Tarih

IQ Testleri Neden Ortaya Çıktı? IQ Testlerinin Karanlık Tarihi

Eğitim sistemleri, özel eğitim ve üstün zekalı eğitim programlarına uygun çocukları belirlemek için günümüzde halen IQ testlerini kullanır. İnternette bir çok site size IQ’nuzu ölçme garantisi verir. Ancak yine de bilmeniz gereken bir şey var.

Günümüzde bu tip testlerin uygunluğu ve meşruluğu eğitimciler, sosyal bilimciler ve bazı bilim insanları arasında sürekli olarak tartışılmaktadır. Gelin bu yazıda biraz IQ testlerini sorgulayalım. Bunun için IQ testlerinin tarihi hakkında bir miktar bilgi sahibi olmanız gerekir.

IQ Testlerinin Kısa Tarihçesi

Amerika Kıtası’nın Avrupalılar tarafından keşfedilmesinden sonra kıtaya günümüze dek sürecek bir göç akını başladı. 1900’lerin başlarına dek bu akın yavaşlamadan sürdü. Çok sayıda insan ve işgücüne gereksinimleri olduğundan ABD yönetimleri başta bu konuya sıcak bakıyordu. Ancak daha sonraları göçmenlik yasası çıkararak göçleri engellemeye çalıştı.

Bu göç yasalarında bazı listeler yer alırdı. Bu listedeki kriterlere göre kimin ülkeye girip giremeyeceğine karar verilirdi. Ancak bazı kriterleri ölçmek kolay değildi. Bu esnada IQ testleri seçme kurulundakilerin imdadına yetişecekti.

IQ Testlerinin Kısa Tarihçesi
Bu testler göçü engellemeye çalışan Amerikalılar için bir fırsat oldu. Zekanın ve diğer sosyal davranışların biyoloji ve ırk tarafından belirlendiğini düşünen etnosentrikler ve öjenistler, IQ testlerine kilitlendiler.

1800’lerin sonlarında İngiliz Sir Francis Galton (1822-1911), zekayı inceleyen ilk kişilerden biri oldu. Galton günümüzde kullanılan, psikometrik ve istatistiksel yöntemlere öncülük etti. Daha sonraki araştırmacıların kullanacağı çeşitli hipotezler ortaya attı.

İlerleyen süreçte, Avrupa ve Amerika’da, bir kişinin bilişsel yeteneğini ölçmek için tarafsız yollar sunduğunu iddia eden düzinelerce zeka testi ortaya çıktı. Fransız Alfred Binet (1857-1911), modern bir zeka testine benzeyen ilk testi 20. yüzyılın başlarında geliştirdi. 

Binet, öğrenme güçlüğü çeken veya özel eğitime ihtiyacı olan çocukları ayırt etmeye yönelik, farklı yaşlardaki çocukların doğru cevaplayabileceğini düşündüğü bir dizi soru tasarladı. 

Alman psikolog William Stern (1871-1938) ise işin formülasyonunu yaptı. Sonucunda 1905 yılında geliştirilen Binet-Simon Ölçeği, modern IQ testinin temeli oldu. Simon ve Binet testlerin ölçtüğü yeteneklerin genel bir zekayı yansıttığını düşünmüşlerdi.

Fakat hem o zaman hem de günümüzde bu tanım hatalıdır. Çünkü genel zekanın ölçülmesini bir test ile gerçekleştirmek olanaksızdır. Ancak bu hatalı varsayım, insanların zeka hakkındaki kendi önyargılı varsayımlarını bu test üzerinden uygulamasının yolunu açtı. ( Konu hakkında daha fazla bilgi için. IQ Nasıl Ölçülür ve IQ Seviyeleri Zekamız Hakkında Ne Söyler?)

Zeka Testlerinin İlk Kullanım Alanları Bugünkünden Çok Daha Farklıydı

Dediğimiz gibi bu testler göçü engellemeye çalışan Amerikalılar için bir fırsat oldu. Zekanın ve diğer sosyal davranışların biyoloji ve ırk tarafından belirlendiğini düşünen etnosentrikler ve öjenistler, IQ testlerine kilitlendiler.

Bazıları, bu test sonuçlarının sosyoekonomik ve ırksal grupların genetik olarak birbirinden farklı olduğuna ve sistemik eşitsizliklerin kısmen evrimsel süreçlerin bir yan ürünü olduğuna dair daha fazla kanıt sağladığını iddia etti.

IQ Testlerinin Kısa Tarihçesi
Akademik olarak yardıma ihtiyacı olanları saptamak amacıyla kullanıma sokulan testler kısa zamanda  insanları sınıflandırmada kullanılacaktı.. Bu sınıflandırma, son derece kusurlu olan ideolojilerin sonucunda ortaya çıktı.

Stanford Üniversitesi’nden Profesör Lewis M. Terman, 1916 yılında askeri personelin yeteneklerini incelemek için bir test geliştirdi. Bu test, I. Dünya Savaşı esnasında 170.000’den fazla Amerikan askeri üzerinde uygulanacaktı.

Test iki bölümden oluşuyordu: Okuryazar olan askerler Alfa testine, okuma yazma ve İngilizce bilmeyen askerler ise Beta testine giriyordu. Alfa testi sözel yetenek, sayısal yetenek, komutları takip etme ve bilgiyi kullanma becerisi gibi hususları değerlendiriyordu. Beta ise sözel olmayan bir testti. Her iki testin sonuçlarına A ile E arasındaki harflerle not verildi. A “çok üstün” veya “potansiyel subay adayı”, E ise “çok zayıf” anlamına geliyordu.

IQ Testleri Irkçı Politikalar İle Birleşti

Alfa ve Beta test sonuçları sonrasında Carl Brigham tarafından analiz edildi. Sonuçlar 1922 yılında A Study of American Intelligence adlı kitapta yayınlandı. Kendisi Amerika’da zekada düşüş olduğu, bunun da göçmenler ile bağlantılı olduğu sonucuna varmıştı. Çözüm göçü kısıtlamak ve ırkların karışmasını yasaklamaktı.

Bunun sonucunda IQ testleri, ampirik ve bilimsel bir dil kullanarak marjinal toplulukları dışlamanın ve kontrol etmenin güçlü bir yolu haline geldi. Sonucunda 1900’lerde öjenik ideolojilerin destekçileri, “aptalları”, “embesilleri” ve “geri zekalıları” belirlemek için IQ testlerini kullandılar.

Tüm bunların sonucunda soy ıslahı bilimiyle IQ testinin kesişimi, sadece bilimi değil, politikayı da etkiledi. 1924’te Virginia eyaleti, düşük IQ puanlı insanların zorunlu kısırlaştırılmasını mümkün kıldı. Bu karar ABD Yargıtay’ınca onaylandı.

IQ Testlerinin Kısa Tarihçesi
Buck v. Bell,, Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi’nden, Yargıç Oliver Wendell Holmes, Jr. tarafından yazılmış ve uygun olmayanların zorunlu kısırlaştırılmasına izin verdiği bir kararıdır. Bu yasa 1970’lere kadar yürürlükte kalmıştır.

Günümüzde IQ Testleri İle İlgili Tartışmalar Devam Etmektedir

“Akıllı” olmanın ne anlama geldiği ve IQ testinin sağlam bir ölçüm aracı olup olmadığı konusundaki tartışmalar, günümüzde devam ediyor. 20. yüzyılın ortalarında, psikologlar IQ testlerini genel zeka dışında, şizofreni, depresyon ve diğer psikiyatrik durumlarda da kullanmaya kalkıştılar. Bu teşhisler, değerlendiricilerin klinik yargılarına kısmen dayanıyordu. IQ puanını tespit etmek için testlerin alt kümesini kullanıyordu. 

Bugün, IQ testleri başlangıç testlerine benzer tasarım parçaları ve soru türleri kullanıyor. Bununla beraber, testteki olası ön yargıları ortadan kaldırmak için daha iyi tekniklerimiz var. IQ test sonuçlarının karanlık tarihi bu, testlerin işe yaramaz olduğu anlamına gelmiyor.

Aslında bu testler muhakeme ve problem çözme becerilerini ölçme konusunda iyi iş çıkarıyor. Fakat bu testler hala, bir kişinin potansiyelini ölçmekle aynı şey anlamına gelmiyor. IQ testlerinin çeşitli ortamlarda kullanılması ve bunların geçerliliği ve hatta ahlakı konusunda süregelen anlaşmazlık, yalnızca toplumun zekaya verdiği muazzam değeri değil, aynı zamanda onu anlama ve ölçme arzumuzu da vurgulamaya devam ediyor. Bu arada merak ederseniz: IQ Seviyeleri Ortalamanın Çok Üstünde Olan 20 Deha İle Tanışalım


Kaynaklar ve İleri Okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir