Fizik

Schumann Rezonansı: Dünyanın 7,83 Hz’lik Kalp Atışı Nedir?

Schumann Rezonansları, Dünya’nın yüzeyi ile iyonosfer arasında meydana gelen elektromanyetik dalgaların belirli frekanslarda rezonansa girmesiyle oluşan bir doğa fenomenidir. Bu rezonanslar, yıldırımların ve şimşeklerin oluşturduğu elektromanyetik dalgaların gezegenin çevresinde dolaşıp belirli frekanslarda yankılanması sonucu oluşur. Schumann rezonansı ve bunun temel frekansı 7,83 Hz’dir ve bu, bazen Dünya’nın “kalp atışı” olarak adlandırılır.

Schumann Rezonansları, Dünya’nın elektromanyetik doğasını ve atmosferik davranışlarını anlamak için önemli bir bilimsel araçtır. Gerçek bilimsel temellere dayanmasına rağmen, bu fenomenle ilgili yanlış bilgi ve spekülasyonlar da mevcuttur. Bilim, bu rezonansların gezegenimizdeki dinamik süreçlerle bağlantısını araştırmaya devam etmektedir.

Dünya’nın Katmanları ve Schumann Rezonanslarının Kökeni

Dünya merkezden yüzeye kadar bir dizi tabakadan oluşur. En içte, yoğun metalik çekirdek vardır.. Bunun üstünde manto yer alır ve manto, üstündeki katı kabuğu destekler. Kabuk ise atmosferle çevrilidir. Atmosfer de birkaç katmandan oluşur.

En alt tabakası olan troposfer, atmosferin toplam kütlesinin %80’ini içerir ve yaklaşık 14-18 km yüksekliğe kadar uzanır. Troposferin üzerinde stratosfer, onun üzerinde mezosfer ve daha yukarıda, Dünya yüzeyinden yaklaşık 100 km yükseklikte iyonosfer yer alır.

İyonosfer, radyo dalgalarının yansıma ve kırılma süreçlerinde önemli bir rol oynar. Özellikle yüksek frekansta (YF) olan radyo sinyalleri, iyonosferden yansır.

.İyonosfer ve Dünya yüzeyi arasında, elektromanyetik dalgaların yansıdığı bir boşluk oluşur. Bu dalgalar, uygun frekanslarda rezonansa girdiğinde Schumann Rezonansları ortaya çıkar.

Schumann Rezonanslarının teorik kökeni 19. yüzyılın sonlarında ortaya atıldı. George Francis FitzGerald, 1893 yılında Dünya atmosferinin bir zil gibi titreşebileceğini öne sürdü. Ardındane bu titreşimlerin periyodunu yaklaşık 1 Hz olarak tahmin etti.

1902 yılında, Oliver Heaviside ve Arthur Kennelly, iyonosferin bir iletken katman gibi davranabileceği fikrini ortaya attı. 1952 yılında ise Winfried Schumann, iyonosfer ile Dünya yüzeyi arasındaki boşluğun bir rezonans boşluğu gibi davranabileceğini gösterdi.

Ardından Schumann Rezonanslarını matematiksel olarak formüle etti. Schumann, Dünya’nın rezonans frekanslarını ölçmeye çalışan ilk kişi olacaktı. Bu nedenle günümüzde bu ilginç fenomen onun adını taşımaktadır.

Schumann Rezonansı Nasıl Oluşur?

Schumann Rezonansları, iyonosfer ile Dünya yüzeyi arasındaki boşlukta belirli frekanslarda yankılanan elektromanyetik dalgalarla oluşur. Bu dalgaların kaynağı, yıldırımların oluşturduğu elektriksel boşalmalardır. Dünya yüzeyinde her saniye yaklaşık 50-100 yıldırım çarpması gerçekleşir ve bu, rezonansın sürekli olarak uyarılmasını sağlar.

Schumann Rezonansı
Dünya’nın iyonosfer ile yüzey arasındaki elektromanyetik boşluğunda meydana gelen en düşük üç rezonans modu

Bu rezonanslar, yalnızca dalgaların Dünya’nın çevresini tam bir tura denk gelecek şekilde dolaşabildiği frekanslarda meydana gelir. Bu frekanslar, Dünya’nın çapı, ışık hızı ve dalgaların yansıma özellikleri tarafından belirlenir. Temel rezonans frekansı 7,83 Hz’dir. Diğer rezonans frekansları buna eklenen yaklaşık 6,2-6,5 Hz’lik artışlarla oluşur

Schumann Rezonansları Ne İşe Yarar?

Schumann Rezonanslarının gerçek bilimsel temelleri, birçok alanda önemli uygulamalara sahiptir. En yaygın kullanım alanlarından biri, küresel yıldırım aktivitesinin izlenmesidir. Ayrıca, uzay hava durumu takibinde de önemli bir rol oynar. Çünkü İyonosferde meydana gelen aurora etkisi gibi olaylar, Schumann Rezonanslarının frekansında değişikliklere neden olur.

Schumann rezonansı
Bu rezonanslar, Dünya’nın doğal bir elektromanyetik alanının bir parçasıdır. Görsel Dünya’nın iyonosferinden ve yüzeyinden yansıyan yıldırım çarpmalarından kaynaklanan rezonans elektromanyetik dalgaları gösteriyor.

İlginç bir başka uygulama ise küresel ısınmanın bir göstergesi olarak kullanılmasıdır. Dünya’nın ortalama sıcaklığı arttıkça yıldırım sıklığı da artar. Bu artış, Schumann Rezonanslarının daha sık uyarılmasına neden olur. Bu nedenle, bu rezonanslar, gezegenin uzun vadeli sıcaklık değişimlerini takip etmek için de kullanılmaktadır.

Schumann rezonansı
Schumann Rezonanslarının insan beyniyle rezonansa girerek sağlık üzerinde doğrudan etkileri olduğu iddia edilir. Rezonanslarının dalgalanmalarının insanların ruh hali, stres seviyesi veya duygusal durumlarını etkilediği iddia edilmektedir. Bazı komplo teorileri, bu rezonansların küresel olaylarla bağlantılı olduğunu öne sürer.

Schumann Rezonanslarıyla ilgili birçok yanlış bilgi ve spekülasyon da mevcuttur. Örneğin, bu rezonansların insan sağlığı üzerinde doğrudan etkisi olduğu ve bazı cihazların bu frekansları kullanarak hastalıkları tedavi edebileceği iddia edilmiştir.

Ancak, bu tür iddiaların bilimsel bir temeli bulunmamaktadır. Schumann Rezonanslarının insan beyninin alfa dalgalarıyla ilişkili olabileceği spekülasyonları yapılmış olsa da, bu konuda kesin bir kanıt yoktur. Ayrıca, Schumann Rezonanslarının yeraltı kaynaklarını (örneğin petrol rezervlerini) tespit etmek için kullanılabileceği iddiası da mevcuttur.

Ancak bu iddia, yalnızca bir kişi tarafından öne sürülmüştür ve herhangi bir bilimsel desteğe sahip değildir. Schumann Rezonansı, atmosferik ve iyonosferik süreçlere dayalıdır. Dolayısıyla yeraltı kaynaklarının tespitinde doğrudan bir rol oynamaz.

Ayrıca, Schumann Rezonanslarının, Dünya’nın manyetik alanıyla aynı şey olduğu veya manyetik alanın bu rezonansları doğrudan oluşturduğu iddia edilmektedir. Oysa ki, Schumann Rezonansları, Dünya’nın manyetik alanıyla bağlantılı değildir. Manyetik alan, gezegenin çekirdeğindeki dinamo etkisiyle oluşur. Schumann Rezonansları ise iyonosfer ve yüzey arasındaki elektromanyetik dalgaların yansımasıyla meydana gelir.

Sonuç Olarak;

Schumann Rezonansı, yalnızca bilimsel çalışmalar için bir temel sağlamakla kalmaz, aynı zamanda Dünya’nın atmosferindeki dinamik süreçleri daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Ancak, bu fenomenle ilgili ortaya atılan birçok spekülasyon ve yanlış bilgiye karşı dikkatli olunması gerekir


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu