1912 yılında Titanic battığında, bu olay tüm dünyayı derinden sarstı. Teknik açıdan son derece gelişmiş kabul edilen bir geminin bu şekilde yok olması, insan yeniliklerinin sınırlarını acı bir şekilde ortaya koydu. Ancak son yıllarda özellikle Reddit gibi çevrimiçi platformlarda ortaya çıkan bir komplo teorisi, şu soruyu gündeme getiriyor: Titanik gerçekten battı mı? Batan gemi gerçekten Titanik miydi?

Herkesin hemfikir olduğu bir gerçek var: 15 Nisan 1912 gecesi, Kuzey Atlantik’in buzlu sularında bir gemi battı ve yaklaşık 1.500 kişi hayatını kaybetti. Komplo teorisi ise farklı bir şey öne sürüyor.
İddiaya göre White Star Line, Southampton’dan New York’a yapılacak sefer için gemileri gizlice değiştirdi. Kamuoyuna Titanik olarak tanıtılan gemi, aslında daha eski olan Olympic’ti. Teoriye göre bu kaza, başından beri planlanmış bir sigorta dolandırıcılığıydı ancak plan beklendiği gibi gitmedi.

Titanik Battı mı? Sorusu Nereden Akla Geldi?
1900’lü yılların başında İngiliz denizcilik şirketi White Star Line, yalnızca Britanya’da değil, dünyada da büyük bir rekabet içindeydi. En büyük rakibi Cunard, 1906 ve 1907 yıllarında Lusitania ve Mauretania adını verdikleri dev yolcu gemilerini denize indirerek dikkatleri üzerine çekmişti.
White Star Line da buna karşılık vermek için büyük bir adım attı. Daha önce benzer yarışlara girmiş olan şirket, bu kez hız yerine başka bir şeye odaklanmaya karar verdi. Çünkü Cunard’ın gemileri, White Star’ın Büyük Dörtlü olarak bilinen önceki gemilerini hız konusunda geride bırakmıştı. Fakat bu defa White Star’ın elinde güçlü bir koz vardı.
1902 yılında şirket, Amerikalı yatırımcı J.P. Morgan tarafından kurulan International Mercantile Marine adlı dev bir holdingin bünyesine katılmıştı. Morgan’ın sağladığı destekle White Star’ın başkanı J. Bruce Ismay, yeni bir gemi sınıfı tasarlamaya başladı.
Yeni gemiler hızda Lusitania ile yarışamayacaktı ama boyut ve lüks konusunda Cunard’ın gemilerini geride bırakmaları hedefleniyordu. Bu sınıftan üç gemi sipariş edildi: Olympic, Titanik ve Britannic.

Olympic, bu sınıfın ilk gemisiydi ve sınıfa adını verdiği için filonun öncü gemisi olarak kabul ediliyordu. İlk seferleri son derece başarılı geçti. Ancak daha beşinci seferinde ciddi bir sorun yaşandı.
20 Eylül 1911’de, askeri gemi Hawke ile karşılaştığı sırada Olympic, beklenmedik bir manevra yaptı. Hazırlıksız yakalanan iki gemi çarpıştı. Olympic ağır hasar almasına rağmen limana kadar ulaşmayı başardı. Olayın ardından açılan davada, mahkeme çarpışmanın sorumlusu olarak White Star Line’ı suçlu buldu.
İşin İçine Komplo Teoriler Karışıyor
Buraya kadar anlatılanlar genel olarak kabul gören tarihsel gerçeklerdir. Ancak Olympic’in kazası, olayların farklı anlatımlara bölündüğü noktadır.
Komplo teorisyenlerine göre, kaza sonrası Olympic tam bir ekonomik felakete dönüşmüştü. Mahkeme kararı nedeniyle sigorta, onarım masraflarını karşılamayacaktı. Ayrıca gemi limanda beklerken hiçbir gelir getirmiyordu. Bu nedenle şirketin çarpıcı bir plan yaptığı iddia edilir. Henüz inşası tamamlanan ikinci gemiye Olympic adı verilecek, hasarlı ve eski olan Olympic ise Titanik kimliğiyle yeniden donatılacaktı.

Sonunda, aslında Olympic olan (ama artık Titanic olarak çalışan) gemi kasıtlı bir kazayla batırılacaktı. Böylece White Star Line, yepyeni bir geminin sigorta bedelini alabilecekti. Öte yandan, aslında Titanik olarak tasarlanmış gemi hayatta kalacak, seferlerine devam edecekti. Bu plana engel olan tek şey, karşılarına çıkan bir buzdağıydı.
Bazı komplo teorisyenleri ise daha karanlık bir senaryo öne sürer: Bu plana asıl öncülük eden kişinin J.P. Morgan olduğunu ve gemideki bazı düşmanlarını öldürmek için, kusurlu bir gemiyi bilerek batırdığını iddia ederler.
Sonuç olarak
Tarihçi Mark Chirnside, Titanik’in kasıtlı olarak batırıldığı ve bunun bir sigorta dolandırıcılığı olduğu yönündeki iddiaları ayrıntılı şekilde inceledi. Chirnside, White Star Line’ın başkanı J. Bruce Ismay’in şu sözlerini aktarır: “Titanik’in maliyeti 7,5 milyon dolardı, sigorta bedeliyse anladığım kadarıyla 5 milyon dolardı.” Bu bilgi, IMM’in ABD başkan yardımcısı Philip A. S. Franklin tarafından da teyit edilmiştir.
Chirnside’a göre bir sigorta dolandırıcılığı planlansaydı, sigorta bedelinin geminin gerçek değerine uygun biçimde güncellenmiş olması gerekirdi. Ancak White Star, Titanik için yalnızca maliyetin yaklaşık üçte ikisini karşılayacak bir tazminat alabilecekti.
Gemilerin gerçekten yer değiştirdiği iddiaları da teknik açıdan zayıf görünmektedir. Çünkü Titanik ve Olympic birebir aynı yapıya sahip değildi. Chirnside, Titanik’in Olympic’ten farklı olarak özel bir kafe ve büyütülmüş alakart restorana sahip olduğunu, ayrıca Olympic deneyiminden öğrenilenler doğrultusunda bazı yapısal değişiklikler yapıldığını belirtir.
En çarpıcı kanıtlardan biri ise Associated Press’in aktardığı bilgiye dayanmaktadır. Titanik’in enkazında, gemiye özgü yapı kimlik numarası (CIN) olan “401” mevcuttur.. Bu numara, enkazın Titanik’e ait olduğunun fiziksel ve doğrudan kanıtı olarak kabul ediliyor.
Chirnside ayrıca, “Bir yaşındaki bir gemiyi sıfır kilometre gibi göstermek fiziksel olarak imkânsızdır” diyerek bu değişim iddialarının mantıksızlığını vurgular. Örneğin, Olympic’e 1911 yılında eklenen çelik levhalar, 1920’ler ve 30’lardaki denetimlerde hâlâ yerindeydi. Titanik’in batışı sonrası yapılan soruşturmalarda bu tür levhalara rastlanmamıştır.
Sonuç Olarak
Elbette bu bulgular, ne Titanik’in ne de J.P. Morgan’ın tamamen hatasız ya da masum olduğu anlamına gelir. Morgan, döneminin en güçlü finansörlerinden biriydi. Ayrıca 1907 Bankacılık Krizi’nde ABD finans sistemine yön veren isim olmuştu. Ancak Titanik’in batışı, onun için nadir görülen bir başarısızlığa işaret etti. IMM, kazadan yalnızca iki yıl sonra iflas etti.
Titanik ile ilgili komplo teorilerine inanıp inanmadığınızı bilmiyoruz. Ancak neyin gerçek neyin yapay olduğunu ayırt edemeyeceğimiz bir çağda yaşıyoruz. Bu nedenle böylesi bir zamanda şüpheci bir bakış açısına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- We Are Completely Mystified by This AI-Generated. Image of Jack and Rose Taking a Selfie in “Titanic”. Yayınlanma tarihi: 22 Aralık 2023. kaynak site: Futuruizm . Bağlantı: We Are Completely Mystified by This AI-Generated. Image of Jack and Rose Taking a Selfie in “Titanic”
- The Wild Conspiracy Theory That the Titanic Never Sank. Yayınlanma tarihi: Kaynak site: Bağlantı: The Wild Conspiracy Theory That the Titanic Never Sank
- The Titanic Never Sank: The Big Conspiracy, And Why It’s Nonsense. Yayınlanma tarihi: Kaynak site: IFlScience.Bağlantı: The Titanic Never Sank: The Big Conspiracy, And Why It’s Nonsense
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel





