Psikoloji

Neden Korku Filmleri İzliyoruz? Korkuyu Neden Seviyoruz?

Pek çoğumuz evde ya da sinemada olsun korku filmi izlemeyi severiz. Sadece bu kadar da değil. Birbirimize korkunç hikâyeler anlatıyoruz, korku trenlerine biniyoruz, korku temalı kitapları okumaktan ve oyunları oynamaktan kendimizi alamıyoruz. Peki ama neden korkuyu seviyoruz?

Bu arada elbette herkes korku filmi sever diye de bir kaide yok. Aslına bakarsanız kimi insanlar severken kimi insanlar da buna asla tahammül edemiyor. Peki bu kişiler arasındaki fark neden kaynaklanıyor?

Ne yazık ki bilim insanlarının bu sorulara verdikleri tek bir cevap yok. Ancak elbette elimizde bazı olası açıklamalar var.

İnsanların Korku Filmlerini Sevme Nedenleri

İnsanların Korku Filmlerini Sevme Nedenleri
İnsanların çoğu için korkmak gündelik yaşamda genellikle kaygı verici ve rahatsız edici bir his olmasına rağmen ve korkutucu şeylerden kaçınılması gerektiği düşünüldüğü halde, bir kesim seyirci korkmak için korku filmleri izlemektedir ve bundan yoğun bir haz almaktadır.

Bu konuyu açıklayan en eski psikolojik teorilerden biri, Dolf Zillmann’ın uyarma aktarımı teorisidir. Buna göre korku filmleri öncelikle izleyicide negatif sayılan bazı hisler yaratır. Ama çoğu zaman sonlarda adalet yerini bulur ve kahraman kazanır. Sonuçta seyircide oluşan negatif hisler yerini çok daha baskın pozitif hislere bırakır. Böylece seyirci yaşadığı büyük korkunun ardından, yoğun bir zevk alma haline geçer.

Bu da bizim vampirler, kurt adamlar, cadılar ve hayaletler ile dolu, korku filmlerin sevmemizin nedenlerinden birisidir. Aslına bakarsanız, korkudan duyduğumuz heyecan ve tatlılardan elde ettiğimiz haz aynı beyin bölgeleriyle ilişkilidir. Burası sıklıkla mezolimbik ödül yolu olarak bilinen mezolimbik yoldur.

İnsanların Korku Filmlerini Sevme Nedenleri
Korkunun pek çok fizyolojik etkisi vardır. Vücudun korkuyla ilgili en önemli merkezleri
amigdala, prefrontal korteks, ve nöroendokronik sistemdir. Nöropsikiyatristler korkuyu
açıklarken amigdaladan hareket ederler çünkü amigdala korkunun oluştuğu, öğrenildiği ve
ona tepki vermenin gerçekleştiği en önemli merkezdir

Bu bölge beynin ödül duygusundan sorumludur ve bunu gerçekleştirmek için dopamin nöronlarından yararlanır. Mezolimbik ödül yolu iyi bir şey yaptığınızda zevk sağlar. Bu iyi bir şeye kötü bir şeyin sona ermesi de dahildir.

Ancak elbette korkuyu sevme nedenlerimiz arasında başka şeyler de vardır. Korku filmlerinin bizde bir “kaç-savaş” tepkisini tetiklediğini gösteren araştırmalar mevcut. Bu tepki, titreme, ürperme, çığlık atma, ürküp aniden sıçrama ve hatta kanlı bir sahne görmemek için gözleri kapatma şeklinde ortaya çıkıyor ve tahmin ettiğiniz gibi tüm bu dürtüsel davranışlar bize atalarımızdan miras kalmıştır.

Korkuyu ve Heyecanı Sevme İçgüdülerimize Kodlanmıştır

Aslında korku filmi izlemekten keyif almamamızın nedeni yaşama şeklimizle bağlantılı. Gelişmiş dünyada, insanlar güvenli ve rahat ortamlarda yaşarlar. Birçoğunun günlük yaşamlarında korku veya duygusal acı gibi güçlü duyguları deneyimleme olasılığı çok düşüktür. Bununla birlikte, insanlar her zaman yırtıcı hayvanlar gibi korkutucu uyaranlarla başa çıkmak için evrimsel olarak programlanmıştır.

İnsanların Korku Filmlerini Sevme Nedenleri
Bazen bir film ya da kitap bizi uzun süre etkilemeyi sürdürebilir. Genelde beyin olaylar konusunda ne kadar fazla kontrol sahibiyse, bunlar o kadar az korkutucu olur. “Hayal gücüne bırakılan” bazı şeylerin aslında en kanlı efektlerden daha korkutucu olmasının nedeni budur.

Yukarıda bahsettiğimiz hormon patlamasından dolayı kimi insanlar korkuya neden olan bir şeyle karşılaşma deneyiminden hoşlanır. Korkuyla tetiklenen savaş ya da kaç tepkisi beyinde gerçekleşen bir dolu güçlü deneyime (sona erdiğindeyse somut bir rahatlama duygusuna) yol açar. Bu tür şeylerden hoşlanan insanlar sıklıkla adrenalin bağımlısı diye etiketlenir.

“Heyecan arama” bilinen bir kişilik özelliğidir. Bu tarz bireyler sürekli olarak belli fiziksel, maddi ya da yasal risklere rağmen yeni, değişik, karmaşık ve yoğun deneyimlerin peşinde koşar. Belli bir sınıf dopamin alıcısını şifreleyen DRD4 gibi bazı genlerin heyecan arayan bireylerde mutasyona uğramış olabileceğine dair kanıtlar vardır. Mmezolimbik ödül yolundaki etkinliğin bu şekilde değişmesi de duyuların ödüllendirilme yolunu değiştirir.

Kimi insanların böyle eğilimlere neden sahip olduğu sorusunun yanıtı ise belirsizdir. Sonuçta beyindeki belli bir genin rolünü anlamaya çalışmak her zaman uzun ve karmaşık bir süreçtir. Ancak, genel yapısal tutarlılıkların ötesine geçtiğinizde herkesin beyni farklıdır. Bir şeylerden korkmaktan hoşlanıyor olsanız bile, bu farklılıklar korkulacak şeyler değildir. Yazımızın devamında merak ederseniz: Korku Öğrenilebilir mi? Tartışmalı Küçük Albert Deneyi Bunun Mümkün Olduğunu Kanıtlamıştı


Kaynaklar ve ileri okumalar: 

  • Why Do People Love Horror Films?; Yayınlanma tarihi: 1 Şubat 2023; Bağlantı: https://www.psychreg.org/
  • Why do some people love horror films?; https://www.sciencefocus.com/
  • Why Do We Enjoy Horror Movies? Yayınlanma tarihi: 8 Nisan 2022; Bağlantı: https://www.verywellmind.com/
  • A. Çağlıyan, E. (2020). Korku Sinemasının Cazibesi Üzerine Felsefi ve Psikolojik Bir İnceleme . SineFilozofi , 5 (9) , 540-550 . DOI: 10.31122/sinefilozofi.735688

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu