Beyin Jimnastiği

Para İle İlgili İlginç Bir Soru: Zengin Konuk Paradoksu

Günümüzde herkes bir şekilde çok para kazanmanın peşinde. Ancak gerçekten para kazanmak istiyorsanız önce paranın nasıl işlediğini anlamalısınız. Karmaşık ekonomik terimlere girmeden, bu yazıda anlatacağımız Zengin Konuk Paradoksu (The Rich Guest Paradox) size bu konuda önemli bir fikir verecek.

Para kazanmak istemekte hepimiz haklıyız. Sonuçta bugün pek çok insan borçla yaşamını sürdürüyor. Size anlatacağımız hikaye de ekonomik zorluklarla boğuşan bir sahil kasabasında geçiyor. Sezonun kötü geçmesi yüzünden herkes birbirinden borç alarak ayakta kalmaya çalışıyor. Bu borç sarmalı ise bir gün Zengin Konuk Paradoksu olarak bilinen ilginç bir duruma yol açıyor.

Kasabada ayrıca kapanma noktasına gelmiş bir otel de var. Otelde tek müşteri kasabanın doktoru. Bir gün beklenmedik şekilde zengin bir müşteri kasabaya geliyor ve geceyi bu otelde geçirmeye karar veriyor. Resepsiyona 100 dolar bırakıyor ve kalacağı odayı seçmek için boş odaları gezmeye başlıyor.

Zengin Konuk Paradoksu

Otel sahibi 100 dolarlık banknotu alır almaz hemen kasabada biriken kasap borcunu kapatıyor. Kasap, aldığı parayla hayvanları tedarik ettiği çiftliğe olan borcunu ödüyor. Hayvan yetiştiricisi de 100 doları alır almaz yem ve yakıt tedarikçisine borcunu kapatıyor.

Tedarikçi parayı alınca kasabanın doktoruna olan borcunu ödüyor. Doktor ise zaten otelde kaldığı için bu 100 doları otel sahibine vererek konaklama borcunu kapatıyor. Tam o sırada zengin turist, odalara baktıktan sonra hiçbirini beğenmediğini söyleyip resepsiyondaki 100 dolarlık banknotunu geri alarak kasabadan ayrılıyor.

Sonuçta aynı 100 dolar elden ele dolaşarak herkesin borcunu kapattı. Kimse yeni bir şey üretmedi, kimsenin elinde fazladan para kalmadı. Ama herkes rahatladı çünkü artık borçlu değillerdi. Bu durumda sormak gerekiyor: O borç gerçekten var mıydı?

Zengin Konuk Paradoksu
Banka, bir müşterisinin kendi hesabına yatırdığı parayla başka bir müşteriye kredi verir ve bu sayede gelir elde eder. Yani aslında kendine ait olmayan parayı bir başkasına vererek kazanç sağlar. Bu nedenle de çalışma mantığı hikayede aktarılana oldukça benzer

Zengin Konuk Paradoksunun Çözümünü Nasıl Düşünmeliyiz?

Okuduğunuz bu hikaye, farklı versiyonlarıyla yıllardır internette dolaşıyor. Bu yüzden kimin ilk kez yazdığını belirlemek mümkün değil. Yine de bize paranın ne olduğu ve nasıl çalıştığı konusunda önemli bir fikir veriyor.

Aslında dikkat ederseniz ortada gerçek bir paradoks yok. Bunu anlamak için şöyle düşünün: Geçen ay en iyi arkadaşınızdan 1000 TL borç aldınız, ama ondan önce o da sizden 1000 TL borç almıştı. Sonuçta kimse kâğıt üstünde borçlu kalmaz, ödeşmiş olursunuz. Kasabada olan da tam olarak bu. Herkes birbiriyle belli bir miktar borçlu durumdaydı ve elden ele dönen parayla bu borçlar kapandı.

Bu ilginç örneği farklı şekillerde yorumlayabiliriz. Ama hangi açıdan bakarsak bakalım, yapılan işlemlerin kasaba halkının net servetini değiştirmediğini kabul etmeliyiz. Hikâyenin başında herkesin 100 dolarlık bir borcu vardı, ama bunun tam karşılığında 100 dolarlık bir alacağı da vardı. Sonunda ise ne borçları ne de alacakları kaldı.

Kasabayı ayrı bir ekonomi olarak düşünürsek, zengin turist kasabaya geçici olarak 100 dolarlık bir para arzı ekledi. Etkili biçimde yeni bir 100 dolarlık banknotu kısa vadeli bir kredi gibi sundu ve likiditeyi artırdı. Bu para, kasaba halkına borçlarını karşılıklı olarak kapatabilecekleri bir değişim aracı sağladı.

Hikayemizde piyasaya giren para bir nevi garantörlük görevini üstlendi ve para döngüsü sağlandı. Bunun sonucunda da piyasalara nakit girdi ve piyasalar hareketlendi.

Nakit akışı, paranın iş, proje ya da finansal faaliyetler sırasında nasıl hareket ettiğini anlatan bir kavramdır. Bir işletmenin kasasına giren ve çıkan tüm parayı kapsar. Aslında Zengin Konuk Paradoksu bize nakit akışının ne kadar güçlü bir etki yaratabileceğini gösterir.

Bu Paradokstan Ne Anlamalıyız?

Bu hikayede olaylar küçük bir kasabada geçiyor. Aslında bu kasabada herkesin hem ödenmemiş bir borcu hem de alacağı var. Teoride hepsi bir araya gelip “Kimin kime ne kadar borcu ve alacağı var?” diye konuşsalar, sıcak paraya ihtiyaç duymadan bu sorunu çözebilirlerdi. Ama böyle bir uzlaşma ve şeffaflık genellikle gerçek hayatta, hele ki kalabalık bir toplulukta pek mümkün olmaz. Bu tür düzenlemeler çoğu zaman sadece hayali bir küçük kasabada mümkün olabilir.

Ayrıca önemli bir ayrıntıyı da unutmamak gerekiyor. Hikayede herkes borcunu ödediği için mutlu oldu. Elbette borçtan kurtulmak insanı rahatlatır. Ancak bunun yanında herkesin varlığı da azalmış oldu. Sonuçta herkes aynı anda 100 dolar fakirleşti.

Ayrıca bu yazımıza da göz atmak isteyebilirsiniz: Son Kuruş Etkisi Nedir? Cebimizdeki Son Parayı Harcamak Neden Acı Verir?


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir