Tıp ve Sağlık

Paul Alexander: 70 Sene Demir Bir Silindirin İçinde Yaşayan Adamın Hikayesi

Daha önce polio diye bir virüs duymuş muydunuz? Eğer bu isim size tanıdık gelmediyse bu virüsün sebep olduğu bir hastalık var: Çocuk felci. Günümüzde neredeyse hiçbir çocuk bu hastalığa yakalanmıyor. Çünkü aşılar sayesinde bu hastalığı alt etmeyi başardık. Ama eskiden durum böyle değildi. İşte Paul Alexander’ın hikayesi tam da bu noktada karşımıza çıkıyor.

Paul Alexander: 70 Sene Demir Bir Silindirin İçinde Yaşayan Adamın Hikayesi
6 yaşında çocuk felcine yakalanan ve geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Paul Alexander, 70 sene bu demir silindirin içerisinde yaşadı.

Yıl 1952, Teksas’ta bir yaz günü. Hava oldukça sıcak ancak yüzme havuzları, sinemalar, bowling salonları gibi dönemin serin ve eğlenceli mekanları hep kapalı. Çünkü 50’li yıllarda çocuk felci son derece yaygın bir hastalıktı. Bu nedenle yönetim, bu tarz toplu mekanları kapatma kararı alıyordu. Bu olay Covid-19’dan sonra çok da tuhaf gelmemiş olsa gerek.

İşte böyle bir yaz gününde 6 yaşındaki Paul Alexander, dışarıda oyun oynarken boyun ve baş ağrısıyla eve döndü. Ailesinin çağırdığı doktor, Paul’ün polio kaptığından emindi. Fakat doktor, aileye çocuklarını hastaneye götürmemelerini söyledi. Çünkü yazın gelişiyle birlikte hastaneler polio kapmış bir sürü çocukla doluydu. Paul evde kalırsa daha hızlı iyileşebilirdi.

Paul Alexander çocuk felci
1950’lerdeki polio (çocuk felci) salgınında ABD’deki çocukların tedavi amaçlı içinde bulundukları demir silindirlerle dolu bir oda.

Ne yazık ki öyle olmadı. Birkaç gün sonra Paul artık yutkunamıyor, öksüremiyor ve nefes alamıyordu. Bunun üzerine küçük çocuğa trakeotomi yapıldı. Bu olaydan 3 gün sonra küçük Paul uyandığında kendini son derece farklı bir yerde buldu. Büyükçe bir odada demir bir silindirin içindeydi. Ve odada kendisi gibi demir silindirin içinde olan bir sürü çocuk vardı.

Polio Virüs ve Sebep Olduğu Çocuk Felci Tam Olarak Nedir?

Her ne kadar yukarıda virüsün yayılmasını önlemek amacıyla yönetimlerin toplu alanları kapattığını söylesek de polio, Covid-19 gibi akciğerlere zarar veren bir virüs değildir. Bunun yerine bu virüs, omurilikteki motor nöronlara saldırır. Böylece merkezi sinir sistemi ve kaslar arasındaki iletişim zayıflar veya tamamen kopar. Oluşan bu felç durumu da hastanın nefes almasını mümkün kılan kaslarının artık çalışmamasına sebep olur.

çocuk felci
Çocuk felcine sebep olan poliovirüsün elektron mikroskobu altındaki görüntüsü.

Poliovirüs yiyeceklerden ve sudan veya ağız ya da dışkı yoluyla bulaşabilmektedir. Bu hastalık 19. yüzyıla kadar 1 yaşından küçük hemen hemen her bebeğin geçirdiği bir hastalıktı. Ancak bebeklikte anneden alınan antikorlar hala mevcut olduğundan ölüm oranları düşüktü. Daha sonra sanitasyonun yani temiz içme suyu, atık su ve kanalizasyonun arıtımı gibi halk sağlığı koşulların iyileşmesi, bebekler bu virüse yakalanmaz oldu. Fakat sanitasyonun gelişmesi sanıldığı gibi olumlu bir etki yaratmadı. Bebeklikte bu virüsle karşılaşmayan kişiler, çocukluklarında poliovirüse hazırlıksız yakalanıyordu.

Öyle ki ABD’de 1916’dan itibaren her yaz ülkenin bir kısmında çocuk felci salgını ortaya çıkıyordu. 40’lı ve 50’li yıllarda zirveye ulaşan virüs, her yıl 15 binden fazla vakaya sebebiyet veriyordu. Paul’ün yakalandığı yıl olan 1952 ise ABD tarihindeki en büyük çocuk felci salgınına tanık olmuştu. Ülke çapında neredeyse 58 bin vaka vardı. Bu vakaların 21 bininden fazlası engelli kalırken 3145 kişi yaşamını yitirmişti.

çocuk felci
Çocuk felcine yakalanan yaklaşık 200 kişiden 1’i ömür boyu felçli kalıyordu. Felçlilerinse %5 ile %10’u nefes almak için gerekli kasların çalışmayı bırakması sebebiyle hayatını kaybediyordu.

Elbette bu salgının da toplum üzerine etkisi olmuştu. Aileler çocuklarının dışarı çıkmasına izin vermiyor, çocuklarına her gün çocuk felci testi yapıyorlardı. Bu test basit bir şekilde birkaç fiziksel hareketin yapılmasından oluşuyordu. Böylece çocuklarının kaslarını ne kadar iyi kullanıp kullanamadıklarını kontrol ediyorlardı. Bölge yönetimleriyse salgının olduğu bölgelerde her türlü halka açık toplanma yerlerini kapatıyordu. Sigorta şirketleriyse yeni bebek sahibi olan çiftlere çocuk felci sigortası satıyordu.

Peki Paul Alexander Neden 70 Sene Demir Bir Silindirin İçerisinde Yaşadı?

Paul Alexander’ın da 70 sene boyunca kullandığı bu cihaz, 1928’de tıp mühendisi Philip Drinker ve fizyolog Louis Shaw tarafından icat edildi. Drinker prematüre bebeklerin koğuşundaki bir klima arızasına bakmak için Boston Çocuk Hastanesi’ni ziyaret etmişti. Bu ziyarette çocuk felci koğuşunda gördüklerinden etkilenen Drinker, çocukların nefes almasına yardımcı olacak bir cihaz icat etmeye karar vermişti. Ve bu cihaz ilk kez 1928’de aynı hastanedeki 8 yaşındaki bir kızın hayatını kurtarmak için kullanıldı.

Demir silindir ya da demir akciğer olarak nitelendirebileceğimiz bu cihaz, aslında solunum süreçlerini taklit eder. Hava ilk önce manuel olarak veya motorla çalıştırılan hava pompalarıyla silindirden emilir. Böylece silindirin içindeki basınç düşer ve hastanın akciğerleri genişler. Bu da hastanın havayı içine çekebilmesini sağlar.

akciğer
Demir silindir aslında doğal soluk alıp verme mekanizmasını taklit eder. Soluk alıp vermemizi sağlayan şey, başta diyafram olmak üzere solunumda görevli kaslar sayesinde akciğer basıncının artıp azalmasıdır. Nefes alırken diyafram kasılarak düzleşir ve akciğerlerdeki basınç düşer. Bu da bizim nefes almamızı sağlar. Nefes verirken ise tam tersi şekilde diyafram kubbeleşir ve akciğer basıncı artar. Bu da havanın dışarı verilmesini sağlar.

Paul’ün durumundaysa hastalık onun boyundan aşağısının felç olmasına sebep olmuştu. Bu nedenle de nefes alabilmesi için demir silindiri kullanması gerekiyordu. Çünkü o zamanlar yapılabilecek en iyi şey buydu. Günümüzde solunum desteği sağlayan modern cihazlar ya da çocuk felci aşısı o zamanlar henüz yoktu.

Aşının patentini almayarak 7 milyar dolar gibi bir parayı elinin tersiyle bir kenara iten Jonas Salk, bir bilim insanının tutkusunun yalnızca insanlığa hizmet olması gerektiğini ortaya koymuştur.

Ancak 1955’te Jonas Salk‘ın çocuk felci aşısını geliştirmesiyle demir silindirlere duyulan ihtiyaç da azaldı. Hatta 1960’lardan sonra kullanımı ortadan kalktı. Eskiye göre çok az olan vakalardaysa pozitif basınçlı solunum cihazları kullanılmaya başlanmıştı. Yine de Paul Alexander demir silindirin içinde yaşamaya alışmıştı. Ayrıca tekrardan boğazına bir delik açılsın istemiyordu. Bu nedenle hayatı boyunca demir akciğerleriyle yaşamayı seçti.

Demir Silindire Rağmen Paul Alexander Hayatta Birçok Şey Başardı

Paul Alexander çocuk felci
Paul Alexander çocukluğunda demir silindirin içinde boyama yaparken. Paul, ellerini kullanamadığı için görseldeki gibi bir çok işini ağzıyla yapıyordu. Bu şekilde klavye kullanıyor, boyama yapıyordu. (Kaynak: The Guardian)

70 sene demir bir silindirin içinde yaşamak kulağa korkutucu gelmiş olabilir. Ancak görünen o ki Paul, yaşamı boyunca bu durumun üstesinden gelebilmiş. Çünkü çocuk felci geçirdikten sonraki o 70 yıl boyunca üniversiteye gitti ve hukuk diploması aldı. Hatta avukatlık bile yaptı. Kendi hayatı hakkında bir kitap yazdı. Engelli bireylerin toplumda görünür olmadığı zamanlarda bile engelli hakları için eylemler yaptı. Bu tutumunu da yaşamı boyunca sürdürmeye gayret etti.


Kaynaklar ve İleri Okumalar

Matematiksel

Melike Üzücek

Ankara Fen Lisesi'nden mezun oldum. Erdemli insanların yetişmesinde en önemli unsurun eğitim olduğunu düşündüğüm için lisans eğitimime matematik eğitimi üzerinden devam ediyorum. Kitap okumayı yazarların zihinlerine, düşünce dünyalarına girmek olarak gördüğümden kitap okumak benim için boş zaman aktivitesinden çok daha farklı bir konumdadır. Araştırma yapmayı ve sorgulamayı seven biriyim. Matematik ve biyoloji başta olmak üzere felsefe, astronomi, modern fizik ile ilgileniyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu