Telefonun Mucidi Kimdir? Cevap Alexander Graham Bell Değil

Telefonsuz bir tek saat bile geçirmeye zorlandığımız günümüzde, tek iletişim yönteminin mektup yazmak olduğu bir dünyayı hayal etmek zor. Telefon icat edildiğinde, bu cihaz gerçek olamayacak kadar iyi görünüyordu. Telefondaki ilk konuşma 10 Mart 1876 tarihinde gerçekleşti. Bu konuşma telefonun mucidi olarak anılan Alexander Graham Bell (1847-1922) ve çalışmalarını birlikte sürdürdüğü Thomas Watson arasında oldu. Söylenen ilk sözcükler “Bay Watson buraya gelin. Sizi görmek istiyorum.” idi. Bu zamandan sonra bir ahize alıp dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi biriyle gerçek zamanlı olarak konuşabilmek mümkün olacaktı.

7 Mart 1876’da Alexander Graham Bell, telefonun patentini aldı. Bir mucit veya bilim insanının patent alabilmesi için buluşlarının veya keşiflerinin orijinal olduğunu kanıtlaması gerekir. Bu, o zamanlar olduğu gibi bugün de geçerlidir. Bir patent, dünyaya buluşun, mucidin mülkiyetinde olduğunu duyurur. Birinin eşyasını çalmak nasıl yasa dışıysa, patenti varken birinin buluş fikrini çalmak da yasa dışıdır. Bir patentle ilgili komik olan şey ise aslında bunun sadece bir kağıt parçası olmasıdır.

Bell’in patenti aldığı gün, aslında bir telefonu çalıştırmayı başaramamıştı. Patent numarası 174,465’ti. 10 Mart 1876’da, patentinin kendisine verilmesinden üç gün sonra, Bell telefonunu çalıştırmayı başardı. Çalışan ilk ticari sistemler iki yıl içeresinde kuruldu. Bell ve finansal destekçileri sistemleri yaygınlaştırmak için “Bell Telefon Şirketi”ni kurdular. Firma 1885 yılında “Amerikan Telefon ve Telgraf Şirketi” adını aldı. “AT&T” hızla ülkenin en karlı kuruluşlarından biri haline geldi.

Alexander Graham Bell, bu çizimlerini 1876 tarihli not defterlerinden birine yapmıştı. Kaynak: https://www.thoughtco.com

O zamandan beri telefon, insanların dünya çapında iletişim ve etkileşim şeklini sonsuza dek değiştirerek günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Elbette, dünyamızı şekillendirdiği için Alexander Graham Bell’e bir minnet borcumuz var. Ancak telefonun mucidi Bell değildi.

Kısaca Alexander Graham Bell 

Alexander Graham Bell İskoçya Edinburgh’ta doğdu. Annesi Eliza Grace Symonds işitme engelliydi. Babası Alexander Melville Bell ise sağır ve dilsiz çocukların eğitiminden sorumluydu. 1864’te Bell, ağabeyi ile birlikte Edinburgh Üniversitesi’ne girdi. Sonrasında da Boston’a gitti. Burada bir işitme engelliler okulunda çalışmaya başladı.

Alexander ve Mabel

1872’nin başlarında Bell, birincil mali destekçilerinden ve kayınpederleri olacak olan avukat Gardiner Greene Hubbard ile tanıştı. 1873’te Hubbard’ın, 5 yaşında işitme duyusunu kaybeden 15 yaşındaki kızı Mabel Hubbard ile çalışmaya başladı. Aralarındaki yaklaşık 10 yıllık farka rağmen ikili 1877’de evlendiler. 1872’de Bell, kendi Fizyoloji ve Konuşma Mekaniği Okulu’nu açtı. Öğrencilerinden biri genç Helen Keller’di.

Telgraftan Telefona Giden Yol

Alexander Graham Bell’in ilk telefon cihazının kopyası. Kaynak: https://tr.pinterest.com/

1873 ve 1874 yılları arasında, Bell, aynı tel üzerinden aynı anda birkaç farklı mesajın gönderilebileceği ilkesine dayanarak “harmonik telgrafı” üzerinde çalıştı. Finansörleri harmonik telgraf işini hızlandırmak için yetenekli bir elektrikçi olan Thomas A. Watson’ı işe aldı. Haziran 1875’te, Bell ve Watson harmonik telgrafıyla deneyler yaparken, sesin bir tel üzerinden iletilebileceğini de keşfettiler. Bell hayatının kalan kısmını Nova Scotia’da geçirdi. Ömrü boyunca on sekiz patent aldı ve 75 yaşında aramızdan ayrıldı.

Graham Bell, telefon
Alexander Graham Bell , 1876’da ilk telefon görüşmesini yapıyor.

Katkısı Çok Önemli Olsa da Telefonun Mucidi Alexander Graham Değil Antonio Meucci’dir.

İlk telefon aslında Antonio Meucci adında bir İtalyan göçmen tarafından yapılmıştır. Aslında Antonio Meucci, Bell bir patent başvurusunda bulunmadan on yıllar önce kendi icat ettiği çalışan bir telefonu kullanıyordu.

Antonio Meucci, İtalya’nın Floransa kentinde doğdu. Henüz on üç yaşındayken Güzel Sanatlar Akademisi’ne kabul edildi ve burada fizik ve mühendislik gibi dersler okudu. Öğrenimini bitirdikten sonra, bilgisini iyi bir şekilde kullandığı bir Floransa tiyatro evinde tiyatro sahne teknisyeni olarak çalışmaya başladı. Sahne ve kontrol odası arasında çalışan bir iletişim sistemi kurduğunda yaratıcı tarafı kendini göstermeye başladı. Eşi Ester ile bu işte tanıştı.

Meucci, Floransa’dan ayrıldıktan sonra Küba’ya taşındı ve burada hastalıkları elektrik şokuyla tedavi etmenin bir yolunu buldu. Bu kulağa barbarca geliyor ancak 1830’larda bu çok popüler bir tıbbi tedaviydi. Bir gün, migren hastası bir arkadaşına elektrik şoku tedavisi vermeye hazırlanırken Meucci, şaşırtıcı bir keşif yaptı. Başka bir odada bulunan arkadaşının sesini bakır bir telin üzerinden duyabiliyordu. Yıl 1849’du. Ve Alexander Graham Bell sadece iki yaşındaydı.

1850’de Meucci, Küba’dan New York’a taşındı. Bu süreçte araştırmalarına devam etti ve telefon teknolojisini geliştirdi. Ne yazık ki, birkaç yıl sonra Antonio Meucci’nin karısı felç olacaktı. Laboratuarında çalışırken Ester’in iyi olduğundan emin olmak isteyen Meucci, atölyesindeyken Ester’in yatak odasından onunla konuşmasına izin veren bir sistem kurdu. Buluşuna teletrofono adını verdi. Yıl 1856’ydı.

Bu, Bell’in asistanı Watson’a o ünlü sözleri söylediği zamandan yirmi yıl kadar önceydi. Ancak bir sorun vardı. İngilizce konuşamayan ve çok az parası olan bir göçmen, muhteşem yeni icadının tanıtımını nasıl yapacaktı? Tahmin ettiğiniz gibi bu kolay bir iş olmadı. Meucci, telefon tasarımını geliştirmek için çok çalışmaya devam etti. Amerika’ya, fırsatlar ülkesi olduğu için gelmişti. Buluşunun potansiyeline inanıyordu. Ancak işler planlandığı gibi gitmedi.

Meucci Şanssız Bir Mucitti

Teletrofono

Bir gün, Manhattan’dan eve dönerken, Meucci’nin bindiği feribot patladı. Meucci ciddi yanıklarla hastaneye kaldırıldı. Kazadan sonra aylarca hastanede kaldı. Karısı, tüm teletrofono tasarımlarını, tıbbi masraflarının karşılanmasına yardımcı olmak için altı dolara bir rehinciye satmak zorunda kaldı. Sonunda, Meucci iyileşti ve hastaneden taburcu edildi. Ancak telefon modelleri olmadan ünlü bir mucit olması mümkün değildi. Ayrıca rehinci onları çoktan satmıştı.

Devamında Meucci, modellerini yeniden inşa etmek için gece gündüz çalıştı. Ve bu süreçte, sadece modellerini yeniden inşa etmekle kalmadı, aynı zamanda onları mükemmelleştirdi. Meucci, artık patent başvurusunda bulunmaya hazırdı. Ama bir sorun vardı. Patent başvuru ücretleri için 250 doları yoktu. Bunun yerine, yaklaşmakta olan bir patenti bildirmek için on dolar harcadı. Bu onun tam bir patent başvurusunda bulunmaya hazır olmasa da, bir patent başvurusunda bulunmaya başladığını belgeliyor ve bu sayede buluşunu koruyordu. Bunu 1871, 1872 ve 1873’te üç defa tekrarladı.

Antonio Meucci Telefonun Mucidi Olduğunu Kanıtlayacak Patenti Bir Türlü Alamadı

Bu süre zarfında Meucci, fon sağlamak için gerçekten çok uğraşıyordu. Western Union Şirketi’ne, icadı konusunda kendisine yardım etmek isteyip istemeyeceklerini görmek için gitti. Şirkete, telefonunun çalışan bir prototipini bıraktı. Yıllar geçti ama Western Union bir daha Meucci ile iletişime geçmedi. Western Union’dan prototipini ve belgelerini iade etmesini defalarca istedikten sonra, şirket sonunda ona hepsinin kaybolduğunu söyledi.

1876’da Alexander Graham Bell, telefonun patentini aldı ve çok zengin ve çok ünlü bir adam oldu. Çok çalışan, İngilizceyi zar zor anlayan ve kirasını bile ödeyemeyen Antonio Meucci ise bunun için hiç bir şey yapamadı. Bell’in Western Union’da çalışırken Meucci’nin prototiplerini çaldığına dair bir kanıt olmasa da görmemiş olması çok da mümkün değildir. Ancak dediğimiz gibi bunun için ortada bir kanıt yok.

Günümüzde telefonunun mucidi çok geç olsa da Antonio Meucci olarak kabul edilir.

Ancak Meucci pes etmeyecekti. Alexander Graham Bell’i ve şirketini, kendisine ait olduğunu düşündüğü şeyi, yani telefonun patentini geri almak için mahkemeye vermeye karar verdi. Yıllarca süren yasal çekişmeden sonra, ikili nihayet 1886’da mahkeme önüne çıktı. Ama o zamana kadar Bell, arkasında büyük bir şirket olan zengin ve ünlü bir adamdı. Meucci hâlâ fakir bir İtalyan göçmeniydi. Devamını aslında biliyorsunuz. Antonio Meucci, 1889’da beş parasız öldü. Davası da ondan sonra düştü. Alexander Graham Bell ise, telefonun mucidi olarak tarihe geçecekti.



Kaynaklar ve İleri Okumalar:


Dip Not:

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bu Yazılarımıza da Göz Atınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu