doğusundaki ve batısındaki sularda doğal olarak farklı hiçbir şey yoktur.
Dünyadaki tüm okyanus suları birbirine bağlıdır ve birlikte hareket eder. Bu bağlantı, yalnızca fiziksel olarak değil, aynı zamanda ekolojik olarak da yaşamsal öneme sahiptir. Okyanus suları eğer birbirinden izole olsaydı, deniz canlılarının yayılması, besin zincirinin devamı ve iklim sisteminin işleyişi büyük zarar görürdü. Yaşamın sürekliliği için suların karışması bir zorunluluktur.
Renk Farklılıklarının Nedeni Nedir?
Bu iddianın yaygınlaşmasına neden olan ilk görsel, 2007 yılında Kaliforniya Üniversitesi Santa Cruz’da okyanus bilimleri profesörü olan Ken Bruland tarafından bir araştırma gemisinden çekildi. Fotoğraf, iki farklı renk tonuna sahip su kütlesinin yan yana uzandığı dikkat çekici bir sahneyi gösteriyordu. Görsel kısa sürede internette yaygınlaştı.

Bu ilk görüntünün ardından benzer sahneleri gösteren başka fotoğraflar da paylaşıldı. Bunlardan biri de bu yazının kapak görseli olarak kullanılan kareydi. Ancak bu etkileyici görüntülerin ardında yatan bilimsel açıklama, sanıldığı kadar gizemli ya da olağandışı değildir.
Oşinografide, yani okyanus biliminde “cephe” terimi, iki farklı su kütlesi arasındaki sınırı tanımlar. Bu sınırın iki tarafındaki sular; sıcaklık, yoğunluk, tuzluluk gibi özellikler açısından farklılık gösterir. Bu farklılıklar su kütlelerinin karışmasını yavaşlatır. Hatta birbirinden ayrı gibi görünmelerine neden olur. Açık denizlerde bu tür sınırlar daha belirgin olur.

Bu tür görsel ayrımlar, sadece açık denizlerde değil, nehirlerin birleştiği ya da denize döküldüğü noktalarda da ortaya çıkar. Nehir suyu genellikle tatlı ve çamurludur; okyanus suyu ise tuzludur. Bu fark, onlara farklı yoğunluklar kazandırır ve karışım sırasında geçici bir sınır oluşur. Bu sırada suyun rengi bir süre bulanık veya ayrışmış görünür. Ancak bu sadece geçici bir durumdur. Tam karışım genellikle bir veya iki gün içinde gerçekleşir.
Dünyanın birçok yerinde bu tür su cepheleri, yüzeyde çizgi gibi görünen ayrımlar oluşur. Bu sınırların oluşmasında sıcaklık farkı, tuzluluk oranı ve özellikle de demir gibi mikro partiküllerle ilgili çökelti türleri gibi birçok etken rol oynar. Bu fiziksel farklılıklar, su kütlelerinin kısa süreli olarak ayrı gibi görünmesine neden olur ama sonunda hepsi karışır..
Bu Okyanuslarının Birbirine Karışması Fiziksel Bir Zorunluluktur
Antarktika Çevresel Akım, gezegenimizin en güçlü ve en etkili okyanus akıntılarından biridir. Antarktika’yı batıdan doğuya saat yönünde çevreleyen bu akım, yalnızca yüzeyde değil, okyanusun dibine kadar etkilidir. Antarktika’nın soğuk ve buzlarla kaplı kalmasını sağlayan temel mekanizmalardan biri budur.

Bu akım, her saniye yaklaşık 165 ila 182 milyon metreküp su taşır. Bu miktar, dünya üzerindeki tüm nehirlerin toplam akışının 100 katından fazladır. Böyle büyük bir su hareketi, özellikle Drake Boğazı gibi dar geçitlerde dev dalgalar ve çalkantılar yaratır. Aynı zamanda bu akımın taşıdığı sular son derece soğuktur. Soğuyan ve tuzluluğu artan su, yoğunlaşarak dibe çöker ve okyanus sirkülasyonunu derinlerden de besler.
Antarktika’dan çıkan bu yoğun su kütleleri, Atlas Okyanusu’nun derinliklerine doğru hareket eder, ardından Pasifik Okyanusu’yla karışır. Yüzeyde gözlemlenen ve iki farklı okyanus arasındaki “sınır çizgisi” gibi görülen ayrım ise, çoğunlukla bu akımların farklı sıcaklıklarda olmasıyla ilgilidir.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- St. Laurent, Louis & Garabato, A. & Ledwell, J.R. & Thurnherr, A.M. & Toole, John & Watson, Andrew. (2012). Turbulence and Diapycnal Mixing in Drake Passage. Journal of Physical Oceanography. in press. 120803124702009. 10.1175/JPO-D-12-027.1.
- Is it true that the Pacific and Atlantic Oceans don’t mix?; Yayınlanma tarihi: 12 Temmuz 2023. Bağlantı: Is it true that the Pacific and Atlantic Oceans don’t mix?/
- Do the Atlantic and Pacific Oceans Mix? Yayınlanma tarihi: 6 Kasım 2024.; Bağlantı: Do the Atlantic and Pacific Oceans Mix?/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
Təşəkkürlər.