Tarih

Ouija Tahtası Bizi Doğaüstü Güçlerle Buluşturmaz Ama Psikolojimiz Hakkında Bir Şey Söyleyebilir

200 yıl önce bir konuşma tahtası olarak üretilen Ouija Tahtasının hikayesi insanlık tarihi ve kültürü hakkında da bize bir şeyler anlatıyor.

Ouija Tahtası
Ouija tahtası, ruhlar dünyasına sorular yöneltmek amacıyla kullanılan bir alettir.

1800’lerin sonlarına doğru, gazetelerde yeni bir doğaüstü ürünün reklamları yer almaya başladı: “Ouija ya da Harika Konuşan Tahta.” İlanlar bu aracı “geçmiş, şimdi ve geleceğe dair soruları olağanüstü bir doğrulukla yanıtlayan” ve “bilinenle bilinmeyeni, maddi olanla maddi olmayanı birbirine bağlayan bir köprü” olarak tanıtıyordu. Fiyatı ise sadece 1.50 dolardı.

Bugün mağazalarda satılan Ouija tahtaları, bu ilk tasarımlarına oldukça benzer. Tahta düz bir yüzeye sahiptir. Üzerinde harfler sıralanır, alt kısmında da sıfırdan dokuza kadar rakamlar vardır. Üst köşelere “evet” ve “hayır”, alt kısıma ise “hoşça kal” yazılmıştır.

Planşet yerine cam kupa kullanımı da yaygındır.

Tahtayla birlikte gelen ve “planşet” isimli damla biçimli küçük bir aparat, tahtanın üzerindeki hareketi sağlar. Kullanım sırasında iki ya da daha fazla kişi planşetin üzerine parmak uçlarını koyar, bir soru sorar ve ardından planşetin, kendi kendineymiş gibi harften harfe kayarak yanıtı heceleyişini izler.

Ouija Tahtası Hayatımıza Nasıl Girdi?

1800’lerin ikinci yarısı, Amerika’da spiritüalist hareketlerin altın çağıydı. Ülke, bir iç savaştan çıkmıştı. Kayıplar, pek çok kişiyi teselliyi maneviyatta aramaya yöneltti. İnsanlar, bir şekilde yitirdikleri yakınlarıyla iletişim kurmanın yollarını arıyordu.

1920 civarında gizli bir ritüel gerçekleştiren bir grup

Bu nedenle ruhlarla iletişim kurmak, toplumsal açıdan kabul gören bir etkinlik haline geldi. Başkan Abraham Lincoln’ün eşi bile, oğullarının ateşli hastalıktan ölmesinin ardından Beyaz Saray’da ruh çağırma seansları düzenlemişti.

Spiritüalizm yayıldıkça, ruhlardan anlamlı bir mesaj almanın ne kadar uzun sürdüğüne dair hayal kırıklığı da artmaya başladı. İnsanlar daha hızlı iletişim istiyorlardı ve bu ihtiyacı fark eden girişimci Charles Kennard oldu.

1890 yılında Charles Kennard, dört yatırımcıyı bir araya getirerek Kennard Novelty Company’yi kurdu. Bu şirket, yalnızca bu yeni “konuşan tahtaları” üretmek ve pazarlamak amacıyla yola çıktı. “Ouija” ismi sadece kulağa hem esrarengiz hem de anlamlı geldiği için seçildi. Sırada patent alınması vardır.

Bu patent Ouija Tahtasının atasıdır.

Başvuruyu yapanlar, tahtanın gerçekten işe yaradığını göstermeden patent alamayacaklarını biliyorlardı. Bu nedenle, ruhlarla iletişim kurabildiğine inanılan bir kişiyi de yanlarına alarak Patent Ofisi’ne gittiler. Yetkili, başvurunun kabulü için kanıt istedi. Eğer tahta, kendi ismini doğru şekilde yazabilirse, sürece devam edilecekti. Gösteri sonucunda, şaşkınlığı yüzünden okunan yetkili, bu yeni “oyuncak ” için patent verilmesini onayladı.

İlk patent, cihazın yapısını tanımlasa da nasıl çalıştığına dair hiçbir açıklama sunmadı. Bu belirsizlik, bilinçli ya da yarı bilinçli bir pazarlama stratejisinin parçasıydı. Ve gerçekten de kârlı oldu.

Bu tahta hem mistik bir kehanet aracı hem de aile eğlencesi olarak pazarlanıyordu. Bu nedenle, tahtayı sadece spiritüalistler değil, çok daha geniş bir kitle satın aldı. 1944 yılında, İkinci Dünya Savaşı devam ederken sadece beş aylık bir dönemde New York’taki bir mağaza 50.000 Ouija tahtası sattı. 1967’de, Parker Brothers oyunun haklarını satın aldıktan yalnızca bir yıl sonra, iki milyon adet tahta satıldı

Bir Ouija Tahtasının Arkasındaki Bilim

Ouija tahtası, uzun yıllar boyunca Amerikan kültürünün kıyısında yer aldı. Her zaman ilgi çekici, gizemli ve popülerdi. Ancak bir tehdit oluşturmazdı. Ancak 1973 yılında vizyona giren ve sözde gerçek bir hikâyeye dayanan The Exorcist (Şeytan) filmi, izleyicileri derinden sarstı. Filmde 12 yaşındaki Regan’ın, tek başına Ouija tahtasıyla oynadıktan sonra bir şeytan tarafından ele geçirilmesi, tahtaya yönelik algıyı tamamen değiştirdi.

Ouija tahtası
ÇE
Yaklaşık 1940 yılında bir lokantada Ouija tahtası kullanan iki kadın

Bu değişimle birlikte, Ouija tahtası bir anda şeytanın aracı haline geldi—ve dolayısıyla korku yazarları ve sinemacılar için de vazgeçilmez bir motif oldu. Paranormal Activity gibi büyük gişe başarısı elde eden filmler Ouija tahtasına yer verdi.

Öte yandan, ruhani temas arayanlar için onlarca mobil uygulama da piyasaya sürüldü. 2013 yılında Hasbro, önceki fosforlu modelin yerine daha “mistik” bir tasarımla yenilenmiş bir versiyonunu çıkardı.

Oysa ki bilim insanlarına göre Ouija tahtaları, ne ruhlar ne de şeytani varlıklar tarafından hareket ettiriliyor. Çoğu zaman inkar etsek de aslında onları hareket ettiren biziz. Ouija tahtalarının işleyişi, zihinsel süreçleri inceleyen uzmanların yüzyılı aşkın süredir bildiği bir ilkeye dayanır: ideomotor etki.

Ouija tahtası üzerine parmaklarını koyan, farkında olmasa bile işaretçiyi kontrol edebilmektedir.

İdeomotor Etki Nedir?

1852 yılında hekim William Carpenter, kişinin bilinçli iradesi olmadan gerçekleşen otomatik kas hareketlerini inceledi. Carpenter’ın bu çalışması, ideomotor etkinin bilimsel tanımlanmasına öncülük etti.

Yaklaşık aynı dönemde, fizikçi Michael Faraday masa döndürme seanslarındaki tuhaf hareketleri mercek altına aldı. Yaptığı deneyler sonucunda, masanın hareketlerinin aslında katılımcıların istemsiz, bilinçdışı kas tepkilerinden kaynaklandığını gösterdi.

İdeomotor etki çubukla maden arama, otomatik yazma dahil bütün doğaüstü fenomenleri de açıklar. Çünkü bu durum hareketlerin kişilerin kendileri tarafından oluşturulmasına rağmen dışarıdan bir gücün etkisi altında oluştuğu illüzyonunu yaratır.

Aklınıza gelen herhangi bir soru sorun. Sarkaç sorularınızı cevaplayacaktır.

İdeomotor etkiyi deneyebilirsiniz. Bunun için uzunca bir ipliğin ucuna bir yüzük gibi bir ağırlık bağlayın. Kolunuzu bir yerden destek alarak gerin ve ağırlığın serbest salınım yapmasını sağlayın. Ağırlık, küçük daireler halinde saat yönünde veya saat yönünün tersine dönmeye başlayacaktır.

Bu tamamen rastgeledir. Şimdi ağırlığı sabitleyin. Ardından da kafanızda cevabını evet ya da hayır diye vereceğiniz bir soru düşünün. Sorunun cevabı evet ise ağırlığın sağa, hayır ile sola doğru döneceğini de düşünün. Kısa bir süre sonra bir büyü gerçekleşecektir. Ağırlık sizin aklınızdan geçen biçimde dönmeye başlayacaktır.

Aslında hareketi siz başlatmıyorsunuz, bunun farkında bile değilsiniz! Ancak bilinçaltınız, doğru cevabı gösteren hareketi bildiği için, sizden bağımsız ve istemsiz olarak bu cevabı oluşturacak kas hareketlerini üretir.

Sonuç Olarak

Yaklaşık on yıl önce, Britanya Kolumbiyası Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi Ouija tahtası kullanımı sırasında insanların zihninde tam olarak neler olduğunu araştırmaya başladı. İlk deneyde, katılımcılara tahtayı başka bir kişiyle kullandıkları söylendi. Ancak aslında yalnızlardı ve planşetin hareketi kendi istemsiz kas hareketlerinden kaynaklanıyordu.

Bu şartlar altında, katılımcılara bilgiye dayalı evet-hayır soruları yöneltildi. Sözlü tahminlerde doğru cevap oranı yaklaşık %50 iken, Ouija tahtasıyla verdikleri yanıtların doğruluk oranı %65’i aştı. İkinci deneyde, bu kez planşeti birlikte kullandıkları kişi gerçekti. Ancak belirli bir noktada katılımcının gözleri bağlandı ve diğer kişi sessizce planşetten elini çekti.

Katılımcılar, hâlâ biriyle birlikte çalıştıklarını düşündükleri için kontrolün kendilerinde olmadığını varsaydılar. Sonuçlar, ilk deneyle örtüştü: Tahta aracılığıyla verdikleri yanıtlar yine daha yüksek doğruluk gösterdi.

Bu deneyler, Ouija tahtasının bilinçdışı düşünce süreçlerini bilimsel olarak araştırmak için işe yarar bir araç olabileceğini ortaya koydu. Bu da yeni araştırma alanlarının önünü açıyor. Örneğin, bilinçli ve bilinçdışı zihinsel süreçler nörodejeneratif hastalıklardan farklı şekilde mi etkileniyor?

Araştırma ekibi, böylece Ouija tahtasının eski reklamlarda yer alan vaatlerinden birini kısmen gerçekleştirmiş oldu. Tahta gerçekten de bilinen ile bilinmeyen arasında bir bağ kuruyor. Yalnız bu “bilinmeyen”, insanların hayal ettiğinden biraz farklı.


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir