Astronomi

Asteroit Madenciliği Geleceği Şekillendirecek

Son yıllarda dünyanın en zengin insanları dijital dünyaya damga vuranlar oldu. Peki ama bir sonraki trilyon dolarlık sınırı geçen ilk kişi kim olacak? Anlaşılan, cevap gökyüzünde yatıyor. Asteroitler gibi gök cisimleri, içlerinde çok miktarda değerli metal barındırır. Bu da onlara ulaşabilen ilk kişinin ciddi bir para kazanacağı anlamına gelir.

Bu nedenle fütüristler, geleceğin dolar trilyonerlerinin asteroit madencileri olacağını söylüyor. Aslında asteroitlere uzun zamandır gözümüzü dikmiş durumdayız. Ancak son yıllarda uzay bilimleri alanında meydana gelen gelişmeler, asteroit madenciliğinin önünü de açmış durumda. Önemli olan bunu kim, ne zaman, nasıl yapacak? Ya da yapmalı mıyız?

Asteroitler neden değerlidir?

Güneşimiz 4.6 milyar yıl önce nebula kaynaklı ortaya çıkan gaz ve toz bulutsularının yoğunlaşmasıyla oluşmuştur. Bu noktada materyalin çoğu Güneşin yapısına katılmış, geriye kalan toz ve gazlar ise Güneşin ekvator düzlemi etrafına düzensiz bir şekilde dağılmıştır. Zaman geçtikçe arta kalan toz ve gazlar bir araya gelerek gezegenleri oluşturmuştur. Mevcut astronomik bilgimize göre asteroitler de Güneş Sistemi’nin oluşumundan arta kalan malzemedir. Yani, asteroitler ve Dünya gibi gezegenler aynı başlangıç ​​maddelerinden oluşmuştur.

Dünya’da yerçekimi, kabaca üç buçuk milyar yıl önce demir ve nikel gibi ağır elementleri Dünyanın çekirdeğine hapsetmiştir. Bu nedenle yer kabuğunda bu elementlere rastlamak olası değildir. Oysa ki yaklaşık 3.8 ve 4.1 miyar yıl önce, ağır bombardıman periyodunda, asteroidler Güneş sistemindeki diğer gezegenler ile çarpışmıştır. Bu çarpışmalar gezegenlerin kabuklarında bulunan pahalı geçiş metallerinin yer değiştirmesine sebep olmuştur. Bu durum da asteroitleri oldukça zengin hale getirmiştir.

Neden asteroit madenciliği?

Tahmin edildiği kadarıyla Güneş sistemi içerisinde yaklaşık 150 milyon asteroit var. Tabii ki bu sayı sadece 100 metre veya daha büyük çapa sahip olanların sayısı. Genel olarak C-tipi, S-tipi ve M-tipi olmak üzere 3 kategori içerisinde değerlendirilirler. C-tipi olanlar kil ve silikatları, S-tipi olanlar silikatlar ile demir-nikel cevherlerini, M-tipi ise genel olarak metalleri içerir. Bu asteroitlerin %75 kadarı C-tipi, %17’si S-tipi sınıfındadır. Geriye kalan %8’lik kısım ise M-tipi asteroit sınıfına dâhildirler.

 Asteroit madenciliğine başlamadan önce, “asteroid araştırması” gerekliliği vardır. Asteroitlerin öncelikle minerallerinin ve kaynaklarının değeri için tanımlanması, kataloglaması ve değerlendirilmesi gerekecektir.

Asteroit araştırmaları gelecekte yapılması planlanan asteroit madenciliğinin de ilk adımlarını oluşturuyor. S ve M-tipi asteroitlerin altın, platin, kobalt, çinko, kalay, kurşun, indiyum, gümüş, bakır, demir ve çeşitli nadir toprak metalleri dahil olmak üzere bol miktarda mineral içerdiği düşünülmektedir. Ayrıca birçok asteroitler buz halde su, amonyak ve metan gazı içermektedir. Bu donmuş suyun, Dünya’da artan tatlı su talebini karşılamak için kullanılması mümkündür.

33 kilometre uzunluğunda ve 13 kilometre genişliğinde olan, 79.2 trilyon ton kütlesindeki 433 Eros asteroidinde, tahminlere göre Dünya’da şimdiye kadar çıkarılandan daha fazla altın ve platin vardır.

Dünyanın kaynakları tükendikçe asteroitler bir çözümdür.

Birçok araştırma ve analizlere göre mevcut kaynak ve rezervlerimiz önümüzdeki 50 ila 60 yıl içinde tükenmek üzere. En değerli madenlerden Altın, bugün üretimi maksimum seviyeye ulaşmış durumda. Dünyadaki demir cevheri rezervleri 167 milyar ton olarak bilinmektedir. Bunun neredeyse yarısı tükenmiştir. Bu nedenle yeni kaynaklara ihtiyacımız var.

Ayrıca, insanlığın kaynak arayışını Dünya’nın ötesine genişletmesinin birçok faydası vardır. Örneğin Dünya’da madencilik, doğal çevreye önemli ölçüde zarar veriyor. Bu aktivitenin Dünya dışında gerçekleşmesi doğal yaşamı koruyacaktır.

1999 yılında keşfedilen Ryugu isimli asteroit demir, nikel, kobalt, su, nitrojen, hidrojen ve amonyak bakımından zen­gindir. Tahmini olarak 83 milyar do­lar değerindedir.

Bazı astrofizikçiler dünya dışı akıllı ve üstün medeniyetlerin güneş sistemimize gelmeleri halinde çoktan asteroitlerde maden aramaya başlamış olacaklarını söylüyorlar. Eğer öyleyse asteroit madenciliği dünya dışı akıllı yaşam araştırması için de bilimsel veri sağlayabilir.

Eskiden roketleri sadece devletler yapabilirdi. Ancak günümüzde karşımıza ULA ve SpaceX, gibi bir çok özel sektör şirketi çıkıyor. Asteroid Madenciliğinin önemini kavrayan, kendine güvenen ve asteroit kuşağından maden çıkarmayı hedefleyen Planetary Resources şirketi dünyanın en zengin yatırımcıları tarafından finanse ediliyor.

Kısacası, kaynaklarımızı güneş sistemimizden elde edeceğimiz bir geleceği düşünmek çok da uzak değil gibi gözüküyor. Uzay madenciliğinin bizi tam olarak nereye götürebileceğini tahmin etmek imkansız. Ancak savunucuları, erken çabaların türümüzün uzun vadeli geleceğine yapılan bir yatırım olduğuna inanıyor. Biz istesek de istemesek de yakın gelecekte önce en yakınımızdaki Ay’dan sonra ise Yakın Dünya Cisimlerinden nadir ve değerli elementleri toplamaya başlayacağız.



Kaynaklar ve İleri Okumalar:

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.
Başa dön tuşu