Tarih

Dâhiler de Hata Yapar: Güney Denizi Balonu Ve Newton’un Borsada Batışı

Isaac Newton, tarihin en zeki insanlarından biriydi. Ancak, fizik ve matematikteki dehası, finansal alanda aynı başarıyı göstermesine yetmedi. Ne yazık ki, borsada para kaybedince bu gerçeği acı bir şekilde öğrenmiş oldu.

Ekonomik olayları, zaman ve mekân bağlamında değişmeyen, mutlak bir bilgiyle açıklamak hiç kolay değildir. Bunun başlıca nedenlerinden biri, ekonomik kararların; psikolojik, sosyolojik ve kültürel pek çok değişkenden etkilenerek kolaylıkla irrasyonel hale gelebilmesidir.

Sonuç olarak, Newton’un da acı şekilde deneyimlediği gibi, doğayı anlamak çoğu zaman insanı anlamaktan çok daha kolaydır. Onun hazin hikâyesi, aslında iktisatçıların ve finans uzmanlarının ne denli zorlu bir görev üstlendiklerini gözler önüne seriyor.

1720 yılında, 77 yaşındaki Isaac Newton oldukça varlıklı bir adamdı. Onlarca yıl boyunca Cambridge Üniversitesi’nde profesörlük yapmış, bu süre zarfında hatırı sayılır bir gelir elde etmişti. Ayrıca, Kraliyet Darphanesi’nin başında görev yapıyor ve bu konumdan da ciddi kazanç sağlıyordu. Tüm bunların sonucunda, serveti günümüz parasıyla yaklaşık 6 milyon dolara denk geliyordu.

Güney Denizi Balonu Ve Newton'un Borsada Batışı
Güney Denizi şirketinin içi

Newton, birikimlerini değerlendirmek amacıyla hisse senetlerine de yatırım yaptı. Ancak oldukça temkinliydi; yalnızca garantili adımlar atar, asla aşırı risk almazdı. Ne var ki, borsa konusundaki deneyimsizliği, sonunda ciddi kayıplar yaşamasına yol açtı.

Güney Denizi Şirketi Balonu Nedir?

Dünya tarihinde ilk görülen spekülatif balon 1600’lı yıllarda yaşanan Lale Çılgınlığı balonudur. Güney Denizi Balonu ise, 18. yüzyıl Britanya’sında tek bir şirketin etrafında gelişen büyük bir spekülasyon çılgınlığı ve ani çöküşün adıdır.

South Sea Company, Britanya devletinin giderek büyüyen borç sorununu çözmek için kurulmuştu. Devlet 18. yüzyılın başında pahalı savaşlar yüzünden büyük bir mali yük altındaydı ve acil paraya ihtiyaç duyuyordu. Bank of England bu borcu tek başına üstlenmek istemiyordu. Bunun üzerine hükümet, devlet borçlarını bir özel şirkete devredip yönetme fikrini benimsedi.

1713–1715 Utrecht Barış Anlaşmaları, şirkete Asiento de Negros adıyla bilinen özel bir ayrıcalık tanıdı. Bu anlaşma, şirketin yılda 4.800 köleleştirilmiş insanı İspanyol kolonilerine taşımasına izin veriyordu. Ancak İspanyol hükümeti, bu ticarete ağır vergiler koydu ve diğer mallar için her limana yılda yalnızca bir gemi gönderilmesine izin verdi. Şirketin kazancı devlet borcunu hafifletecek düzeye ulaşmadı.

South Sea Company, başlangıçta yeterince kâr edemeyince başka bir yola yöneldi. Şirket, ticaretten büyük para kazanamayacağını biliyordu, bu yüzden insanlarda “şirket hızla büyüyor” algısı yaratmaya odaklandı.

Threadneedle Street’teki merkezinden tüm ülkeye yayılan bir reklam kampanyası başlattı. Gazetelerde, kahvehanelerde ve şehir meydanlarında sürekli aynı mesaj verildi: South Sea Company’ye yatırım yapmak zenginlik getirecek ve İngiltere’nin gücünü artıracaktı.

Güney Denizi Balonu
South Sea Company hisselerinin hızlı yükselişi ve düşüşü. Güney Denizi Şirketi’nin hisse fiyatı 1720 senesinin Ocak ayında 128 pounddan, aynı senenin Ağustos ayına kadar katlanarak 1000 pounda kadar yükselmişti.

Bu propaganda o kadar etkili oldu ki kısa sürede pek çok önemli kişi hisse almaya başladı. Soylular, politikacılar ve ünlüler şirkete yatırım yaptı. Yatırım yapanlar arasında Newton’da vardır. Halk bunu görünce hisse değerinin daha da artacağına inandı. Bir süre sonra şirket o kadar prestijli bir hâle geldi ki, Kral I. George bile yönetimde yer aldı.

Güney Denizi Şirketi Ne Planlıyordu?

Şirketin planı sade görünüyordu ama aslında çok kurnazcaydı. Devletten alacaklı olan herkese bir teklif sunuldu: Elinizdeki borç senetlerini bırakın, yerine South Sea Company hissesi alın. Böylece yatırımcılar, hükümetin borcunu geri ödemesini beklemek yerine şirketin kârına ortak olma hayaline yöneldi.

Devlet, şirketin üstlendiği borç için yılda yüzde altı faiz ödediği için şirket temettü verirken zorlanmıyordu. Bu durum, hisselerin cazibesini artırmak için büyük bir fırsat yarattı.

Güney Denizi Balonu Ve Newton'un Borsada Batışı
1720 “Güney Deniz Balonu” tablolara böyle yansımıştı. Edward Matthew Ward, Tate Gallery

Asıl amaç, hisse fiyatını sürekli yukarı taşımaktı. Şirket bu yükselişi korumak için yasal sınırların etrafında dolaşan yöntemler kullandı. İnsanlara kendi parasını borç verip o parayla hisse almalarını sağladı.

Sonuçta ortaya hareketli ve sahte bir zenginlik havası çıktı. Bazı yatırımcılar büyük kazançlar elde etti; bazı politikacılar ise rüşvet karşılığında desteğini sunmaktan çekinmedi.

Borçların hisseye çevrilmesi öylesine başarılı olmuştu ki şirket çok daha iddialı bir hedef açıkladı. Britanya’nın konsolide edilmemiş ulusal borcunun büyük bölümünü devralmak. Bu borç 30 milyon sterlini aşıyordu. Yükselen beklenti herkesi kör etmişti. Hisse fiyatları hızla tırmandı; 128 sterlin olan değer 1720 Ağustos’unda 1.000 sterlini geçti.

Newton Borsada Neden Battı?

Hisse fiyatları yükseldikçe başka şirketler de bu ilgiden pay almak istedi. Kısa sürede piyasada gerçek değeri olmayan, abartılı ve riskli projeler çoğaldı. Ortalık karışınca hükümet 1720 Haziran’ında Bubble Act adlı yasayı çıkardı. Bu yasa, çoğu spekülatif şirketi kapattı ve South Sea Company’yi neredeyse tek başına bıraktı.

Fakat bu durum şirketi kurtarmaya yetmedi. Eylül ayında yatırımcıların güveni hızla sarsıldı ve piyasa çöktü. Panik satışları başladı, hisse değeri hızla düştü. Yıl sonunda South Sea Company hisseleri 124 sterline kadar indi. Böylece balon tamamen patlamış oldu.

Güney Denizi Balonu
Newton borsa konusunda acı bir deneyim yaşamıştı. Aynı sorun bir çok kişi için geçerliydi.

Binlerce yatırımcı büyük kayıplar yaşadı ve parlamentonun başlattığı soruşturma, kapsamlı bir yolsuzluk ağını gün yüzüne çıkardı.

Balonun patlaması ile oluşan kriz, birçok kişinin varlığını kaybetmesine neden oldu. Newton’un borsa da kaybı yaklaşık 20.000 sterlin yani bugünün parasıyla 4 milyon dolar kadardı. Newton’un kaybının bu denli büyük olmasının sebebi de balonun patlama seviyesine yaklaştığı noktalarda alımlarını artırmış olmasıydı.

Newton sıradan bir yatırımcı değildi. Matematikte ve fizikte ulaştığı seviyeyi düşününce, finansal tehlikeyi görememesi imkânsız gibi görünür. Üstelik bazı kişiler balonun şiştiğini erken fark etmiş ve ayrıntılı hesaplamalar yayımlayarak kamuoyunu uyarmıştı. Newton’un bu uyarıları anlayamayacak biri olmadığı açık. Peki o hâlde servetini neden çekmedi?

Sonuç Olarak;

Benjamin Graham’ın klasikleşmiş kitabı Akıllı Yatırımcıda Newton hakkında kısa bir not vardır. Rivayete göre Newton şöyle demiştir: “Gök cisimlerinin hareketlerini hesaplayabiliyorum, ama insanların çılgınlıklarını hesaplayamıyorum.”

Bu söz, Newton’un parlak zekâsına rağmen insan davranışının irrasyonelliği karşısında çaresiz kaldığını gösterir.

Devamında göz atmanız için: Sürü Psikolojisi Nedir? İnsanlar Neden Başkalarını Taklit Edecek Biçimde Hareket Ederler?


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

2 Yorum

  1. sizi takip ediyorum,her gün ekranıma düşen her yazıyı okuyorum diyebilirim bazen işim varsa ve ya başka okuduğum yazılar olursa atlayabiliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.