Psikoloji

Asansöre Binmek Neden Tuhaf Hissetmemize Neden Olur?

Giderek binalarımız yükseldikçe, asansöre binmek hepimiz için kaçınılmaz bir durum. Bu nedenle bir çoğunuz muhtemelen günde bir kaç kez asansör kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Ancak asansöre binmekle ilgili bir de garip bir gerçek var. Bu gerçek bize hissettirdikleri ile alakalı.

Aslında bir çoğumuz o rahatsızlık veren ancak tam olarak tanımlayamadığımız hissi biliyoruz. Asansöre yalnız bindiğimiz zaman bir sorun yok. Ancak asansör durup yanımıza birileri geldiğinde o rahatsız edici duygunun içinde kendimizi buluruz. Bu duygu endişe, tedirginlik, gerginlik, korku gibi duyguları da içinde barındıran, kısaca “tuhaf” diye tanımlayabileceğimiz bir durumdur.

Asansöre Binmek Neden Tedirginlik Yaratıyor?

Asansöre Binmek Neden Tedirginlik Yaratıyor?
Günümüzde asansörde çok fazla sosyal etkileşim olması pek olası değil. Bir düşünün, en son ne zaman asansördeyken bir yabancıyla anlamlı bir sohbet başlattınız?

Uzmanlara göre bunun birkaç nedeni var. Öncelikle psikologlar iki insanın konuşurken aralarında genellikle yaklaşık bir kol uzunluğunda mesafe bıraktığını hatırlatıyor. Ancak asansördeki mesafe bundan çok daha azdır. Sonucunda bu durum insanların kendilerini garip, doğal olmayan bir durumun içinde hissetmelerine neden olmaktadır.

Araştırmacılara göre fiziksel olarak bu kadar yakın olmanın en çok endişe vermesinin bir başka nedeni ise başkasını rahatsız etme korkusudur. Sonucunda asansördeki herkes duruşunun ya da yaptığı herhangi bir hareketin diğerleri tarafından tehdit olarak algılanmasını istemez. Bu nedenle de olağanüstü bir çaba sarf etmeye başlar.

Kişisel alanınızı, kendi etrafınızda oluşturduğunuz, vücudunuzun görünmez bir kalkanı gibi düşünebilirsiniz. Bu kalkan kişiyi ne kadar iyi tanıdığınız, o kişiyle olan ilişkiniz, ona ne kadar güvendiğiniz ve kültürünüz gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişir.

Tanımadığınız biri size gereğinden fazla yaklaştığında kişisel alanınızı ihlal eder. Bu durum da kendinizi rahatsız hissetmenize neden olur. Aslında aynı duyguyu kalabalık bir otobüse bindiğinizde de yaşarsınız. Hissettiğiniz tedirginlik, birine yaklaşmak için adım attığınızda onun istemsizce geri çekilmesi de aynı sebeptendir. Bu kişisel alanların incelenmesine de proksemik adı verilir.

Kişisel Alan Sınırlarımız Nedir?

Kişisel alan ile ilgili çalışmalar ilk olarak Antropolog Edward Hall (1966) tarafından yapılmıştı. Kendisi kişisel mesafenin duygusal mesafe ile pozitif yönde ilişkili olduğunu gözlemlemiş ve The Hidden Dimension isimli kitabında 4 kişisel alan seviyesi belirlemişti. Kendimizi rahat ya da rahatsız hissetmemiz bu örtük kurallar tarafından belirlenmektedir.

  • Mahrem Bölge: (45 santimetreye kadar). Kucaklaşma gibi yakın ilişkileri sergilediğimiz bu bölgeye yalnız ailemiz, evcil hayvanlarımız ve yakın arkadaşlarımız girebiliyor.
  • Kişisel Alan: (45 cm ile 1.2 metre arası) Arkadaşlar ve tanıdıklar bu bölgeye dahil olur. Ancak yabancıları bu bölgeye dahil etmek istemeyiz.
  • Sosyal Alan: (1.2 metre arası ile 3.6 metre arası). Rutin sosyal etkileşimler esnasında kendimizi rahat hissettiğimiz bölge burasıdır.
  • Kamu Alanı: (3.6 metre ile 7.6 metre arası) Kamu içindeki iletişim alanıdır. Parkta veya alışveriş merkezinde yürürken insanlar ile aramızda bulunmasını tercih ettiğimiz mesafedir.

Yukarıda okuduğunuz rakamlar Amerika’da yaşayan vatandaşlar üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda elde edilmiştir. Ancak kişisel alan kültürden önemli ölçüde etkilenmektedir. Birçok Latin ve Orta Doğu ülkesinde kişisel alan nispeten yakındır. Oysa birçok İskandinav ve Asya ülkesinde kişisel alan daha uzaktır. Bu nedenle yukarıdaki rakamları sadece ortalamalar olarak kabul etmek gerekir

Asansöre Binmek Neden Tedirginlik Yaratıyor?

Asansöre bindiğimizde tuhaf hissetmenin bir başka nedeni ise kimi uzmanlara göre kontrolün elimizde olmamasıdır. Sonucunda asansörün kapısı açılır, içeri girersiniz, gideceğiniz katın tuşuna basarsınız ve beklemeye başlarsınız.

İşte bu durum da bir çok kişi tarafından tedirginlik verici olarak algılanmaktadır. Sonucunda bu tuhaf hissi azaltmak için de yapabileceklerimiz arasında göz temasından kaçınmak, yere bakmak ya da en iyi ihtimal ile telefon ile uğraşmak gelecektir.

Bir Asansörün İçindeki Davranışımız Kişiliğimiz Hakkında Neler Söylüyor?

Aslında bir asansöre bindiğimiz zamanlarda durduğumuz yer bile bu rahatsız edici hissi bir nebze olsun ortadan kaldırmak ile ilişkili gibi gözüküyor. Geçtiğimiz yıllarda Rebekah Rousi konu ile ilgili bir asansör çalışması yürüttü. Yaklaşık 30 asansör yolculuğunun ardından da insanların nerede ve neden duracakları konusunda bazı sonuçlar ortaya çıkardı.

Asansöre Binmek Neden Tedirginlik Yaratıyor?

Buna göre asansörün ön tarafında göz temasından kaçınan ve bu esnada kendileriyle ilgilenen kadınlar duruyordu. Kadınların arkasında da genellikle zamanlarını asansördeki diğer kişilere bakarak ya da aynada kendilerini kontrol ederek geçiren genç erkekler yer alıyordu.

Ancak başka kadınlarla birlikte olan kadınların, kendi başlarına olan kadınlara kıyasla aynada kendilerine bakma veya sosyal olarak etkileşimde bulunma olasılıkları daha yüksekti. Yaşlılar ise çoğu zaman asansörün arka tarafında durmayı tercih ediyordu.

Bu çalışmanın bulguları bir açıdan ilginç. Çalışma da kişinin kişiliği (içe dönük/dışa dönük) ile asansörde durmayı seçtiği yer arasında bir nedensellik ilişkisi olduğu düşünülüyor. Örneğin içe dönük bireylerin en önde duranlar olduğu belirtiliyor. Sonucunda işin içinde birden fazla kafa karıştırıcı değişken (asansördeki insan sayısı, bilinçsiz davranış, ruh hali) olduğundan, bu özel hipotezi test etmek muhtemelen zor olacaktır. 

Asansör ile ilgili bir başka merak edilen soruya da bu yazımızda cevap bulabilirsiniz. Düşen Asansörde Son Saniye Zıplamak Hayatta Kalmanızı Sağlar mı?


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu