Atlantis, Antik Yunan filozofu Platon’un en bilinen iki diyaloğu olan Timaeus ve Critias’ta geçen bir ada ülkesidir. Bu metinlerde Platon, Atlantis’i barışçıl, son derece zengin ve deniz tanrısı Poseidon’un koruması altındaki bir uygarlık olarak tasvir eder.

Ancak bu, onun en ünlü anlatılarından biri olsa da, neredeyse kesin biçimde gerçek dışıdır. Peki bu hikâye, Antik Yunanlı filozofun ölümünden 2.300 yıl sonra neden hâlâ anlatılmaya devam ediyor?
Atlantis Nedir?
Platon, bu antik krallığın hikâyesini M.Ö. 360 civarında anlattı. Kurucularının yarı tanrı, yarı insan olduğunu ve ütopik bir uygarlık kurarak güçlü bir deniz gücüne dönüştüklerini söyledi.
Anayurtları, Atlantik Okyanusu’nda, daha sonra Cebelitarık Boğazı olarak anılacak bölgeye yakın bir yerde yer alan iç içe halkalardan oluşan adalardan meydana geliyordu. Bu adalar geniş su kanallarıyla birbirinden ayrılıyor, merkeze kadar uzanan bir kanal ile birbirine bağlanıyordu.
Verimli topraklar altın, gümüş ve başka değerli metallerle doluydu. Ayrıca nadir ve egzotik hayvan türlerine ev sahipliği yapıyordu. Merkezdeki adada büyük bir başkent yer alıyor, bu şehirde tanrı Poseidon’un ölümlü eşi Kleito için bir saray inşa edilmişti.

Platon, Atlantis’in kendi zamanından yaklaşık 9.000 yıl önce var olduğunu ve bu hikâyenin şairler, rahipler ve başkaları tarafından kuşaktan kuşağa aktarıldığını belirtir. Ancak Atlantis’in varlığına dair bilinen tek kaynak yine Platon’un kendi yazılarıdır.
Atlantis’in nerede olduğu hakkında pek çok teori var. Kimileri Akdeniz’de, kimileri İspanya kıyılarında, hatta günümüzde Antarktika’nın altında olduğunu öne sürüyor.
Atlantis Efsanesi Nasıl Başladı?
Atlantis’in bir efsane değil, tarihsel bir yer olduğu fikri ancak 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıktı. 1882’de yayımlanan Atlantis: The Antediluvian World adlı kitabında yazar Ignatius Donnelly, antik dünyanın gelişmişlik düzeyini sorguladı. Ona göre, metalürji, dil ve tarım gibi alanlardaki bilgi ve beceriler kendi kendine ortaya çıkamayacak kadar ileriydi.

Donnelly, Atlantik Okyanusu’nun derinliğini yalnızca birkaç yüz metre olarak varsayıyordu. Platon’un tarif ettiği yere uygun bir kıtanın, Cebelitarık Boğazı’nın girişindeki “Herkül Sütunları”nın hemen ötesinde bulunduğunu iddia etti. Bu kıtanın, okyanus sularının yer değiştirmesi sonucu sular altında kaldığını öne sürdü.
Donnelly’den ilham alan birçok yazar, onun teorilerini geliştirdi ve Atlantis’in nerede olabileceğine dair kendi varsayımlarını ekledi. Bu yazarlardan biri, ünlü dil okullarının kurucusunun torunu olan Charles Berlitz’ti. Aynı zamanda paranormal olaylar hakkında birçok kitap yazmış bir yazardı.
1970’lerde Berlitz, Atlantis’in Bahamalar açıklarında yer alan gerçek bir kıta olduğunu iddia etti. Ona göre bu kıta, birçok geminin gizemli şekilde kaybolduğu “Bermuda Şeytan Üçgeni”nin kurbanı olmuştu.
Bu teoriye inananlar, Bimini kıyılarında keşfedilen ve insan yapımı duvarları ve sokakları andıran yapıları kanıt olarak gösterir. Ancak bilim insanları bu oluşumları incelemiş ve bunların doğal kumsal kaya yapıları olduğunu belirlemiştir.
Atlantis Efsanesi Antarktika’yı da Kapsar
Atlantis’in aslında Antarktika olduğu yönünde başka bir teori daha vardır. Bu görüş, Charles Hapgood’un çalışmalarına dayanır. Hapgood’un 1958 yılında yayımlanan Earth’s Shifting Crust adlı kitabının önsözünü Albert Einstein yazmıştır.
Hapgood’a göre, yaklaşık 12.000 yıl önce Dünya’nın kabuğu kaymış ve bugün Antarktika olarak bildiğimiz kıta, daha kuzeydeki ılıman bir bölgeden şimdiki yerine taşınmıştır. Bu daha sıcak iklimde, gelişmiş bir uygarlık yaşamaktaydı. Ancak kıtanın aniden bugünkü soğuk konumuna kayması, bu uygarlığın yok olmasına neden oldu. Atlantililer olarak anılan bu halk, büyük şehirleriyle birlikte buz tabakalarının altında kalmıştı.
Ancak Hapgood’un teorisi, levha tektoniği konusundaki bilimsel anlayış henüz gelişmeden önce ortaya atıldı. Bu nedenle, “kabuğun kayması” fikri, zamanla Atlantis hakkındaki marjinal görüşler arasında yer aldı.
Atlantis Minos Uygarlığı İle İlgili Olabilir mi?

Atlantis’e dair daha yakın dönemli teorilerden biri, günümüzden 4.000 yıl önce Girit ve Thera (şimdiki adıyla Santorini) adalarında gelişen uygarlıkla ilgilidir: Minos Uygarlığı. Efsanevi Kral Minos’tan adını alan Minoalılar, Avrupa’nın ilk büyük uygarlığı olarak kabul edilir. Görkemli saraylar inşa etmiş, taş döşeli yollar yapmış ve Avrupa’da yazılı dili (Linear A) kullanan ilk halk olmuşlardır.
Ancak güçlerinin zirvesindeyken, Minoalılar aniden tarihten silinmiştir. Bu gizemli yok oluş, bu gelişmiş ama kaderi trajik uygarlığın Platon’un Atlantis’iyle bağlantılı olabileceği inancını doğurmuştur.
Tarihçilere göre, M.Ö. 1600 civarında Thera adasında büyük bir deprem meydana gelmiştir. Bu sarsıntı, milyonlarca ton kaya, kül ve gazın atmosfere püskürtüldüğü bir volkanik patlamayı tetiklemiştir. Patlama sonrası oluşan dev tsunamiler de, bölgedeki Minoan şehirlerini yok etmiştir.
Sonuç Olarak
Tarih boyunca çoğu tarihçi ve bilim insanı, Platon’un Atlantis hikâyesinin kurgu olduğuna kanaat getirmiştir. Bu görüşe göre, Yunan filozofu Atlantis’i ideal bir uygarlık tasviri olarak uydurmuştur. Hikâyenin sonunda bu uygarlığın yok oluşu ise, tanrıların insan kibirini cezalandırdığına dair bir uyarı niteliğindedir.
Atlantis’e dair yazılı hiçbir kaynak, Platon’un diyalogları dışında bulunmamıştır. Antik Yunan’dan günümüze kalan çok sayıda metin arasında da Atlantis’e atıf yoktur. Ayrıca, günümüzün ileri okyanus araştırmaları ve deniz tabanı haritalama teknolojilerine rağmen, böyle bir batık uygarlığa ait hiçbir iz keşfedilmemiştir.
Ancak yine de Atlantis hakkında konuşmaya başladığında okült, doğaüstü ve sözde tarihle olan bağlantılar bir şekilde bir araya gelecektir. Bu nedenle Atlantis efsanesi bir biçimde canlılığını hiç yitirmeyecektir.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- ‘Lost’ City of Atlantis: Fact & Fable; Yayınlanma tarihi: 1 Mart 2018; Bağlantı: https://www.livescience.com/
- Donald R. Prothero; Weird Earth: Debunking Strange Ideas about Our Planet; ISBN 978-1-68435-1367
- Was Atlantis Real? 6 Theories About the Lost Civilization. Yayınlanma tarihi: 28 Mayıs 2025. Kaynak site: History. Bağlantı: Was Atlantis Real? 6 Theories About the Lost Civilization
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel





