Eğer en sevilen kokuların bir listesini yapsaydık, fırından yeni çıkmış kurabiye ya da taze demlenmiş kahve gibi aromalar üst sıralarda yer alırdı. Ancak pek çok kişi için hafif bir yağmur sonrası etrafa yayılan o tatlı, yağmur kokusu – yani petrikor – da bu listenin başlarında olurdu.

Petrikor Nedir?
“Petrikor” kelimesi, yağmur öncesi havayı saran o karakteristik kokuyu tanımlamak için kullanılır. Daha teknik bir ifadeyle, bu koku, yağmur başlamadan hemen önce topraktan havaya salınan özel bir yağdan gelir.
Bu ferah ve tanıdık koku, çoğu kişi için sadece bir doğa olayı değil, aynı zamanda bir huzur sinyalidir. Bilim insanlarına göre bu kokuya duyduğumuz yakınlık, atalarımızdan bize kalan evrimsel bir mirastır. Çünkü bir zamanlar insanlar için yağmur, yaşamın ta kendisiydi. Bu nedenle yağmurun yaklaştığını haber veren bu kokuyu sevmemiz, doğayla kurduğumuz derin bağın bir yansımasıdır.
“Petrikor” kelimesinin kökeni bile etkileyici bir hikâye barındırır. Yunanca “petra” (taş) ve mitolojide tanrıların kutsal kanı anlamına gelen “ichor” kelimelerinden türetilmiştir. Yani kelimenin anlamı kelimenin kendisi kadar şiirseldir: taşın kanı.
Ancak yağmur kokusunun bilimsel olarak keşfi çok daha az bilinen bir öyküdür. Kokunun peşine düşen ilk bilimsel çalışma, 7 Mart 1964’te Nature dergisinde yayımlanan “Nature of Argillaceous Odour” başlıklı bir makaleyle ortaya çıktı. Avustralya’daki CSIRO kurumundan bilim insanları Isabel Joy Bear ve Richard Thomas, “petrikor”u ilk kez bu makalede tanımladı.
Thomas yıllarca, toprak kuruyken var olmayan ancak ilk yağmurla birlikte belirginleşen bu kokunun kaynağını araştırdı. Bu koku özellikle kurak bölgelerde, uzun bir kuraklık döneminden sonra yağan ilk yağmurla birlikte yoğun şekilde ortaya çıkıyordu. Aynı makale, bu kokunun hayvanlar üzerindeki etkisine de değiniyordu. “Yağmur kokusu”na karşı kuraklıkla boğuşan hayvanların huzursuz tepkiler verdiğine dair bazı kanıtlar vardır.
Aslında Hindistan’daki küçük bir parfüm üreticisi bu kokuyu yıllar önce fark etmiş ve sandal ağacı yağı içinde saklamayı başarmıştı. Ürettikleri parfüme “matti ka attar” yani “toprak parfümü” adını vermişlerdi. Ancak bilim bu kokunun kaynağını henüz ortaya koyamamıştı.
Yağmur Kokusu Neden Oluşur?
Bear ve Thomas, Melbourne’deki laboratuvarlarında sıcak ve kuru ortamlarda bekletilmiş taşları buharla damıtarak kokunun kaynağını keşfettiler. Yağmurla birlikte topraktan salınan sarımsı bir yağ. Bu özel kokunun kaynağını tanımlarken şu ifadeyi kullandılar. “Bu benzersiz kokuya, kayadan ya da taştan türeyen ince bir öz anlamında, ‘petrikor’ adını veriyoruz.”
Bu olaylar zinciri oldukça etkileyici, ancak gözünüzde canlandırması zor. Neyse ki bu büyüleyici sürece olan bilimsel ilgi devam etti. Bir araştırma ekibi, bu süreci süper yavaş çekimle kaydederek oluşum anını gözler önüne serdi. Bu video sayesinde, yağmur damlalarının kuru toprakla buluştuğu o ilk anlarda, toprağın içindeki kimyasalların nasıl havaya karıştığını ve o eşsiz kokunun nasıl ortaya çıktığını izlemek mümkün hale geldi.
Yağmur kokusunun bileşenlerinden biri, nemli toprakta bulunan organik bir bileşik olan geosmindir. Geosmin, Eski Yunanca’daki “geo” (toprak) ve “osme” (koku) kelimelerinden türetilmiştir. Parfümlerde aroma olarak kullanılır ve pancara o karakteristik topraksı tadı veren maddedir. Ancak aynı bileşik, su ve şarapta istenmeyen bir tat olarak da algılanır.
Bilim insanları 1960’lardan beri geosminin toprakta yaşayan mikroorganizmalar tarafından üretildiğini biliyor. Özellikle bu işi yapanlar, Streptomyces adı verilen bakterilerdir. Bu bakteriler toprakta bol miktarda bulunur ve doğanın en iyi kimyagerleri arasında yer alır. Çok çeşitli moleküller (özel metabolitler) üretirler ve bu bileşiklerin pek çoğu antibiyotiklerin kaynağıdır.
Üstelik tüm streptomycetes türlerinin geosmin üretimini sağlayan gene sahip olduğu görülüyor. Bu da geosminin onlar için önemli bir işleve sahip olduğunu düşündürüyor. Ancak asıl soru şu: Bu bakteriler geosmini neden üretir?
Geosmin Üretiminin Nedeni Nedir?
Geosminin gizemi, sonunda doğadaki bir ortak yaşam ilişkisi sayesinde aydınlanmaya başladı. Yapılan araştırmalar, geosminin Streptomyces bakterileri ile yaygın bir toprak canlısı olan yaykuyruklar (springtails) arasında kurulan karşılıklı faydaya dayalı bir ilişkinin parçası olduğunu ortaya koydu.
Geosmin, aslında bu bakterilerin yaykuyruklara gönderdiği kimyasal bir sinyal görevi görüyor. Toprakta bolca bulunan bu küçük, böcek benzeri canlılar geosmin kokusunu algılıyor ve bakterilerin bulunduğu yerlere yöneliyor. Oraya vardıklarında ise bakterilerin sporları vücutlarına yapışıyor. Bu sayede yaykuyruklar, sporları başka yerlere taşıyarak bakterilerin yayılmasına yardımcı oluyor.
Sonuç olarak
Bu, doğadaki pek çok mutualist ilişkiye benziyor. Arıların çiçekleri tozlaştırması ya da kuşların yedikleri meyvelerin tohumlarını yayması gibi. Yağmur sonrası aldığınız o toprak kokusu, aslında yer altındaki bu eski ve etkileyici iletişimin bir parçası.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Becher PG, Verschut V, Bibb MJ, Bush. MJ, Molnár BP, Barane E, Al-Bassam MM, Chandra G, Song L, Challis GL, Buttner. MJ, Flärdh K. Developmentally regulated volatiles geosmin and 2-methylisoborneol attract a soil arthropod to. Streptomyces bacteria promoting spore dispersal. Nat Microbiol. 2020 Jun;5(6):821-829. doi: 10.1038/s41564-020-0697-x. Epub 2020 Apr 6. PMID: 32251369.
- Love The Smell of Rain? There’s an Ulterior Motive Behind The Lure of Petrichor; Yayınlanma tarihi: 7 Nisan 2020. Kaynak: Science alert Bağlantı. Love The Smell of Rain? There’s an Ulterior Motive Behind The Lure of Petrichor
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel