Sinirbilim

İstismar Edilen Genie Wiley Beyin Gelişimi Hakkında Bize Ne Öğretti?

İnsanlık tarihinde sosyal izolasyon içinde bulunan veya çok az sosyal etkileşimle büyüyen çocuk vakaları sayısı oldukça fazladır. Ancak bunlar arasından en dikkat çeken Genie Wiley vakasıdır.

Genie Wiley

Bu vakayı diğerlerinden ayıran ve eşsiz kılan Genie Wiley’in literatürde adı geçen diğer çocuklardan daha fazla izolasyona maruz kalması ve bu durumun diğerlerinden daha geç ortaya çıkmasıdır. 1970 yılında yaşanan bu korkunç olayın açığa çıkması ise üzücü bir biçimde de olsa, bir çocuğun beyninin nasıl geliştiğini anlamımıza yol açacaktı.

Genie Wiley, doğumundan itibaren sistematik şiddet, istismar ve ciddi izolasyon koşullarının kurbanı olmuştu. Bu olaylar açığa çıktığında ise on üç yaşında olan bir kız çocuğu idi. Konuşamıyor ve zorla yürüyebiliyordu. Daha sonrasında bu çocuğun 18 aylık bir bebeğin zeka yaşına sahip olduğu anlaşılacaktı. Genie’nin hikayesini daha iyi anlamak için yaşadığı istismar ortaya çıkmadan önceki hayatını incelemek gerekmektedir.

Genie Wiley Kimdir?

1959’da garip bir aile, Kaliforniya’nın Temple City banliyölerine taşınmıştı. Görünüşte bu aile bir anne, baba ve yedi yaş civarında bir çocuktan oluşuyordu. Aile tamamen izole bir yaşam tarzı sürdürüyordu. Pencereler çoğunlukla kalın bir bezle örtülüydü ve dış dünyayla neredeyse hiç temasları yoktu. Bu nedenle hiç kimse aynı evde bir erkek çocuğun yanısıra o sıralarda iki yaşında olan Genie isimli bir kız çocuğunun da yaşadığını fark etmemişti. Gerçekte ne olup bittiği 11 yıl sonra tesadüfen anlaşılacaktı.

İstismar Edilen Genie Wiley Beyin Gelişimi Hakkında Bize Ne Öğretti?
Genie Wiley (d. 18 Nisan 1957) ya da gerçek adı ile Susan Wiley

Genie Wiley ya da gerçek adı ile Susan Wiley çocukluk döneminin büyük bir kısmını, evin dibindeki karanlık bir odada tecrit edilmiş bir şekilde geçirmişti. Doğumda bazı sağlık sorunları olan bu kız çocuğunun babası onun zihinsel olarak hasta olduğuna karar vermiş ve kızını tüm dünyadan izole etmişti.

Bunun sonucunda Genie 11 yıl boyunca, perdeleri asla açılmayan kapalı bir odada, sadece bebek maması ile beslenerek ve çoğunlukla da altında çocuk bezi ile sandalyeye bağlı bir biçimde yaşamını sürdürmek zorunda kalmıştı.

İstismar Edilen Genie Wiley Beyin Gelişimi Hakkında Bize Ne Öğretti?
Genie Wiley’in neredeyse 13 yıl boyunca kapalı kaldığı oda.

Zihinsel rahatsızlığı olan ve herhangi bir gürültüden nefret eden baba, evde radyo veya televizyon bulunmasını yasaklamıştı. Ayrıca karısının veya oğlunun da Genie ile iletişim kurmasına da izin vermiyordu. Bunun sonucunda Genie Wiley; sadece güneş ışığından, normal yiyeceklerden ve oyuncaklardan değil, aynı zamanda insanlarla temastan da mahrum büyümüştü.

Genie Vakası Nasıl Ortaya Çıktı?

Genie’nin hikayesi 4 Kasım 1970’de bir sosyal hizmet görevlisinin dikkati sonucunda ortaya çıktı. Eğer Genie’nin annesi o gün bir durumdan dolayı sağlık hizmeti arayışına girmeseydi belki de Genie’nin hikayesi hiçbir zaman bilinmeyecekti. Bunun sonucunda da hayatının sonuna kadar o bebek beşiğinde yaşamak zorunda kalacaktı.

İstismar Edilen Genie Wiley Beyin Gelişimi Hakkında Bize Ne Öğretti?
Skandal ortaya çıktıktan sonra  Clark Wiley 

Bu küçük kızın adı, kimliğini ve mahremiyetini korumak amacıyla dava dosyalarında Genie olarak geçti. Genie yaşadığı hayattan kurtulduktan sonra açılan davada iki ebeveyn de istismar ile suçlanacaktı. Ancak baba mahkemeye çıkmadan kısa süre önce arkasında ‘’Dünya asla anlamayacak.’’ yazılı bir not bırakarak intihar ederek öldü.

Zamanla Genie manşetlerden kayboldu ama dilbilimcilerin dikkatini çekmeyi başardı. Dil eğitimi veya sosyal eğitim olmadan büyüdüğü için değerli bir örnekti. Artık dil öğrenebilir miydi? Böylece psikologlardan ve dil uzmanlarından oluşan bir ekip Genie’yi rehabilite sürecine başladı.

Dört yıl boyunca Genie bilimsel deneylere tabi tutulacaktı.

UCLA’dan bir bilim insanı olan Susan Curtiss, dil becerilerini geliştirmek için Genie ile çalıştı. Genie meraklı ve akıllı bir çocuktu. Kısa bir süre sonra başkalarının konuşmalarına cevap vermeye ve aynı zamanda basit kelimeleri tekrar etmeye başladı. Ancak Genie’nin konuşma organları üzerinde çok az kontrolü vardı. Ayrıca çiğneme ve yutma için kullandığı kaslarda da kusurlar vardı.

Genie bazı sözcükleri tekrar ediyordu. Ancak dilbilgisi kurallarını kullanamıyor ve hatta cümleleri bir araya getiremiyordu. Kelimeler hiçbir zaman anlamlı bir düzen içerisinde bulunamıyordu. İşte bu noktada dilbilimcilerin dikkatini, dil gelişiminin “kritik dönem” teorisinin gerçekten doğru olabilme ihtimali çekti.

Dil Gelişiminde Kritik Dönem Nedir?

Kritik Dönem, psikolog Eric Lenneberg tarafından ortaya atılan ve dilin ancak bebeklikten ergenliğe kadar uzanan kritik dönemde edinilebileceğini savunan bir hipotezdir. Lenneberg dilin doğuştan belirlendiğini, dil ediniminin hem gerekli nörolojik olaylara hem de dile belli belirsiz asgari düzeyde maruz kalmaya bağlı olduğu varsayımıyla hipotezini açıklamaya başlar.

Bu dönem yaklaşık olarak iki yaşından ergenliğe kadar uzanan bir süreci kapsamaktadır. Dil edinimi olgunlaşma faktörleri nedeniyle iki yaşından önce ve ergenlikten sonra “beyin plastisitesi” kaybı nedeniyle imkansızdır. Dil gelişimini normal bir süreç içerisinde gerçekleştiren çocuklar, yeni sözcükler öğrendiği ve bu öğrendikleri sözcükleri bir araya getirdikleri ‘’Dil Patlaması’’ adı verilen dönemden geçerler. Ne yazık ki bu durum Genie için hiçbir zaman gerçekleşememiştir.

Genie Wiley Vakası Neyi Kanıtladı?

Dil bilimciler için Wiley boş bir sayfaydı, gelişimimizde dilin hangi aşamada geliştiğini anlamanın bir yoluydu. 1960’ların sonlarına kadar, çocukların ergenlikten sonra dil öğrenemeyecekleri kabul edilmekteydi. Ama Genie bunu çürüttü. Wiley’nin dil öğrenebileceği ortaya çıktı, ancak dilbilgisi ve cümle yapısı tamamen başka bir şeydi.

Yukarıda normal bir çocuk ile ihmal edilen bir çocuğun beyinleri arasındaki farkı görebilirsiniz.

Üç yaşındaki bir çocuğun beyni, bir yetişkinin beyninden neredeyse 3 kat daha fazla beyin hücreleri arasında bağlantıya sahiptir. Ancak çocuk büyüdükçe kullanılmayan bağlantılar yok olur. Genie vakasında ebeveynleri kendisi ile iletişime geçmediği için, onun beyninin dil ediminde dil bilgisi öğrenme ile ilgili kısmı kullanılmadığı için yok olmuştu.

Bunun neticesinde de dil bilgisi kurallarını kullanıp anlamlı cümleler kurması imkansızdı. Bir noktada ilerlemesi ve dil edinimi durmuştu. Genie’nin kritik dönemi kaçırması ile gelişemeyen dil edinimi becerisi kaybettiği tek şey değildir. Genie çocukluğunu, hayatını yaşayamamıştır. Çocukluğu boyunca yetersiz beslenip bilişsel uyarılardan uzak kalmıştır.

Genie Wiley Bugün Nerede?

İstismar Edilen Genie Wiley Beyin Gelişimi Hakkında Bize Ne Öğretti?

1971’den 1975’e kadar dört yıl boyunca Genie Wiley bilim insanlarının ilgi odağı oldu. Bu esnada, bazılarının etik olamayacak kadar yoğun olduğunu düşündüğü bilimsel deneylere tabi tutuldu. Gösterdiği İlerlemeye rağmen, 1975’te çalışma için fon sona erdiğinde, Wiley annesiyle birlikte yaşamaya başladı.

1979’da annesi kızının “prestij ve kâr” için kullanıldığı iddiası ile dava açtı. Dava 1984’te karara bağlandı ve Wiley’nin araştırmacılarıyla teması tamamen kesildi. Wiley sonrasında bir koruyucu ailenin yanına yerleşti. Ancak sonrasında orada da ona gereken ilgiyi elde edemediği anlaşıldı, edindiği dil becerileri geriledi.

Genie Wiley’nin şimdiki hayatı fazla bilinmiyor. Annesi velayetini aldıktan sonra, kızının daha fazla araştırmaya konu olmasına izin vermeyi reddetti. 2003 yılında annesinin ölümünün devamında da izi kayboldu. Kendisinin bir rehabilitasyon merkezinde olduğu ve hala yaşadığı düşünülüyor. Nerede olursa olsun, etrafındaki dünyayı keşfetmekten keyif almaya devam etmesini umuyoruz.

Ayrıca göz atmak isterseniz: Şansız Sayılar: Ölüm Meleği Lucia de Berk Ve Bir Cadı Avı Hikâyesi


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Nisa Yılmaz

Merhaba! Ben Nisa Yılmaz. İngilizce öğretmenliği üçüncü sınıf öğrencisiyim. İlkokuldan itibaren yabancı dil öğrenmeye karşı olan ilgim meslek seçimimi de oldukça etkiledi. Bununla beraber ilgim olan çeşitli konularda çeviriler yapmaya başladım. Doğaya, sanata, bilime, mitolojiye olan merakımı, bir diğer ilgi alanım olan çeviri ile harmanlayarak yazdığım yazıları sizlerle buluşturabildiğim için çok mutluyum. Bilimle kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu