Psikoloji

Duyular Dışı Algılama (Altıncı His) Gerçekten Mümkün mü?

Birçoğumuz daha sonra gerçekleşen bir rüya görmüş, uzakta yaşanan bir olayı doğru tahmin etmiş ya da eski bir arkadaşımızdan beklenmedik bir telefon geleceğini önceden hissetmişizdir. Bu tür deneyimler son derece tuhaf ve ürkütücü gelebilir, ama sıkça yaşanır. Belki de duyular dışı algılama yani altıncı his bu tür olayları açıklayabilir.

Altıncı his bazen zihin gözü diye de isimlendirilmektedir

Altıncı his iddiaları popüler kültürde yaygındır. Ancak bilimsel kanıtlar bu konuda net değildir. Bunun nedeni, katılımcıların emin olmadıkları halde bir değişiklik gördüklerini iddia etmeleridir. Bu da aslında algılayamadıkları değişiklikleri hissedebildikleri izlenimini doğurur.

Duyular Dışı Algılama Nedir?

ESP, “Extra-Sensory Perception” yani “Duyular Dışı Algılama” anlamına gelir ve insanların bilinen beş duyusunu kullanmadan bilgi edinebildiği iddia edilen bir yeteneği ifade eder. “Extra-Sensory Perception” yani “Duyular Dışı Algılama” terimi, 1930’lara kadar yaygın olarak kullanılmıyordu. Bu dönemde Duke Üniversitesi’nden psikolog J.B. Rhine, altıncı hissi araştırmaya adanmış bir laboratuvar kurarak kavramın yerleşmesine öncülük etti.

Günümüzde insanlar bu iddia edilen yetenekleri ve diğer paranormal fenomenleri “psi” olarak da adlandırır. ESP’nin başlıca türleri şunlardır:

  • Telepati: Başka bir kişinin düşüncelerini okuma yeteneği.
  • Durugörü (clairvoyance): Başka bir yerde gerçekleşen olayları veya nesneleri görebilme yeteneği.
  • Öngörü (precognition): Geleceği görebilme yeteneği.
  • Gerigörü (retrocognition): Uzak geçmişe dair bilgileri görebilme yeteneği.
  • Medyumluk: Ölmüş ruhlarla iletişim kurma yeteneği.
  • Psikomtri: Bir nesneye dokunarak bir kişi veya yer hakkında bilgi edinme yeteneği.

Telekinezi de yakın bir psi fenomendir. Teknik olarak ESP’nin kapsamına girmez, ancak yalnızca zihinsel güçle fiziksel dünyayı değiştirme yeteneğini tanımlar.

İnsanlar tüm bu yeteneklerin, bilinen bedensel duyuların ötesindeki şeyleri algılama fikrine dayandığını düşünür. Bu kavram, insanlık tarihi boyunca farklı adlarla var olmuştur ancak bugünkü biçimini 20. yüzyılın ilk yarısında geliştirdiler.

Dünyada ESP’ye inananlar, bu yeteneklerin nasıl ortaya çıktığı konusunda farklı görüşler öne sürer. Bazı kişiler, psi yeteneklerinin herkeste bulunduğunu ve hepimizin istemeden de olsa bu tür deneyimler yaşadığını savunur.

Başka bir grup, yalnızca az sayıda medyum, şaman veya psişik kişinin bu özel güce sahip olduğunu ve bu gücü ancak kendilerini özel bir zihinsel duruma sokarak kullanabildiklerini ileri sürer. Çoğu inanan ise herkesin ESP potansiyeline sahip olduğunu ama bazı insanların paranormal yeteneklerinin belirli yönlerine daha yatkın olduğunu düşünür.

Duyular Dışı Algılama Nasıl Çalışır?

ESP’nin nasıl işlediği konusunda insanlar arasında bir fikir birliği yoktur. Bir teoriye göre insanlar ESP’yi, sıradan duyularımız gibi bir noktadan diğerine hareket eden bir enerji biçimi olarak açıklar. Bu görüşü savunanlar, ESP enerjisinin ışık, radyo veya X-ışınları gibi elektromanyetik dalgalar şeklinde olduğunu öne sürer. Ancak bilim insanları, bu tür bir enerjinin varlığına dair herhangi bir kanıt bulamamıştır.

Günümüzde ESP’ye inananların çoğu, bu yeteneklerin bilinen fiziksel dünyanın ötesindeki bir kaynaktan geldiğini düşünür. Örneğin birçok kişi bunu başka bir gerçeklikten ya da farklı bir bilinç düzeyinden taşan bir bilgi olarak yorumlar.

Bu yaklaşıma göre insanlar, farkında olduğumuz fiziksel evrenin yanı sıra tamamen farklı yasalara sahip başka bir boyutta da var olur. O başka gerçeklikte zaman ve mekân farklı işler. Bu sayede başkalarının düşüncelerini, uzaktaki olayları veya henüz gerçekleşmemiş şeyleri öğrenebiliriz. Genellikle bu boyuta dair farkındalığımız bilinçsizdir, ancak zaman zaman bilinçli zihnimiz bu bilgileri algılar.

Duyular Dışı Algı Nedir? Altıncı His Gerçekten Mümkün mü?
Düşünce okuma da dahil olmak üzere bu tip fenomenlere olan hayranlık 19. yüzyılın sonlarında başladı. Görsel 19 Ekim 1889’da Illustrated London News’de yayınlandı.

Elbette bu teori, bilim dünyasının mevcut anlayışının tamamen dışında kalır. Ancak savunucular, bu modelin zaten mevcut bilimsel kavramlara uymasını beklemez.

Birçok kişi bu inancı kişisel deneyimlerinden veya anekdotsal kanıtlardan edinir. Örneğin ayrıntılı bir rüya gördüğünüzde bunu psişik yeteneğinizin kanıtı olarak yorumlayabilirsiniz. Güvenilir kaynaklardan yeterince etkileyici ESP hikayeleri dinlerseniz, bu tür olayları reddetmek de giderek zorlaşır.

Altıncı His Diye Bir Şey Gerçekte Var mı?

Parapsikoloji bir alan olarak gelişmeye başladığından beri bazı bilim insanları kariyerlerini ESP’nin varlığını araştırmaya adadı. Bu çalışmalar yalnızca marjinal çevrelerle sınırlı kalmadı. 1972 ile 1995 arasında CIA ve Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA), ESP ile ilgili araştırmalara 20 milyon dolar harcadı. Yetkililer daha sonra bu programa “Stargate” adını verdi ve Soğuk Savaş döneminde ESP uygulamalarına odaklandılar.

Bugün araştırmacılar, ESP üzerine yaptıkları çalışmaları saygın, hakemli dergilerde klasik psikoloji makaleleriyle birlikte yayımlıyor. Birçok araştırma, ESP’nin varlığına dair kanıt sunduğunu öne sürüyor.

ESP araştırmalarının en tanınan ve en tartışmalı isimlerinden biri, Cornell Üniversitesi’nden psikoloji profesörü Daryl Bem’dir. 2011’de Journal of Personality and Social Psychology’de yayımlanan makalesinde öngörü, yani geleceği tahmin edebilme yeteneğine dair kanıt sunduğunu iddia etti.

Bem, bilinen psikolojik deneyleri tersine uygulayarak çalıştı. Ancak eleştirmenler, onun sonuçları yanlış pozitif çıkarmaya eğilimli yöntemler kullandığını savundu.

ESP araştırmalarında temel bir sorun var: Araştırmacılar sonuçları tekrarlayamıyor. Bilimde bir şeyi keşfedip gerçek olarak ileri sürdüğünüzde, benzer yöntemler izleyen diğer bilim insanlarının da aynı sonuca ulaşması gerekir. ESP’de ise bu gerçekleşmiyor. Ayrıca şüpheciler, ESP lehine görünen sonuçların şans düzeyinden pek farklı olmadığını vurguluyor.

Neden İnanıyoruz?

ESP’ye inananlar genellikle bu olgunun kanıtı olarak kişisel deneyimlerini ve anekdotları öne sürer. İnsanlar, daha sonra gerçekleşen olayların görüntülerini gördüklerini veya kehanet niteliğinde rüyalar yaşadıklarını anlatır. Ayrıca belirli bir aile üyesinin arayacağını her zaman önceden bildiklerini iddia ederler.

2008’de yayımlanan bir makalede araştırmacılar, bu anlatımları büyük ölçüde iyi anlaşılan bilişsel yanlılıklarla açıkladı. Örneğin insanlar, rastgele olay dizilerinde desenler görmeye eğilimlidir. En yakın arkadaşınız aklınıza geldikten hemen sonra sizi aradığında bunu bir işaret olarak yorumlarsınız. Oysa iki bağlantısız olayın kısa süre arayla gerçekleşmesi tamamen tesadüfen ve oldukça sık olur.

İnsanlar ayrıca zaten inandıkları şeyleri destekleyecek örnekleri seçer. Buna onaylama yanlılığı denir. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak karşıt kanıtları görmezden gelirler. Örneğin, arkadaşınız aklınızda yokken sizi binlerce kez aradığı ya da onu düşündüğünüzde hiç aramadığı anları hatırlamazsınız.

Sonuç Olarak

ESP’nin var olup olmadığını aslında bilmiyoruz. Fizik yasaları hakkında bildiklerimiz çerçevesinde ESP mantıklı görünmüyor, ancak bu tek başına onu bütünüyle reddetmek için geçerli bir neden değildir. İnsanlık tarihinde düşünürler, yeni kanıtlar ortaya çıktıkça evren modellerini defalarca gözden geçirmiştir. Bilimsel süreç, neyin olamayacağını kesin olarak belirlemek değil, gerçekte ne olduğunu anlamaya çalışmaktır.

Ancak yine de, bir yolculuğa çıkarken aniden kötü bir hisse kapıldığınızda bunun bir kehanet olduğuna inanmamak gerekir. İnsanlar felaketleri önceden bildiklerini anlatan birçok anekdot paylaşsa da, bu hissin geleceğe dair bir uyarı olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur. Üstelik küçük bir aksilik yaşarsanız — örneğin uçuş iptal olur ve havaalanında mahsur kalırsanız — bu bir öngörü değil, hayatın normal akışının bir parçasıdır.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Branković M. Who Believes in ESP: Cognitive and Motivational Determinants of the Belief in Extra-Sensory Perception. Eur J Psychol. 2019 Feb 28;15(1):120-139. doi: 10.5964/ejop.v15i1.1689. PMID: 30915177; PMCID: PMC6396695.
  • What is ESP?; yayınlanma tarihi: 31 Ağustos 2021; bağlantı: https://www.livescience.com/ESP
  • Moulton ST, Kosslyn SM. Using neuroimaging to resolve the psi debate. J Cogn Neurosci. 2008 Jan;20(1):182-92. doi: 10.1162/jocn.2008.20.1.182. PMID: 18095790.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir