Biyoloji ve Coğrafya

Ölmüş İnsanların Bedenleri Uzun Zaman Sonra Fosil Yakıtlara Dönüşebilir mi?

Her canlı, er ya da geç bir gün ölecek. Bu kaçınılmazdır. Ölmüş olan bu canlıların bedenleri ise ekolojik döngü gereği bozunup toprağa karışacak. Hiç şüphesiz bu canlılara biz de dahiliz. Nitekim bazı canlıların bu tarz kalıntılarını günümüzde fosil yakıt olarak kullanıyoruz. Öyleyse ölmüş insanların bedenleri de çok uzun zaman sonra fosil yakıtlara dönüşebilir mi?

Birincil enerji kaynakları grubunda, fosil yakıtlar içerisinde yer alan kömür, havanın oksijeni ile doğrudan yanabilen, %50-95 arasında serbest veya bileşik karbon içeren tortul bir kayaçtır. Dünyadaki elektrik üretiminde kullanılan enerji kaynakları içerisinde ilk sırayı % 41,5 ile kömür almaktadır.

Aslında insan vücudunun zamanla fosil yakıtlara dönüşmesi teoride mümkündür. Ancak bunun gerçekleşmesi için pek de olası olmayan birkaç koşulun gerçekleşmesi gerekir. Yine de sorunun cevabını bu şekilde kestirip atmak olmaz. Bu nedenle bu yazımızda teoride insan bedeninin fosil yakıta dönüşme ihtimalini göz önünde bulundurarak bedenimizin hangi koşullar altında ve nasıl fosil yakıta dönüşeceğini irdeleyeceğiz. Yalnız öncelikle işe fosil yakıtın ne anlama geldiğiyle başlamamız gerekiyor.

Fosil Yakıt Nedir?

Fosil ya da fosil yakıt deyince nedense aklımıza ilk olarak dinozorlar geliyor. Bu yüzden de zaman zaman fosil yakıtların ölmüş dinozor kalıntıları olduğu yanılgısına düşebiliyoruz. Halbuki fosil yakıt dediğimiz şey ölmüş dinozor kalıntısı değildir.

18. yüzyılın ortalarına kadar fosil kelimesi, uzun zaman önce ölmüş bir organizmaya atıfta bulunmak yerine kazılmış bir şeye veya kazma sürecini ifade ediyordu. Bu nedenle de 19. yüzyılın ortalarına kadar fosil yakıt kavramı, çok geniş bir yelpazede kullanılıyordu.

Ölmüş İnsanların Bedenleri Uzun Zaman Sonra Fosil Yakıtlara Dönüşebilir mi?
Belki de fosil yakıtların ölmüş dinozor kalıntısı olduğunu sanmamızın sebebi fosil kelimesinin bizde çağrıştırdığı anlamdır. Çünkü arkeologların buldukları dinozor fosilleri son derece ses getiren keşiflerdir. Bu da fosil deyince aklımıza ilk olarak dinozorların gelmesine sebep oluyor olabilir.

Aslında fosil yakıtlar, dinozorlar veya insanlar gibi karmaşık canlıların bedenlerinin kalıntılarından meydana gelmez. Bunun yerine boyut olarak çok daha küçük canlıların kalıntılarından meydana gelir. Ayrıca bir dinozorun fosil yakıt olması zordur. Çünkü bugün fosil yakıt olarak kullandığımız yakıtları meydana getiren kalıntılar, dinozorlardan çok çok daha önce yaşayıp ölmüştü.

Ve işin asıl ilginç yanı, fosil yakıtlar fosil değildir. Çünkü fosil dediğimiz şey (bir diğer adıyla taşıl), yer kabuğunun en üst bölümünü oluşturan tortul kayaçların çoğunda bazen iyi korunmuş, bazen de erozyon ve sedimantasyon sırasında tahrip olmuş ölü organizma kalıntılarıdır. Fosil yakıt ise, çok karmaşık olmayan ölü organizmaların ayrışmasıyla oluşan karbon bileşikleridir.

Hangi Kalıntılar Fosil Yakıtlara Dönüşür?

Fosil yakıtlar olarak nitelendirdiğimiz kömür, petrol ve doğal gaz; çoğunlukla on milyonlarca yıl önce yaşamış ve ölmüş bitki ve küçük hayvanların kalıntılarından oluşur. Örneğin kömür, bir zamanlar bataklık ormanlarında yaşamış bitki kalıntılarından meydan gelen bir yakıttır. Bu bitkiler öldüğünde kalıntıları suyun dibine battı ve oksijenin az olduğu bu ortamda kısmi çürümeye maruz kaldı. Bu da onları kömürün ilk formu olan turba haline getirdi.

Zamanla sulak alanlar kurudu ve malzemeler turbayı kaplamaya başladı. Böylece malzemelerin altına gömülen turba, artan basınç ve ısı sebebiyle kömüre dönüştü. Bugün kullandığımız kömürün çoğu 300-350 milyon yıl önce Karbonifer döneminde oluşmaya başlamıştır.

Ölmüş İnsanların Bedenleri Uzun Zaman Sonra Fosil Yakıtlara Dönüşebilir mi?
Kömür oluşumu milyonlarca yıl süren bir olaydır ve dört aşamada gerçekleşir. Öncelikle ölmüş bitki kalıntıları suyun altına batar ve turba oluşur. Daha sonra artan sıcaklık ve basınçla turba önce linyite sonra da bitüme dönüşür. En son ise antrasit adını verdiğimiz enerji miktarı en yüksek olan forma dönüşür.

Petrol oluşumu ise okyanuslarda kömür oluşumundaki benzer bir süreçle meydana gelir. Aslında petrol Latince’de kaya yağı anlamına gelir. Ve bu da petrolün oluşma biçimini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Petrol oluşumunda rol oynayan şey, milyonlarca yıl önce okyanuslardaki plankton ölülerinin okyanus tabanına batmasıdır. Ölü planktonlardan suyun dibine doğru batarken etraftan kum ve kayaç da batırır.

Kömürde de olduğu gibi bu kalıntılar bir katman halini alır. Daha sonra bu katmanlaşmaya eşlik eden ısı ve basınç, bu kalıntıları bugün petrol dediğimiz şeye dönüştürür. Fakat burada şunu hatırlatmakta fayda var. Petrol sadece ölü plankton kalıntılarından oluşmaz. Aynı zamanda ölmüş alg kalıntılarından da petrol oluşur.

fosil yakıt nedir
Petrolün oluşum aşamaları. Petrol, çeşitli hidrokarbon bileşikleri içerir ve sıvı haldedir. Genel olarak, sıvı tortul kayaçlarda yeraltında derin havuzlarda bazen de kırık granit gibi sert kayalarda oluşur. 

Ve tabi bir de doğal gaz var. Doğal gazın yapısını yüksek oranda en basit hidrokarbon olan metan oluşturur. Fakat az da olsa içerisinde etan, propan, bütan ve pentan da bulunur. Bu gazları meydana getiren ise petrolde de olduğu gibi uzun süre önce ölmüş deniz mikroorganizmalarıdır. Doğal gazın oluşumuysa petrolünkiyle çok benzerdir.

Peki Bizim Ölü Bedenlerimiz de Gelecekte Fosil Yakıt Olacak mı?

Fosil yakıtların bugün kullandığımız hidrokarbonları oluşturmak için bir araya gelen yüz milyonlarca yıllık özel ve karmaşık bir sürecin malzemesi olduğunu öğrendik. Fakat fosil yakıtların çoğunlukla bitki ve mikroorganizma kalıntılarından oluşması ölü bedenlerimizin gelecekte fosil yakıt olamayacağının bir işaretidir. Çünkü bizim bedenlerimiz, bir mikroorganizma ya da bitkiyle aynı şekilde dönüşüm geçirmeyecektir. Fakat elbette bu durum ölü insan bedenlerinin asla fosil yakıt olamayacağı anlamına gelmez.

fosil yakıt nedir
Kemikleriniz, organlarınız, kaslarınız gibi vücudunuzun içinde bulunan şeylerin hepsi çeşitli molekül ve atomlardan yapılmıştır. Vücudumuzda bulunan elementler 25 tanedir. Ancak vücut kütlemizin yüzde 99’a yakını 6 elementten oluşuyor. Bunlar: Oksijen, karbon, hidrojen, nitrojen, kalsiyum ve fosfor. Geri kalan kısmı ise Potasyum, Sülfür, Sodyum, Klor, Magnezyum ve eser miktarda Bor, Krom, Kobalt, Bakır, Flor, İyot, Demir, Manganez, Molibden, Selenyum, Silikon, Kalay, Vanadyum ve Çinkodan oluşuyor.İnsan vücudunda bulunan bazı elementlerin oranlarını gösteren bir şema.

Genel olarak konuşursak, vücudumuzdaki bazı organik moleküllerin bu süreçten geçmesi mümkündür. Ancak miktarları o kadar küçük olurdu ki, yakıt olarak kullanmaya değmezdi. Çünkü bırakın normal bir araca enerji sağlayabilmeyi, oyuncak bir arabaya enerji sağlamak için bile yeterli olmazdı.


Kaynaklar ve İleri Okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Melike Üzücek

Ankara Fen Lisesi'nden mezun oldum. Erdemli insanların yetişmesinde en önemli unsurun eğitim olduğunu düşündüğüm için lisans eğitimime matematik eğitimi üzerinden devam ediyorum. Kitap okumayı yazarların zihinlerine, düşünce dünyalarına girmek olarak gördüğümden kitap okumak benim için boş zaman aktivitesinden çok daha farklı bir konumdadır. Araştırma yapmayı ve sorgulamayı seven biriyim. Matematik ve biyoloji başta olmak üzere felsefe, astronomi, modern fizik ile ilgileniyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu