Babası, “soyut düşünmenin narin kadın bedenine zarar vereceğinden” endişeliydi. Ancak Mary Fairfax Somerville gizlice matematikle ilgilenmeye devam etti.

Tarih boyunca büyük bilim insanları dendiğinde genellikle Isaac Newton, Galileo Galilei ya da Nicolaus Copernicus gibi isimler anılır. Ancak “bilim insanı” anlamındaki “scientist” kelimesi ilk kez 1834 yılında kullanılmıştır. Bu tarih, sayılan isimlerin ölümünden sonradır. Terimin ortaya çıkmasına yol açan kişi ise Mary Somerville’dir.
Mary Somerville, neredeyse tamamen kendi kendini yetiştirmiş bir bilim kadınıydı. Matematik, astronomi ve jeoloji gibi birçok alanda çalışmaları vardı. İlgi alanlarının genişliği ve bir kadın olması, onu tanımlamak için yeni bir kavram gerektirdiğini gösteriyordu. 1834’te William Whewell, Somerville’in On the Connexion of the Physical Sciences adlı kitabını okuduktan sonra “scientist” terimini önerdi.
Mary Fairfax Somerville Kimdir?
Mary Fairfax Somerville, yedi çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak İskoçya’da dünyaya geldi. Babası William George Fairfax bir deniz subayıydı ve amiralliğe kadar yükseldi. Üç kardeşi küçük yaşta hayatını kaybetti. Babası, görevleri nedeniyle aylarca evden uzakta kalıyor ve çocuklarının eğitimiyle ilgilenmiyordu.
Babası uzun bir yolculuktan döndüğünde Mary on yaşındaydı. Kızının hâlâ düzgün okuyamadığını, yazamadığını ve hesap yapamadığını görünce onu bir yıl yatılı okula gönderdi. Bu okul, Mary’nin hayatı boyunca aldığı tek düzenli eğitim oldu.

Mary, okuldan döndüğünde önemli bir karar aldı. Evdeki kütüphanede bulabildiği tüm kitapları okuyacaktı. Bu süreçte çevresinin ondan beklediği gibi dikiş, yemek, piyano, resim ve dans gibi geleneksel becerileri de öğrendi.
Bir gün, Mary bir kadın dergisinde gördüğü bazı sembollerle karşılaştı. Ne olduklarını anlamadı ama ilgisini çekti. Resim öğretmeni, bunların cebirle ilgili olduğunu söylediğinde, merakı iyice arttı. Hemen bir cebir kitabı ve Öklid’in Elementler adlı eserini edindi. Küçük kardeşi özel ders alıyordu; Mary, ondan destek alarak kitapları çalışmaya başladı.
Babası bunu öğrenince öfkelendi. Ona göre soyut düşünceler bir kızın bedenine zarar verirdi. Annesi ve diğer kadın akrabaları da aynı fikri paylaşıyordu. Ama Mary geri adım atmadı. Matematiğe olan ilgisini gizledi ama bırakmadı. Sessizce, inatla devam etti.
24 yaşındayken, uzak bir akrabasıyla evlendirdiler. Eşi Londra’da bir iş bulunca birlikte İngiltere’ye taşındılar. Ancak kocası da onun bilimsel ilgisine değer vermedi. Üç yıl sonra eşi öldü. Mary, iki oğlunu alıp İskoçya’ya döndü.
Artık özgürdü. İstediği kitapları okuyabiliyor, bilimle istediği gibi ilgilenebiliyordu. Edinburgh Üniversitesi’nde profesör olan John Playfair’le tanıştı. Onun önerisiyle Newton’un Principia adlı eserini ve Laplace’ın Mécanique Céleste’ini okumaya başladı.
Mary Somerville’in Üretken Dönemi

1812’de kuzeni William Somerville ile evlendi. Dört çocuğu daha oldu. Bu evlilik, onun için bir dönüm noktasıydı. Yeni eşi, bilimsel ilgisini destekledi. Hatta Antik Yunanca öğrenmesini teşvik etti. Birlikte jeoloji ve mineralojiye yöneldiler. Mary, aynı dönemde botanikle de ilgilenmeye başladı.
1816’da eşi William Somerville’in Londra’da önemli bir göreve atanması ve Royal Society’ye kabul edilmesi, Mary Somerville’in bilim dünyasına daha yakından katılmasını sağladı.Paris, İsviçre ve İtalya’yı kapsayan bir seyahatle Avrupa’daki bilim çevreleriyle tanıştı. Bu deneyim, kadınların toplumda çok daha yüksek bir yeri hak ettiğine dair inancını pekiştirdi.
1826’da Philosophical Transactions dergisinde yayımlanan ilk makalesi, mor ışınların manyetik etkisi üzerineydi. Her ne kadar bazı görüşleri zamanla geçerliliğini yitirse de, çalışması François Arago gibi bilim insanlarına yeni araştırmalar için ilham verdi. Mary Somerville, böylece bilim sahnesinde adını duyurmaya başladı.
İlk makalesinden sonra Mary Somerville’e, Laplace’ın “Mécanique Céleste” adlı eserinin halk için anlaşılır bir özetini yazması teklif edildi. Ancak o, sadece bir özetle yetinmedi. Eseri tamamen İngilizceye çevirdi ve üzerine kapsamlı açıklamalar ekledi; matematiksel temelleri detaylandırdı.
Bu çalışma, öngörülenden çok daha kapsamlı olunca dergide yayımlanamadı. Bunun üzerine dostu astronom John Herschel, kitabın basılması için bir yayıneviyle bağlantı kurdu. 1830’da The Mechanism of the Heavens başlığıyla yayımlanan kitap büyük bir başarı kazandı.

Devamında tüm çağdaş fen bilimleri alanlarının prensip ve yöntemlerinin ortaklığına dikkat çeken “Fiziksel Bilimlerin Bağlantısı Üzerine” (On the Connection of the Physical Sciences) adlı kitabını bitirdi. Bu kitap kısa sürede on baskı yaptı. Hayatının geri kalanında onu güncelledi.
Mary Somerville Bilime Yön Vermeyi Başarmıştı
Mary Somerville’in çevresinde dönemin önemli isimleri vardı. Bunlardan biri, Lord Byron’ın dul eşi Annabella Milbanke’di. Onların kızı Ada, ileride Lovelace Kontesi unvanını alacak olan Ada Lovelace’ti. Ada ile Mary arasında güçlü bir bağ oluştu. Mary, Ada için yalnızca bir akıl hocası değil, aynı zamanda bilimsel bir ilham kaynağına dönüştü.

1834 yılında Somerville, dönemi için sıra dışı bir kitap yayımladı: On the Connexion of the Physical Sciences. Bu eser, fizik, kimya ve astronomi alanlarındaki güncel bilgileri ve temel ilkeleri bir araya getiriyordu. Aynı zamanda bu disiplinlerin yöntemsel ortaklıklarına dikkat çekiyordu.
Kitap, bilim insanı William Whewell’i derinden etkiledi. Yazdığı değerlendirmede Mary’yi tanımlamak için o güne kadar var olmayan bir sözcüğü kullandı. “Natural philosopher” ya da “man of science” yerine, ilk kez “scientist” dedi. Bugün bilim insanı anlamında yaygın biçimde kullandığımız bu terim, literatüre Mary Somerville sayesinde girdi.
Bir yıl sonra, 1835’te, Royal Astronomical Society Mary Somerville’i onursal üye olarak kabul etti. Aynı onur Caroline Herschel’e de verildi. Bu, kurum tarihinde ilk kez iki kadına tanınan bir ayrıcalıktı. İngiliz hükümeti de Somerville’in bilimsel katkılarını takdir etti; kendisine yıllık 200 sterlin maaş bağladı. Bu miktar daha sonra 300 sterline yükseltildi.
1838’de, eşinin sağlık sorunları nedeniyle İtalya’ya taşındılar. Mary burada da çalışmayı sürdürdü. “Bugün çözemediğim bir problemi, yarın yeniden denerim,” diyerek fiziksel coğrafya, moleküler yapılar ve mikroskobik bilimler üzerine kitaplar yazdı. 91 yaşına kadar üretmeye devam etti. Kuaterniyonlar üzerine hazırladığı son çalışmayı tamamlayamadan hayatını kaybetti.
Sonuç Olarak
Pek çok ödüle layık görülse de Mary Somerville, kendini hiçbir zaman büyük bir bilim insanı olarak tanımlamadı. Yaşlılığında şöyle dedi: “Hiçbir keşif yapmadım, yaratıcı değildim. Azmim ve zekâm vardı ama dâhi değildim. O gökten gelen kıvılcım, cinsiyetime bahşedilmedi.”
2017 yılında, Royal Bank of Scotland onun anısını yaşatmak için Mary Somerville’i 10 sterlinlik banknotların üzerine bastı.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Mary Somerville: The Woman For Whom The Word “Scientist” Was Made. Yayınlanma tarihi: 12 Aralık 2019; bağlantı: https://allthatsinteresting.com/mary-somerville?
- Gregersen, Erik. “Mary Somerville”. Encyclopedia Britannica, 22 Dec. 2024, https://www.britannica.com/biography/Mary-Somerville. Accessed 17 June 2025.
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel