Biyoloji

Ozon Tabakasındaki Deliği Hatırlıyor musunuz? Peki Bu Deliğe Ne Oldu?

Ozon tabakasını onarmaya yönelik küresel çabalar ilk olumlu sonuçlarını vermeye başladı. Yaklaşık 40 yıllık bir çalışmanın ardından, Antarktika üzerindeki ozon deliğinde iyileşme sürüyor.

Ozon Tabakasındaki Deliği Hatırlıyor musunuz? Peki Bu Deliğe Ne Oldu?
Yaklaşık 40 yıl önce bilim insanları Antarktika üzerinde bir delik oluştuğunu keşfettiler. Bu keşifler, dünyayı çevresel zorluklarla mücadele etmek için bir araya getirdi.

Yeryüzünden 15 ila 30 kilometre yukarıda bulunan ozon tabakası, üç oksijen atomundan oluşan ozon moleküllerinin yoğunlaştığı stratosfer katmanıdır. Güneş’in zararlı ultraviyole ışınlarını filtreleyerek gezegen için hayati bir koruma sağlar; adeta Dünya’nın güneş kremi gibidir.

Ozon Tabakasındaki Deliğe Ne Sebep Oldu?

1985 yılının Mayıs ayında, bilim insanları Antarktika üzerindeki atmosferin üst katmanlarında ciddi ozon kaybına dair ilk somut kanıtı yayımladı. O tarihten önce, birçok üründe kullanılan florlu kimyasalların ozon tabakasına zarar verebileceğine dair endişeler artıyordu. Ancak pek çok bilim insanı, bu kaybın yavaş gerçekleşeceğini ve etkilerinin yüzyıllar içinde ortaya çıkacağını sanıyordu.

Bu öngörü, İngiltere’deki British Antarctic Survey ekibinden jeofizikçi Joe Farman ve çalışma arkadaşlarının yaptığı ölçümlerle değişti. Ekip, Antarktika üzerinde çoktan büyük bir ozon deliği oluştuğunu ortaya koydu. Bu bulgu bilim dünyasında şok etkisi yarattı. Ardından gelen küresel tepki ise hızlı ve etkiliydi.

1985’te ozon tabakasındaki deliğin keşfedilmesinden bu yana, ülkeler bu sorunu çözmek için çeşitli anlaşmalar imzaladı ve güncelledi. Bunların en önemlisi, ozon tabakasını incelten maddelere ilişkin Montreal Protokolü’dür. Bu protokol, şimdiye kadar yapılmış en başarılı çevre anlaşması olarak kabul edilmektedir.

Ozon Tabakasındaki Deliği Hatırlıyor musunuz? Peki Bu Deliğe Ne Oldu?
Dünya’nın stratosferindeki ozon tabakası, yüzeydeki yaşamı zararlı ultraviyole radyasyondan korur. Ultraviyole radyasyonun tehlikeli olduğu bilinmektedir. Stratosferik ozonumuz ilk savunma hattımızdır.

Ozon tabakasındaki delik neden bir sorundu?
Ozon tabakasına zarar veren kimyasalların yıllara göre tüketimi

1987’de kabul edilen ve tüm Birleşmiş Milletler üye ülkeleri tarafından onaylanan Montreal Protokolü, ozon tabakasını incelten maddelerin atmosfere salımını azaltmayı hedefliyordu. Bu maddeler arasında en bilineni kloroflorokarbonlardır (CFC).

1989’da yürürlüğe giren protokol, CFC üretiminin 2010’a kadar küresel ölçekte aşamalı olarak durdurulmasını ve bu maddelerin buzdolabı, klima ve yalıtım köpüğü gibi ekipmanlarda kullanılmasının yasaklanmasını sağladı. Bu kademeli geçiş, ekonomik olarak daha az gelişmiş ülkelerin alternatiflere uyum sağlamasına olanak tanıdı.

Ancak CFC’lere alternatif, ozon dostu maddeler bulmak her ürün için kolay olmadı. Bu süreçte, geçici çözüm olarak hidrokloroflorokarbonlar (HCFC) kullanıldı. Günümüzde buzdolapları ve sprey kutuları, propan gibi gazlar içeriyor. Yanıcı olsalar da bu gazlar atmosfere salındığında ozon tabakasına zarar vermiyor.

Ne yazık ki, HCFC’ler de ozon tabakasına zarar veriyor. Ancak iyi haber şu: Atmosferdeki HCFC seviyeleri düşmeye başladı. Bu düşüş 2021’den beri devam ediyor.

Ozon tabakasındaki delik günümüzde ne durumda?

Bilim insanlarına göre ozon tabakası, 1980’deki sağlığına tropikal ve orta enlemlerde 2040’a, Arktik bölgede 2045’e ve Antarktika üzerinde yaklaşık 2066’ya kadar kavuşacak. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün 2024 tarihli raporu da bu yavaş ama beklenen iyileşmenin sürdüğünü gösteriyor.

Ozon tabakasındaki delik günümüzde ne durumda?
Antarktika kutbu üzerindeki toplam ozonun görünümü. Mavi ozonun en az olduğu bölgeleri, kırmızılar ise fazla olduğu bölgeleri temsil ediyor.

Rapora göre, 2024 yılında Antarktika üzerindeki ozon tabakasında belirgin bir iyileşme gözlemlendi. 2020–2023 arasındaki seviyelerle karşılaştırıldığında, bu yılki ozon kaybı gözle görülür şekilde azaldı. Ancak uzmanlar, bu toparlanmanın dalgalı bir seyir izleyebileceğini vurguluyor. Yine de 2024 raporu ve diğer atmosfer gözlemleri, ozon tabakasının yavaş ama istikrarlı biçimde iyileştiğini doğruluyor.

Sonuç Olarak;

Antarktika üzerindeki ozon deliği keşfedildiğinde bilim dünyası hızla ayağa kalktı. Konu bir anda acil öncelik hâline geldi. İnsanlar, yavaş ilerleyen tehditleri genellikle göz ardı eder ama ani krizlere hızla tepki verir. Bu sefer öyle oldu. Kamuoyu ilgisi büyüktü; bilim insanları enerji kazandı, karar vericiler somut adımlar attı.

Araştırmacılar dünyanın en uzak köşelerinde ortak projelere imza attı. Saha çalışmaları, veri paylaşımı ve uluslararası değerlendirme raporları sayesinde, bireysel çabalar yerini organize, etkili bir küresel ekibe bıraktı. Bilimsel rekabet değil, kolektif çözüm odaklı çalışma öne çıktı.

Ozon deliği her yıl aynı şekilde davranmıyor. Volkanik patlamalar, orman yangını dumanları gibi doğal etkenler deliğin büyüklüğünü kısa vadede artırabiliyor. Ama tabloya uzun vadeli baktığımızda iyileşme net. Kazandığımız bu ivmeyi korumamız şart.

Tehlike henüz tamamen geçmiş değil. Uuydulardan atmosfere karışan metal parçacıkları, giderek artan uzay turizmi gibi etkenler, hassas atmosfer dengelerini yeniden bozabilir. Bu yüzden sürekli izlemeye, veriye ve iş birliğine ihtiyacımız var.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Polvani, L.M., Previdi, M., England, M.R. et al. Substantial twentieth-century. Arctic warming caused by ozone-depleting substances. Nat. Clim. Chang. 10, 130–133 (2020). https://doi.org/10.1038/s41558-019-0677-4
  • Fogt, Ryan & Marshall, Gareth. (2020). The Southern Annular Mode: Variability, trends, and climate impacts across the Southern Hemisphere. Wiley Interdisciplinary Reviews: Climate Change. 11. 10.1002/wcc.652.
  • How We Solved the Hole in the Ozone. Kaynak site: Nautilus. Yayınlanma tarihi: 3 Temmuz 2024. Bağlantı: How We Solved the Hole in the Ozone

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir