Tıp ve Sağlık

Akira Endo Ve Kolesterol Tedavisi İlaçlarının Tartışmalı Hikayesi

Statinler olarak bilinen kolesterol tedavisi için kullanılan ilaçların bulunuş hikaye uzun ve şaibeli bir süreçtir.

Japonya’da bulunan Tohoku üniversitesinin kafeteryasında, her akşam saat sekizde bir zil çalardı. Bu zil fakir öğrencileri için oldukça anlamlıydı. Çünkü yeterince hızlı koşan, günün artıklarıyla karın doyurma şansına sahip olabilirdi. Diğerleri gibi kafeterya zilini bekleyen kişiler arasında gelecekte bir biyokimyacı olacak Akira Endo da vardı.

Japonya’da o dönemde, her öğrenci doktora derecesini alabilmek için ilgili sektörde en az beş yıl bir araştırmacı olarak çalışmak zorunda kaldı. Akira Endo da bir ilaç şirketi olan Sankyo’da çalışmaya başladı. Tezini sunduğunda, Endo zaten en az 15 araştırma makalesi yazmıştı.

Şirket için son derece kazançlı olduğu kanıtlanan sıkı çalışması ve bulguları, Endo’ya 1966’da ABD’de doktora sonrası eğitim yapma şansı verdi. New York’tayken araştırma alanını, genellikle yağ ve kolesterol olarak bilinen lipit biyokimyasına çevirmeye karar verdi. Bu alandaki yaptığı çalışmaları sonucunda kendisi tüm ilaç endüstrisindeki en kârlı ilaçlardan birini keşfedecekti.

İyi Ve Kötü Kolesterol Nedir?

Kolesterol, yağ sindiriminde ve östrojen ile testosteron gibi hormonların oluşumunda önemli işlevlere sahip hücresel zarların temel bileşenlerinden biridir. Vücudumuzdaki kolesterolün % 93’ü hücrelerimizde depolanır, %7’si kanda bulunur. Bu kolesterolün bir kısmını yediğimiz yiyeceklerden alırız. Bir kısmı da karaciğer tarafından üretilir.

Kolesterol vücuda lipoproteinler adı verilen iki tür molekül yardımıyla taşınır. LDL (düşük yoğunluklu lipoproteinler) kolesterolü karaciğerden vücudun diğer bölgelerine taşır. HDL (yüksek yoğunluklu lipoproteinler) ise kolesterol fazlalığını atardamarlardan geri döndürür.

Her iki tip lipoprotein de normal vücut fonksiyonları için gereklidir. Ancak günümüzde HDL tipi damar temizleme özellikleri nedeniyle “iyi kolesterol” olarak bilinir. LDL ise “kötü kolesterol” olarak adlandırılmıştır.

Kanımız yüksek miktarda LDL parçacığı içeriyorsa, arterlerin duvarlarına yapışmaya başlar. Sonunda da plak oluşturarak sorunlara neden olurlar. En kötü senaryo da damarlarımızın tıkanması, kalp krizi veya felç olasılığının artmasıdır.

Kaynak:

Japonya’ya döndükten sonra Akira Endo, vücutta yeni kolesterol oluşumunu engelleyecek bir madde bulmaya karar verdi. 1960’lardan beri, HMGCR (HMG-CoA-redüktaz) enziminin kolesterol regülasyonundan sorumlu olduğu biliniyordu.

Endo’nun, karaciğerde kolesterol üretiminde merkezi bir rol oynayan bu enzimi gelişimini engelleyecek bir madde bulması gerekiyordu. Sonunda Endo, mikroorganizmalar dünyasını derinlemesine araştırarak kolesterolü düzenleyen bir ilaç bulabileceğine karar verdi.

İki buçuk yıl boyunca ekip 6392 numuneyi test etti. Sonunda bunlardan yalnızca birinin hayvanlar üzerinde test edilmeye uygun olduğunu buldu. Bu numuneye Compactin adını verdiler. Ne yazık ki, fareler üzerinde yapılan çalışmalar bu numunenin sentezden sorumlu HMGCR hormonunun işlevlerini engellemesine rağmen, kolesterol seviyelerini düşürmede uzun vadeli bir etki göstermediğini ortaya koydu.

Yeni bir arayışa gireceği esnada Endo bir arkadaşının önerisiyle aynı denemeyi tavuklar üzerinde yapmaya karar verdi. Bu sefer sonuçlar çok cesaret vericiydi. Test grubundaki tavukların kolesterol seviyeleri yarı yarıya düştü ve hiçbir zararlı yan etki gözlenmedi.

İlk Kolesterol Tedavisi

1977’de, şiddetli bir hiperkolesterolemi vakası olan ve aşırı kolesterol birikiminden dolayı sorunlar yaşayan bir kızı tedavi eden bir doktor Endo ile temasa geçti. Şirket, ilacın bir insana uygulanmasına resmi olarak izin vermemişti. Endo, uzun bir ahlâki mücadele ardından elli gram Compactin’i doktora ulaştırdı.

On sekiz yaşındaki kız, şu anda statinler olarak bilinen kolesterol düşürücü ilaçlardan biriyle tedavi edilen ilk hasta oldu. Kolesterol seviyesi kısa sürede % 20 düştü, ancak tedavisinin üç haftasında şiddetli kas ağrısı geliştirdi.

Doktorlar dozajı ayarladı. Bu esnada ilaç sekiz hasta üzerinde daha denenmeye başlandı. Sonuçta test grubundakilerin kolesterol seviyeleri ortalama % 30 düştü. Bu ilacı, klinik denemelerin ilk aşamasına sokmak için yeterince iyi bir sonuçtu.

Bu esnada Endo 20 yıl boyunca çalıştığı ilaç firması Sankyo’dan ayrılmaya karar verdi. Tokyo Üniversitesi’nde kendisine önerilen görevi kabul etti. Bu tip bir değişiklik, Japonya’nın muhafazakar kurumsal kültüründe duyulmamış bir şeydi. Ancak Endo, şirkete yaptığı katkılar göz önüne alındığında kendisine anlayışla davranılacağını umuyordu ama olmadı. Sessiz sedasız buluşunu ardında bırakarak işinden ayrıldı.

Bu İşten Kâr Edenler Sadece İlaç Şirketleri Olacaktı

Bu buluştan Sankyo şirketinin önemli bir oranda kâr ettiğini düşünebilirsiniz ama öyle olmadı. Şirket biraz da iyi niyetle sonuçları Merck şirketindeki araştırmacılarla paylaşmıştı. Merck ilaç firması da nihai ürünü geliştirmede onlara yardımcı olmayı teklif etmişti. Ancak Merck sözünü tutmadı ve statinin patentini aldı.

Bu esnada üniversitede araştırmalarına devam eden Endo, başka bir pirinç çeşidinde yeni bir statin türü keşfetti. Bunun için bir patent başvurusunda bulundu. Ancak Merck araştırmacıları hemen onunla temasa geçti ve bir numune istedi. Numune incelemesi ardından Merck firması bu ilacı birkaç ay önce kendilerinin de keşfettiğini ortaya attı. Merck, ABD Patent Ofisini de ilk olduklarına ikna etmeyi başardı ve 1987’de bu maddeyi Lovastatin markası altında piyasaya sürdü.

Bugün seksenli yaşlarında olan Akira Endo, Tokyo’da emekli maaşı ile yaşıyor. Kendisi ilaç endüstrisindeki en kârlı ilaçlardan birini keşfetti. Ancak olağan maaşı dışında hiçbir ek para kazanmadı. Dünya çapında 30 milyon kadar insan, onun çabaları sayesinde piyasada yer edinen statinleri kullanıyor. İlaç firmaları da elbette onun emeği üzerinden kâr etmeye devam ediyor. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Geçmişten Günümüze İlacın Tarihsel Serüveni


Kaynaklar ve İleri Okumalar:

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu