Günlük Hayatımızda Matematik

İletişim Çatışmalarını Matematik Yardımı İle Anlayabilir miyiz?

Okulda, evde, sokakta, işte, sosyal medyada, arkadaşlarla, aileyle, doğayla, kendimizle… Her an ve her yerde iletişim halindeyiz. Bu durumda çatışma olmaması elbette mümkün değil. Ancak asıl önemli olan çatışmayı yönetmek ve çözebilmektir. Çatışmanın doğru yönetilmesi ise tarafların birbirlerini doğru anlamalarından geçmektedir.

Frank Harary ( 1921- 2005) Graf teorisi (çizge teorisi) üzerine uzmanlaşmış Amerikalı bir matematikçiydi. Kendisi ve arkadaşları 1965 yılında, sosyal bilimlerde, özellikle psikolojide sosyal yapı, kişilik yapısı, iletişim yapısı, bilişsel yapı gibi birtakım terimlerin kullanıldığını fakat buradaki yapı teriminin çok net şekilde tanımlanmadığını fark etti. Sonucunda da bu eksikliğin matematik yardımı ile giderilebileceği görüşünü ileri sürdü.

Matematikte graf ya da çizge düğümler ve bu düğümleri birbirine bağlayan kenarlardan oluşan bir tür ağ yapısıdır. Daha basit konuşmak gerekirse bir graf, köşeler adı verilen sonlu bir nokta kümesinden ve noktaları birleştiren kenarlar adı verilen çizgi parçaları veya eğrilerden oluşur. Örneğin aşağıdaki kat planına göz atalım.

Kat planında odaları birbirine bağlayan kapılar olacaktır. Bu yüzden odaları köşeler olarak kabul etmeliyiz. Odaları birbirine bağlayan kapıları da köşeleri birleştiren bir kenarlar olarak çizeceğiz. Oturma odası, mutfak ve yemek odasının hepsinin üç kapısı var. Dışarıya sadece oturma odası ve mutfaktan erişilebilir ve banyo sadece yemek odasına bağlanır. Bu durumda grafiğimiz aşağıdaki gibi olacaktır.

graf teorisi

Graf teorisinin ana kavramları oldukça basittir, ancak problemleri bu teoriyi kullanarak çözmek için ihtiyacımız olan epeyce terminoloji vardır. Yazımızın konusu bu olmadığı için daha fazla detay vermeyeceğiz. Ancak merak edenler bu yazıdan daha fazla bilgi öğrenebilirler: Elini Kaldırmadan Çizebilir misin? Graf (Çizge) Teorisi Nedir?. Şimdi esas konumuza geçebiliriz.

Graf Teorisi İle İletişim Çatışmaları Nasıl Gösterilir?

Kişilerarası iletişimde tek ya da çift yönlü akışları temsil eden noktalar bulunmaktadır. Bu noktalar mesaj alış verişini temsil eden yaylarla birleştirilmektedir. Gördüğünüz gibi bunları da yukarıda ele aldığımız biçimde düşünebiliriz. Harary’e göre iki yarı yay tek bir yay oluşturamadığında ise iletişim çatışması doğmaktadır.

graf analizi
Frank Harary ( 1921- 2005) Graf teorisi (çizge teorisi) üzerine uzmanlaşmış Amerikalı bir matematikçiydi.

Araştırmacılar iletişim çatışmalarını “temel çatışmalar” başlığı altında üç ana grupta toplamış ve her bir grubu da kendi içinde alt boyutlara ayırmışlardır. Temel çatışmalar; yönelim, kapsam ve karma çatışmalar olarak tanımlanmaktadır. Yönelim çatışmaları da kendi içinde, aktif, pasif ve varoluş çatışmaları olarak üçe ayrılmaktadır.

Kapsam çatışmaları; tümden reddetme, önyargılı ve yoğunluk çatışması olarak tanımlanmakta iken karma çatışmalar, aktif- önyargılı ve pasif -tümden reddetme şeklinde ayrılmaktadır. Şimdi gelin bu çatışmaları anlamaya çalışalım.

İletişim Çatışmaları Biçimleri

1-Aktif Çatışma

Karşı karşıya gelen kişilerin birbirlerinden hoşlanmadıklarında yada birbirlerine kızdıkları durumlarda ortaya çıkmaktadır. Aktif çatışma sergileyen kişiler, birbirlerine aldırmadan hatta birbirlerini dinlemeden çatışma göstermektedirler. Aktif çatışmalara giren kişilerin çatışma nedeni, geçmiş olumsuz yaşantılardan
kaynaklandığı gibi ilk kez karşılaşan bireyler arasında da meydana gelebilmektedir.

2-Pasif Çatışma

Pasif çatışmada insanlar, herhangi bir sebepten ötürü, örneğin çekindikleri için ya da küs oldukları için birbirleriyle iletişim kurmamaktadırlar. Yani ortada belli bir çatışma yok gibi görünse de arka planda iletişim gerçekleşmez. Örneğin çekingenlikte birini bir yere davet ederken reddedilme ihtimalini düşünüp geri durma durumu iletişimsizliğe sebep olur ve davet gerçekleşmez.

3-Varoluş Çatışması

Burada her bireyin kendi mesajına odaklanmasından kaynaklanan bir çatışma vardır. Frank Harary bu konuda Cervantes’ in ünlü kahramanı Don Kişot’ u örneklendirmiştir. İnsanların Don Kişot’un mesajlarına kapalı olması ve Don Kişot’ un da çevresinden gelen bildirimleri yeterince değerlendirememesi Don Kişot ve toplum arasında bir varoluş çatışması oluşturur.

Diğer bir deyişle, bir insan karşısındakinin sözlerini yanlış anlayıp onun söyledikleriyle ilgisi olmayan bir mesajla geri bildirim verirse, bu duruma varoluş çatışması oluşturacaktır.

4-Tümden Reddetme

Bu maddeyi fanatizm üzerinden kavrayabiliriz. ‘ En büyük takım bizim takım ‘ öyle olup olmasına bakılmaksızın tüm takımların taraftarlarının kendi takımları için söylediği bir slogandır.

Bir kişi, kendisine yöneltilmiş olan bir mesajı tamamıyla reddedip, tamamen aksi görüşü savunursa, tümden reddetme çatışması sergilemiş olmaktadır. Tümden reddetme davranışı sergileyenler, mevcut konu üzerinde düşünmek yerine, kolayca toptancı çözümlere ulaşmaktadırlar. Yani bu tip iletişim çatışmalarında karşıdakinin görüşlerini sorgusuz-sualsiz reddetme eğilimi vardır.

5-Önyargılı Çatışma

Burada kişiler belli bir konu hakkında tartışmadan önce o konuda peşin hüküm edinmişlerdir ve ısrarla onu savunurlar. Bu çatışma türünde iletişime geçen kişiler, konuşacakları konuyla ilgili olarak peşin hükümlere sahip olmakta ve konuşma ortamına da sürekli bu düşünce ve fikirleri katmaktadırlar.

Münazaralarda, tartışma programlarında da sıkça görülür. İşçi patronla zam görüşmesi yaptığında iki taraf da kendi perspektifinden peşin bir hükme sahip olduklarından işçinin geçim derdi patronun maliyet ve bütçe derdi iki tarafında kendi haklılıkları olacaktır. Sonucunda iki tarafın kendi derdine karşı tarafı ikna etmesi oldukça zordur.

6-Yoğunluk Çatışması

Mesajı gönderenin belli bir konudaki görüşünü alıcı olan kişi tümüyle reddetmemektedir fakat bu görüşe kaynağa oranla daha farklı düzeyde katılmaktadır. Yani bir nebze olsun yumuşama içeren çatışmadır. Tarafların bir kesişim noktası vardır ama bir taraf muhakkak daha keskindir.

7-Kısmi Algılama Çatışması

Eğer bir kişi, karşısındaki kişinin kendisine aktardıklarından sadece bir kısmını algılar, diğerlerini algılamazsa, bu durumda bir “kısmi algılama” ortaya çıkmış demektir. Bunu kendi üzerinizde ya da çevrenizde pek çok insanda kolaylıkla tespit edebilirsiniz. Dostlarınıza tavsiyelerde bulunursanız, sadece istedikleri tavsiyeleri duymayı tercih edebilirler.

8-Alıkoyma Çatışması

Alıkoyma çatışmasında, bir kişi karşısındaki kaynaktan kendisine gelen mesajı tam olarak anlamakta fakat üçüncü bir kişiye doğru olarak iletememektedir. Diğer deyişle bu kişi, kendisine ulaşan mesajı isteyerek ya da istemeyerek değişikliğe uğratmaktadır. Bu çatışma türünü sergileyen kişiler, edindikleri bilginin ancak bir kısmını başkalarına aktarabilirler.

İletişim çatışmalarının, iletişimden daha fazla hayatımızda olduğu ve hem kendi dünyamızda hem ülkemizde hem de dünyada nice problemlere sebep olduğu düşünülürse, ne kadar ciddi bir durum olduğu fark edilecektir. Bu nedenle bu tip çatışmalar hakkında bilgi edinmek önemlidir. Ayrıca okumaya devam etmek isterseniz: Zihnimizdeki Çatışmalara Sebep Olan İd, Ego ve Süperego Nedir?


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Ceren Demir

Kendini, insanları, dünyayı tanıma ve anlama çabasında, belki de kaosta olan; filmin oyuncularından, dünya üzerindeki küçücük noktalardan biriyim.. Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Ekonomi bölümünde yüksek lisansa devam ediyorum ve İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde akademik görevimi sürdürüyorum. Spora, sanata (özellikle resim sanatı), müziğe, doğaya, doğa sporlarına, felsefeye, psikolojiye, kitaplara, filmlere düşkünüm.. Okumayı, yazmayı, öğrenmeye çabalamayı çok seviyorum. Amaçlı ve amaçsız yaşamanın çeşitli noktalardan artı ve eksileri olduğunu düşünsem dünyadaki her şeyin gelip geçici olduğuna inanıyorum. Yine de -her şeye rağmen- ben uzun süredir amacı olanlardanım.. Buradan enerji sağlayabiliyorum.. Çoğunlukla enerjik, dışa dönük olsam da yeri geldikçe oldukça içe kapanmaya ve yalnızlığa susayabiliyorum. İkisi de keyifli ve öğretici.. Matematiksel sitesinin öncelikle hayranı olan bir okuruyum sonra Matematiksel’e katkı sağlamaya çalışan enfes ekibin bir parçasıyım.

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu