Fizik

Tesla’nın Hayali Kablosuz Elektrik Gerçek İse Neden Her Yerde Değil?

Fiziksel bağlantılar olmadan enerji iletimi fikri, kablosuz elektrik, yüzyıllardır insanlığı büyülemiştir. Günümüzde, bu konsept artık bilim kurgu olmaktan çıkmış ve kablosuz telefon şarj cihazları, elektrikli araç şarj pedleri gibi teknolojilerde somut bir şekilde karşımıza çıkmıştır.

Ancak, bu teknolojiye rağmen, kablosuz elektriğin geleneksel kablolu sistemlerin yerini almadığını görüyoruz. Peki, kablosuz elektrik neden her yerde değil? Bu sorunun yanıtını anlamak için tarihten başlayarak, teknolojik engellere ve gelecekteki olasılıklara kadar birçok boyutu ele almak gerekir.

Kablosuz Elektrik Nikola Tesla’nın Vizyonudur

Tesla, enerjinin iyonosfer tabakası aracılığıyla iletilebileceğine inanıyordu. Bunu denemek için Colorado Springs bölgesine yerleşti.
Burada uzun bir süre boyunca yıldırımları izledi. İlk deneyinde çok büyük bir yıldırım üretti.

Kablosuz elektrik üzerine bir tartışma yapılacaksa, işe bu fikri ortaya atan öncü mucit Nikola Tesla ile başlamak gerekir. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Tesla, elektrik ve manyetizma alanında devrim niteliğinde buluşlara imza attı. Günümüzde hala kullandığımız pek çok enerji sisteminin temelini Tesla’nın çalışmaları oluşturur.

Tesla’nın en büyük projelerinden biri, Wardenclyffe Kulesi idi. 1900’lerin başında New York’ta inşa edilen bu kule, Tesla’nın küresel kablosuz enerji ağı vizyonunun merkezindeydi. Tesla, rezonant indüktif bağlanma ilkesini kullanarak elektriği uzun mesafelerde kablosuz olarak iletmek istedi. Tesla, bu sistemin kablolara olan ihtiyacı tamamen ortadan kaldıracağına ve elektriğin serbestçe evlere ulaşabileceğine inanıyordu.

Nikola Tesla, New York’ta kablosuz bir güç vericisi planladı ancak bunu hiç tamamlamadı

Tesla’nın vizyonu hiçbir zaman gerçeğe dönüşmedi. Dönemin teknik sınırlamaları, finansal zorluklar ve yatırımcıların projeye olan şüpheleri, Wardenclyffe Kulesi’nin terk edilmesine yol açtı. Ancak, fikirleri, gelecek nesillerde bilim insanlarını ve mühendisleri kablosuz elektrik konusunda araştırmalar yapmaya teşvik etti.

Kablosuz Elektrik Aktarımı Nasıl Mümkün Olmaktadır?

Elektrikli araçlara olan günümüz ilgisini, büyük ölçüde Tesla Motors adlı şirket başlattı. Şirketin ismini aldığı Nikola Tesla, kuşkusuz bu durumdan memnun olurdu. Ancak Tesla, elektrikli araçlar için bir sonraki adımın, onun en büyük vizyonunu gerçeğe dönüştürmeyi içerdiğini öğrendiğinde çok daha heyecanlanırdı.

Kablosuz elektrik artık yalnızca teorik bir fikir olmaktan çıktı. Akıllı telefonlar, akıllı saatler ve kulaklıklar gibi cihazlar, fiziksel bağlantıya gerek kalmadan şarj edilebiliyor. Elektrikli araçlar için geliştirilen kablosuz şarj pedleri, sürücülerin araçlarını fişe takma ihtiyacını ortadan kaldırıyor.

Batarya ile çalışan elektrikli araçlar, hâlâ çok pahalı ve kısa menzil sorunlarıyla ün salmış durumda. Peki, park ederken ya da yolda hareket halindeyken kablo takmadan araçları şarj etmek mümkün olsaydı? Bu bir bilim kurgu fikri değil. Elektrikli diş fırçalarından biliyoruz ki, kablo takmadan bataryalar şarj edilebiliyor. Hatta akıllı telefonlar bile bir pedin üzerine yerleştirildiğinde kablosuz bir şekilde şarj edilebiliyor.

Tesla’nın incelediği prensipler modern kablosuz elektriğin temelini oluşturur. Bir tel bobininden elektrik akımı geçtiğinde, etrafında bir manyetik alan oluşur. Eğer başka bir bobin bu manyetik alanın içine yerleştirilirse, bu bobinde de elektrik akımı indüklenir. Böylece bir fiziksel bağlantıya gerek kalmadan enerji aktarılır.

Tesla bobininin gücü elektromanyetik indüksiyon adı verilen bir süreçte yatmaktadır. Değişen bir manyetik alan, akımı akmaya zorlayan bir voltaj yaratır. Buna karşılık, elektrik, tel ile sarılı bir bobinden aktığında bobinin etrafındaki alanı belirli bir düzende dolduran bir manyetik alan üretir

Daha yüksek frekansları işleyebilen elektronik sistemler, daha fazla enerji aktarımına olanak tanıyarak giderek daha uygun maliyetli hale geliyor. Artık enerji, aralarında daha fazla mesafe bulunan veya tam olarak hizalanmamış bobinler arasında bile aktarılabiliyor.

Neden Hala Kablosuz Elektrik İletimini Gerçekleştiremiyoruz?

Kablosuz elektriğin potansiyeli büyük olsa da, bu teknolojinin yaygın bir çözüm haline gelmesini engelleyen çeşitli zorluklar bulunmaktadır. Mevcut teknolojiler genellikle kısa mesafelerde etkili oluyor. Yani, Tesla’nın elektriği kıtalar arasında iletme hayali günümüz şartlarında birkaç metreyi aşmakta zorlanıyor.

Kablosuz Elektrik nedir
Kablosuz elektrik iletimi yaklaşık 100 yıldır bilim dünyasının hayallerini süslüyor. Nikola Tesla ile başlayan çalışmalar, günümüzde bazı pratik uygulamalar olsa da, henüz istenilen seviyeye ulaşamadı.

Ayrıca, kablosuz enerji iletiminde, özellikle uzun mesafelerde, enerjinin bir kısmı kayboluyor. Bu durum kablosuz sistemleri büyük ölçekli enerji dağıtımı için daha az uygun hale getiriyor. Bunun yanı sıra, mevcut altyapının kablosuz elektrik için değiştirilmesi büyük maliyet gerektiriyor.

Evler, ofisler ve şehirler kablolu sistemlere göre tasarlandığından, bunları kablosuz sisteme uyarlamak oldukça karmaşık bir süreç. Sağlık ve güvenlik endişeleri de önemli bir engel teşkil ediyor. Tesla’nın çalışmaları, elektromanyetik alanların insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda tartışmalara yol açmıştı.

Günümüz sistemleri düşük frekanslı alanlar kullandığı için genellikle güvenli kabul edilmektedir. Ancak halkın algısı ve düzenleyici engeller bu teknolojinin önünde birer bariyer olmaya devam ediyor.

Son olarak, küçük cihazlar için kablosuz şarj yaygınlaşmış olsa da, sanayi veya şehir çapında uygulamalar için gereken teknolojik olgunluk henüz tam anlamıyla sağlanmış değil. Bu faktörler, kablosuz elektriğin büyük ölçekli kullanımını şu an için sınırlıyor.

Sonuç olarak

Tüm bu zorluklara rağmen, araştırmacılar ve şirketler kablosuz elektriğin sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Tesla’nın kablosuz bir dünya vizyonu, materyal bilimi ve enerji verimliliğindeki gelişmelerle bir gün gerçeğe dönüşebilir.


Kaynaklar ve İleri Okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir