Günlük Hayatımızda Matematik

Simetriden Neden Bu Kadar Keyif Alıyoruz?

Bir çoğumuz için simetri olmazsa olmazdır. Simetrik şekiller bize keyif verir.

Yaşam çeşitli şekil ve boyutlarda gelir, ancak tüm organizmaların genel olarak en az bir ortak özelliği vardır. Bu da simetridir. Doğadaki canlılara baktığımızda gelişigüzel bir biçimde yapıların bir araya geldiğini düşünebiliriz. Ancak bu yapıları yakından incelediğimizde belli bir düzen içinde oluştuğunu görürüz.

simetri

En yakınınızdaki bir ağacın veya çiçeğin yapraklarını inceleyiniz. Her damarın ve çevresindeki her çıkıntının kendi içinde bir düzeni olduğunu fark edeceksiniz. Doğada matematiksel bir düzenin olduğu kanısı yıllarca araştırılan bir konu olmuştur. Galileo’nun ‘‘Doğanın muazzam kitabının dili matematiktir’’ sözü de bize bunu anlatmaya çalışmaktadır.

Doğadaki nesnelerin çoğu simetrik şekiller biçimindedir

Doğadaki nesnelerin çoğu simetriktir. Deniz yıldızları veya çiçek yaprakları radyal simetri simetri, gezegenlerin güneşin etrafında periyodik hareketlerle dönmesi de dairesel simetri örneğidir. Bal peteğinin veya bir kar kristal taneciğinin altıgen yapısı simetriktir. Simetri, mikroskobik düzeyde bile varlığını sürdürür.

Simetriden Neden Bu Kadar Keyif Alıyoruz?
Kelebeklerin kanatında görülen simetri çeşidi, bakışımlı (bilateral) simetri örneğidir. Bilateral simetri. vücudun tam ortasından geçen bir düzlemin, vücudu iki eş yarıya (sağ ve sol) ayırdığı simetri tipidir. 

Aslında bazı iç organlarımız hariç insan vücudu da simetriktir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki  vücut hatları simetrik olan insanları, asimetrik olanlara göre daha çekici ve alımlı bulma eğilimindeyiz. Her ne kadar asimetrik özelliklerin sağlıksız olduğuna dair net bir bilgi olmasa da, fiziksel simetri sağlığın da bir işaretidir. (Büyük orandaki fiziksel asimetri, genetik bozuklukların göstergelerinden olduğundan beyinlerimiz tepki verebilir).

Simetrik nesneleri daha güzel bulmamamızın basit açıklaması tanıdık olmasıdır. Simetrik nesneler ve görüntüler, beynimizin kolayca tanıması için programlandığı kurallara göre oynar. Ünlü Fizikçi Alan Lightman’ın da dile getirdiği gibi, “Simetri ekonomidir. Simetri basitliktir, simetri zarafettir.”

Simetrik resimlerin, şarkıların nakarat bölümlerinin, markette düzgün bir biçimde istiflenen kutuların bizde yarattığı memnuniyete yönelik yapılacak en iyi açıklama, beyin yapımızla doğanın aslına birbirinden ayrılamaz biçimde gelişmiş olmasıdır.

Yani insan doğası gereği simetri ile ortaya çıkan bir denge arayışı içerisindedir. Lightman, “Belki de hepimiz aynı şeyleriz. Sonuçta, zihinlerimiz doğadaki aynı atom ve moleküllerden oluşur. Beynimizdeki nöronlar, gezegenler ve kar taneleri ile aynı fiziksel yasalara uyarlar. Beynimizin mimari yapısı, aynı enerji ilkeleriyle, çiçek ve denizanası ve Higgs parçacıklarında meydana gelen aynı saf matematikten doğdu.” diye yazıyor kitabında…

Kanizsa Üçgeni

Kanizsa Üçgeni olarak adlandırılan görsel numara da, beynimiz iki üçgeni ayıran sınır çizgilerini oluşturuyor. Sonuçta farklı iki üçgen varmış algısı ortaya çıkıyor. Tonlama farkı olmamasına rağmen üstte olan ayrıca daha parlak gözüküyor. Resmin bir kısmını elinizle kapatırsanız, çizgi ve renk farklılıklarının kaybolduğunu göreceksiniz.

Yukarıdaki resme bir göz atın. Ne görüyorsunuz? “Bir üçgenin üstünde parlak beyaz üçgen var” diyorsanız işlevini kaybetmemiş gözlere ve hasarsız çalışan bir beyne sahipsiniz. Ancak daha yakından bakarsanız, bunun tamamen optik bir illüzyon olduğunu keşfedeceksiniz. Çünkü orada parlak beyaz üçgen yoktur, sadece boşluk var. Üç tane Pac-Man benzeri ve uçları ‘‘V’’ şeklinde kesik yuvarlakların bulunduğu şekildir.

Üçgen yanılsama, 1920’lerde Almanya’da doğan etkili bir görsel algılama okulundan alıntılanan Gestalt psikolojisi olarak bilinen klasik bir örnektir. Gestalt ilkelerinde tamamlama eğilimi olarak adlandırılan bu eğilim insanların kopuk parçalar yerine bir bütünü algılamalarına yol açar.

Ancak çok fazla simetri bazen sıkıcı olabilir. 

Johan Wagemans, görsel algı konusunda uzmanlaşmış ve beynimizin bilgi akışını nasıl organize ettiğini deneysel çalışmalarla araştıran bir psikolog. O da simetri ile beyin yapımızın uyumlu olduğunu düşünenlerden.

Wagemans’a göre simetrik tasarımlar beyin tarafından daha hoş olarak tanımlansa da aslında bu onların her zaman güzel olduğu anlamını taşımamakta. Doğru olan ne çok karmaşık, ne çok basit, ne çok kaotik ne de çok düzenli olmasıdır. Nitekim, Japonların fukinsei denilen estetik bir ilkesi vardır; bu, asimetri veya düzensizlik kullanarak bir kompozisyonda dengeyi yaratmakla ilgilidir.

Fukinsei: Asimetri veya düzensizlik ile ilgilidir.

Simetriye bu şekilde ilgi duymamızın basit bir açıklaması var. Simetrik nesneler, sesler, şekiller beynimizin kolayca tanıması için programlanan kuralların olduğu bir oyundur. Beynimiz bir hesap makinesinden daha fazlasıdır. Dünyayı anlamlandırmak için belirli kuralları veya kısa yolları takip etmeye hazırdır. Simetri bu kısa yollardan biridir. 


Kaynaklar ve ileri okumalar: 


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Serkan Göksal

2009 Anadolu Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliğine giriş yaptım. 2013’te mezun oldum. Üniversitede de okurken ortaöğretim kpss ile aynı üniversitede memurluk yaptım. Mezun olduğum ilk sene İstanbul’a öğretmen olarak atandım. 2015 yılında İstanbul Kültür Üniversitesinde yüksek lisansa başladım ve 2018 yılında yüksek lisansımı bitirip mezun oldum. Eğitimin sorunlu olduğu bölgeden geldiğim için eğitime çok önem veririm. Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğuna inananlardanım. Öğrencilerime dediğim gibi eğitim ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı gidermek için çok çalışmalıyız. Çok okumalı ve çok merak etmeliyiz. Eğitimin yaşı yoktur. Hayat boyu devam eder. İnsanları, toplumsal olayları araştırmayı, incelemeyi çok severim.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir