Toplum ve Yaşam

Phillips Eğrisi: Enflasyon İşsizliği Düşürüyor mu?

Bildiğiniz ve adını sık olarak duyduğunuz gibi enflasyon, fiyatlardaki genel bir artışı ve bunun sonucunda paranın satın alma gücünün düşmesini ifade eder. Fiyatlar arz ve talebe göre belirlenir. Yüksek enflasyon, ekonomi genelinde mal ve hizmet talebinin arzını aştığının bir işaretidir. Enflasyon söz konusu olduğunda kazananlar ve kaybedenler vardır. Halkın çoğu da kaybedenler arasındadır.  

Durum böyle olunca politika yapıcılar da enflasyonu düşürmek istediklerini sık biçimde dile getirirler. Söylemleri arasında bir başka sorun olan işsizliğin de ortadan kalkacağı bulunur. Ancak ne yazık ki, geçmiş veriler bunlardan yalnızca birinin mümkün olduğunu hatırlatır. İşsizlik ve enflasyon arasındaki ilişki Phillips Eğrisi kullanılarak açıklanmaktadır.

Phillips Eğrisi Nedir?

Alban William Housego, akademik kariyerinin büyük bölümünü Londra Ekonomi Okulu’nda ekonomi profesörü olarak geçiren Yeni Zelandalı bir ekonomistti. Ekonomiye en iyi bilinen katkısı, ilk olarak 1958’de tanımladığı Phillips eğrisidir. Kendisi bu eğriden ilk olarak “The Relationship between Unemployment and the Rate of Change of Money Wages in the United Kingdom, 1861-1957” isimli makalesinde söz etmiş ve sonrasında da konu ile ilgili tartışmaları başlatmıştır.

Phillips Eğrisi Nedir?
Aşağıya doğru eğimli grafik, enflasyon ve işsizlik arasındaki ters ilişkiyi göstermektedir.

Phillips eğrisi, 1960’larda ekonomistler tarafından kolayca kabul edilmiştir. Bu eğrinin farklı işsizlik düzeyleri ile enflasyon oranları arasında hem kısa hem de uzun dönemde geçerli ve istikrarlı bir ilişkiyi temsil ettiğini düşünülmüştür. Bunun sonucunda bu eğri 1960’ların sonlarına kadar farklı işsizlik düzeylerinden doğan enflasyon oranını tahmin etmek için kullanılmıştır.

Ancak 1970’lerin başında hem enflasyon hem de işsizliğin artmaya başlaması sonucunda Phillips eğrisine olan güven giderek azalmış ve soruna teorik ve pratik olarak yeni ekonomik çözümler bulma gereksinimi ortaya çıkmıştır.

Bunun sonucunda Milton Friedman ve Edmund Phelps birbirlerinden bağımsız olarak, orijinal Phillips eğrisine eklemeler yapmışlar, devamında kısa ve uzun dönem ayrımına gidilmiştir. Philips eğrisi 1970’lerdeki verilerin gösterdiği pozitif korelasyonla açıkça çeliştiği için uzun dönemde kabul edilmemiştir.

Orjinal Philips Eğrisi Nasıl Çalışır?

Yüksek enflasyonun olduğu bir ülkede yaşadığınızı kabul edelim. Tüm ürünlerin fiyatları yüksek olduğu için firmalar daha çok üretmeye çalışacaktır. Bunun sonucunda ürettikleri ürünleri yüksek fiyata satabilecekler ve elbette sonucunda daha fazla kar edeceklerdir.

Bu esnada üretimi arttırdıkları için daha fazla kişiyi bünyelerinde çalıştırmaya başlayacaklardır. Bir çok firma aynı anda bunu yaptığı zaman işsizlik oranı azalacaktır. Diğer bir deyişle, fiyat artışı daha fazla insanın iş sahibi olmasına yol açacaktır. Sonucunda kısa vadede, Phillips Eğrisi’nin öngördüğü gibi, daha yüksek enflasyon daha düşük işsizlik anlamına gelir.

Uzun Dönemde Phillips Eğrisi Değişiklik Gösterir

Uzun vadede işler yukarıda aktardıklarımızdan daha farklı gelişir. Zamanla insanlar, satın alabilecekleri her şeyin fiyatlarının artmasına rağmen maaşlarının artmadığını fark edecektir. Bunun sonucunda da elbette işverenlerden zam beklentisi ortaya çıkacaktır. İşlerin tersine döndüğü yer burasıdır.

Şirketler daha yüksek maaş ödediğinde, üretim maliyetleri artar. Bu talep edilmeyen bir durum olduğu içinde, işverenler bazı çalışanlarını işten çıkarmaya başlar. Bunun sonucunda da işsizlik eski düzeyine geri döner. Bu nedenle, uzun vadede fiyat artışı istihdamı artıramaz. Bu nedenle enflasyon işsizliği ancak kısa vadede azaltabilir.

Phillips Eğrisi Nedir?
Phillips Eğrisi aracılığıyla, grafiksel olarak işsizlik ve enflasyonun nasıl zıt yönlerde hareket ettiğini görebiliriz. Ancak uzun vadede kırmızı çizgide gördüğünüz gibi ters ilişki ortadan kalkar. Enflasyonun uzun dönemde işsizlik oranı üzerinde hiçbir etkisi olmadığı için, uzun dönemli Phillips eğrisi, doğal işsizlik oranında dikey bir çizgiye dönüşür

Sonuç Olarak;

Phillips Eğrisi’nde tasvir edilen enflasyon ve işsizlik arasındaki ters korelasyon, özellikle enflasyon 1960’larda olduğu gibi oldukça sabit olduğunda, kısa vadede iyi sonuç verir. Örneğin ABD’de 1960’larda politika yapıcılar para arzını ve enflasyonu arttırarak istihdamı artırmayı başardılar. Para arzı arttığından, yani insanların elinde daha fazla para olduğundan, mal ve hizmetlere olan talep de arttı. Daha yüksek bir toplam talep, üretimde bir artışa ve ardından istihdamda bir artışa neden oldu. Göz atmak isterseniz: Giffen Paradoksu: Fiyatlar Arttıkça Daha Çok Satın Alma Durumu

80’lerde ABD hükümeti para arzını daraltarak enflasyonu dizginlemeye çalıştı. Phillips eğrisinin öngördüğü gibi, bu düşük enflasyon ve azalan toplam talep, birçok insanın işini kaybetmesine neden oldu. Ancak artan işsizlik nedeniyle enflasyon oranı daha sonra %3’e düştü.

Her iki durumda da enflasyon işsizliği azalttı. İlk durumda enflasyon işsizliğin düşmesine neden olurken, ikinci durumda işsizlik enflasyonu aşağı çekti. Phillips Eğrisinin modern versiyonu günümüzde hala ekonomistler tarafından tüm dünyada kullanılmaktadır.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • The Philips Curve: Does Inflation Bring Down Unemployment? yayınlanma tarihi: 18 Haziran 2022; Bağlantı: https://www.scienceabc.com/
  • Yrd. Doç. Dr. G. Emel AKKUŞ;  Phillips EğrisiEnflasyon-İşsizlik Değiş-Tokuşu Teorik Bir İnceleme; Bağlantı: https://dergipark.org.tr/
  • How Inflation and Unemployment Are Related. Yayınlanma tarihi: 14 haziran 2022;Bağlantı: https://www.investopedia.com

Dip Not:

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir