Sinirbilim

Unutmak Mümkün Olmazsa: Hipertimezi Yani Asla Unutmayan İnsanlar

Geçen hafta Pazartesi günü üzerinizde ne giymiştiniz? Dün öğlen yemeğinde hangi yemekleri yemiştiniz? Peki öğlen birlikte yemek yediğiniz arkadaşınız ile neler konuşmuştunuz? Bugün yüz yüze görüştüğünüz kişilerin üzerinde hangi kıyafetler vardı? Şu an bu satırları şaşkınlık dolu gözlerle okuyor olmalısınız. Peki, tüm bu sorularıma ayrıntısıyla cevap verebilen hatta o anda neler hissettiğini ifade edebilen ve o duyguları yeniden yeniden yaşayan insanların dünyamızda var olduğunu söylesek…

İnsanların hayatlarının neredeyse her detayını hatırlamalarını sağlayan hipertimezi adı verilen nadir bir durum olduğunu biliyor muydunuz? Bu doğru… her konuşma, her randevu, her etkileşim… sonsuza kadar bu kişilerin hafızalarına kazınacaktır. Şu anda, tüm dünyada bu duruma sahip ve hayatlarının her gününü hatırlayabilen tahminen kişi olduğu düşünülmektedir.

Hipertimezisi olan kişiler istenilen herhangi bir tarihe geri dönüp, o gün ne yaptıklarını, havanın nasıl olduğunu ve hatta ne yediklerini bile hatırlayabilirler. Bunun harika bir şey olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak hipertimezisi olan birçok kişi bunun günlük aktivitelerini ve başkalarıyla ilişkilerini kesintiye uğrattığını dile getirmektedir. Sonuçta hepimizin geçmişinde unutmak istediği detaylar vardır. Ancak bu kişilerin laneti bu detayları tekrar ve tekrar hatırlamaktır.

Bu durum, 2011’den 2016’ya kadar CBS ve A&E’de yayınlanan Unforgettable adlı televizyon programında tasvir edilmiştir. Dizi, hipertimezisi olan ve bunu vakaları çözmeye yardımcı olmak için kullanan bir polis dedektifini merkez almaktaydı.

Hipertimezi Nedir? Nasıl Anlaşılmıştır?

Normal bir insan için beyin, günlük deneyimleri kısa süreli anılar olarak depolar. Dün hangi küpeleri takmış olduğunuzu hatırlasanız bile bu detayları muhtemelen bir kaç gün sonra unutacaksınız. Ancak yaşadığınız bir olay bir şekilde anlamlıysa, uzun süreli bellekte saklanacaktır. Örneğin, ilk öpücük, mezuniyet balosu geceniz, üniversitedeki ilk gününüz gibi şeyleri bu nedenle unutmayız.

Kısa ve uzun süreli anılar beynin farklı bölümlerinde depolanır ve zaman içinde farklı şekilde işlenir. Ancak hipetimezi sendromu yaşayan kişiler, başlangıçta kısa süreli anıları herkes gibi işlerken, bu küçük şeyler zaman içinde daha kalıcı hale gelir. Ve ilginç bir şekilde, araştırmacıların da belirlediği gibi bu kişilerin hatırladığı detaylar artar ve güçlenir. Bazı araştırmalar, hipertimezisi olan kişilerde belirli beyin bölgelerinin, olmayanlara kıyasla farklı olabileceğini düşündürmektedir.

Hipertimestik sendrom olarak da bilinen hipertimezi diğer ifadeyle HSAM (Highly Superior Autobiographical Memory) ile ilgili, ilk olarak 2006 yılında Elizabeth Parker, Larry Cahill, Dr. Paul Tejera ve James McGaugh  tarafından hazırlanan bir makale ile bilim dünyasına tanıtıldı. Parker ve arkadaşları tarafından incelenen ilk vaka Kaliforniya’da yaşayan, 41 yaşındaki yönetici asistanı bir kadındı. Bu kadın, kendisiyle ilgili otobiyografik bilgileri herhangi bir bilişsel strateji kullanmadan hatırlamaktaydı.

Jill Price, hipertimezi teşhisi konan Güney Kaliforniyalı Amerikalı bir yazardır. Böyle bir teşhisi alan ilk kişiydi ve hipertimezi araştırmalarına ilham veren vakasıydı. Konuyla ilgili bir kitabın ortak yazarlığını yaptı. 

Hipertimezi Neden Kaynaklanmaktadır?

Hipertimeziye neyin katkıda bulunduğuna dair bazı teoriler olmakla birlikte kesin nedeni bilinmemektedir. Bazı araştırmalar, hipertimezinin nedeninin biyolojik, genetik veya psikolojik olabileceğini düşündürmektedir. Bununla birlikte, hipertimeziye neyin neden olduğunu daha iyi anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.

Hipertimezisi olan kişilerin sahip olduğu yetenek, olayları kendi hayatlarından hatırlamaya özgü görünmektedir. Hipertimezisi olan kişiler genellikle, doğmadan önce meydana gelen tarihi olaylar veya hayatlarının erken dönemlerindeki hatıralar hakkında bu tür sorulara cevap veremezler. Ek olarak, araştırmacılar bellek testlerinde bu kişilerin ortalamanın üzerinde bir performans göstermediklerini bulmuşlardır .

Bazı araştırmacılar, bu bireylerin obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) olan kişilerle bazı özellikleri paylaştıklarını belirtmişlerdir. Örneğin, takıntılı eğilimler gösterebilirler. Her iki duruma sahip kişiler de beynin belirli bölgelerinde belirli yapısal farklılıklara sahip olma eğilimindedir. Bununla birlikte, bu benzerliklere rağmen, HSAM ile OKB arasında kesin bir bağlantı yoktur.

HSAM’li kişilerin beyinlerinin belirli bölgelerinde hiperaktiviteye sahip oldukları görülmektedir

Hipertimezi Nasıl Teşhis Edilir?

Hipertimezi nadir bir yetenek olduğundan, şu anda onu teşhis etmenin resmi bir yolu yoktur. Bazı araştırmalar, hipertimezi olan kişilerin beyinlerinin belirli bölgelerinde hiperaktiviteye sahip olduklarını göstermektedir. Bu nedenle doktorlar, bir hafıza testinden geçerken MRI taraması yaparak bir kişinin HSAM olup olmadığını değerlendirebilirler.

Hipertimezi, hakkında daha fazla araştırma yapılmayı gerektiren hâlâ gizemler içeren nadir bir “hastalık” veya olağanüstü bir yetenektir. HSAM’li kişi, verimli alanlara iyi yönde kanalize olduğu sürece de hayatını bir mucizeye dönüştürebilecektir. Bu mucizevi yetenek üzerinde yapılacak yeni çalışmalar ve keşifler de bizim hafıza yeteneğimizi geliştirme mekanizmamız üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir. Hipertimezik insanlardan öğreneceğimiz çok şey var. Bu nadir durumun olumlu karakteristikleri belki de bizlere ışık tutacaktır, kim bilir…



Kaynaklar ve İleri Okumalar:


Dip not:

Matematiksel, tamamen gönüllü bir ekip tarafından 2015 yılından beri yürütülen, Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmayı hedefleyen, öğretmenler tarafından kurulmuş bir bilim platformudur. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Nil Gürel

Engin bilgi okyanusunun içerisinde dolaşmak ve bu gizemli dünyada keşfettiklerimi insanlıkla paylaşmak benim için hayatta en mutluluk verici şey. Sürekli araştırmak, okumak, öğrenmek, öğretmek, sorgulamak ve analiz etmek benim hayat felsefimi tanımlar. Hastanede Eğitim ve İdari İşler Görevlisi olarak çalışırken Bağımsız Araştırmacı ve Akademik Çalışmacı kimliğimle insanlığa ışık tutmaya devam ediyorum. Sosyal Bilimler Enstitüsü Tezli Yüksek Lisans mezunuyum. Akademik faaliyetlerime devam ediyorum. Psikoloji, Sosyoloji, Sosyal Psikoloji, Sağlık Sosyolojisi, Sağlık İletişimi, Sağlık Yönetimi, Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi ve Kadın Çalışmaları, Medya ve Kültür, İletişim Bilimleri başlıca akademik çalışma alanlarım. Ayrıca Bilim Tarihinin bilgi yüklü sayfalarında dolaşmayı da seviyorum. Çeşitli yabancı dilleri öğrenmek, klasik müzik dinlemek, farklı kültürleri tanımak ve farklı bilgi keşifleri yapmaktan haz alıyorum. En önemlisi de Matematiksel.org hayranlıkla takip ettiğim ve sizlerle birlikte bilgi okyanusunda dolaşabileceğim harika bir tılsım görevi görüyor. Yazmak benim için vazgeçilmez bir tutku ve sizlerle Matematiksel.org’da buluşmak harika bir duygu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu