Tarih

Rene Descartes’in Ölümünden Sonra Kafatasına Ne Oldu?

“Düşünüyorum, öyleyse varım” sözü ile anımsadığınız Rene Descartes, metafizik, zihin felsefesi ve algı felsefesi gibi felsefenin birçok alanına katkıda bulunan Batı felsefinin en ünlü filozoflarından biridir. Kendisi ayrıca analitik geometriyi teorize etmesi nedeniyle matematikçiler tarafından da yakından tanınır.

Ancak ne yazık ki kendisi ölümünden sonra en iyi zamanlarını yaşamamıştı. Günümüzde bir çoğumuz ölümünün ardından Einstein’ın beynine neler olduğunu öğrendik. Bu yazımızda da Descartes’in ölümü ve devamında kaybolan kafatası hakkında bilgi edinelim

René Descartes (1596-1650) bir Fransız matematikçi, bilim adamı ve filozoftu. 
Fransa’da doğup büyüdü,. Ancak yoğun bir şekilde Avrupa’yı dolaştı ve çalışma hayatının çoğunu Hollanda Cumhuriyeti’nde geçirdi.

Rene Descartes ölümünden önceki süreçte İsveç Kraliçesi Christina’ya kendisine felsefe dersleri vermesi için çağrılmıştı. Descartes yalnızlığını ve özgürlüğünü bırakmak istememesine rağmen, krala ait imtiyazlara büyük saygısı olduğundan 1649 sonbaharında İsveç’e gitti. Ancak burada beklediğini bulamayacaktı.

Onu en çok zorlayan şey ise zorlu iklim koşulları olmuştu. Bu durum ne yazık ki kendisi sadece dört ay dayanabilecekti. Sonucunda 11 Şubat 1650’de zatürreden öldü. Devamında da Stockholm’deki bir Katolik mezarlığına gömüldü.

Descartes’in Ölümünden Sonra Kafatası Kayboldu

Descartes’in ölümünden 16 yıl sonra, arkadaşları onun cesedinin Fransa’ya getirilmesi gerektiğine karar verdiler. Ancak İsveç’e gönderdikleri tabut, kendisinden geriye kalanları alamayacak kadar kısaydı. Yetkililerin bulduğu çözüm cesedin kafasının kesilip başka bir çare bulunana dek yeniden Stokholm’de gömülmesiydi.

Cesedin Fransa yolculuğuna hazırlanması sürecinde Fransa’nın İsveç büyükelçisi bu büyük adamdan kendisine bir hatıra kalmasını istediğine karar verdi. Devamında cesedin sağ işaret parmağını kesip kopardı. Bir parmağı ve kafası eksik olan ceset büyük bir ihtişamla 1666’da Paris’teki Sainte-Geneviève’ye gömülecekti.

Ancak bir süre sonra, bir kişi Descartes’in kafatasını bulunduğu yerden çıkardı ve onu bir hatıra olarak sakladı. Yaklaşık 150 yıl boyunca, kafatası halen sergilendiği Paris’teki Musee de I’Homme müzesine ulaşana dek İsveçli koleksiyoncular arasında defalarca el değiştirdi.

1790’larda Descartes’ın cesedi, onu Fransız Devrimi’nin katliamından korumak amacıyla yeniden çıkarıldı. Ancak kalıntılara baktıklarında sadece bir kaval kemiği, bir kafatasının parçaları ve bir uyluk kemiği buldular. Filozofun kalıntılarının geri kalanına ne olduğu konusunda bir sır kaldı. 

Descartes’in Kafatası Günümüzde Bir Müzede Sergilenmektedir

Rene Descartes

1819’da yeniden gömüldüğünde, kimyager Jöns Jakob Berzelius da dahil olmak üzere insanlar kayıp kafatasını fark ettiler. Berzelius daha sonra İsveç’te Descartes’a ait olduğu varsayılan bir kafatasının haberini aldı.

Bu kafatasının izini sürdü ve Fransa’ya iade etmek için sahibinden satın aldı. Müzede sergilenen kafatası aslında bu kafatasıdır. ( İronik bir şekilde Descartes’e ait olduğu düşünülen kafatası ile birçok çalışma yapılmıştır.)

Ancak Lund Üniversitesi’ndeki araştırmacılara göre, bu kafatasının sahte olması mümkün. Ayrıca, daha önceleri sahte olduğunu düşündüğümüz bir başka kafatasının da Descartes’e ait olması olasıdır.

1780’de bağışlanan ve bir keşişe ait olduğu düşünülen bu kafatasının 18. Yüzyılda özel koleksiyonculara satılan Descartes’ın kafatası parçalarının kayıtlarına çok daha iyi uyduğunu ortaya çıktı. Ancak bunun kesinlik kazanması için D-öncelikle kayıp parmağın bulunması gerekiyor.

Rene Descartes’in Ölüm Nedeni Nedir?

Yukarıda da okuduğunuz gibi Descartes’ın ölümü doğal nedenlere bağlı görünüyordu. Cesedi muayene eden doktor, Descartes’ın zatürreden öldüğünü bildirmişti. Bu olası bir sebep gibi gözükse de ilerleyen süreçte araştırmacılar ölüm şekliyle ilgili de bazı sorunlar olduğunu fark ettiler.

Bunun en büyük kanıtı, kraliçenin özel doktoru olan Johann Van Wullen tarafından yazılan bir mektupta bulunur. Kendisi Descartes’ın ölümünün ardından ölüm neden olarak zatürre tanısı koyan kişiydi. Ayrıca, durumla uyuşmayan bazı garip semptomlar da fark etmişti. Bu semptomlar sıklıkla arsenik zehirlenmesiyle ilişkilendirilen semptomlara benziyordu.

1980’lerde anlaşılan bu durum devamında Descartes’ın bir Protestan papaz tarafından zehirlendiği biçiminde düşünüldü. Sonucunda Descartes kraliçe ile oldukça yakın temas halindeydi. Bunun sonucunda kimi kişiler kendisinin kraliçeyi olumsuz etkilediğini düşünmüş de olabilirler.

Tüm bu soruların cevaplarını bulmamız mümkün. Ancak öncelikler gerçek kafatasının hangisi olduğunu anlamamız gerekiyor. Tüm bu okuduklarınızdan sonra bir deha beynine sahip olmadığınız için kendinizi daha iyi hissetmiş olabilirsiniz. Yazımızın sonunda konu ile ilgili olarak bu yazıya da göz atmanızı öneririz: Beyin Büyüklüğü Ve Zeka Arasında Bir İlişki Gerçekten Var mı?


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu