Kimya

Simya Günümüz Kimyasına Nasıl Dönüştü?

Simya, modern kimyanın kökenini oluşturan düşünsel ve deneysel temelleri attı. Yüzyıllar boyunca birçok kişi simyayı sahtekârların uğraşı olarak küçümsedi. Ancak günümüzde bazı bilim tarihçileri, bu yaklaşımın haksız olduğunu savunur. Onlara göre simyacılar, modern bilim öncesi dönemde doğayı gözlemleyip deney yoluyla anlamaya çalışan ilk araştırmacılardı.

Simya hem yöntem hem de gizem içerdiği için bilim tarihinin en dikkat çekici konularından birini oluşturur. Bugün onu büyücülük, efsaneler veya fantastik anlatılarla özdeşleştirsek de, simyacılar aslında doğa yasalarını çözmek ve maddeyi anlamak için sistemli çalışmalar yürüttüler. O dönemde “sahte bilim” sayılan birçok fikir, insanlığın doğayı anlama yolculuğunda önemli birer adımdı.

simya_sembol
Simyacılar, tüm maddelerin farklı düzenlemeler ve oranlarda aynı dört elementten (toprak, hava, ateş ve su) yapıldığına inanıyorlardı.

Simyager Neyi Amaçlar?

Simyacılar, metallerin basit maddelerden oluştuğunu düşündüler. Özellikle cıva ve kükürdün farklı oranlarda birleşerek çeşitli metalleri oluşturduğuna inandılar. Gözlemler bu görüşü destekliyordu: Kurşun cevherinde sıkça gümüşe, gümüş cevherinde ise zaman zaman altına rastladılar.

Bu gözlemler onları, metallerin yer altında zamanla “olgunlaştığı” sonucuna götürdü. Simyacılar doğanın bu sürecini taklit etmeye çalıştı. Onlara göre, bu dönüşümü gerçekleştirmek için sadece doğru yöntemi bulmak yeterliydi.

“An Alchemist’s Laboratory” (18. yüzyıl) adlı eser, simyanın doruğundan düşüşe geçtiği bir dönemi temsil eden, oldukça anlam yüklü bir görsel belgedir. Bu tür resimler, simyacının atölyesini yalnızca fiziksel bir mekân olarak değil, aynı zamanda bilimsel, felsefi ve hatta manevi bir arayışın sahnesi olarak sunar.

17. yüzyıl Flaman ressamı David Teniers the Younger, simyaya derin bir ilgi duyuyordu. Kariyeri boyunca yaklaşık 350 simya sahnesi resmetti ve bu eserler, simyanın neredeyse tüm yönlerini yansıttı. Kendisinin en bilinen tablolarından Alchemist Heating a Pot’ta, yaşlı bir simyacı küçük bir körük yardımıyla seramik bir kabın altındaki ateşi dikkatle harlamaktadır. Endişeli ifadesiyle öne eğilen bu adamın çevresi, simyasal deneyler için kullanılan aletlerle doludur.

Bu sahne, simyanın bütünüyle araçlara dayalı bir uğraş olduğunu açıkça gösterir. Tablodaki dar alanda en az beş farklı aletin aktif biçimde kullanılması, simyanın teoriye değil pratiğe, gözleme ve deneyime dayalı yönünü vurgular.

Elementleri en temel düzeyde anlamak ve birinden diğerine geçişin nasıl mümkün olabileceğini kavramak amacıyla simyacılar, deneysel çalışmalarını damıtma, süblimleşme ve kristalleşme gibi işlemler üzerinde yoğunlaştırdı. Bu süreçlerin maddeler üzerindeki etkilerini incelemek, yalnızca kuramsal bilgi değil, aynı zamanda ileri düzeyde araçlar, teknikler ve sistematik yöntemler gerektiriyordu.

Albertus Magnus ve Roger Bacon gibi bilim insanları, simyayı deneysel bir çalışma olarak ilerlettiler.

Simya Neden İtibarını Kaybetti?

17. yüzyıl, simyanın altın çağıydı. Bu dönem aynı zamanda Boyle, Newton, Galileo ve Kepler gibi modern bilimin kurucularının çağıydı. Özellikle Newton ve Boyle, simyayla ciddi biçimde ilgilenmişti. Uğraşları yalnızca metallerin dönüşümüne değil, aynı zamanda ilaç yapımına da uzanıyordu

Dönemin simyacıları, klor gazı kullanarak altın klorürün kırmızı kristallerini üretecek kadar kimyasal bilgiye sahipti. Bu yöntem, 19. yüzyıla kadar unutulmuş ve yeniden keşfedilmiştir.

Simya zamanla gözden düştü. 18. yüzyılda, Fransız Académie Royale des Sciences üyeleri hâlâ metal dönüşümüyle ilgilenirken, yöneticiler bu uğraşı bastırmaya çalışıyordu. Yüzyıl sona ermeden simya artık alay konusu olmuştu. İşte bu noktada, simya ile kimya yollarını ayırdı.

Simyacıların altınla kurduğu yakın ilişki, en başından beri sorunluydu. Bu durum, simyacılar için çıkışsız bir ikilem yarattı. Altın üretmeyi başarırlarsa, para birimini değersizleştirmiş olurlar ve bu da kralları ya da imparatorları öfkelendirirdi. Aslında bazı yerlerde altın yapmanın yasaklanma nedeni buydu.

Gizlilik de simyanın temel unsurlarındandı. Simyacılar, tariflerini ve yöntemlerini yalnızca “layık” gördükleri kişilere aktararak zanaatkâr geleneğini sürdürdüler. Yazılı eserlerinde kimyasal bilgilerini doğrudan vermek yerine alegoriler, kelime oyunları ve karmaşık imgeler kullandılar.

Hennig Brand

19. yüzyıla gelindiğinde, bu metinleri çözme yeteneği büyük ölçüde kaybolmuştu. Böylece simyaya olan ilgiyi canlandıran 19. yüzyılın mistik akımları, bu eski yazmaları kimyasal bilgi kaynağı değil, sadece ruhsal ya da dini yolculuklar olarak okumaya başladı.

“Kimyager” unvanı, zamanla saygın bir beyefendi kimliğini temsil ederken, “simyacı” ifadesi dışlanmış, itibarsız bir geçmişin adı olarak geride bırakıldı.

1612’de yayınlanan bir simya kitabı Flamel’e aittir.
Yayıncının önsözünde Flamel’in felsefe taşını arayışı anlatılıyor. 

Simyanın bilimsel kimyaya dönüşüm sürecinde en kritik dönüm noktalarından biri, phlogiston teorisinin çürütülmesidir. Bu teoriye göre yanma, maddelerin içindeki görünmez ve “ateş benzeri” bir unsurun (phlogiston) salınmasıyla açıklanıyordu. Bu görüş, Antoine Lavoisier’nin deneyleriyle geçersiz hale geldi.

Lavoisier, yanma sürecinin gerçekte oksijenle gerçekleşen kimyasal bir tepkime olduğunu bilimsel olarak ortaya koydu. Bugün ona “modern kimyanın babası” denmesi, bu köklü değişimin simgesi niteliğindedir.

Sonuç olarak

Simyacılar boyalar, parfümler ve diğer kimyasal işlemlerle de ilgilendi. Bu süreçte çeşitli maddelerin özelliklerini değiştirecek yöntemler geliştirdiler ve modern kimyanın temellerini attılar. Örneğin, Hennig Brand 1669 yılında insan idrarında felsefe taşını ararken, farkında olmadan fosforu keşfetti.

Simyacıların merakı, onları basit ve sıradan görünen soruların peşine sürükledi. Bugün bu soruların kimya bilimine ait olduğunu biliyoruz. Ancak kökenine inildiğinde, kimya bilimsel olduğu kadar hayal gücünü harekete geçiren, tarihsel olarak da büyüleyici bir geçmişe sahiptir.


Kaynaklar ve ileri okumalar için:

  • How Alchemy Paved the Way for Chemistry; https://science.howstuffworks.com/
  • “From Alchemy to Chemistry .” Science and Its Times: Understanding the Social Significance of Scientific Discovery. . Encyclopedia.com. 18 Jul. 2025 <https://www.encyclopedia.com
  • Lawrence Principe. The Secrets of Alchemy. Chicago: University of Chicago Press, 2013. 288 pp. $25 cloth; $15 paper.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir