Biyoloji ve Coğrafya

Develer Hörgüçlerinde Su Depolamıyorlarsa, Develerin Hörgüçleri Neden Var?

Pek çoğumuz develerin çölde hayatta kalabilmek için hörgüçlerinde su depoladıklarını düşünürüz. Aslına bakarsanız yanılıyoruz. Develerin günlerce yemeksiz ve susuz yaşayabildiği doğru ama bunun nedeni hörgüçlerinde su depolamış olmaları değildir.

Peki o zaman develerin sırtlarında neden hörgüç var? Cevap yağ depolamak için. Develer yiyecek bulunduğunda, kıt zamanları da düşünerek hörgüçlerini doldurmaya yetecek kadar yemek yerler.

Develer aslında 30 kilogramı aşabilen hörgüçlerinde yağ depolar. Vitamin ve mineral içeriği de yüksek olan bu depo, develerin haftalarca yemeden yola devam etmesine imkân tanır.

Dolu bir hörgüç ile bir deve 4-5 ay kadar yemek yemeden yaşama potansiyeline sahiptir. Ancak uzun yolculuklar sırasında yağ dokusu kullanıldıkça hörgüç küçülecektir. Hatta bazen neredeyse tamamen yok olur.

Develerin Hörgüçleri Neden Var?

Aslına bakarsanız develerin doğuştan hörgüçleri yoktur. Sonuçta bu süreçte annelerinin himayeleri altındadır. Emzirme esnasında annelerinden aldıkları tüm enerji vücudun büyümesine gidecektir. Yavru develer 4 ila 6 aylık olduklarında sütten kesilmeye başlarlar. Ancak hörgüçleri 10 -12 aylık olduklarında oluşmaya başlayacaktır.

Pek çok hayvan midelerinin çevresinde ve yanlarında yağ depolar. Develerin kilolarını dikey olarak toplaması aslında başlı başına ilginç bir durumdur. Bunun nedeni ile birden fazla teori ortaya atılmıştır. Bir görüşe göre bu biçimde depolama develerin kumun üzerine rahatça uzanmasını sağlamak içindir. Bir başka görüşe göre de bunun nedeni hörgüçlerin develerin daha az güneş ışığına ve daha az ısıya maruz kalmasını sağlaması ile ilişkilidir.

Ayrıca develerde yağın tek bir bölgede toplanması daha az terlemelerine de yardımcı olur. Ortalama vücut sıcaklıkları 37°C olan develer, kürklerinin de desteğiyle ısı dengelemesini ayarlayarak sıcaklık 42°C’yi buluncaya kadar neredeyse hiç terlemezler. Böylece su ve enerjiden yüksek tasarruf sağlarlar.

Develeri hörgüçleri yiyecek depolarıdır. Bu nedenle, tek hörgüçlü develer su kıtlığıyla başa çıkmak için başka yollara ihtiyaç duyarlar.

İki tür deve vardır. Baktriya develeri ( Camelus bactrianus ) Batı Çin ve Orta Asya’nın bazı bölgelerinde yaşar ve iki hörgüçleri vardır. Arap develeri (Camelus dromedarius ) daha yaygındır ve sadece bir tane hörgüçleri vardır. Elbette fazladan bir hörgüç daha uzun süre aç ve susuz kalmak anlamına da gelecektir.

Develerin Hörgüçleri Su Depolamıyorsa, Susuzlukla Nasıl Baş Ediyorlar?

Yağ dokunun yakılması sırasında bir miktar su açığa çıkar. Ancak develer susuzlukla mücadelede güçlerini vücutlarının diğer uyum becerilerinden alır. Develerin neredeyse tüm mekanizması az suyla yetinecek biçimde adapte olmuştur. Susuz uzun süre yaşayabilme yetenekleri sonucunda da bir çok kişi hörgüçlerde su depoladıklarını düşünmüştür.

Örneğin, develer uzun bir süre susuz kaldıktan sonra, bir oturuşta 114 litre kadar su içer. Normal koşullarda bu kadar fazla suyun bir seferde tüketimi bir çok memeli tür için ölümcül olacaktır. Ancak develer bu suyun bir kısmını midelerinin belli bir bölümde bekleterek yavaş yavaş dolaşıma dahil ederler.

Çölde, bir toprak bakterisi olan Streptomyces nemli zeminde kendine özgü bir koku yayar. Bu koku bir esinti ile taşındığında, devenin iyi ayarlanmış burun delikleri tarafından alınabilir. Bu nedenle bir deveniz varsa size suyun yerini gösterecektir.

Develerin böbrek ve kalın bağırsakları da çöl şartları için oldukça uyumludur. Vücutlarındaki sıvıyı korumak için böbrekleri vücuttaki toksinleri etkili bir şekilde uzaklaştırarak mümkün olduğu kadar fazla tutabilmelerini sağlar. Ayrıca kalın bağırsaktaki suyun yüksek geri emilimi sağlanır, bu nedenle dışkıları bedevilerin yakacak olarak kullanabileceği kadar kuru ve serttir.

Develerin susuzlukla mücadelede en etkili yapıları ise küçük ve elastik kırmızı kan hücreleridir. Su içen devenin alyuvarları esneklikleri sayesinde 2,5 kata kadar şişerek daha fazla su taşır. Susuz kalındığında kan plazmasının hacmi azalarak kıvamı artar. Bu durumda kan akış hızını sabit tutmak için damarlar daralır ve deve alyuvarları akışkanlığını koruyarak damarlardan rahatlıkla geçer.

Son olarak, insanlarda su kaybetme oranı %15 olunca bu bizim için hayati risk anlamına gelecektir. Oysaki develer bu oranı %40’a kadar tolere eder. Sonuç olarak develer sıcak iklime tamamen uyum sağlamış canlılardır. Hörgüçlerinde su taşımasalar da susuzluk ile kesinlikle bizden çok daha başarılı bir biçimde baş edeceklerdir.

Göz atabilirsiniz: Ne Kadar Su İçmeliyiz? Yeterince İçmezsek Ne Olur?


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • How long can a camel go without water? Bağlantı: https://animals.howstuffworks.com
  • Do camels really have water in their humps? Yayınlanma tarihi: 25 Ekim 2020; Bağlantı: https://www.livescience.com
  • Jaji, Zubair & Abstract, Alhaji & Jaji, & Gambo, Babagana & Atabo, Shaibu Mohammed & Alhaji Girgiri, Ibrahim & Saidu, Adamu & Da’u, Faruku & Yahaya, Ahmed. (2022). Morphometric Study on the Developing Kidneys of the Prenatal Dromedary (Camelus dromedarius). 471-474.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu