Astronomi

Proje A119: Amerika Soğuk Savaş Sırasında Ay’da Neden Bir Nükleer Bomba Patlatmak İstemişti?

1958’de ABD ve Sovyetler Birliği arasında devam eden uzay yarışı döneminde, nükleer güç haline gelen bu iki ülke, birbirlerini alt etme yarışında her türlü nesneye bomba atmaya başlamışlardı. Proje A119 eğer uygulamaya geçseydi bugün çok sevdiğimiz uydumuz Ay’dan da mahrum kalabilirdik.

1945’te ABD tarihteki ilk nükleer bombaları patlattı. Sovyetlerin yetişmesi uzun sürmedi: 1949’da ilk nükleer silahlarını denediler. 1952’de ABD, termonükleer bomba olarak da bilinen ilk hidrojen bombasını denedi. Daha önceki atom bombalarıyla karşılaştırıldığında, bu hidrojen bombaları yüzlerce kat daha güçlüydü.

1955’te Sovyetler ilk termonükleer silahlarını patlatarak bir kez daha yetişti. Nükleer silahlanma yarışının ilk on yılında Sovyetler ABD’nin gerisinde kaldı. Ancak bu, uzay yarışıyla birlikte değişecekti. 1957’de Sovyetler ilk uyduyu yörüngeye gönderdi. Sputnik olarak bilinen uydu Amerika Birleşik Devletlerine yarışta ne kadar geride kaldığını gösterdi. Sovyetler kısa bir süre sonra da, Sputnik-2’i ile ilk kez uzaya bir canlıyı Laika adlı küçük bir köpeği götürmüştü,.

Sonucunda Amerika’nın dünyaya tam olarak yarışta olduğunu göstermesi gerekiyordu. Bunun için büyük bir şeye ihtiyacı vardı. Bu Ay’a nükleer bomba atmak olabilirdi.

Proje A119 Nedir?

Bu fikir ile harekete geçen ABD Mayıs 1958’de “Proje: A119” kod adlı çok gizli bir bilimsel araştırma başlattı. Amaç, Ay’da bir nükleer patlamanın etkilerini belirlemek ve böyle bir patlamanın dünyadan nasıl görülebileceğini bulmaktı. A119 Projesini başlatmadan hemen önce Hava Kuvvetleri, Ay’da bir nükleer bomba patlarsa ne olacağını sormak için önde gelen bilim insanlarına ulaştı.

Hava Kuvvetleri, Ay’daki bir nükleer patlamanın Dünya’dan görülebileceğinden emin olmak istiyordu. A119 Projesinin tüm amacı, dünyaya ABD’nin Sovyetler Birliği’nin önünde olduğunu göstermek istiyordu. Bunun için arka planda dönemin en iyi bilim insanlarından oluşan bir ekip vardı. Bu araştırma ekibinin başında da Leonard Reiffel bulunuyordu. Reiffel’in araştırma ekibinde ayrıca Chicago Üniversitesi’nden bir yüksek lisans öğrencisi de vardı. Bu hepimizin tanıdığı ünlü astronom ve gezegen bilimcisi Carl Sagan’dı. Sagan gerekli hesaplamaları yapmakla görevliydi.

Araştırmacılar bir yıla yakın çalıştıktan sonra nihayet Haziran 1959’da nihai raporlarını sundular.

Proje A119 Neden İptal Edildi?

Nihayetinde, Proje A119 gerçekleşmedi. Ve bugün, Ay’a nükleer bomba atma planı düpedüz delice geliyor. Ancak Soğuk Savaş’ın hararetinde, Proje A119’un birçok destekçisi vardı. Sonucunda Ay’ı termonükleer silahlarla patlatmanın bazı önemli riskleri vardı. Birincisi, patlama Ay’ın yüzeyini sonsuza dek değiştirecek devasa bir krater bırakacaktı. İkincisi, patlama büyük bir halk tepkisini tetikleme riski taşıyordu.

Ancak bilim insanları aynı zamanda olası bir avantaj da gördüler. Bombalama, Ay’ın kimyası veya Ay’ın iç yapısı hakkında bir şeyler ortaya çıkarma potansiyeline sahipti. Sonuçta ABD hükümeti projeden vazgeçti. Ancak Sovyetlerin de aynı dönemde benzer çalışmalar yaptığını bilseydi muhtemelen A119 projesi uygulamaya geçerdi.

1958’in başlarında nükleer fizikçi Jakov Borisoviç Seldoviç’in ısrarlarıyla bunun gerçekleşme olasılığını araştırmak için Sovyetler E-4 Projesi’ni başlatmıştı. Neyse ki sonunda onlar da caydılar. Onları endişelendiren, roketlerin atom bombasını dünyanın yörüngesinden çıkaramazsa ne olacağıydı?

Sonunda ellerinde dünyanın herhangi bir noktasına düşen tam yüklü bir atom bombası bulabilirler ve bu da tuhaf siyasi sorunlara yol açabilirdi. Sonuçta Ay kurtuldu. Ama yetkililer hala bir şeyleri bombalamak istiyordu.

Hidrojen bombasının yaratıcısı Edward Teller alternatif olarak Cebelitarık Boğazı’nı havaya uçurmayı önermişti. Bu elbette Venedik gibi birkaç kıyı kentinin talihsiz biçimde yok olmasına neden olacaktı ama örneğin Sahra çölünün sulanabilmesine olanak sağlayacaktı.

Ay’ı Atom Bombasıyla Uçurma Düşüncesi Devam Etti

1990 sonbaharında, lowa Üniversitesi’nden matematik profesörü Alexander Abian, öğrencilerine Ay’ı hava uçurmanın faydaları olacağını öne sürdüğü bir makale dağıttı. Ay’ın çekim kuvveti dünyanın eksenini 23 derece eğdiğini makalesinde anlatıyordu. Ay ortadan kalkarsa dünyanın iklimi çarpıcı biçimde değişecekti.

Bu makale aslında öğrencilere gezegenlerin konumunu kavratmak için düşünce deneyi olarak yazılmıştı. Ancak sınıftan bir öğrencinin haberi basına sızdırması ile işler yine karıştı. Ay’ı atom bombasıyla havaya uçurma planı dünyanın dört bir yanındaki gazetelerde manşet oldu. Sonrasında dünya gündemi uzun süre bu konu ile yeniden haşır neşir oldu.

2002’de Ay’ı bombalama çılgınlığı, imao.us ”Ay’ı Bombalayalım (Nuke the Moon)” başlıklı bir makale yayınladı. 2009’da NASA LCROSS (Ay Kraterleri Gözleme ve Radar ölçüm Uydusu’nu) Ay’a çarptırmakla kalmayıp bu olayı kamera ile görüntüleyeceklerini duyurunca nihayet Ay’ı bombalama heveslileri mutlu oldu.

Çarpışma gecesi kalabalıklar gözlerini uzaya kilitledi. NASA spikeri çarpışma öncesi geri saymaya başladı ama hiçbir şey olmamıştı. Bir kez daha Ay’ı patlatma meraklılarının hevesleri kursaklarında kalmıştı. Şu anda ise (neyse ki) Ay’da bir nükleer patlamayı izletmek adına bir çalışma yapılmıyor.

Ancak hatırlayalım. Sonucunda 2015 yılında Elon Musk, gezegeni yaşanabilir hale getirme planının bir parçası olarak Mars’a nükleer bomba atılmasını önermişti. Belki de bir akşam gökyüzüne bakıp Ay’ın dingin görüntüsünü izlerken yüzeyinde tuhaf bir parıldama görebilirsiniz.



Kaynaklar ve İleri okumalar için:

  • Inside Project A119, America’s Top-Secret Plot To Detonate A Nuclear Bomb On The Moon During The Cold War. yayınlanma tarihi: 20 Kasım 2021; Bağlantı: https://allthatsinteresting.com
  • Why the Air Force Almost Blasted the Moon with an H-Bomb; Bağlantı: https://www.history.com/

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu