Psikoloji

Neden Korku Filmleri İzliyoruz? Korkunun Bize Cazip Gelen Tarafı Ne?

Pek çoğumuz evde ya da sinemada olsun korku filmleri izlemeyi severiz. Korku filmleri adı üzerinde korkutucudur. Sadece bu kadar da değil. Birbirimize korkunç hikâyeler anlatırız, korku trenlerine bineriz, korku temalı kitapları okumaktan ve oyunları oynamaktan kendimizi alamayız. Peki ama korkmamızı sağlayan bu tip şeylerden neden keyif alıyoruz? Uzmanların bunun nedeni ile ilgili bazı cevapları var.

Korkudan duyduğumuz heyecan ve tatlılardan elde ettiğimiz haz aynı beyin bölgeleriyle ilişkilidir. Burası sıklıkla mezolimbik ödül yolu olarak bilinen mezolimbik yoldur. Bu bölge beynin ödül duygusundan sorumludur ve bunu gerçekleştirmek için dopamin nöronlarından yararlanır. Ödüllendirilmeye aracılık eden çok sayıdaki devre ve yoldan biridir ama genel olarak en “merkezi” olanı kabul edilir. Ve “korkudan hoşlanan insanlar” olgusu için onu önemli kılan da budur.

Bu yol, ön tavan bölgesi (VTA) ve nukleus akumbens’ten (NAc) meydana gelir
VTA bir uyaranı tespit eden ve bunun olumlu mu olumsuz mu, cesaretle karşılanması mı yoksa kaçınılması mı gereken bir şey olduğuna karar veren bileşendir. Bu kararını NAc’ye iletir ve o da deneyimlenecek uygun tepkiye neden olur.

Mezolimbik ödül yolu iyi bir şey yaptığınızda zevk sağlar. Bu iyi bir şeye kötü bir şeyin sona ermesi de dahildir. Adrenalin ve savaş ya da kaç tepkisi nedeniyle, korku ve dehşet anları inanılmaz derecede canlıdır. Tüm duyularınız ve sistemleriniz alarm halinde ve tehlikeye karşı tetiktedir. Ama genelde tehlike ya da korku kaynağı uzaklaşacaktır. Beyin bir tehdidin var olduğunu ama artık ortadan kalktığını bilir. Bu durumda ödül yolu sona eren tehlikeyi tanır, devamında güçlü bir ödül tepkisi gelir.

Mezolimbik yolun hipokampus ve amigdala ile önemli sinirsel bağlantıları vardır. Bu bağlar mezolimbik yola, önemli olarak değerlendirdiği belli olaylar konusundaki hatıraları vurgulama ve onlara güçlü duygusal tınılar bağlama olanağı verir. Tüm bunlar birleştiklerinde ciddi olarak korkutucu bir şeyle karşılaşma deneyimi kişiyi diğer zamanlardan daha “canlı” hisseder hale getirir. Karşılaştırıldığında başka her deneyim sınırlı ve sıradan gibi görünebilir.

Korkuyu ve Heyecanı Neden Severiz?

Bazen bir film ya da kitap bizi uzun süre etkilemeyi sürdürebilir. Genelde beyin olaylar konusunda ne kadar fazla kontrol sahibiyse, bunlar o kadar az korkutucu olur. “Hayal gücüne bırakılan” bazı şeylerin aslında en kanlı efektlerden daha korkutucu olmasının nedeni budur.

Aslında korku filmi izlemekten keyif almamamızın nedeni yaşama şeklimizle bağlantılı. Gelişmiş dünyada, insanlar güvenli ve rahat ortamlarda yaşarlar. Birçoğunun günlük yaşamlarında korku veya duygusal acı gibi güçlü duyguları deneyimleme olasılığı çok düşüktür. Bununla birlikte, insanlar her zaman yırtıcı hayvanlar gibi korkutucu uyaranlarla başa çıkmak için evrimsel olarak programlanmıştır.

Yukarıda bahsettiğimiz hormon patlamasından dolayı kimi insanlar korkuya neden olan bir şeyle karşılaşma deneyiminden hoşlanır. Korkuyla tetiklenen savaş ya da kaç tepkisi beyinde gerçekleşen bir dolu güçlü deneyime (sona erdiğindeyse somut bir rahatlama duygusuna) yol açar. Bu tür şeylerden hoşlanan insanlar sıklıkla adrenalin bağımlısı diye etiketlenir.

“Heyecan arama” bilinen bir kişilik özelliğidir. Bu tarz bireyler sürekli olarak belli fiziksel, maddi ya da yasal risklere rağmen yeni, değişik, karmaşık ve yoğun deneyimlerin peşinde koşar. Belli bir sınıf dopamin alıcısını şifreleyen DRD4 gibi bazı genlerin heyecan arayan bireylerde mutasyona uğramış olabileceğine dair kanıtlar vardır. Mmezolimbik ödül yolundaki etkinliğin bu şekilde değişmesi de duyuların ödüllendirilme yolunu değiştirir.

Kimi insanların böyle eğilimlere neden sahip olduğu sorusunun yanıtı ise belirsizdir. Sonuçta beyindeki belli bir genin rolünü anlamaya çalışmak her zaman uzun ve karmaşık bir süreçtir. Ancak, genel yapısal tutarlılıkların ötesine geçtiğinizde herkesin beyni farklıdır. Bir şeylerden korkmaktan hoşlanıyor olsanız bile, bu farklılıklar korkulacak şeyler değildir.

Bunlara da Göz Atmak İsteyebilirsiniz

Kaynaklar ve ileri okumalar: 

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu